Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Kara Kurt'un Öfkesi

@kitsudaphne

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.

(Viktor)

Bu bölüm giriş kısmında şiddet içeren bir sahne bulunmaktadır. Ayrıntılı değildir. Kurgu gereği yazılmıştır.

Arabadan indiğimde soğuk akşam rüzgârı tenimi yalayıp geçti. Depoya adım attığımda her şey tek bir hedefe odaklanmıştı: ihanet. Hırsızlık, bana yapılacak en büyük hakaretti. Ellerim cebimde ilerlerken, adamlarımdan birkaçı bana eşlik ediyordu. İçeri girdiğimde, Sacha'nın kan içindeki yüzüyle karşılaştım. Kolları sandalyeye sıkıca bağlıydı, bir gözü tamamen kapanmış, vücudu titriyordu.

Sakin ama tehditkâr bir sesle, "Sacha," dedim, adını sanki bir lanet gibi fısıldayarak. "Bana neyin peşinde olduğunu anlat."

Adamın korkusu gözlerinden okunuyordu. Önce kekelemeye başladı, sesindeki korkuyu bastırmak için çırpınıyordu. "Patron... Paraya ihtiyacım vardı... Mikhail Voronin beni kandırdı."

Voronin. O isim zihnimde çakan bir şimşek gibiydi. Baş düşmanım. O ve ailesiyle aramızda nesillerdir süren bir hesaplaşma vardı, ama bu farklıydı. Bu sefer kişiselleşmişti.

"Paraya mı ihtiyacın vardı? Paranın bedelini ödeyeceksin Sacha." Sesimdeki öfke, buz gibi soğuk ve ölümcül bir kararlılık taşıyordu. İhaneti affetmezdim, affedemezdim. Benim için sadakatsizlik en büyük günahtı ve cezası kaçınılmazdı.

Sacha panik içinde yalvarmaya başladı. "Patron, lütfen... Ne isterseniz yaparım. Hatamı düzelteceğim. Yalvarırım."

Sözlerinin anlamsız olduğunu biliyordum. "İkinci şanslar, zayıflar içindir,"dedi alçak sesle.

Ona son bir bakış atıp arkamı döndüm. Ony, soğuk ve ifadesiz bir şekilde ileri çıktı. Ölüm meleğim harekete geçmişti. Çığlıklar yükselirken, sessizce çıkışa doğru yürüdüm. Andrei ve Armen arkamdaydı.

"Patron, bu gece bale gösterisine gidecek miyiz? Bayan Alina’dan davetiye geldi." diye sordu Andrei, hafif bir alayla.

Durdum ve ona sorgulayıcı bir bakış attım. Alina Sokolova'nın ismi zihnimde yankılandı. Alina, yalnızca Bratva'nın sadık askerlerinden Boris'in kızıydı. Boris, güvenilir ve cesur bir adamdı, Bratva'daki yerini sağlamlaştırmıştı. Alina ile çocukluğumuzdan beri tanışıyorduk. O bana umutsuzca aşık olmuştu, ancak ben ona karşılık vermedim. Onun balerin olma hayalini bildiğimden, babası Boris için onu desteklemeye karar verdim. Alina'nın gösterilerine ara sıra giderek ona destek oldum, ama aramızda hiç romantik bir bağ oluşmadı.

"Bakarız," dedim, sesimde bir ilgisizlik tonuyla.

Arabaya bindiğimde, elimdeki kurt dövmesine göz gezdirdim. Volkov… Kurt. Ailemizin sembolüydü. Güç, sadakat ve karanlık. Biz Volkovlar böyleydik; acımasız, güçlü, soğuk. Yaşadığımız travmalar, her birimizi taş gibi sert yapmıştı. Bu dünyaya doğmuştum ve içinde büyümüştüm. Henüz beş yaşındayken babamın eliyle şekillendirildim, fakat bu dünyanın gerçeklerini tam olarak kavramam, travmalarla oldu.

Yaşamım, çocuk yaşta yaşadığım acılar ve trajedilerle şekillendi. 15 yaşımdayken, babamın ölümünden sonra üzerime düşen sorumluluk, genç yaşta acımasız ve stratejik bir lider olma yükünü taşıdı. Her şey o gece başladı; babam hedef haline geldi. Bir suikast düzenlendi ve ben, ameliyathanede babamı kaybettim. O an, genç yaşımda hayatımın tüm yönlerinin acımasız ve karanlık bir dünyada döndüğünü fark ettim.

Babamın ölümünden sonra, sadece 15 yaşında bir çocuk olarak, Bratva’yı ve ailemizi yönetmek zorunda kaldım. Bu, ruhumda derin bir yara açtı. O an, acının ve karanlığın her şeyden daha güçlü olduğunu anladım. Ancak, bu travma tek başına değildi.

Annem, Romanovlar tarafından kaçırıldı ve öldürüldü. Annesinin ölüm haberi, içimi tamamen boşaltmıştı. İki ebeveynimi de kaybetmek, ruhumu adeta yerle bir etti. Annesinin ölümünden sonra, içimdeki karanlık büyüdü ve vicdanım yok oldu. Kalbimi yeniden açacağım ve iyileşeceğim düşüncesi, Anna’ya kadar bir umut gibi görünüyordu.

Genç yaşta babamın ve ailemizin liderliğini üstlendiğimde, acımasızlığı ve gücü hem iş yaşamında hem de kişisel yaşamımda benimsedim. Ancak, Anna hayatıma girdiğinde, karanlık dünyamda bir ışık gibi parladı. Anna, Bratva'nın karanlık dünyasının dışında, zarif ve saf bir kadındı. Onu ilk gördüğümde, kalbimde uzun zamandır dondurduğum duygular yeniden canlandı.

Bir yıl süren harika bir evlilik ve beklenen bir bebek, hayatımda bir mucize gibi parlıyordu. Ancak bu mutluluk uzun sürmedi. Bir gece, işime yönelik büyük bir baskın sırasında, evimin hedef alındığını öğrendim. Geri dönerken, her şeyin yerle bir olduğunu ve Anna ile bebeğimin kaçırıldığını fark ettim. Evin içindeki ölü bedenler, ruhumu daha da kararttı.

Anna ve bebeğimi bulmak için geçirdiğim uzun geceler ve sabahlara kadar süren aramalar, içimi tamamen boşaltmıştı. Anna'nın cesedini ve bebeğimin ölümünü öğrendiğimde, umut ışığım tamamen söndü. 22 yaşında, hayatımın en büyük kaybıyla yüzleşirken, sevdiğim kadının ve bebeğimin yokluğu içimi tamamen dondurdu.

Anna'nın ölümünden sonra, acımı ve öfkem intikam arzusuna dönüştürdüm. Gücümü ve acımasızlığımı iki katına çıkardım. Karanlık ve güçlü kişiliğim, düşmanlarım arasında korku salarken, içimdeki boşluk ve hüzün asla eksilmedi. Artık kendimi tamamen karanlık bir dünyada buldum, kalbim yeniden donmuş olarak yalnız kaldı.

Kalbim artık karanlıkla kaplıydı ve bunu değiştirebilecek bir şey yoktu.

Kulübüme geldiğimde kendimi kısa bir süreliğine işin içine attım. Ama bu gece düşüncelerimden kaçamayacağımı biliyordum. Karanlığın pençeleri beni yeniden içine çekiyordu.

"Andrei," dedim, sesi karanlık ve kesin. "Gösteriye gidiyoruz. Ve Voronin’in hamlesine de karşılık vereceğiz. Yakında."

Andrei hafifçe gülümsedi, "Tabii ki chyornyy volk. (kara kurt)."

İçimde yükselen karanlık, beni yutarken, önümüzdeki savaşı düşündüm. Voronin… O adi herif, benimle uğraştığı için bedelini ağır ödeyecek. İntikam, yalnızca başlangıçtı. Bu savaşta kazanacak olan tek kişi vardı: Volkovlar.

Loading...
0%