Yeni Üyelik
7.
Bölüm

Rüyamda Gördüğüm Bileklik Kolumda😱

@kralice7

7. BÖLÜM

Rüya 2

Çok yüksek bir dağa doğru koşuyordu İpek.
Sanki deprem oluyordu ve yer yerinden oynuyordu… Evet evet depremdi bu. İpek daha güçlü adımlarla hızlıca koşmaya çalışıyordu. Sesler geliyordu bir yandan… Çok yüksek sesler. Çığlıklar, bağrışmalar. Koşarken etrafına hızlıca baktı ama kimse yoktu. Hava kararmaya başladıkça, İpeğin korkusu iyice artıyordu.
Ne yapmalı ! Nereye kaçmalı !
Dağın bayırından çıkmaya çalışırken yukarıya doğru baktı. Dağın tepesinde bir kulübe vardı. Işığı da yanıyordu. İçinde bir ferahlık oluştu anında. Rahatlamıştı. Öyle bir histi ki bu sanki yıllardır ulaşmaya çalıştığı yerdi burası. Oraya vardığında tamamlanacaktı. Geçecekti her şey.
‘Hadi kızım İpek az kaldı. Biraz daha acele edersem kurtulacağım..’ diyordu içinden…

O sırada şiddetli bir rüzgar esmeye başladı. İpek ne kadar koşmaya çalışsa da rüzgaronun istemsizce yönünü değiştiriyordu. Başka yola doğru gidiyordu şimdi de. Ağlamaya başladı birden ‘hayır ben buraya gitmek istemiyorum ‘ diye ağlıyordu.
Deprem ve rüzgar öylesine güçlüydü ki direnecek gücü kalmamıştı artık. Ölüm korkusu, kaybolmuşluk hissi sarmıştı tüm bedenini.
Dizlerinin üstüne çöktü ve ağlayarak ‘ hayır şimdi değil, yalvarırım şimdi değil…’ diye bağırıyordu.
Bütün bedeni acımaya başladı. Her yeri korkudan sızlıyordu. Kendini sıkmaktan bedeni sem sert olmuştu. Bedenin acıdığını fark edince, kendini sıkmayı da ağlamayı da bıraktı. Elleriyle bedenini yokluyordu. Deprem durulmaya başladı. Başını kaldırıp yaşlı gözlerle etrafına baktı. Önü uçurumdu. Ayaklarının kaymaya başladığını hissetti. Geri geri adım atmaya çalıştı. İpek geriye doğru adım attıkça uçurum ona daha da yaklaşıyordu. Önündeki toprak uçurumdan yavaş yavaş düşmeye başladı. Topraklar kayıp yok oldukça İpeğin alanı iyice daralmaya başladı. Son bir adım daha attı geriye doğru. Ama artık nafile. Arkasında dağ vardı . Dağın eteklerinde kaçacak başka yeri kalmadı. Yere oturup sırtını toprağa doğru yasladı. Kollarının bacaklarının ne kadar güçsüzleştiğini fark etti. Elleriyle, kollarını ve bileklerini sıvazlarken, bileğinde bir bileklik hissetti. Hemen buğulu gözlerle bileğine baktı.
Kırmızı ip bir bileklik, üstünde de gold bir yıldız figürü vardı.
‘ Bu da nesi ? ‘ dedi kendi kendine gözlerinde ki yaşı silerken.
İlk defa görüyordu bu bilekliği. Bileğini ve bilekliğini avucunun içine alacak şekilde, elini bileğine sım sıkı bağladı. Gözlerini sıkı sıkı kapatarak, ‘ kurtulacağım biliyorum, bunu başaracağım…’ diye kendine telkinler vermeye başladı. Kendini biraz rahatlattıktan sonra gözlerini yavaşça açtı. Uçurum dibine kadar gelmişti fakat artık durmuştu. Derin bir nefes alıp başını arkaya yasladı. O sırada boynunun tam arkasından, toprağın içinden tüylü bir yılan çıkarak usulca boynuna dolandı. İpek çırpınmaya başladı. Elleriyle yılana sarıldı çekmeye çalışıyordu ama nafile… Aksine yılan onu toprağın içine doğru çekiyordu…
Nefes alması iyice zorlaştı. Yılan onu çektikçe sırtında toprağı hissetmeye başladı. ‘Evet yolun sonuna geldim.’ diye geçirdi içinden.
Yılan güçlü bir şekilde toprağın içine doğru çektiği anda İpek birden uyandı.



x x x

- İpek iyi misin kuzucum ?
- Menesse abla.. su .. su verir misin?
- Al kuzum iç biraz sakinleş… Kabusgördün muhtemelen rengin benzin atmış…
- Evet ama çok … Çok kötüydü.
- Tamam dur biraz yorma kendini önce sakinleş, hala titriyorsun.
- Bana sarılır mısın?
- Oy bebeğim benim gel , tabi ki sarılırım…
- Teşekkür ederim, iyi ki varsın Menesseabla.
- Ne demek bir tanem benim hadi el elini yüzünü yıkayalım iyice kendine gel.
- Tamam.

Menesse abla gerçekten çok iyi birisi. Lavaboya bile benimle gelip, hala çocukluğumda ki gibi yüzümü kendi elleriyle yıkadı. O olmasa ne yapardım hiç bilmiyorum.. Herhalde yapa yalnız kimsesiz hissederdim hep.

- Daha iyi misin hayatım.
-Evet gerçekten iyiyim. Teşekkür ederim.
- Hadi gel kahvaltı yapalım o zaman.
- Tamam sen in üstümü değiştirip geliyorum hemen.
- Tamam canım.

- AA!
- İpek noldu, noldu ? Giriyorum içeriye bak ses ver bana !
- İyi.. İyiyim.. ayağımı vurdum sadece…
- Ay İpek o nasıl çığlıktı öyle, ben de bir şey oldu sandım.
- Özür dilerim korkutmak istemedim.. Sen in hadi geliyorum bende şimdi..


Aman Allah’ım bu da ne !?
Komodinimin üstünde, şuan da, kırmızı ve ucunda yıldız figürü olan bir bileklik mi var? Yoksa bana mı öyle geliyor?
Yok yok bana öyle geliyor… Gözlerimi ovuşturup tekrar bakıyorum... Evet hala orda! bu olamaz bu ne? Kafayı yiyorum herhalde …
Rüyamda gördüğüm bileklik buraya ışınlanamaz değil mi? Tabi ki ışınlanamaz. Zihnim bana illüzyon oynuyor olabilir. Evetevet fazla korktum ve şuan zihnim halüsinasyonlar üretiyor. Korku sonucu bunları üretmem gayet doğal. Zaten bir psikoloji kitabında okumuştum, ‘ İnsan zihni bir şeye fazla korku ürettiğinde, zihin onu gerçek sanarak bir süre sonra var gibi, olmuş gibi davranır.’ Diyordu. Yani şuan yaşadığım bu bence... evet sakinim…

İyi ama bir dakika… Bu bilgi somut bir şeyler için değil ki, bir şeyler hissetme gibi soyut şeyler için geçerli daha çok…
Korku enerjimle rüyamda ki bilekliği buraya getiremem herhalde dimi?
Yahu ne oluyor?

Bilekliği bileğime takıp hızlıca aşağı indim. Menesse abla çayları döküyor. Her şey yolunda gözüküyor. Evet bu bir rüya değil normal gerçek hayattayım.
- Menesse abla?
-Söyle canım.
-Bu bileklik nedir?
-Ne …? Nasıl ? Nereden çıktı bu?
- Bende onu soruyorum. Nereden çıktı bu senin mi ?
-Ha .. Hayır… Nerden buldun sen bunu ?
-Sakin ol Menesse abla, elin neden titriyor? Çaydanlığı düşüreceksin! Dur bir dakika iyi misin?
-İyiyim ben iyiyim. Nereden çıktı bu ?
-Menesse abla neden böyle bir tepki verdiğini anlayamıyorum. Kaskatı kesildin. Bileklik seninse ve özel bir anısı varsa çıkartabilirim.
-İpek ! Onu nereden buldun ?
Tamam anlaşıldı bir şeyler oluyor. Ve üstelersem bana asla söylemeyecek. Yalan söylemekten başka çarem kalmadı. Allah’ım özür dilerim valla yine yalan söyleyeceğim ama başka çarem yok şuan.

- İpek içinden mırıldanmayı bırakır mısın? Sana bir soru sordum.
-Ya Menesse abla şaka yapıyorum. Allah aşkına şu haline bak. Sitare hediye almış. Geçen gün kahve içmeye uğradığında getirdi. Şimdi aklıma geldi sana göstermek istedim.
-Ne demek Sitare getirdi? O zaman bana neden sordun nereden çıktı diye?
-Ya beni bilmiyor musun ? Hayal dünyasında yaşıyorum ve canım sıkılıyor. Az bir ekşın yaşayalım diye öyle haberim yokmuş gibi yaptım. Sende fazla kaptırdın he.
-İpek doğruyu mu söylüyorsun ?
- Hahaha tabi ki doğru. Ya nereden çıkacak Menesse abla? Yapma Allah aşkına… Yani ben bir şaka yapayım dedim de, sen neden bu kadar tepki verdin ben onu anlamadım.
- Tepki falan vermedim. Sen öyle bir an da seslenince korktum sadece . Zaten dalmıştım. Biliyorsun panik atağım var. Birden irkilince korku saldı bedenime.
- Hii Menesse abla ya ben onu unutuyorumhep, bir de salak gibi bağırdım. Çok özür dilerim. İyi misin daha iyi misin? Dur sana bir su getireyim hemen…
Al iç biraz, gel otur böyle…
- Sağol canım. İyiyim tamam telaş yapma, geçer birazdan titremem.
- Tamam iyi ol lütfen kendimi çok suçlu hissediyorum şu anda salak kafam ya.
-İpek tamam kendine hakaret edip, kendini aşağılayıp durma. Olan oldu bir tanem geçti tamam sakin… Gel sende otur çaylarımızı dökmüştüm zaten kahvaltımızı yapalım güzelce.
-Tamam yapalım..
-Hadi sen otur bende elimi yüzümü yıkayıp geliyorum hemen.
- Tamam acele etme iyi olmaya bak. Ben bekliyorum seni.

Allah’ım çok şükür iyi ki hayal dünyasında yaşayan biriyim de inandı bana. O değil de ben gerçekten çok mu hayal dünyasında mı yaşıyorum da yaptığım her dengesizlikte bu bahaneyi sunuyorum ve onlarda inanıyor?
Hahaha evet muhtemelen öyle. Neyse iyi tarafından bakarsak bu işime yarıyor.
Ya o değil de bir dakika ben şuan neden gülüyorum? İlgilenmem gereken daha vahim bir durum var. Bu bileklik nereden çıktı sahiden? Yalanı güzel salladım da ben bunu nasıl çözeceğim şimdi? Ayrıca Menesse abla bana doğruyu mu söyledi? Yani birden öyle bağırdım diye mi öyle oldu gerçekten? Yoksa bileklik onun bir şeyi mi ? Ay bende iyice saçmaladım şuan da. Bileklik onun olsa neden söylemesin ? Hem onun olsa rüyamda ne işi var ? Bu Menesse abla ile alakalı değil tamam bu düşünceyi atıyorum.
Ama o zaman bu ne! Bu nereden geldi ?!Rüyamdan mı ışınlandı?!

-İpek?
- He… Efendim Menesse abla daha iyi misin?
-iyiyim de sen yine ne mırıldanıyorsun kendi kendine?
-Ay Menesse abla beni bilmiyor musun ? Ya şarkı söylüyorum, ya kendi kendime konuşuyorum işte.
-İyi tamam dediğin gibi olsun. Hadi yapalım kahvaltımızı.
-Aynen kahvaltıdan sonra Sitare gelcekzaten.
- Tamam ben de size en sevdiğiniz kakaolu kekten yapayım o zaman.
- Yaaa harikasınnnn tamammm.



x x x x

-Menesse abla! Sitare geldi ! biz bahçeye kahve içmeye çıkıyoruz!
- Yavrucum ne bağrıyorsun? Yan odadayım zaten .
- He pardon ben yukardasın sandım.
- Yok canım problem değil tamam siz çıkın. Kekin olmasına da az kaldı zaten, olduğunda ben kahveleri de keki de getireceğim.
- Tamam harika.


x x x x

-Sitare otur hemen sana anlatmam gereken şeyler var.
-Tamam sakin ol ne oluyoruz yine?
-Sitare dün gece bir rüya gördüm.
- Eee hep görüyorsun ne var bunda?
- Dur ama bu sefer ki başka.
-Tamam dinliyorum. Neymiş o başka olan?
-Rüyayı uzun uzadıya şimdi anlatamayacağım ama en ekşınlı yerini anlatacağım. Hazır mısın?
-Ya İpek anlat artık şunu.
-Rüyamda bileğimde kırmızı bir bileklik vardı ve bilekliğin ucunda yıldız figürü vardı…
- Eee yani?
- Uyandığımda rüyamda gördüğüm bileklik, komodinimin üstündeydi.
-Saçmalama İpek.
- Saçmalamıyorum Sitare al bak, kolumda bak.
-Nasıl ama yani bu.. bu olamaz ki… Böyle bir şeyin bir bilekliğin var mıydı daha önceden.
- Hayır.
- Nasıl hayır?
- Ya Sitare yoktu yoktuuu. İlk defa görüyorum ben bu bilekliği.
-Tamam. Menesse ablanındır ya da annenindir.
-Yahu değil. Sordum sabah sordum Menesseablaya benim değil diyor.
- Tamam annene sor o zaman. Başka açıklaması yok bunun. Annenindir.
- Ya Sitare annemi tanımıyormuş gibi konuşma. Ne işi olur böyle bileklikle?
- Sana hediye almıştır o zaman.
- Of of…
-Ne of kızım kafan yerinde mi senin? Ya nerden çıkacak başka? Neye inanıyorsun ?Ne yani bileklik rüyandan çıktı geldi öyle mi?
-Bilmiyorum Sitare.
- İpek bilmiyorum demek, bu düşünceye %50 inanıyorsun demek olur.
-Yani inanmayı seçtiğimde mantıksız geliyor. Ama inanmayı bıraktığımda da başka açıklama bulamıyorum.
- İpek senin kafan karışmış. Sen en iyisi akşam annen gelince bir sor, netleşsin her şey. Elimizde daha sormadığımız bir kişi varken, bilekliğin rüyandan çıkıp gelmesine inanmak çok aptalca.
- Hayır Sitare anneme sormaycağım.
- Pardon ? Neden ?
- Bana hiçbir zaman doğruyu söylemiyorlar. Bugün Menesse ablaya sorduğumda bile rengi değişti. Yani gerçekten panik atağı var diye korktu diye mi öyle yoksa bir durum mu var anlamadım. Artık neye güveneceğimi şaşırdım.
- İpek annenler sorduğun sorulara istediğin gibi yanıt vermiyor diye bu durumla o durumları bir tutamayız. Tedirginliğini, güvensizliğini anlıyorum fakat bu durum çok başka.
-Tamam Sitare ya…Ha bu arada bu bilekliği bana senin aldığının yalanını söylemek zorunda kaldım.
- Zorunda nasıl kaldın bu ne demek?
-Ya işte Menesse abla benim değil dedi sonra bir kızardı bozardı, nereden çıktı o diye beni sıkıştırdı. Ne deseydim Sitare ? daha ben işi anlamamışken rüyamdan çıktı deseydim de kadının kalbine mi inseydi? Mecbur senin aldığını söyledim bir durum olursa pot kırma sende.
- Of İpek of.

-Kızlar!
-Efendik Menesse abla?
- Kahvelerinizi ve keklerinizi getiriyorum. Bir şey istiyor musunuz başka?
- Hayır teşekkür ederiz.
- Tamam o zaman buyurun bakalım. Sitareciğim hoş geldin bu arada.
- Teşekkür ederim Menesse abla, hoş buldum. Ayrıca bu güzel kek içinde teşekkür ederim. Tadına bakmak için sabırsızlanıyorum.
- İpeğin bilekliğini nereden aldın kızım?
- Öhö öhö öhö…
-Helal helal dur bir su iç.
- Yok tamam iyiyim.
-Evet soruma cevap alayım o zaman.
-Avm’den aldım işte nereden alacağım başka neden sordun ki?
- Hoşuma gitti çok tatlı bir bileklik merak ettim görürsem kendime de alırım belki diye sorayım dedim.
-He sonuncuydu valla Menesse abla ama yine de olur da denk gelirsem ben sana alırım.
- İyi bakalım size afiyet olun.
- Ooo Sitare hanım iyi kurtardınız valla bravo ben bile bilmesem senin aldığına inanacaktım az daha hahaha.
-Ay İpek sus Allah aşkına yalan söylediğimiz yetmiyor, bir de gülüyorsun. Ne diyeceğimi şaşırdım ya öyle birden sorunca.
-Ya Sitare büyütme bu kadar hadi şu kekten ye.
-Aynen şuan büyük bir sorunumuz yok ya, doğru diyorsun ben kekten yiyeyim.
-Hahaha Sitare komik kızsın…
-Sende çok tehlikelisin.
-İltifat aldım bunu…
-Al al istediğin gibi al ama şu işi biran önce çöz.

Loading...
0%