@kizilslavia
|
“Miraç saat üç yönünde” dediğimde bir yandan da ekrandan timi takip ediyordum. Miraç ve Bora yüksek bir yere kamufle olmuşlardı. Hepsinin kaskında gece görüş kamerası vardı hepsini ayrı ayrı takip ediyordum. Aynı zamanda İHA’mız da ekrana görüntü veriyordu. Tim şu an bölgeye girmek için benden komut bekliyordu. “Hedef görüldü imha için komut bekliyorum komutanım” dedi miraç. Komut verdiğim an tim gizlendikleri yerden çıkarak operasyonu başlatacaklardı. “Adem komutanım kapıyı ben kırsam” dedi Selçuk şu an tek derdi kapı kurmak gibi duruyordu.Ateş Yüzbaşı” İlk kim giderse o kırar Selçuk” dedi. Çocuk gibilerdi. Yüzümde bir gülümseme oluştu. “Komutanım ben önden gideyim esir alsınlar biraz işkence göreyim en az beş kişi benim başımda bekler zaten adam azalır daha kolay gireriz içeri” diye bir öneri sundu Selçuk. ”Selçuk” diyerek burnundan soludu Adem Yüzbaşı. Biraz saçma bir fikirdi. Biraz mı? Hayır baya saçma bir fikirdi adamlar her türlü ölecekti zaten beş kişi on kişi onlar için farketmezdi ama Selçuk kendine macera arıyordu. ”Tamam komutanım sadece fikir sunmuştum zaten yemek su felan vermezler aç kalırım felan mazallah” dedi Selçuk. Onların hu diyaloğuna güldükten sonra operasyonu başlatmam gerekiyordu timi biraz daha Selçuk’un ultra maceralı fikirlerine maruz bırakırsam Selçuk’un şehadeti teröristlerin değil bizim timin elinden olurdu. “Operasyona başlayabiliriz arkadaşlar allah yardımcınız olsun” dememle beraber Miraç tetiğe basıp kapıdaki adamı öldürmüştü. Miraç ın atışıyla tim gizlendikleri yerden çıkarak içeriye daldı. Kulağımdaki kulaklıktan kurşun sesleri yankılanıyordu. İHA kamerasından gördüğüm görüntüye odaklandım. “Barut iki arkanda” diye telsize doğru konuştuğumda Ateşin kamerasına baktım seri bir şekilde arkasına döndü ve arkasındaki teröristin kafasına iki el ateş etti. Hepsi seri şekilde adamları temizliyorladı. Bora ve Miraç ise kamufle oldukları tepeden adamları indiriyordu. Ekrana bakmaya devam ediyordum ki Ateş yüzbaşının çoktan kapıyı kırıp içeri girdiğini gördüm. ”İkinci kat sağdan ilk oda” diyerek Thomas’ın bulunduğu yeri tarif ettim. O sırada Selçuk’un kamerasına baktığımda kapıyı kırmak için olmalıki oldukça seri bir şekilde hareket ediyordu. “Barut 5 kapı kırıldı aceleye gerek yok” diyerek güldüm acele etmesi kendisine zarar vermekten başka bir şey kazandırmazdı. Selçuk telsize doğru “Komutanım bi kerede ben kırayım şu kapıyı ya” diyerek isyan etti. Ateş ise “ Yeterince hızlı değilsin Selçuk öğrende gel” dedi. Ateş yüzbaşı çoktan ikinci kata çıkmıştı. Diğerleride dışarıda ki adamları temizlemeye devam ediyorlardı. O sırada Hakan Albay gelmişti.telsizi ona doğru uzattım. “Operasyon kodu ne?” Diye sorduğunda “Barut komutanım” diyerek cevap verdim. Ve kulağımdaki kulaklığı çıkararak kulaklığı ve telsizi ona uzattığımda telsizi aldı ve “Sesi dışarı yansıt İrem” dedi Teğmen İrem Geçer karargahta çalışan altı askerden sadece biriydi ve çok iyi bir insandı kendisiyle tanışmıştık. Kumral saçlı kahverengi gözlü bir kızdı. Karşımda on kişilik timin kamera görüntüleri ve sahayı tarayan İHA görüntüleri bakmaya devam ettim. Adamları hızla indirmeye devam ediyolardı. Ateş Yüzbaşı ise çoktan Thomas itini bulmuştu. Thomas sıradan bir iş adamı kimliğinde gözüksede terör örgütlerinin baş yardımcıların biriydi. Adem Yüzbaşı’nın da çoktan Thomasın yanına çıkmıştı. Ateş Yüzbaşının kamerasına döndüğümde adamın elini kelepçeliyordu. Thomas “Sizde kimsiniz ünlü bir iş adamını bu şekil kaçıramazsınız” Adem” Ya nasıl kaçıralım özel jet çağırayım mı ne dersin?" “Türk askerisiniz siz hepinizi şikayet edicem bir iş adamını kaçırmak neymiş göreceksiniz” dedi Thomas cidden kaşınıyordu. Ateş yüzbaşı Adem Yüzbaşıya doğru “Biraz fazla konuştu sanki” dediğinde Adem yüzbaşı ”Aynen” diyerek onayladığında Ateş elindeki tabancanın arkasıyla boynuna vurduğunda adam yere yığıldı. Timin diğer üyeleri de içeri girmeye başlamışlardı. ”Şimdi elime düştün şerefsiz” dedi Atlas baygın şekilde ki Thoması görünce. Hakan Albay telsize doğru “Aferin aslanlarım benim bu operasyonuda başarıyla tamamladınız buluşma noktasına geçin helikopter yönlendirilecek” dedi ve bana doğru döndü. “Asena yüzbaşı buluşma noktasına helikopter yönlendir” dedi ve karargahtan çıktı. Masanın üzerinde bulunan anten telefonu alıp hava kuvvetlerini aradım ve timin bulunduğu bölgeye en yakın buluşma noktasına helikopter talep ettim. Telsizi elime alıp “Buluşma noktasına aranız beş kilometre yürüyerek uzun sürebilir evin önünde birkaç araç görüyorum onunla gidebilirsiniz ama dikkatli olun bu şerefsizin sağı solu belli olmaz on dakikaya kadar helikopter gelmiş olur” dedim. ”Anlaşıldı Asena” diye cevapladı Adem Yüzbaşı. Tüm tim binadan çıktı ve araçlara bindi. 🌹🌹 Hakan Albay’ın kapısını çalıp içeri girdim ”Yüzbaşı Doğanay” diyerek tekmil verdim. Başıyla onayladıktan sonra “ Komutanım tim geldi” dediğimde başıyla onayladı ve ayağa kalktı. Hazır ol pozisyonuna geçip Albayın kapıdan çıkmasına bekleyip peşinden yürüdüm. Timin yuvasına geldiğimizde hepsi sıralı şekilde helikopterden inip karşımıza dizildi. Thomas’ı ise iki yandan Alptekin ve Selçuk tutuyordu. Selçuk tutmuyordu kolu koparacakmış gibi sıkıyordu. Tim hazır ol pozisyonunu alırken Hakan Albay “Rahat arkadaşlar” dedi ve devam etti.”Bir operasyonuda başarıyla tamamladınız hepinizi tebrik ediyorum dinlenebilirsiniz herhangi bir görev yok şimdilik” dediğinde. Tim aynı anda gür bir sesle “Saol” dedi Hakan Albay “Adem yukarı gel” dedi ve gitti arkasından Adem Yüzbaşıda Albayın arkasından gitti. Timin hepsi koltuklara kuruldu. “Çok acıktım ya” diyerek söze girdi Selçuk. Atlas ”Bok ye Selçuk” dedi. ”Ya komutanım canım çok sıkkın bir kapı kırdırmadınız” dedi selçuk ”Hızlı olacaksın oğlum yemeyi bırakıp biraz koşsan belki yetişirsin bana” dedi Ateş Yüzbaşı. kamuflaj bir insana ne kadar yakışıyorsa adama o kadar yakışıyor. Başın dertte Asena Yüzbaşı diyen iç sesime hak verdim başım gerçekten dertteydi. Aytekin koltuğun köşesine geçmiş dertli dertli oturduğunu fark ettim.Ama benden daha önce fark eden biri daha vardı. ”Aytekin hayırdır oğlum karadenizde olmayan gemilerinmi battı” diye soran Ateş yüzbaşıyı Aytekin “Yok komutanım aklım anneme takıldı” diyerek cevapladı. Timin hepsinin yüzü düştü. “Bir sorun mu var?” Diye sorduğumda Aytekin cevapladı beni “ Komutanım annem rahatsız sürekli başı dönüyor ve ağrıyor beyninde tümör görüldü” dediğinde yüzüm düştü. ”Geçmiş olsun inşallah biran önce iyileşir” dedim diyecek bir şey yoktu. “Sağ olun komutanım” dedi. Ateş Yüzbaşı”Git ara nasılmış öğren oğlum ne diye bekliyorsun hatta yanına git ben hallederim izin işini” dediğinde Aytekin “Asıl sorun orda komutanım sesimi duyunca beni görünce kötü oluyor babamda telefonlarını açmıyor zaten” dedi. Üzücüydü. Annem ben beş yaşındayken şehit olmuştu. Peki babam babam yaşıyordu ya da yaşamıama ben onu içimde öldürmüştüm.
|
0% |