Yeni Üyelik
5.
Bölüm
@kralice7

5. BÖLÜM



- İpek
- Hiii
- Sakin ol kuzum sakin ol. Sadece kabusgörüyorsun…
- Çok… Çok korkunçtu Menesse abla…
- Tamam bir tanem sakinleş, sadece kötü bir rüya gördün.
- Evet ama gerçek gibiydi… Ben… Ben boğuluyordum…
- Tamam bebeğim ağlama geçti. Hadi sarıl bana biraz.
- Teşekkür ederim Menesse abla şimdi daha iyiyim.
- Harika, hadi şimdi elini yüzünü yıka da kahvaltıya gel kuzum.
- Tamam Menesse abla sen in geliyorum birazdan.

Tarihlere bak…
Ne demek bu? Neyin tarihlerine bakmalıyım ?
Anlayamıyorum… Rüyalar insanlara mesaj verir diye diye her şeye çok takılıyorum belki de. Neyse rüyanın etkisinden hala çok yorgunum. Biraz akışa bırakıp önce toparlansam iyi olacak. Zaten karşıma çıkması gerekiyorsa illa ki çıkacaktır…
x x x x

Yine kahvaltıya geç kalmışlık hissimle merdivenlerden acele bir şekilde indiğim gibi hemen mutfağa girdim. Her zaman ki gibi yine teyzem de gelmişti. Hep beraber kahvaltı yaparken, aklıma dün gece ki posta kutusuna koyduğum mektup geldi. Yeni bir mektup geldi mi acaba? Kahvaltımı bitirip tabağımda ki zeytin çekirdeklerini çöpe dökmek için eğildim ve evet işte bu tam tahmin ettiğim gibi, çöp kutusu dopdolu… Tabağımı tezgaha koyup çöpü çıkarttım.

- Hayırdır İpek ?
- Çöp dolmuş teyze atmaya gideceğim.
- Bizi şaşırtıyorsun bu aralar.
- Yahu neden?
- Kızım tuhafsın son zamanlardır. Halin hareketlerin bir garip. Çöp atmanda buna dahil.
- İnsanlar değişebilir teyze. Sende biraz değişsen hiç fena olmaz. Öncelikle değişime şu kafa yapından başlayabilirsin mesela… Nasıl fikir?
- Aman yine başladı bizimki taramalı tüfek gibi… Tamam git at bir şey demedim say.

Teyzeme bir şey deme tenezzülünde bile bulunmadan, çöpü alıp dışarıya çıktım. Şarkı mırıldana mırıldana çöpü attım. Sonra hemen posta kutusuna yöneldim. Ve işte bu !Yeni bir mektup gelmiş bile. Hemen alıp cebime sakladım. Tam eve girecekken teyzemle kapıda karşılaştım.

- Teyzeciğim ben gidiyorum var mı benden bir isteğin?
- Yok be teyze, canının sağlığı.
- Bak laflara bak şımarık seni.
- Aaa estağfurullah ben seni tutmayayım canım hadi git sen en iyisi…
- Heh yine kovulduk iyi mi? Neyse tamam tamam hadi kendine iyi bak güzelim.
- Sende teyzeciğim dikkat et.

Kapıyı kapattığım gibi mutfaktan kendime çay alıp odama çıktım. Kapımı kilitledim, çayımla ve mektubumla çalışma masama bir güzel yerleştim.

MEKTUP 7

İnsan kendini bildikçe, yaşamı bilir İpek.
İnsan kendini bildikçe, Yaradan’ı bilir.
Hayatla ve yaşamla ilgili yapmak istediğimiz her şey, anlamak istediğimiz her şey, önce kendimizden geçer.
Biz kendi iç dünyamıza indikçe bir sürü hazine keşfederiz. Çünkü insanın iç dünyası sürprizlerle doludur. Bir sürü sürpriz kutular gibidir. Bir duygunu keşfettikten sonra bir yenisi gelir.
Kişi kendisinin bir huyunu fark ettikten sonra başka bir kapı açılır. İç içe bir dünya vardır içeride. Baktıkça, buldukça yenilenir insan. Hep kendinin farkında olur. Farkındalıklı bir yaşam sürer. Bu sayede ‘an’ da olmayı, ‘an’ ı fark etmeyi bilir.
Bunu uyguladıktan sonra hayatın şifresini çözmüş olursun.
An’ da çözersin…
Yani kısacası, ‘an’ da olmak yaşamı tam anlamıyla hissetmektir…
Yaşamı bulmaya, aramaya çalışma İpek…Yaşamı yaşa…


MEKTUP 8

İşte şimdi daha iyi anladım. Tamam dediğini yapacağım yaşamı hissedip, tam anlamıyla yaşayacağım. İçimde ki hazineleri keşfedeceğim…
Keşfedeceğim keşfetmesine de, bu hazineleri bulup keşfetmem ne işe yarayacak? Yani sonrasında ne olacak? Bu durum beni neye ulaştıracak?


x x x x

Mektubu yazar yazmaz dışarı fırladım. Posta kutusuna mektubu koyup, mutfaktan kahvemi alıp bahçeye kitap okumaya çıktım. Hava mis gibi, tam anda kalmalık. Hahahaçok çabuk öğreniyorum. Neyse dur şimdi İpek coşma, önce an da kal… An da kalıyorum… An… Evet oluyor mu acaba? Oluyor tabi andayım işte, buradayım…
Bu an da kalma işini düşünürken, birden rüzgar esmeye başladı. Saçlarıma rüzgardeğdiğinde ki hissettiğim bu his, içimi kıpır kıpır ediyor. Gözlerimi kapatıp bu hissin tadını çıkarttım. Rüzgarın sesini duymaya başlıyorum şimdi de. Sanki bir acelesi var, bir yere yetişiyor…Ya da bir şeyin isyanında ve bağırıyor gibi tuhaf… Yaprak seslerini duyuyorum şimdi. Çok çok güzeller… 5 dakika boyunca sesleri dinledim… Rüzgarbiraz durulduğunda bir an sessizleşip, sakinleşti her yer… Şimdi de kalbimin sesini duyuyorum… Ne garip hiç şaşmadan aynı ritimle atıyor sürekli. Görevini yapıyor… Ve sadece kendi işiyle ilgileniyor. Teşekkür ederim canım kalbim. Var olmama yardım ettiğin için… Yaşamımı sürdürmeye çalışırken, yanımda olduğun için…
Aha bir dakika, an da kaldım ya ben. Bu demin olanların hepsi an’ da olmak, an’ ı yaşamaktı belki de… Çünkü yaşamın dinginliğini hissettim, düşünerek düşünmedim bunları, düşünmeden düşündüm. İçim huzurla doldu… Evet evetbu andı… Of yine harikayım be hahaha…

-İpek, neye gülüyorsun kuzum ?
- An’ a…
-An’ a mı? Nasıl yani ?
- An’ da kalıyorum. An’ da bana keyif veriyor… E bu da beni mutlu ediyor hepsi bu…
-İpek gerçekten çok garip bir kızsın.
- Bunu iltifat olarak kabul ediyorum Menesse abla. Teşekkür ediyorum..
-Hahaha deli kız, rica ederim.
- Menesse abla annemler kaç yılında evlenmişti ?
- Hayda yine geçmişe neden dönüyoruz biz şimdi?
-Ya merak ettim işte. Öyle aklıma gelen tarihlere bakıyorum.
- He anlaşıldı, şimdi de tarihlerle bozduk kafayı demek ki…
- Evet evet hadi söyler misin?
- 1994 senesin de evlendiler.
- Tamam teşekkür ederim.
- Rica ederim. Akşam yemeğini yapacağım var mı istediğin bir şey?
- Tabi ki makarna.
- İpek, her gün makarna yiyemezsin yavrucuğum.
-Hahaha peki Menesse ablacım madem istediklerime kulp bulunuyor neden bana soruluyor bu soru ben anlayamıyorum… Neyse ben odama gidiyorum. Biraz ders çalışayım, akşam yemeğinde inip sofrayı kurmana yardım ederim.
- Tamam canım. İyi çalışmalar sana.



‘’Tarihlere bak’’
Neyin tarihlerine bakmalıyım? Şunu da bir çözebilsem çok güzel olacaktı. Of bu durum kafamı karıştırmaktan başka işe yaramadı. Neyse saat bayağı geç oldu. Kaç saattir ders çalışıyorum. Adam olana çok bile. Gidip şu sofrayı kurup, yemek yiyip sonra da posta kutusuna bir bakayım. Şansım varsa bir mektup daha gelmiştir…

Loading...
0%