Yeni Üyelik
6.
Bölüm

BÖLÜM 6

@kizilslavia

Gözlerimi yavaşça açtığımda omzumda şiddetli bir ağrı hissetim omzuma doğru kafamı çevirdiğimde yaralanmıştım.

Yavaşça kalkmayı denedim ve başardım.

Etrafa baktığımda timin hepsi baygın şekilde yere yığılmıştı. Omuzumdaki yarayı umursamadan Atlasın yanına koştum yere eğilerek nabzını kontrol ettim. Yaşıyordu. Herhangi bir yarası yoktu sadece patlamanın şiddetinden bayılmıştı.

”Atlasss” diye bağırdığımda yavaşça gözlerini açtı.
”İyimisin” diye sorduğumda başıyla onayladı ve etrafa bakmaya başladı. Hızlıca ayağa kalktı ve diğer tim üyelerini kontrol etmeye gitti. O sırada Baharın yokluğunu fark ettim. Etrafta görünmüyordu. Büyük bahçenin etrafında koşmaya başladım ama omzumdaki yara buna engel olmuştu. Gözlerim etrafı ararken kanlar içinde yerde yatan tanıdık bedeni gördüm.

Bahardı bu.

Yanına doğru ilerledim karnına büyük bir şarapnel parçası saplanmıştı ve çok kan kaybediyordu.

Nabzını kontrol ettiğimde çok zayıftı.

”Baharr” diye bağırdım.

Duymadı.

Annemi kaybetmiştim.

Babamı kendi içimde öldürmüştüm

Peki Baharda giderse nolurdu.

”Hayır hayır hiç bir yere gitmiyorsun tamam mı bak benden önce ölemezsin nolur gitme Bahar nolur senide kaybedemem” diyerek isyan ettim

Timin hepsi ayaklanmış yanıma gelmişti.

Hepsi iyi görünüyordu.

“Çok kan kaybediyor” diyebildim sadece. Timin sağlık görevlisi Hüseyin Bahara müdahale için başına oturdu. Ve birkaç kontrol yaptı

Hüseyin ”Nabzı çok zayıf acilen hastaneye gitmesi lazım durumu çok riskli kaybedebiliriz” dediğinde içimden Bir şeyi söküp aldılar sanki. Gözlerimden yaşlar akmaya başladı.

Odamı gidecekti.

Annesi ve babasını kaybeden kişilerin tek ailesi arkadaşlarıydı. Gidemezdi.

Gözlerimden yaşlar akmeye devam ederken siran seslerini duydum.

“Geldiler Bahar geldiler nolur dayan tamam mı sende gitme Bahar gitme” diyerek bağırdım sesim titriyordu.

Sağlık ekipleri ilk müdaheleyi yapıp Baharı ambulansa kaldırdılar. Ambulansın içine Baharın sedyesinin hemen yanına oturdum. Karnına saplanmış şarapnel parçasını gördükçe içim sızlıyordu.

Baharın elini tuttum.

“Bahar gitme olur mu” dedim sesim çaresizdi.

“Siz hastanın neyi oluyorsunuz” diye sordu sağlıkçıların biri.

”Arkadaşıyım”

”Ailesine haber vermeniz gerekebilir”

”Onun ailesi yok bi ben varım” dedim

“Anladım” dedi.

Baharda benim gibi yetimhanede büyümüştü. Bir ailesi yoktu. Benim gibi…

Onun ailesi bendim

Benim ailem o.

Benim iki ailem vardı

Birincisi Atlastı beraber büyümüştük

İkincisi ise Bahardı beraber yetişmiştik.

🌹🌹

Hastaneye geldiğimizde Baharı ameliyata almışlardı.

Tün timle beraber ameliyat kapısının önünde bekliyorduk. Bir sandalyeye oturmuş kafamı duvara yasalamış öylece bekliyordum gözlerim yanıyordu.Karşımda ayakta duran Ateş varken yanımdada Atlas oturuyordu.

Çaresizdik…

Tek yapabildiğimiz şey beklemekti.

Ameliyathanenin kapısından çıkan doktoru görünce hızla ayağa kalktım. Omzumdaki yara sızladı.

”Acil kan ihtiyacı var kan grubunu bilen varmı”

“AB+” diye atladım.

Doktor ”Aranızda AB+ olan var mı” diye sorduğunda

Atlas “Ben kan verebilirim ben AB+yım” diye atladı.

Doktor ”Tamam benimle gelin” dedi ve beraber bulunduğumuz bölgeden uzaklaştılar.

Benim kan grubum A+ ben niye AB+ değilim diye kendimi suçladım.

Canımı vereceğim dostuma kanımı veremiyordum.

”Ateş Yüzbaşım başka yaralı veya şehit var mı” diye sordum sesim yorgundu. Çaresizdi.

“Avm’nin bahçesinde sadece biz vardık sadece kapıdaki güvenlik görevlileri yaralanmış onların durumlarıda iyi şehidimiz yok çok şükür” dedi.

Bu habere sevinmiştim şehit yoktu ama olabilirdi.

Hayır Asena yapma ümitsizliğe kapılma Bahar iyileşecek dedi içindeki ses öyle olmasını umdum.

Ateş Yüzbaşı omzumdaki yarayı fark etmiş olcak ki yanıma gelip omzuma hafifçe dokunduğunda canım acımıştı yüzümü buruşturdum. Ateş yüzbaşı elindeki kanı fark ettiğinde

“Asena yaralanmışsın gel bi doktor bulalım” dedi.

”Bahar bu haldeyken onu bırakamam hem çok büyük bir şey değil”

”Asena kan kaybetmişsin bak tim burda zaten hayati risk taşımasa bile canın acıyor gitmemiz lazım”

”Canım acıyor ama yaradan dolayı değil benim canımın yarısı içeride” diye bağırdım yüzüne doğru ayağa kalkacaktımki yaram buna engel oldu. Omzuma şiddetli bir ağrı girdi.

Ateş ben dedim adlı bakışını yaparken yaralı olmayan kolundan tutarak ayağa kaldırdı.

”İtiraz yok gidip dikiş attırıcaz sadece” dediğide

”Şartım var bir gelişme olduğu an bana haber vermezseniz hiçbirinize hakkım helal değil ve şurdan şuraya adım atmam” diye tembihledim timi.

Ateş kolundan tutarak yürüdüğümü fark ettiğimde hızlıca elimi çektim.

”Yürümekte zorlanırsan tutabilirsin sorun değil”

dedi.

”Kolum yaralı ayağım değil” diyordumki başım döndü ve başımın dönmesiyle sendeledim.

Bide bayıl istersen feriha

“Kan kaybetmişsin yara yürümene izin versede baş dönmen izin vermez kolumdan tutmak istemiyorsan tekerlekli sandalye bulabilirim.”

”Sandalye ihtiyacım yok felç değilim sakat değilim ne işim var sandalyede” dedim.

”Kolumu tut o zaman düşme” inatçılık yapmadım ve kolunu tuttum inatçılığın sırası değildi bir an önce yaramın sarılması ve Baharın yanına gitmem lazımdı.

🌹🌹

Acil bölümünden bir doktora gelmiştik ve beni pansuman odasına almışlardı. Pansuman odasında Ateşle koluma dikiş atacak doktoru bekliyorduk.

Ben odayı incelerken Ateşin bana baktığını hissettim. Kaçacakmışım gibi başımda bekliyordu.

”Kaçmam merak etme kaçsam bile gideceğim yer belli zaten” dedim Baharın yanı

”Ayakların öyle demiyor her an ayağa kalkacakmışsın gibi sallanıyorlar hem seni bu boyla nasıl askeriyeye aldılar baksana ayağın yere değmiyor” diye dalga geçti.

”Birincisi bir yere gittiğin yok stresten sallıyorum ayaklarımı ikincisi boyum 172 ve yatak fazla yüksek” dedim evet oturduğum yatak fazlasıyla yüksekti.

Bana cevap vereceği sırada doktor geldi.

”Yaranız tam olarak nerede” dedi sesi çok inceydi ve çok güzel bir doktordu. Bahar gibi

”Omzumda” dedim kısa ve net bir şekilde.

”Üstünüzü çıkartın” dediğinde Ateş sonunda başımda dikilmeyi bırakıp dışarı çıktı.

üstümdeki kabanımı ve kazağımı çıkardım.

Doktor yarayı temizleyip uyuşturucu vurdu ve yarayı dikmeye başladı.

Vücudumdaki diğer yaraları fark etmiş olmalı ki

”Asker misiniz” diye sordu.

”Evet” Vücudumda çok sayıda yara vardı esir alınmıştım işkence görmüştüm vurulmuştum bıçaklanmıştım.

”Benim eşimde askerdi şehit oldu” dedi hüzünlü bir sesle.

”Başınız sağolsun” diyebildim

”Vatan sağ olsun” dedi gururlu bir sesle her şehit yakının yaptığı gibi.

”Benimde annem ben küçük yaştayken şehit oldu” dedim

“Başın sağ olsun çok zor bir şey ” dedi.

”Vatan sağ olsun” dedim.

Biz askerlerin hayatları üç kelimeydi VATAN SAĞ OLSUN.

Biz Vatan sağ olsun diye ölüyorduk

Biz Vatan sağ olsun diye öldürüyorduk

Biz Vatan sağ olsun diye yaşıyorduk

Biz yaşatmak için yaşıyorduk

”Dikiş tamam sargı sarıcam sonra çıkabilirsiniz yalnız ani haraketlerden kaçının bide iki hafta sonra gelin dikişler alalım”

” Tamamdır teşekkür ederim” dedim ve burukça gülümsedim.

Sargıyı sardıktan sonra üzerimi giyinip dışarı çıktığımda yeşil kamuflajlarıyla karşıda duran Ateşi gördüm. Elindeki meyve suyunun pipetini takmaya çalışıyordu.

Beni gördüğünde yanıma geldi ve pipetini taktığı meyve suyunu ağzıma doğru tuttu.

”Bu ne ya” diye çıkıştım

“Ya meyve suyu kan yapsın diye” dediğinde bir yudum aldım.

Keşke almasaydım babanemin dolabında yıllanmış meyve sularına benziyordu ve oldukça ekşiydi.

”Bu ne be suikast mı düzenliyorsun bana” dedim cidden kusabilirdim tadı çok kötüydü

“Ya sanada iyilik yaramıyor vişne suyu kalmamıştı domates suyu aldım ne var yani” dedi ve elindeki kutudan bi yudum aldı ve yüzünü buruşturdu.

”Bu ne lan” diye sitem etti ve bulduğu ilk çöp kutusuna attı.

”Sayın Yüzbaşım sizi ve kendimi bu tada maruz bıraktığımdan dolayı önce sizden sonrasında ise dilimdeki tat tomurcuklarından özür diliyorum” dedi

Hafifçe gülümsedim Bahara canım sıkıldığı için beni güldürmeye çalışıyordu ama gülemezdim yüzüm gülse bile gözlerim gülmezdi.

Baharın olduğu ameliyathaneye doğru gitmeye başladık.

”Teşekkür ederim ve özür dilerim” dedim

“O nasıl oluyo” diye sordu

”Beni düşündüğün için teşekkür ederim ve sana bağırdığım içinde özür dilerim”

” Emin ol kim olsa bağırırdı ben olsam bende bağırırdım ama kendi canınıda düşünmek zorundasın biz askeriz Asena bizim önceliğimiz yaşamak olsun ki yaşatalım.” dedi.

🌹🌹

Aynı yerime geçmiş Baharın ameliyattan çıkmasını bekliyordum. 3 saat olmuştu ameliyata gireli,hala çıkmamıştı. Tim dağılmış sadece Ateş Atlas ve ben kalmıştık. Onlara gitmelerini söylemiştim ama kalmakta ısrar etmişlerdi.

Ağlamaktan gözlerim şişmişti ve yanıyordu.

”Boncuk ağlama artık iyi olacak” dedi Atlas

”Niye hala çıkmadı 3 saat oldu”

”Çıkacak hatta sapa sağlam çıkacak lütfen ağlama artık” dediğinde ameliyathanenin kapısı açıldı ve doktor çıktı. Hepimiz ayaklandık.

”Şarapnel parçasını çıkardık hayati riski atlattı ama tedbir amaçlı yoğun bakıma alacağız” dediğinde içim rahatlamıştı. Doktor yanımızdan uzaklaştığında

“Ben demiştim” diyen Atlas sırıtıyordu.

Ameliyatı o yaptı sanki egoya bak diyen iç sesimi dile getiren Ateş “Ameliyatı o yaptı sanki göte bak” dedi gülerek omzuna vurdu.

”Lan vurma başın dönüyor zaten” dedi.

”Ateş sanada alsın bir domates suyu” dedim dalgaya vurarak keyfim yerine gelmişti Bahar yaşıyordu yaşayacaktı.

“Be domates suyu lan ne diyorsunuz” dediğinde ona cevap verecektimki Hakan Albay ve Adem yüzbaşının bize doğru geldiğini gördüm.

O tarafa doğru döndüm ve hazır ol pozisyonuna geçtik.

”Rahat olun çocuklar Asena arkadaşın nasıl” dediğinde rahat pozisyona geçtim.

”Hayati riski atlattı komutanım tedbir amaçlı yoğun bakıma alacaklar” dedim.

”Geçmiş olsun görev vardı seni gönderecektim ama arkadaşının yanında kalsan daha iyi olur yaralanmışsın bide bir kaç hafta daha gelme karargaha Atlas görevede sen gidiyorsun “

Atlas “Emredersiniz komutanımda Asenaya noldu”

”Bir şeyim yok komutanım gidebilirim göreve” dedim.

“Emre karşı çıkma Asena bir yere gitmiyorsun”dedi. Ve gitti. Adem yüzbaşı

”Geçmiş olsun Asena bişey olursa haber ver” dedi

“Sağ olun Adem yüzbaşım” dedim.

“Hadi dikkat edin ben gidiyorum Atlas sende gel beraber gidicez göreve”

”Tamam sen git geliyorum ben devre” dediğinde Adem yüzbaşı çoktan gitmişti.

”Kafayı yiyecem ya yaralanacak zamanı buldum bende”

”Sana noldu ya ne yaralanması” diye sordu Atlas

“Ufak sıyrık sen görevine git hadi”

“Lan niye en son ben öğreniyorum ya gelince görüşüceğiz bomcuk hadi ben gittim” diyerek gittiğinde Ateşle ortada kaldığımızda

"Baharın yanına gidelim hadi" dediğimde beni başıyla onayladı.

Loading...
0%