Uykumun en güzel yerinde telefonumun çalmasıyla uyandım. Arayan kişi Murattı

-Alo

-Geçen gün size geldiğimde kulaklığımı unutmuşum onu almaya geldim.

-Merak etme yemedim kulaklığını aşağıda mısın?

-Evet ace-

Demesine bile kalmadan telefonu suratına kapattım saat 12 ye geliyordu.kendi kendime böyle sevgili olmaz olsun diye söylenirken kulaklığını kapıp balkona çıktım. Elinde çiçekle bekliyordu. Böyle bir manzara beklemediğim için oldukça şaşırmıştım ardından hızla odama geçip üstüme sıradan birşeyler geçirdim. Aşağıya indiğimde çiçekleri yüzüme doğru tutarak "Günaydın güzelim" dedi.Sevecan bir tavırla çiçekleri elinden alıp "günaydıın" diyerek kulaklığını ona uzattım. Buket kıpkırmızı güllerden oluşuyordu. Oldukça güzel korkuyorlardı. "Bugün kursun var mı?" Dedi bana doğru gülümseyerek. Bugün salıydı. "Evet saat 3 ile 6 arası antrenmanım var" diye mırıldandım. Yüzünde garip bir ifade vardı."peki o zaman ben gidiyorum görüşürüz" diyerek uzaklaştı. Bende gül buketimle eve döndüm. Güllerimi tuvalet aynamın üstüne koymuştum. Ardından hızla mutfağa doğru ilerledim. Karnım oldukça acıkmıştı. Bir yandan ıspanaklarımız haşlanırken bir yandan da yumurtalarımız oluyordu. Kardeşimin ve benimde formumuzu korumamız gerekiyordu. Bu yüzden kahvaltımız oldukça basitti. Haşlanmış yumurta sebze ve yeşil çay. Kahvaltımız hazır olduğunda kardeşimin odasına daldım. Hâlâ uyuyordu. "Mevsiiiiim" diyerek yanına yaklaştım. "Öcü geldiii" Mevsim bana doğru döndüğünde "umarım kahvaltı hazırdır deli gibi açım" diyerek kalktı. Kahvaltının hazır olduğunu gördüğünde sevinçle masaya oturdu.kahvaltımız bittiğinde Mevsim odasına meditasyon yapmaya ben ise antrenmanlarımı yapmaya başladım. Saat 1.30 civarı çantamı hazırlamaya başladım. Taekwondo giysimi,mataramı, kulaklığımı ve kuşağımı çantama yerleştirip üstüme beyaz kısa kollu bir tişört altıma ise siyah bir şort giymiştim. Mevsim ise üstüne açık pembe çiçekli bir elbise giymişti. Onun antrenmanı benden önce başladığı için ilk önce onu götürüp ordan da kahve içmeye gidecektim. İkimizin çok zıt karakterleri vardı. O daha açık renkler giyinirdi ben daha koyu giyinirdim. O jimnastik kursuna giderken ben Taekwondo kursuna gidiyordum. Bunun gibi daha çok zıt yönümüz vardı. Mevsimi kursun önüne getirdiğimde yanağına küçük bir öpücük kondurup dikkatli olmasını ve çıkışta hiçbir yere uğramadan eve gitmesi gerektiğini söylediğimde "3 yaşında bir kız çocuğu değilim merak etme" diyerek çıkışmıştı. "Evet yalnızca 17 yaşında küçük bir kız çocuğusun" diyerek onu kursa doğru yollamıştım. Antrenmanımın başlamasına kalan 1 saatte bir kafeye oturup kahve içmiştim. Ardından kursa gidip Taekwondo kıyafetimi ve kuşağımı giyip sahaya doğru çıktım. Hocalarımız ortada yoktu ama çoğu kişi gelmişti. 5 dk sonra 20 kişi mevcutumuz ve 4 hocamızla beraber antrenmanlara başlamıştık. Yaklaşık bir saat toplu ısınmadan sonra her zamanki gruplarımızı oluşturduk. En yakın arkadaşım Siyama selam verip Selma hocamızı dinlemeye koyulduk. "Evet çocuklar bu derste korumalıklarınıza pek gerek olacağını düşünmüyorum. Yeop chagiden başlayın bakalım" diyerek bizi kum torbasına yönlendirdi. Hep ben başlardım tekme atmaya ve bu seferde aynı şekilde oldu. Tekmemi atıp kenara çekildim. Herkes bitirdikten sonra hocamız "dollyo chagi'ye geçebiliriz çocuklar" diyerek eliyle kum torbasını gösterdi. Hızla dönüp sertçe savurdum tekmemi. Ardından Selma hocam bana dönerek "harikaydı Rüyacığım" dedi. Diğer tekme modellerini de attıktan sonra Selma hocamızın uyarısına göre tekmelerimizi tekrar ettik. Ardından esneklik hareketlerine geçtik. Selma hocamız hepimizin bacak açmasını istediğinde hepimiz dediğini yaptık. Ardından hocamız hepimizi duvara yaslayıp bacaklarımızı elleriyle ittirdi. Ne kadar acı verici olsa da bu eğitimimiz için önemliydi. Bu sporu yapmaya 12 yaşında başlamıştım. Bu güne kadar yaklaşık 9 yıldır bu spora bayılıyordum. Ve oldukça da esnektim. 3 saatin sonunda çok da yorgun değildim. Evin yolunu tuttuğumda Mevsim odasında bilgisayar başında bayılarak izlediği k-dramalardan birini izliyordu. Hızla mutfağa koyulup müthiş tavuklu bir salata yaptım. Yanına da iki kase yoğurt koyup Mevsime seslendim. Mevsimle iştahla yemeğimizi yedikten sonra odalarımıza ayrıldık. Fakat gece 3'e doğru iğrenç bir mide bulantısıyla uyandım.