Yeni Üyelik
7.
Bölüm

Karanlığın Ortasındaki Işık

@kitsudaphne

YILDIZLAR HER ZAMAN PARLASIN.

 

"Bazı acılar, sadece bir çift gözde yankı bulur. O gözlere baktığında tüm dünyayı unutursun." — Viktor Volkov

 

"Peki Rusya’da yaşamak ister miydin?" diye sordum, sesi fazla çıkmasın diye alçak tonla. Gözlerimde merak ama içimde daha fazla bir şey vardı; bilmek istiyordum. Belki de bu soruyla onun hayatına adım atmak istiyordum.

Vera'nın yüzü bir anda değişti. Derin bir hüzün, gözlerinin parlaklığını söndürdü. Kalbimde bir şey kırıldı, ona her ne hissettirdiysem, o an görmek istemiyordum.

"Burada kimsem yok ki."

Acı dolu bir gülüşle güldü. Gülüşü o kadar içime işledi ki, sadece o sesi zihnimde yankılanıyordu.

"Aslında New York’ta da yalnızca Frannie ile Jack var."

İsimler, bir anda daha fazla bilgiye ihtiyaç duyduğum gerçeğiyle kulaklarımda çınladı. Onları öğrenmek, hayatında kim olduğunu bilmek istiyordum. Arkasında bırakılmış kim vardı?

"Onlar kim?" dedim.

"Arkadaşlarım."

Birden içimde bir kıskançlık dalgası kabardı. Arkadaşları mıydı sadece? Ya başka biri? Bir erkek arkadaş, sevgili, nişanlı...

"Başka biri yok mu?"

Onu sorgularken sesimdeki tedirginliği gizleyemedim. Cevabını bilmek istediğim bir soruydu ama ne duyacağımı da bilmiyordum

"Yok."

Sesindeki hüzün, sanki içimi kazıyordu. O kadar içten, o kadar acıklıydı ki, konuşmak istemediğini belli edercesine başını çevirdi. Onu daha fazla zorlamak istemedim. Derin bir nefes alıp, aramızdaki sessizliği korudum.

Gösteri başlamıştı. Sahnedeki her hareket dikkat çekiciydi ama gözlerim bir an olsun Vera’dan ayrılmıyordu. Her bakışımda ona çekildiğimi, her an biraz daha saplandığımı hissediyordum. Bir ara gözlerini kapadı ve müziğe kapıldı. O an, dünyada yalnızca o ve müzik vardı. Başını hafifçe hareket ettirirken yüzünde beliren mutlu ifade, içimdeki ateşi alevlendirdi

Bu kadar basit bir an, nasıl bu kadar yoğun olabilirdi? Anna’dan sonra bir kadının beni bu denli etkileyebileceğini düşünmemiştim. Ama işte, Vera her an beni daha derine çekiyordu.

Dudaklarımı ısırarak ona baktığım sırada, aniden bana döndü. Gözlerinde o olağanüstü parıltıyı gördüğümde, cazibesine tamamen kapıldım. Fazlaydı. Bu çekiciliği kontrol edemezdim. Ve bu, beni mahvedecekti.

Ara verildiğinde kendimi toparlamak için ayağa kalktım.

"Ben birazdan geleceğim." dedim, sesim kontrolsüz bir tınıyla çıkmıştı.

"Tamam." dedi, o kadar yumuşak, o kadar masumdu ki.

Locadan hızla çıktım. Terasa doğru adımlarımı hızlandırdım. Soğuk havanın yüzüme çarpmasıyla kendime geldim. Ancak bu yetmeyecekti. Bu kız, bu denli saf biri beni paramparça edecekti. Ama zaten buna çoktan başlamıştı.

 

Geri döndüğümde Vera'nın elbisesinin eteğini yukarı çektiğini ve ayakkabılarını çıkardığını gördüm. Minik, kibar ayakları ortaya çıktığında içimdeki kontrol tamamen çözüldü.

Yanına yaklaştım. O ise paniğe kapılarak ayakkabılarını giymeye çalıştı. Vera’nın her hareketinde bir kırılganlık vardı. Onu her şeyden korumalıydım... ne pahasına olursa olsun.

Ayaklarındaki kırmızı noktaları fark ettiğimde, canının yandığını anlamıştım.

"Giyme!" dedim, sesim istemeden fazla sert çıktı. Gözlerinde bir an bocalama gördüm.

"Ayakkabılar mı acıttı?" dedim daha yumuşak bir tonla.

"Biraz."

Sesi o kadar kırılgandı ki, içimde bir şeyler harekete geçti. Onu korumak, her şeyden uzak tutmak ve pamuklara sarmak istiyordum. Öyle ki, bir anda önünde diz çöktüm.

"Viktor..." dedi şaşkınlıkla.

Tam o anda kapı açıldı ve Maksim içeri girdi.

"Buz getir Maksim."

"Derhal efendim."

Maksim’in çıkışıyla, ayaklarından birini avuçlarımın içine aldım.

"Şştt, sessiz ol moya malyshka (miniğim)."

Bir parça buz aldım ve kızarmış yerlere dikkatle dokundum. Narin teni, sanki buz değil alev tutuyordum. Bu dokunuş, beni sınırın en ucuna getiriyordu ama onun gergin olduğunu fark ediyordum. Umurumda bile değildi.

Onu rahatlatmak için konuştum, ama o çoktan sessizleşmişti. Yanına oturduğumda, ayakkabılarını tekrar giymedi. Gösteri yeniden başladığında, Vera kendini tekrar sahneye kaptırdı, ama ben yine sadece onu izliyordum.

Final sahnesi geldiğinde heyecanla kolumu tuttu. Dokunuşuyla tüm vücudum titredi. Aniden elini geri çekti ve utançla kızardı. Chert! (Kahretsin!) Bu kız, beni bir gün tamamen yok edecekti.

Gösteri bittiğinde ayağa kalktık ve alkışladık. Vera ayakkabılarını giymeye çalışırken, gözlerimi ondan ayırmadan sordum:

"Nereye gideceksin?"

"Büyükannemin evine."

"Araban var mı?"

"Hayır ama taksi..."

"Seni ben götürürüm." dedim, itirazını beklemiyordum.

"Hiç gerek yok." dedi, hafif bir tereddütle.

"Soru değildi Vera." dedim, sesim bir emir gibiydi. Kolumu ona doğru uzattım.

"İtiraz istemiyorum."

Tereddüt etse de sonunda hafif bir gülümsemeyle kolumu tuttu. Beraber locadan çıktık ve arabaya ilerledik. Andrei ile Armen bizi görüp şaşırdılar ama bir şey söylemediler

"Nadia Vasiliev’in evine gideceğiz." dedim, Andrei'nin şaşkın bakışlarını görmezden gelerek.

Arabaya bindiğinde sessizce oturdu. Yolda tek bir kelime etmedik. Vardığımızda, Vera bana döndü. Gözlerinde minnettarlık vardı.

"Teşekkür ederim Viktor."

Elini uzattı. Parmak uçlarından tutup hafifçe öptüm. Bir an irkildi ve yüzünde beliren o hayranlık ifadesini gördüğümde, içimdeki karanlık biraz olsun hafifledi.

"Tanıştığımıza memnun oldum." dedi, sesi hala kırılgan ama samimiydi.

"Ben de Vera." dedim, adını söylerken hissettiğim o tuhaf yanma hissi yine dudaklarımı yakıyordu.

Kapıyı açtı, arkamdan bir kez daha baktı. Gözlerinde bir çekingenlik, ama aynı zamanda bir ışıltı vardı.

"Yarın seni akşam yemeğine çıkarabilir miyim?" dedim, fazla düşünmeden

"Olur Viktor." dedi, hafif bir gülümsemeyle.

"Seni yedide alırım." dedim, yine aynı kararlılıkla. Gülümsedi ve kapıyı kapatmadan önce bir kez daha teşekkür etti.

Araçtan inip onun kapısına kadar eşlik ettim. Hareketlerimden etkilendiği belliydi. Işığın parıltısı, kapının kapanışıyla kaybolmuştu. Arabama döndüm.

Anna ve bebeğimle ışığımı kaybettiğimi sanmıştım. Vera’nın parıltısıyla bu karanlığın içinde yeniden umut bulabilecek miydim?

 

"Belki de hayatındaki karanlığı aydınlatacak bir ışık bulamazsın. Ama o ışık, seni bulur."— Vera

Loading...
0%