Yeni Üyelik
8.
Bölüm

Ben Annem Gibi Bir Anne Olmaktan Korkuyorum Sokrates’

@kralice7

BÖLÜM 8


Mektup 15

- Seni çok iyi anlıyorum İpek… Ama şunu bil ki, ne kadar koşturursan koştur varacağın yer hep aynı…
Ne kadar öğrenirsen öğren, hep yeni şeyler öğrendiğinde aslında hiçbir şey bilmediğini öğreneceksin.
Çünkü bu hayatın kuralıdır. Ne her şeyi öğrenebilirsin ne bir şeylere yetişebilirsin. He ancak cahil olursan her şeyi bildiğine emin olursun. Çünkü cahiller her zaman her şeyi bildiklerini düşünürler ama akıllı insanlar her bilginin mutlaka daha üstü daha yenisi var olduğunu bilir.
Bu yüzden bizim insan olarak önceliğimiz daima yaşamak ve yaşamı hissetmek olmalı… Acele etmeden sakince… Sindire sindire…
‘Hem yaşamaktan korkmak, hem yaşayamamaktan korkmak.’
Bu o kadar olağan bir korku ki inan bana… İnsanoğlunun hep koşturması da korkması da hep bu iki yola çıkar…
Biliyor musun İpek ? İnsan bazen güzel şeylerden bile korkar… Çünkü güzel şeyler olduğunda nasıl davranması gerektiğini bilemez… Bu yüzden bazen güzellikler insanı korkutur. Yaşamaktan korkması da bu yüzdendir.
Bazen ise her şey güzelken ‘ya bu güzelliğe alışırsam ve birden biterse ‘ diye korkar. Ve güzel olan şeylere kendini alıştırmamaya çalışır. Yaşayamamaktan korkma duygusu da, çoğu zaman kişi bilir ki bu dünyaya bir kere gelme şansımız var en iyi ne yapabilirim diye sorgular sonra düşünmekten ve panikten harekete geçemez ve bunu nasıl değerlendireceğini bilemediği için pes eder. Sonra bir süre ya bir şey yapamadan bu dünyaya iz bırakamadan göçüp gidersem diye yine bir telaş başlar. Ama telaşta adım yoktur. Dinginlikte vardır. Ve sonunda her şeye pes eder bomboş yaşamaya başlar. Özetle yeni şeylere adım atmamakta korkularımızdan kaynaklanır. Ve bunların hepsi kaygıdır. Bırak kaygılı olmayı hadi!
Kaygı sana sadece durağanlık ,tembellikkorku verir. Özgüvenini düşürür.
Düşünme, harekete geç, yapman gerekeni yap ve bırak…
Gerisi Yaradan’ın işi, senin işin değil. Sen elinden geleni yaptığında çabanı asla boşa çıkarmaz. Nasibinde hangi yol varsa, senin için en güzel şekilde onu hazırlayıp sana hediyelerle sunacaktır emin ol.
Kaygıyı bırak…
Harekete geç…
Yaradan’a teslim ol…

MEKTUP 16

-Evet her dediğine fazlasıyla katılıyorum.(:
Hatta biliyor musun? Mektubu okurken fark ettim bence annemin korkusu da bu, özgürleşmekten ve güzel şeylerden korkuyor. Belki de dediğin gibidir, özgürleştikçe, yenilendikçe, güzel şeyler oldukça ne yapacağını bilmiyor. Bu yüzden hayatında hep sabit kalıyor. O sabit kalmadığını sanıyor ama sadece yeni bilgiler öğrenmekle değişmez insan. İçinde ki duyguları da değiştirmesi gerekiyor. Ama değişmiyor. Benim değişmemede izinvermiyor. Bana gelince evet dünyaya bir kere geliyoruz ve en kaliteli şekilde yaşamak için elimden geleni yapmak istiyorum.
Mektubu okurken şunu da fark ettim ki, belki de sürekli kitap okumam, her şeyi öğrenmek için koşturmalarım bu yüzden. Her şeyi öğrenip en bilgili insan olmak istiyorum. En iyi insan olmak istiyorum…
Ama yazdıkların düşündüklerime teyit oldu sanki, bazen evet ya bir sürü şey öğrendim diyorum sonra yeni şeyler öğrenince daha önce öğrendiklerim neymiş ki diyorum… Bu öğrenmek denilen şey belki de hiç bitmeyecek. Ve ben hep koşturduğumla kalacağım.
Ve biliyor musun Sokrates?
Ben bir de en iyi anne olmak istiyorum. Bunun hakkını vermek istiyorum. Bu yüzden kendimi geliştirip bilgili ama en önemlisi iyi ve sevgi dolu bir anne olmak istiyorum… Annemin bana yaptığını ben çocuğuma yapmak istemiyorum. Ben annem gibi bir anne olmaktan çok korkuyorum Sokrates çok korkuyorum.


MEKTUP 17

- İşte asıl mesele bu İpek. Asıl korkun bu. Bu yüzden bu kadar koşturmaların… Ama şunu bilmeni isterim ki , ‘neye çok fazla korku enerjisi akıtırsan, onu yaşarsın…’ O yüzden korkularını serbest bırak gitsin. Eğer korkularını serbest bırakırsan, korkulardan korkmayı bırakırsan, korkularını yaşamak zorunda kalmazsın.
Peki bunu nasıl yapacaksın?
Öncelikle öğrendiğin şeylerde yaptığın şeylerde ‘ annem gibi olmayacağım’ demeyi bırak. Bunun gerçekleşmemesi için yapma. Niyetini değiştir. Bu kadar bilgiyi annen gibi olmamak için değil, sadece öğrenmek için yap. Sadece öğrenmek!
Niyetin öğrenmek olsun, korkuların değil.
Negatif kelimeleri ve kıyaslamayı bırak. Neyi istemediğine değil, neyi istediğine odaklan.
‘Ben annem gibi olmayacağım’ demek yerine; ‘ Ben iyi bir anne olacağım’ de.
Hayatımızı yöneten en önemli faktör kelimelerimizdir. Bu yüzden hayatında değişiklik istiyorsan önce kelimelerini değiştirerek yani negatifi pozitife çevirerek başla.
Ve ve ve en önemlisi İpek, bilgiyi sadece bilgi olarak bırakma. Öğrendiğin her bilgiyi kullan. Hatta öğrendiğin bilgiyi hayatına geçirmeden yeni bilgi öğrenmemeye çalış.
Evet bilgi çok kıymetlidir. Fakat kullanılmadığında sadece bir çöp ve omuzlarında yük olur.
Bilgi almakla, bilge insan olmak çok farklıdır.
Bilgili insanın sadece bilgisi vardır. Bilge insan ise bilgiyle harmanlanıp, bilgiyi yaşar.
Yani somut anlatmam gerekirse, her şeyde ben bildimlik yaparsan, her şeye hemen atlarsan, her şeyi biliyorum sanırsan sadece bilgin var demektir.
Her durumu olgunluk ve sakinlikle karşılarsan, aslında hiçbir şey bilmediğini daha öğrenecek çok şeyin olduğunu bilirsen, bilginin ahlakı ve terbiyesi oluşmuşsa bilge insan oluyorsun demektir.
O yüzden aldığın bilgiyi lütfen hayatına geçir. Geçir ki baş ağrıları yapmasın (:
Bu arada sevgiyi kitaplardan öğrenemezsin İpek…
Bilgiyi kitaptan alırsın ama sevgiyi alamazsın. Sevgi dolu bir anne olmak istiyorsan, işe önce kendini sevmekle başla sonra Yaradan’ı daha çok sevip keşfetmekle ilerle … Daha sonra ise insanları olduğu gibi onları değiştirmeden sevmeyi öğren… Sonra tüm canlıları ve hatta cansız olan şeyleri de (:
Hadi hallet bu sevgi işini…
Sana güveniyorum…





MEKTUP 18

-İyi ama nasıl? Bazen insanlar bizi bu kadar kırarken, üzerken nasıl her anlamda onları sevebileceğim? Sevgi dolu, sevgi insanı olmayı nasıl başaracağım ?


MEKTUP 19
- Bak İpek. Biz insanlara kızdığımızda ya da onlar tarafından kırıldığımız da onları sevmekten vaz geçmiyoruz… Biz bu durumda onların davranışlarına kızıyoruz sadece hepsi bu.
İkisi çok farklı şey ve biz davranışa kızıyoruz diye sevmekten vaz geçmiyoruz…
Sevmek bazen her şeyiyle sevmektir. Anlam aramadan, anlam yüklemeden sevmektir. Sevmek sadece sevmektir.
Zaten bir insanı mükemmel diye seviyorsak, bu onun mükemmelliyetini seviyoruz demektir şahsını değil. Ama bir insanı sadece insan olduğu için sevmek, koşulsuz şartsız saf sevgiyle sevmektir…
Hatalı ve sevmemem gerekiyor, diye düşündüğün her şeyle sev insanları. Hataları, hata diye düşünen çoğu zaman zihnimiz… O hata dediğin şeyler senin doğrularına göre hatadır. Onun doğrusuna göre belki de o durum hata değildir. O yüzden o düşünceye de sabit kalma. Olan kişi hatalı veya kusurlu mu? Olsun hatasıyla kusurlarıyla kabul et insanları.
Çoğu zaman insanlar bu dediklerimizi çok yanlış anlayabiliyor. Bu doğrultuya çok saplandığında, çoğu insan kendine zarar veren insanları ısrarla hayatında tutuyor. Ama sende anlamışsındır ki benim kastettiğim kesinlikle bu değil. Sana zarar geliyorsa zaten uzak durman gerektiğini bil. Uzak dur ama nefret etme. Sevmek illa zorla yakınında tutmanı gerektirmez. Sev ama sana zarar gelmeyecek kadar, gerekirse uzaktan sev. Kendini korumayı da bil. Benim burada ki kast ettiğim huyu suyu davranışını kabul et, istediğin gibi olmaları için kontrol etmeye çalışma oldukları gibi sev. Özetle diyordu Senai Demirci ;

‘Kusursuz diye sevmek,
kusurlu sevmektir…
Kusuruyla sevmek,
kusursuz sevmektir’

Loading...
0%