17. Bölüm

Gecenin Ayazı

.
kizil_yazar009

Silah sesi. Çok tuhaf değil mi ? Bazen bir cümle bazen ise bir ses size iliklerinize kadar hisedebileceğin bir korku yaşatıyor. Korkmaya başladığınız o anâ gitmenize ve sadece o hâtırayı düşünürsünüz. İlk sesler gider ve ardından görüş. İşte o an, sesi duyduğum zaman aklıma geldi.

Ölüme uzun zaman sonra bu kadar yaklaştığımı hissettim. İsmimi haykırıyorlardı.

"Gece." Bu Ayaz'ın sesiydi.

Karanlık aydınlanıyordu. Gözlerim Ayaz'ın endişe dolu gözleriyle buluştu. Sadece üç saniye içerisinde on iki yıl geriye gittim.

"Yekta !" Bu Koray'ın sesiydi. Dışarıdan geliyordu. Etrafıma baktım ve Yekta'nın burda olmadığını fark ettim.

Hızla arkamı dönüp merdivenlerden indim. Her ne olursa olsun kardeşimin başına bir şey gelebilirdi.

"Gece beni bekle !" Ayaz arkamdan beklemem için bağrıyordu fakat umursamadan hızla devam ettim.

Dışarıya kendimi attığımda gördüğüm şey karşında çığlık attım. Yekta elinde silahla duruyordu. Silahı kafasına dayamıştı. Gözleri kan çanağı olmuştu. Ağlıyordu ama gülümsüyordu da. Gözlerimiz birbirine değince yutkundum.

"Benden niye haberin yoktu biliyor musun abla ?" Sesi titrekti. Kafamı iki yana sallayıp Yekta'ya doğru yavaş adımlarla yaklaştım.

"Çünkü annelerimiz farklı. Babam beni istememiş," Zoraki de olsa yüzünde olan gülümsemesini silmemişti.

"Beni istememiş ama daha on beş yaşındaki bir kıza tecavüz etmeyi istemiş !" Boğazım resmen düğümlenmiş, gözlerim dolmuştu. Yutkunamamıştǰm. Yekta tecavüz sonucu mu doğmuştu ?

"Ne babam ne anneannem ne dedem istemiş beni !" Kafasını sola eğip devam etti.

"Şimdi de sen beni istemiyorsun abla." Dilim tutulmuştu. Kalbim çok hızlı atıyordu. Bizden başka hiç kimsesi yoktu. Bu olanlar için daha çok küçüktü.

"Yekta, ben seni istemiyorum demedim ki. Sadece Koray'a kızdım. Daha önceden söylemediği için." Yekta yutkundu.

"Hem insan kardeşini istememezlik yapmaz ki." Ses Koray'dan çıkmıştı. Kafamı Koray'ı onaylamak için salladım.

Yekta yavaşca silahı kafasından indirdi.

"Yapmaz değil mi abla ?" Yekta artık hıçkırarak ağlamaya başlamışken daha fazla yerimde durmadım. Koşarak gidip Yekta'ya sarıldım. Nazik bir şekilde saçlarını okşadım.

"Merak etme Yekta, tek değilsin. Hepimiz seni seviyoruz ve değer veriyoruz." Yekta başını göğsüme yaslayıp ağlamaya devam ederken Koray'da gelip bize sarıldı.

"Bir daha böyle bir şey yapma Yekta, tamam mı ?" Yekta hafifçe onaylar şekilde mırıldanınca yüzümde bir tebessüm oluştu.

"Merak etme ablası bir daha yaparsa o silaha otuttururum adamı." Yekta hafifçe gülerek elindeki silahı yere attı.

"Of ağabey !"

____________________________________

Akşam olmuştu. Koray'ın verdiği odada ki banyomda duşumu almış ,ıslak saçlarımla yatakta yatıyordum. Bir yandan da "Göksel-Hiç Yok" dinliyordum. Şarkının sesini açıp yataktan kalktım ve dans etmeye başladım.

"Acı da yok gözyaşı da !"

"Aldanmam ağlayamam da !"

"Ağlama zaten güzelim. Bir damla gözyaşına kurban olurum." Sesi duyduğum zaman irkildim. Kapıya baktığımda Ayaz'ı gördüm. Ayaz kapıya yaslanmış beni izliyordu.

Kollarımı birleştirip duruşumu dikleştirdim.

"Ne işin var burada Ayaz Kara ?" Ayaz gözlerini devirip dudak büzdü.

"Yine Ayaz Kara olduk." Ayaz bana doğru yürümeye başladı. Yüzünde hafif bir tebessüm vardı.

"Ya ne olmak istersin paşam ?" Ben daha ne olduğunu anlayamadan Ayaz, bir elimi omuzuna diğer elimi avcunun içine aldı. Tek eli belime dolandı ve kafasını bana doğru eğdi.

"Senin olmak istiyorum minik kuşum." Ayaz hiç beklemediğim bir şekilde dudaklarıma yapıştı. Aramızda hiç mesafe kalmamıştı. Yavaşca gözlerimi kapadım. Doğru olan bu gibi geldi. Ayaz'ın öpücüğüne karşılık verdim. Ellerimi omuzlarının arkasında birleştirdim. Aramızdaki boy farkı yüzünden parmak ucunda olmak zorundaydım. Bu da dengede olmamı zorlaştırıyordu. Ayaz bunu fark etmiş olacak ki belimi daha sıkı kavrayıp beni havaya kaldırdı.

"Oha !" Kapının ordan gelen sesle gözümü açmam bir oldu. Ayaz beni yavaşca yere bıraktı ve ardından bir küfür mırıldandı. Sert bir şekilde arkasına döndü.

Anıl, Barış, Yekta, Lavin ve Aras vardı. Neyseki Koray yoktu.

"Oğlum iyi ki gelmişiz kız elden gidicekmiş." Anıl'ın kurduğu cümle sinirimi bozmuştu.

"Anıl nerede, kimle ve ne yapacağım bana kalmış. Kapıyı tıklamadan girdiğiniz için özür dilemelisiniz."

"Kusura bakma yenge. Biz Ayaz'ı bulamayınca buraya bakalım demiştik." Aras'ın kibar özrü beni biraz daha yatıştırmıştı.

"İzninizle sevgilimle yürüyüşe çıkacağım." Ayaz'ın elinden tutup kapıya doğru yöneldim. Şoke olmuş gözleri üzerimde hissedebiliyordum ama aldırış etmedim. Bu gözlerin içinde Ayaz'ın gözleride vardı. Aslında ben bile bu yaptığıma şaşırmıştım.

Sevgilim mi? Cidden mi? Sonunda kabulleniyor muyuz? Sus iç ses.

"Minik kuşum ?" Ayaz'a baktım. Yüzünden aptalca bir gülümseme vardı. Gözlerinde ilk defa deliliktan eser yoktu. Hatta Ayaz çok masum duruyordu.

"Bahçeye getirdin bizi minik kuşum."

"Ne ?" Etrafıma baktım gerçekten evin bahçesindeydik. Ayaz kırkırdayınca kafamı ona çevirdim.

"Güzel kafan çok dolu belli."

"Evet." Elime baktığımda hâlâ el ele tutuşuyorduk. Elini bırakıp yere oturdum. Ayaz da hemen yanıma oturdu.

"Sıkıntı yok güzelim, çözeriz." Yerdeki toprağa sürdüm ellerimi ve derin bir nefes aldım. Gözlerimi Ayaz'ın gözlerine diktim. Gözleri ilk defa böyle bakıyordu, ilk defa bu kadar masum ve savunmasız bakıyordu.

"İlk defa gözlerin masum bakıyor." Ayaz hafifçe tebessüm etti. Gözlerinin derinlerinde bir parıltı vardı, bir umut.

"Sen benim masum yanımsın Gece. Ben bir günahkarsam sen Allah'ın örnek kulusun, ben cehennemsem sen cennetsin, ben deliysem sen akıllısın."

"Anlamadım." Öküzsün Gece.

"Ben sende güzelim Gece. Sende bende. Gece ayaz olunca güzeldir. Ayazda gecede. Cehennem ve cennet birbirine aşıktır. Deliyi aklı başında iyileştirir. Günahkarı örnek kul düzeltir. Bunlar birbirini tamamlar. Sende beni tamamlıyorsun minik kuşum." Ayaz'ın dedikleri karşında büyülenmiştim resmen. Sadece bakabiliyordum. Dilim tutulmuştu. Canavar dediğim adam aslında ince ruhlu biriydi. Ayaz aslında iyileşmeye çalışan bir siyahtı.

"Ne diyeceğimi bilemiyorum Ayaz."

"Boş ver kelimeler çok gereksiz. Sadece ruhunu öpücüğümle görmeme izin ver sevgilim." Ayaz bana yaklaştığı esnada kafamı çevirdim.

"Sorun ne ?" Sesi tedirgindi. Alacağı cevaptan korkuyordu.

"Bilmiyorum." Ayaz'a sadece bunu diyebilmiştim. Ayaz'a baktım. Çatık kaşlarla gülümsüyordu. Hızlıca ayağa kalktı. Gözleri dolmuştu.

"Emin olmadan sakın karşılık verme ya da hamle yapma."

Olduğum yerde dizlerimi kendime çektim. Gözlerim dolmuştu. Ne yaşadığımı bende bilmiyordum. Sevmekten mi korkuyordum ? Aslında bu zamana kadar hiç aşık olmamıştım. Aşkı boş ver hoşlantı bile duymamıştım. Ben aşkı bilmiyordum. Aşık olmak nasıl bir şey bilmiyordum ki ben.

Hadi ama Gece, Ayaz sana öğretebilir.

İç sesim haklıydı. Ayaz bana öğretebilirdi. Ayaz neredeydi ? Ormana mı yoksa eve mi gitmişti ? İlk eve bakmak için ayağa kalkıp içeriye girdim. Odasına gidicektim. Hızla merdivenlere yöneldim. Merdivende ayağım birde boşluğa geldi dengemi koruyamayıp arkaya doğru süzüldüğümü hisettim.

____________________________________

Ay merhaba aşklarımm ! Bölüm nasıldı beğendiniz mi ? Yorumlarınızı muhakak bekliyorum. Hikayeye oy vermeyi unutmayınn. Bana ulaşmak isterseniz eğer "_kizil.yazar_" adlı instagram hesabından ulaşabilirsiniz. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere hepinizi öpüyorum, sevgiyle kalınn !

 

Bölüm : 05.09.2025 12:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...