EK SAHNEDİR.
YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.
"Aşk, insanın hem en büyük zaferi hem de en derin yarasıdır." – Anonim
(Vera)
Viktor’un ardından odada yalnız kaldığımda, içimde her şey sessizce yıkıldı. Sanki onun gitmesiyle birlikte dünyamdan renkler çekilmişti. Ayakta durmaya çalışıyordum, ama dizlerim titriyordu. Nefes almak bile artık ağır bir yük gibi geliyordu.
Nasıl yapabilirdi? Beni bu acıyla baş başa bırakıp nasıl gidebilirdi? Çelişkiler içindeydim. Gerçekler acı bir şekilde önüme sürülmüşken nasıl onunla devam edecektim? Zihnimde yankılanan ses kalbimi dondurdu: Ondan nasıl uzak kalacaksın?
Kalbimle mantığım arasında çıkan tartışmada, mantığım galip geldi. Ona dokunmak, yanında olmak istiyordum ama onun içindeki karanlık beni hep bir adım geri itiyordu. Ne kadar yakın olsak da, aramızda hep bir mesafe vardı. Viktor'u seviyordum, onu bırakmam mümkün değildi. Ama aynı zamanda, onunla kalmanın da beni her geçen gün biraz daha yıkacağını, mahvedeceğini biliyordum. İçimdeki fırtına büyüyordu, kalbimdeki boşluk onsuz geçen her geçen saniyede derinleşiyordu.
Duvara yaslandım ve gözlerim yaşlarla dolarken boğazımda bir düğüm oluştu.
"Neden bu kadar güç olmak zorunda, Viktor?" diye fısıldadım, kimse duymayacak olsa da. Onunla olmanın zorluğu… hem asla vazgeçemediğim bir acıydı, hem de içimdeki en büyük tutku. Ama ne kadar çabalasam da Viktor’un karanlığı benim ışığımı boğuyordu.
Duvardan yavaşça kayarak yere çöktüm. Dizlerimi göğsüme çekip kollarımı etrafında sardım. Sessizce ağladım. Onun yanında olmam gerektiğini biliyordum, ama kalbim bu yükü nasıl taşıyacaktı?
Okur Yorumları | Yorum Ekle |