12. Bölüm

Yaralar ve Emareleri

.
kizil_yazar009

Kardeş mi? Gelen adamın gözlerine baktım. En derinine baktım. Tanıdıktı gözleri. Yorgun bir bakışı vardı ama pes etmeyi de reddeden bir bakıştı bu. Gecenin karanlığından aldığı saçlarına ellerini daldırıp düzeltti.

"Gece, ağabeyinin yanına gel minik kuşum." Ağabey? Durdum. Dondum, dilim ve ayaklarım kilitlendi olduğu yere.

Ayaz elimi sıkıca kavradı. Gitmemden korkuyor gibi tutuyordu. Elimi bırakırsa yok olmamdan koybalmamdan endişeleniyor gibi tutmuştu elimi.

"Kanıtla, ağabeyim olduğunu kanıtla." Ayaz'ın ufak çaplı bir küfür savurduğunu duydum.

"Ediz !" Ağabeyim olduğunu idia eden insan, odaya birini daha çağırmıştı ve bu durum Ayaz'ın pek hoşuna gitmişe benzemiyordu.

Nedenini bilmiyordum fakar Ayaz ile birlikte bende sinirlenmiştim. Aras ve Lavin'e zarar verebilme ihtimallerini düşündükce sinir kat sayımın artığını hisediyordum.

"Buyrun efendim ." Odaya uzun boylu, kıvırcık ve yarısı beyaza boyanmış, beyaz tenli, çilli ve mavi gözlere sahip bir adam girmişti. Tahminen yirmili yaşlardaydı.

"Gecikme nedenin nedir Ediz ?"

"Doktor sarışın biraz zorluk çıkarttı efendim ." Doktor sarışın mı ? Aras olmalıydı . Kafamı Ayaz'a çevirdim.

"Aras..." Ayaz çok kısık sesle konuşuyordu duymak için özel bir caba sarf etmeme rağmen sadece Aras kelimesini anlayabilmiştim. Anlındaki ve boynundaki damar belirginlenmişti ve elleri titriyordu. Bu, BİRAZDAN BURASI HAVAYA UÇABİLİR, demekti.

"Ne yaptın lan kardeşlerime ?!" Evet beklenen patlama gerçekleşmişti.

Ayaz adama doğru koşmaya başlamıştı. Adam hiç umursamadan silahını Ayaz'a doğrulttu. Ayaz bunu umursamadan koşmaya devam etti. Adam silahını Ayaz'ın ayağına çevirdi ve tetihe bastı.

Çıkan sesle korkuyla geriledim ağzımdan bir çığlık firar etmişti.

Odada benim dışımda üç kafa vardı. Biri yaralı diğer ikisi sağlam üçüde bana bakıyordu. Ayaz, kendinden daha çok benim için korkmuş gibiydi, Ediz bana acır gibiydi ve son olarak silahı tutan kişi tedirgin gibiydi.

"Sakin ol minik kuşum . Ben iyiyim bak ." Konuşan Ayaz'dı ayakta zor duruyordu ama yavaş adımlarla ve sekerek bana doğru geliyordu. Gözlerimin dolduğunu bulanıklaşan görüntülerden anladım. Gözyaşlarımı serbest bıraktım.

Ayaz'a doğru ilerledim. Gerçekten vurulmuştu. Acı çekiyordu ve bu beni rahatsız ediyordu. Ya onu ben vursaydım ? O zamanda rahatsız olur muydum ? Acaba onu ben vuramadığım için mi içim garipti ? Ayaz göz yaşlarımı görünce acı içinde inledi. Ben ağladığım için miydi yoksa canı mı acıyordu anlayamamıştım.

Ayaz'ı yatağa otutturmuş yarasına bakıyordum. Diğerleride aralarında bir şeyler konuşuyorlardı.

Ayaz kulağıma eğildi. "Söz veriyorum senden vazgeçmeyeceğim Gece ve söz veriyorum ki ben minik kuşumu bunların eline bırakıp kaybolmayacağım ." Ayaz'a baktım içimde bişiler vardı. Kıpırdıyor ve heycan veriyordu.

"Biliyorum ." Ayaz'a karşı bir şeyler hisediyordum. Bu barizdi. İnkar etmeyi seçmiştim bunca zamandır çünkü o bir suçlu tıpkı babam gibi. En başında verdiğim söz hâlâ geçerliydi. Benim sonum annem gibi olmayacaktı ama belki Ayaz değişebilirdi .

Dikkatimi bize yaklaşan ayak sesleri bozmuştu. Kafamı seslere dogru çevirdiğimde Ayaz'ı vuran adam olduğunu gördüm. Ona sinirliydim ama yinede onun ağabeyim olmasını deli gibi istiyordum. Yıllar sonra ağabeyimi istemek en doğal hakkımdı. Değil mi?

"Al bakalım ." Bana bir kağıt uzattı. Kağıdı aldım ve yutkundum. Ayaz'a baktım cesaretlenmek için. Ayaz çenesini sıkmış, adama odaklıydı. Adama baktığımda o da aynı şekildi Ayaz'a bakıyordum

"Ne bu ?" Adam gözlerini Ayaz'dan ayıramıyordu.

"DNA testi minik kuşum. " Kağıda baktım bir sürü anlamadığım şey yazıyordu.

"En sonda yazıyor minik kuşum ." Kağıdın sonuna baktığımda gerçekten yazıyordu ama ona güvenemiyordum.

"Kimliğini göster bana ."

"Tabii ki ." Elini pantalonun cebine sokup cüzdanını çıkardı. Cüzdanını açtı ve eski bir kimlik çıkardı içinden.

"Bunu kaçarken yanıma almıştım ." Kimliği bana uzattı. Titreyen ellerimle kimliği elime aldım.

Koray Soyhan,

Doğum tarihi : 8 Eylül 1999

Anne adı : Kader Soyhan

Baba adı : Azmi Soyhan

Doğruyu söylüyordu. O benim agabeyimdi. Beni terk eden ağabeyim. Annemin cenazesine bile gelmeyen ağabeyim. Titriyordum. Sinirlendiğimi iliklerime kadar hisediyordum. Hic olmadıgım kadar sinirliydim.

Sinirle ayağa fırladım. Sarılacağımı sanmış olacak ki kollarını iki yana açıp gülümsemişti. Bense boşluğuna sert bir yumruk attım.

"SİKTİR !" Ağabeyim acı içindr karnını tutunca bende fırsattan yararlanıp saçını tuttum.

"Ah !" Acı içeresinde inliyordu ama Ediz kılını dahi kıpırdatmıyordu.

"Annemin cenazesine bile gelmedin köpek !" Yüzüne sert bir yumruk indirdim.

"Bu hareketleri ona neden uygulamıyorsunuz hanımefendi ?" Soruyu Ediz sormuştu. Başımı ona Ayaz'a bakıyordu. Sesi sert ya da tehtitkar değildi.

"Bu seni ne kadar ilgilendiriyor Ediz?" Ediz gözleriyle ağabeyimi işaret etti.

"Patronumu dövüyorsunuz hanımefendi ." Ayaz'ın olduğu yerden ayaklanma sesleri gelince kafamı Ediz'den çevirip oraya baktım.

Ayaz ayağa kalkmış topallayarak Ediz'e doğru yürüyordu.

"Sen ne hakla benim sevgilume "hanımefendi" diyorsun ?"

"Ediz onu dövmen serbest !" Ağabeyimin sesini duyduğum zaman birazcık olsun unuttuğum öfkem üç katı fazlasıyla geri gelmişti. Yüzüne bir yumruk indirdim. Tekrar ve tekrar...

"Sevgilime ne hakla o hitapta bulunuyorsun ?" Ayaz Ediz'in tam önünde durmuş, gözlerini Ediz'in gözlerine dikmiş sinirli bir şekilde duruyordu.

"Sanırım şizofreni bozukluğun var . Kaçırdığın, zorla tuttuğun bir kız senin sevgilin olmuyor ." Ediz denilen bu kişi kimdi hiç bilmiyordum ama Ayaz ile böylr konuşmak büyük bir yanlıştı.

"Bence sen fazla konuşuyorsun koyun kafalı ."

"Ayaz lütfen sakin ol ." Sesimin titrememesi için çok büyük bir çaba sarf etmişim ama işe yaramamıştı. Ayaz derin bir nefes alıp yatağa geçti.

"Minik kuşum beni bir dinler misin ?" Kafamı ağabeyime çevirdiğim zaman ellerimi saçından çektim. Yavaşca doğruldu. Yüzüme öyle bakıyordu ki "Çok şey var anlatacağım sana" diyordu sanki. Bir yandan dinlemek istiyordum ama bir yandanda onu öldüresiye dövmek istiyordum.

Derin bir iç çekti. "Bak biliyorum bana kızgınsın belki benden nefret ediyorsun ama beni dinlemek zorundasin miniğim ." Onu dinlemeliydim haklıydı.

"Seni dinlemek istediğim için dinleyeceğim, " Kollarımı göğsümün altında birleştirdim. "Dinlemek zorunda olduğum için değil ."

Gözlerimi Ayaz'a çevirdiğim zaman gururlu bir şekilde başı dikti. Ayaz bir kahkaha patlattı. Kendimi tutamayıp bende gülmeye başladım. Üzüm üzüme baka baka kararır dedikleri bu olsa gerek.

"Eyvahlar olsun kardeşimide delirtmiş piç ." Ayaz daha şiddetli gülemeye başladı.

"Üzüm üzüme baka baka kararır dedikleri bu olsa gerek efendim ." Bu sefer kahkası şiddetlenen bendim.

"Neye gülüyorsunuz siz ?" Soruyu soran ağabeyimdi fakat cevabı bir ben, bir Allah bir de Ayaz biliyordu.

Ağabeyim ve Ediz birbirlerine bakıp bizim neye güldüğümüzü anlamaya çalışıyordu fakat bir sorun vardı. Ayaz Kara'ya akıl sır ermezdi.

"Son kez soruyorum neye gülüyorsunuz ?" Ayaz'ın kahkası hafiflemişti. Dudaklarında minik bir tebessüm kalmıstı.

"Gurur gülüşü bu, " Ayaz, Ediz'in sorusunu cevapladığında ona döndüm. Bana bakıyordu.

"Bu bana aşık olduğunun ilk göstergesi güzelim ."

____________________________________

Hikayeyi oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın bana ulaşmak isterseniz _kizil.yazar_ instagram hesabindan ulaşabilirsiniz.

 

 

Bölüm : 01.08.2025 03:44 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...