
Evet canlarım, bölümü bir hafta geç attığımın farkındayım ve bu yüzden çok özür dilerim. Okullar açıldığından beri baya bi yorgun oluyorum. Bu yüzden bu gün iki bölüm birden atacağım.
İyi okumalar dilerim
_____________________________________
(Aras'ın anlatımı)
Yerde yatan Lavin'in yanına tereddütle yaklaştım, kalbim boğazımda atiyordu resmen. Yavaşca eğildim.
"Sevgilim ?" Sesim titrekti. Lavin'in kolunu tutup çektiğimde nefesim kesildi. Lavin yüzü taninmayacak haldeydi. Yüzü kan içinde, beyazlamış, gözleri oyulmuş ve derisi yüzülmüştü.
(Gece'nin Anlatımı)
Her şeyi öğrenmiştim. Aklım almıyordu. Yakışıklı dediğim adam bana saplantılı aşıktı ve o aptal doktorda ona yardım etmişti.
Ben derin düşünceler denizinde yüzerken gelen bağrış ve çığlık sesliyle irkildim.
"Lavin !" Duyduğum sesle yerimden kalktım. Kapıya doğru çıplak ayaklarımla ilerledim. Kapı kolunu korkuyla tutup kapıyı açtım.
Kapıyı açtığımda bağrışlar, koşuşlar ve ağlayan gözler vardı karşımda. Gözlerim ilk ağabeyimle sonrada Yekta ile buluştu. Dudaklarımı konuşmak için araladım.
"Neler oluyor ?" Ağabeyim derin bir iç çekti. Mavi gözleri dehşet içindeydi. Yekta'nın gözleri kızarmıştı. Gerçekten neler oluyor?
"Hangi hain yaptı bunu ?!" Doktorun yani Aras'ın sesinin geldiğini yere baktım. Yakışıklı psikopat, yani Ayaz, Aras'ı kollarından tutmuş, dolu gözleri ve kızaran yüzüyle küfürler savuruyordu.
Aras'ın yanına baktığımda onu gördüm. Yerde öylece yatan güzel ve asil bir şekilde yatan Lavin'i...
(Bir saat sonra)
Lavin'in cesedini bulalı tam olarak bir saat olmuştu. Koray önlem amaçlı beni ve Yekta'yı isminin Ediz olduğunu öğrendiğim bir adamıyla bıraktı. Saçları kıvırcıktı ve yarısı zengin sarısına boyanmıştı. Aynı zamanda çilleri vardı, gözleri deniz kadar maviydi.
"Ediz ağabey aramızda gerçekten bir hain mi var?" Yekta yatağında duran köpeği severken bir yandan Ediz ile konuşuyordu. Sesi korku ve endişe doluydu.
"Muhtemelen evet." Yekta yutkundu. Korkusu gözlerinden belliydi. Daha çok gençti.
"Peki birbirimize nasıl güveneceğiz?" Sesi yine korku doluydu. Ediz buny fark etmiş olacakki oturuşunu dikleştirdi ve kaşlarını hafif çatıp Yekta'ya baktı.
"Merak etme bundan sonra sadece ben, Barış ve Anıl olacak," Durdu.
"Demeyi unutuyordum. Eylül ablan, Rüya ablan ve Aşkın da burada kalacak." Yekta duyduğu cümleyle kafasını dikleştirip parlayan gözlerle Ediz'e baktı.
"Aşkın'da mı burda kalacak?" Sesi neşe doluydu. Anlaşılan minik kardeşimin bir aşkı vardı. Ediz aniden ayağa fırlayıp işaret parmağını Yekta'ya doğru salladı.
"Kardeşimden uzak dur minik ergen!" Yekta kızarmıştı. Ensesini kaşıyıp hafifçe güldü.
"O biraz zor işte Ediz ağabey." Ediz, Yekta'nın cümlesine sinirlenirken ben odada koca bir kahkaha attım.
(Koray'ın Anlatımı)
"Lan ne demek kamera kayıtları silinmiş!" O kızın ölümünden bir saat geçmişti ve tek bir ipucu bile bulunmamıştı. Bu durum gittikçe sinir bozucu bir hâl almaya başlamıştı. Aramızda bir hain vardı ama kimdi? Yıllardır hepsi bana çalışan, yanımda olan insanlardı. Kimsecikler tek bir inleme dahi duymamıştı. Dışarıdan kimsede eve alınmamıştı.
"Koray ?" Kafamı çevirdiğimde kızıl saçları ve yeşil gözleriyle Eylül gelmişti. Barış'ın sevgilisiydi.
"Hoş geldin Eylül." Eylül'e döndüm ve gülümsemeye çalıştım.
"Hoş bulduk." Tebessüm etti. Etrafına baktı.
"Neler oldu anlatmak ister misin ?" Etrafıma baktım. Barış ve Anıl, Ayazlar ile kavga ediyordu. Kamera kayıtları yoktu. Lavin vefat etmişti. Yanımda bir hain barındırmıştım veya barındırıyordum. Gece hafıza kaybı yaşıyordu. Babam olacak herif her an ortaya çıkabilirdi. Ellerimi cebime attım ve Eylül'e bakıp gülümsedim.
"Boka batmış durumdayız." Eylül gülümsedi. Barış'ın olduğu yöne baktı.
"Bu arada bunlar kim ?" Eylül'ün baktığı tarafa baktım. Ayaz'ı soruyordu.
"Ayaz Kara." Eylül dehşet içinde bana baktı. Gözleri kocaman açılmıştı.
"Ünlü çocuk katil Ayaz Kara mı ?" Kafamı onaylarcasına salladım.
"Umarım onu işe aldığını söylemeyeceksindir." Sinir bozukluğuyla gülüp bir elimle burnumun direğini sıktım.
"Keşke öyle olsaydı durum ama değil." Eylül çatık kaşlar ve meraklı gözlerle bana bakıyordu. Kafamla Barış'ı işaret ettim.
"O anlatsın, ben yorgunum. Dinlenmem ve kafamı toplamam lazım." Ayaz'a ve Aras'a baktım.
"Ayaz ! Doktoruda al beni takip et." Ayaz başını sallayıp bana doğru gelmeye başladı. Eylül'e döndüm.
"Barış'ın yanından ayrılma Eylül." Odanın kapısına doğru ilerledim. Bir yanımda Ayaz diğer yanımda Aras vardı.
"Koray, ne yapacaksın durum hakkında ?" Ayaz yanımda belirmiş bir kaç soru soruyordu. Beynimin içerisindeki sesler Ayaz'ın sesini bastırıyordu.
"Ayaz, lütfen sus." Ayaz bu sözümün üstüne durdu. Arkama bakmadan yürümeye devam ettim.
"Sana yardım etmeye çalışıyorum aptal !"
"Ayaz o buna değmez emin ol." Aras, elleri cebinde yürüyerek beni geçti. Durdum. Onlardan yardım istememiştim. Derin bir iç çektim ve gözlerimi ovuşturdum.
"Bana bakın kimse sizden yardım istemedi. Size ihtiyacım yok." Aras durup ellerini cebinden çıkardı ve bana baktı. Gözleri kızarmıştı, sarı saçları dağılmış vaziyetteydi.
"Sence sen bizim umrumuzda mısın ?" Duruşumu dikleştirip kaşlarımı çattım. Aras histerik bir şekilde gülmeye başladı.
"Tebrikler Ayaz Kara ! Arkadaşınıda kendine benzettin." Diyerek yürümeye devam ettim.
"O kız benim sevgilimdi lan !" Aras'ın ağlamaklı sesini duydum. Durdum ve yutkundum.
"Biliyorum."
"Demek biliyorsun. Bir halt bildiğin yok lan senin !" Arkamı dönemiyordum çünkü onu anlıyordum.
(Altı yıl önce)
"Yalvarırım bırakın onu !" Dizlerimun üstüne çöküp yalvarıyordum. Düşmanım, ezeli rakip dediğim kişiye yalvarıyordum.
"Nasıl yani bana onun yaşamasîna izin vermem için yalvarıyor musun ?" Silah'ı Biray'ın kafasına tutuyordu. Biray o kadar yorgun bakıyordu ki.
"Evet yalvarıyorum ! Bırak onu !" Biray'ın gözleri doluydu. Korktuğu apaçık ortadaydı. Mavi gözleri artık neşe saçmıyordu.
"Çok tuhaf sevgilin Biray, bize onu öldürmemiz içib yalvarıyordu." Biray en başından beri tuttuğu gözyaşlarını ve hıçkırıklarını serbest bıraktı.
"Benim Biray'ım bunu asla istemez." Herkes gülmeye başlamıştı. Biray ve benim dışımda herkes gülüyordu.
"Alper, koş projeksiyondan videoyu aç !"
"Tamam Uraz ağabey !" Ne ? Ne videosu ?
"Duvara bak Koray Soyhan." Duvara baktım. Ağzım açıldı. Nefesim boğazıma yapıştı. Titremeye başladım. Videoda benim öpmeye, koklamaya hatta bakmaya bile kıyamadığım Biray'ıma dokunuyorlardı. Benim Biray'ıma...
"Geberticem sizi..." Uraz, gülerek eğildi bana doğru.
"Anlamadım ?" Kulağını uzatmıştı. İki saniye bile düşünmeden kulağını ısırdım.
"Siktir ! Bırak lan kulağımı piç !" Ağzıma kan tadı gelmeye başlamıştı. Uraz'ın adamları, beni ve Uraz'ı ayırmaya çalışıyordu ama başaramıyordu.
Yüzüme vurduklarında yere doğru savruldum. Uraz kulağının olması gereken yeri tutarak yerden kalktı. Kulağının ağzımda olması dışında hiç bir sorun yoktu.
"Seni küçük..." Uraz, Biray'a baktı ve ardından bana. Elindeki silahı Biray'a doğrultu.
"Seni seviyorum adam..." Biray'ımın ağzından çıkan son sözler bunlardı. Uraz, saniyeler içerisinde elindeki silahın şarjörünü Biray'a boşaltı.
"Seni seviyorum ! Biray sana yemin ederim çok seviyorum!"
(Günümüz)
"Aras, boş ver gidelim." Gözlerimin dolduğunu ve boğazımın düğümlendiğini hisettim. Derin ve bir o kadar da titrek bir nefes verdim.
"Gece, en üst katta, soldan ikinci odada yanına gidin ve beni bekleyin." diyerek cevap beklemeden hızlı adımlarla ilerledim.
Dışarıya çıkıp gökyüzüne baktım.
"Güzelim benim, koruyamadım seni. Affet beni olur mu biriciğim ?" Yanaklarım ıslanıyordu. Yağmur değil, gözyaşımlarım ıslatıyordu. O kadar uzun zamandır içimde tutuyordum ki. Şuan yok olmayı diliyordum. Biray'ın yanında ona huzurla sarılmak istiyordum. O güzel lavanta kokusunu içime çekiyordum. Kullandığı parfümü yastığıma sıkıpta koklamak değilde onu koklamak istiyordum.
"Belinde silahın var. Kendini vurabilirsin." Sağ tarafıma baktığımda on yedi yaşımdaki halimi gördüm. Stres, öfke veya üzüntü anlarımda hep karşıma çıkardı.
"Haklısın, belimde silah var."
____________________________________
Evet canlarım, sizce bölüm nasıldı? Yalan yok valla Koray'ın ağzından yazarken bir saliyeselik duygusallık yaşadım. Kaldı mı Koray gibi seven be! Neyse umarım bölümü beğenmişsinizdir. Oylarınız ve yorumlarınızı muhakkak bekliyorum. Eğer bana ulaşmak ve konuşmak isterseniz "_kizil.yazar_" adlı instagram hesabından ulaşabilirsiniz. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere. Dikkatli kalın hoşça kalın!
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 2.15k Okunma |
138 Oy |
0 Takip |
25 Bölümlü Kitap |