Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Yaşamı Nerde Bulabilirim?

@kralice7

Evet dostlar harika sabah olmuş. Ve ben dün gece uyuya kalmışım. Şu uykusuzluğa dayanabilmeyi öğrendiğim de çok daha iyi yerlere geleceğime eminim. Hahaha evet doğru tek sorunum bu ya sanki..
- Hayırdır İpek ne bu neşe sabah sabah? Yine neye gülüyorsun kendi kendine?
- Yok bir şey Menesse abla ya aklıma bir şey geldi ona gülüyordum.
- Neymiş o anlat beraber gülelim.
- Ya ahaha Menesse abla yapmasan şu klişeyi olmaz dimi , annem gitti mi?
- Çoktan gitti.
- Gelen giden oldu mu?
-Hayır ama yarım saate teyzen gelebilir muhtemelen seni görmeye uğrayacaktı.
-Tamam Menesse ablacığım, sen istersen kahvaltıya in bende elimi yüzümü yıkayıp geliyorum hemen.
- Tamam canım bekliyorum.

Hazır Menesse abla mutfağa gitti bende şu odamın çöpünü atıyor gibi çıkıp çaktırmadan posta kutusuna bir bakayım. Yoksa Menesseablanın soruları bitmez.
Tam dış kapıdan çıkacakken teyzemle karşılaşmak mı? Evet yine şanslı günümdeyim…

- Hayırdır İpek nereye ?
- Teyze görmüyor musun çöp atmaya gidiyorum.
- Hahaha Allah Allah ne zamandır bu evde ki çöpleri sen atıyorsun.
- Canım çöp atmak istedi ne var bunda ayrıca biraz hava alacağım. Biz de tam kahvaltıya oturacaktık, sen geç hadi bende çöpü atıp geliyorum.
- Sen yine bir şeyler peşindesin ama iyi hadi tamam yutmuş gibi yapıyorum ve ben geçiyorum.
- Of teyze.

Yahu bu teyzem ne olsun istiyor, her seferinde soru yağmurlarından bıkmıyor da..Neyse posta kutusuna sağ salim bir varayım da mektubum alınmış mı bir bakayım. Hahah vay arkadaş ya kapımın önüne çıkmak için ne badireler atlattım. Aa bu da ne pembe bir zarf. Tabi ya dün gece gelip mektubum alınmış yerine yenisi konulmuş bile, kaçırdık desene.. Mektubu hızlıca cebime koyup içeriye girdim.
-İpek nereye ?
- Odama teyze.
- Kızım kahvaltı yapacağız ya ne odası şimdi ?
- Tamam teyze geldim.


Neyse kahvaltıyı bir an önce yapıp odama çıkarım. Evet, tamam sakinim heyecana gerek yok. Zaten şimdi direkt çıksam teyzemin soruları ve peşimden gelmeleri… Of of hiç gerek yok.
-Evet teyze ne yapacaksın bugün?
-Daha plan yapmadım hayatım. Neden sordun?
-Hiç kaçta gideceksin diye, öylesine.
-Ya, hahahaha. Menesse, biz bu kıza hiç kibarlık öğretemedik. Şunun ne dediğini sen de duydun mu? Bari çaktırmadan sor, bu nedir suratıma git der gibi.
- Ne yapabilirim teyze yalan mı söyleyeyim?
-Hayır teyzeciğim de öyle suratıma pat diye söyleme diye dedim.
- Tamam tamam.
- Ben gidince ne yapacaksın ki böyle bir telaş aldı seni?
-Dinleneceğim, kitap okuyacağım işte.
-Aman ne farklı bir aktivite, hiç yapmadığın bir şey ya dakika sayıyorsun. Neyse kahvaltım zaten bitti bir lavaboya girip çıkacağım, hadi yine iyisin.
-Okey teyzeeeeeee

x x x x


-Menesse abla, teyzemin ineceği yok ben odama çıkıyorum artık sen uğurlarsın.
-Tamam canım, çık sen.

Merdivenden çıkarken odamın kapısının açık olduğunu gördüm. Bir hışımla odama daldım. O sırada teyzem sıçradı suçlu gibi.

-Hayırdır? Sen? Teyzeciğim?
-Kuzum merak ettiğim bir kitap vardı ya onu arıyordum.
-Peki bana neden söylemedin? Ben verirdim. Odama izinsiz girilmesinden hoşlanmıyorum bilirsin.
-Haklısın, özür dilerim bir tanem.
-Tamam, Stefan’ın Satranç kitabını istiyordun değil mi?
-Evet.
-Burada işte buyur al, şimdi bittiyse müsaadenle odamda yalnız kalmak istiyorum.
-Tamam bir tanem teşekkür ederim. Ben de gideyim artık.
-Rica ederim görüşürüz, kapıyı kapatır mısın lütfen?

Offf teyzeme sonra sinirlenirim, şimdi bu mektubu okumalıyım.



 

Merhaba İpek,

Öncelikle bana cevap olarak bir mektup yazman beni çok mutlu etti. Bunun için teşekkür ederek başlamak istiyorum.

Neden yüz yüze değil de mektup üzerinden konuştuğumuzu sormuşsun. Bunun sebebi İpekçiğim sen de biliyorsun ki bazen insan önemli konularını veya sırlarını yüz yüze anlatamaz. Yazmak çoğu zaman daha kolay ve anlaşılır olabiliyor. Zaten aramızdaki bağ kuvvetlendiğinde sen de hazır olduğunda ve istediğinde yüz yüze görüşeceğiz sadece şimdi değil.


Unutma ki ben sana cevap vermek için buradayım.


Anladık. Bana cevap vermek için burada salağa anlatır gibi elli kere söyledi tamam ya sevdim ben bu işi mektupla sohbet etmek, bence havalı.


MEKTUP 4

Merhaba,

Size ne diye hitap edeceğimi bilmediğim için tek bir merhaba ile başlıyorum. (:

Hazırsanız ilk sorumu soruyorum…

Sizce yaşam nedir?Yaşamı nerede bulmalıyız?



Bakalım gerçekten her soruma cevap verebilecek mi? Evet kağıdı zarfa koyduğuma göre artık posta kutusuna götürebilirim. Döndüğümde şu albümleri tekrar arayıp biraz ip uçları toplayacağım.





x x x

Anlamıyorum.. Annem bana babamın fotoğrafını verdiğinde, ‘bir tek bu fotoğraf var.’ Demişti.. Ama şuan annem babam ve benim içinde olduğum, üçümüzün fotoğrafını buldum. Üstelik annemin kutuları içinde… Yani kaybetmiş olma ihtimali yok. Bazen annemin odasının önünden geçerken kapısı aralıkken bakıyorum. Kutulara sık sık bakıyor. İyi ama ben babamın bu kadar her halini merak ederken annem benden bu fotoğrafı neden sakladı? Neden bana başka fotoğraf yok dedi ?
Neyse madem benden bir şey saklanıyor, bende ondan izinsiz bu fotoğrafı alacağım ve bende duracak.

-İpek müsait misin ?
- Evet Menesse abla , gel.
- Tatlım demin posta kutusuna baktım da bir mektup vardı.
- Eee nerede şimdi ?
- İşte burada fakat sana bunu vermem için bana dürüst olman gerekiyor. Kimden bu mektup? Ne mektupları bunlar ?
-Bu sorulara cevap verme zorunluluğum olduğunu düşünmüyorum. Mektubu hemen bana verebilir misin Menesse abla?
- Hayır veremem.
-Açtın mı yoksa?
- Hayır tabi ki de, içinde ne olduğunu bilmesem de bu bir mektup ve senin özelin açmayacağımı sende çok iyi biliyorsun. Ayrıca açsam sana sormazdım zaten.
-Tamam anladım. Teşekkür ederim. Şimdi onu bana verir misin ?
- Önce dürüst olur musun?
-Sizin bana vermediğiniz şeyi benden bekleyemezsiniz!
- Bu ne demek oluyor şimdi?
-Dürüstlük diyorum, ne zaman bana dürüst oldunuz da benden bu eylemi bekliyorsunuz?
- Bak İpek, öfkenin sebebini anlıyorum fakat biz sana olabildiğince zaten dürüstüz. Ayrıca neyi kastettiğini de anlıyorum sadece her şeyin yeri ve zamanı var.’ Her zaman her şey söylenilmez. ‘ der annen bilirsin. Bu durumda şuan tam bu cümle gibidir. Şimdi anlıyor musun beni?
-Gayet iyi anlıyorum. Çokta iyi anladım. Sen demin sordun ya , ‘bu mektup nedir kimden geldi’ diye.
- Evet.
-Her şeyin yeri ve zamanı vardır. Her şey de her zaman söylenilmez Menesse abla. Bilmem anlatabildim mi? Şimdi mektubumu verir misin?
- Ah İpek yine kısasa kısas yapıyorsun ve asla bu huyundan vaz geçmiyorsun. Tamambuyur al mektubunu.
- Evet vaz geçmiyorum. Siz bu huylarınızdan ve bana kaçamak cevaplar vermeyi bıraktığınız da bende bu huylarımı bırakacağım. Okeeey? Mektup için teşekkür ederim. Çıkarken kapıyı kapatır mısın?
-Tabi İpek hanım kapatırım ne demek. Beş dakikaya anneniz gelir, sofra da hazır olur. Lütfederseniz sizleri de yemeğe bekleriz.
- Ya Menesse abla yapma şunu lütfen. Seni üzmek istemedim ve seni çok ta seviyorum fakat beni de anla lütfen, bu konular beni çok kızdırıyor çünkü benden bir şey saklanıyormuş gibi hissediyorum. Kırdıysam özür dilerim.
- Tamam kuzum anlıyorum. Sen de meraklı birisin işte seni ben böyle kabul ettim artık. Hırçınlığın bile merakına cevaplar bulamadığından. Barıştık tamam asma yüzünü.
- O zaman bende seninle aşağı gelip sofrayı kurmana yardımcı olayım. Olur mu?
-Hahaha İpek hep böylesin işte bir parlıyorsun sonra hemen yaptığının farkına varıp gönül alıyorsun. Deli kız gel hadi kuralım şu sofrayı madem.


x x x x


-Miss gibi bir masa kurdum Menesse abla beni takdir etmeyecek misin?
-Hahaha müthiş bir masa oldu kuzucuğum ellerine sağlık.
-A anne hoş geldin..
-Hoş buldum kızım. Oo bu güzel sofrayı sen mi hazırladın yoksa?
-Evet her şey hazır hadi gel…

Tam Menesse ablaya mektup işini anneme söylememesini rica edecektim ama annem tahminimden birazcık erken geldi… Şimdi Menesse ablaya kaş göz yapıp anlatmaya çalışsam ya da fısıldasam annem hemen fark eder. Gözünden hiç bir şey kaçmıyor malum… Neyse içimden dua etmekten başka çare kalmadı. Bana bu susma iyiliğini yapacağını umuyorum, amin.

-Kızım ne düşünüyorsun öyle?
-Hiç… Anne ya yemeğimizi yedikten sonra balkonda beraber çay içsek olur mu?
-Tamam kızım olur içelim.

Yemeği yedikten sonra annem dinlensin diye 15 dakika müsaade ettim. Bende bu sırada sofrayı ve mutfağı toplamak için yani başladığım işi bitirmek için Menesse ablaya yardım ettim. Aklım hala mektupta ama ondan daha önce fotoğrafta. O yüzden önce annemle sohbet edip, biraz saçma sapan sorular sorup, kafasını karıştırıp istediğim bilgileri toplamam gerekiyor. Madem kimsenin bana bir şey anlatacağı yok, iş başa düştü demektir. Kendi yöntemlerimle ilerleyeceğim.
İki tane çay alıp balkona çıktım. Annem de hemen peşimden geldi, geldi gelmesine de ne soracağım, konuya nasıl gireceğim hiçbir şey planlamadım of.

-Evet kızım böyle durmak için mi geldik ?Yine ne düşünüyorsun ?
- Öyle dalmışım anne ya, hem zaten öyle önemli bir konu yok. Baş başa bir sohbet edelim istedim sadece. Ee nasılsın, nasıl gidiyor?
- İyiyim iyi gidiyor kızım bildiğin gibi. Pekisenin nasıl gidiyor?
-İyi gidiyor. Bazen sıkılıyorum tabi ki malum hep evdeyim.
- Sıkıldığında teyzeni çağırabilirsin , Sitare’yi çağırabilirsin kızım bunu biliyorsun.
- Anne bunu biliyorum. Belirtmene gerek yok her seferinde fakat teyzem benim benimyaşıtım mı sence?
-Tamam değil ama canın sıkılmaz en azından.
-He he evet anne geçer aynen. Ben ne zaman arkadaşlarımla diğer her normal birey gibidışarda buluşacağım ?
-Evde buluşun kızım hem daha rahat.
-Neden dışarıda değil !?
-Kızım dışarısı güvenli değil! Dışarıda bir sürü ipi kopmuş, kötü niyetli insanlar var. Ben nasıl güvenip seni yalnız yollayacağım?
-Yalnız gitmiyorum anne. Yanımda arkadaşlarım olacak. Ayrıca bütün arkadaşlarım her hafta sonu dışarda buluşuyorlar ve başlarına hiçbir şey gelmedi, hepsi sapasağlam.
- Ama şimdilik.
-Ya anne yapma rica ediyorum ya ne demek şimdilik? Zaten okula servisle gidip geliyorum. Yazları hep evdeyim. Sıkılıyorum artık. Ayrıca şimdilik dediğin de yeni çıkmaya başlamadılar hep çıkıyorlardı .Anlıyor musun beni?
- Anlıyorum anlıyorum da, sen beni anlamıyorsun. Tamam şöyle yapalım bu hafta sonu beraber AVM’ye gidelim mi?
-Anne seninle değil, arkadaşlarımla gitmek istiyorum. Bir Sitare’yle görüşebiliyorum. Sıkıldım artık her şeyden. Kendimi yalnız hissediyorum neden anlamak istemiyorsun?
-Kızım lütfen üstüme gelme. Daha değil. Daha yaşın buna uygun değil!
-Anne ben 16 yaşındayım. Ve bu sene 17 yaşıma gireceğim. Büyüdüm artık anla bunu anla. Ayrıca seni anlamakta güçlük çekiyorum. Neden insanlara bu kadar güvensizsin? Ya da bana ? Ya da herkese, neden?
-Çünkü tecrübe ettiğim şeyler var.
-Anlıyorum. Yani istiyorsun ki senin korkuların yüzünden ben hapis hayatı yaşayayım öyle mi?
- Hapis hayatı ne demek İpek gayet konforlusun işte.
-Evet ama hapistekiler gibi kısıtlanıyorum. Onlarda dört duvar arasında, bende. Onlarda istediğinde çıkamıyor bende. Yani tek fark benim bulunduğum yerin adı ev, onların ki hapishane fakat işlevlerimiz aynı.

Annem de bende bu konuşmamızdan sonra uzaklara daldık. Annem uzaklara bakarken bazen o fark etmeden onu inceliyorum. Bence beni anlıyor, üzülüyor da ama neden hiç geri adım atmıyor anlamıyorum. Bu korku denen şeyler ne garip. İnsanın hayatını cehenneme çeviriyor. Annemin gözünde ki karamsarlığı görüyorum. Bu çok acı, bu çok üzücü. Hayatımızı kendimiz değil, korkularımız yönetiyor resmen.

- Anne ?
- Efendim.
- Senin en büyük korkun ne?
- Mm benim en büyük korkum… Sanırım başarısızlık korkusu ama ondan daha büyüğü ölüm korkusu diyebilirim.
- Ölüm mü ?
- Evet. Ölmekte bana korkutucu geliyor, ölüm de.
- Bunu bilmiyordum.
- Evet bilmiyorsun. Çünkü konusunun konuşulmasından bile hoşlanmıyorum. Bu yüzden daha önce hiç bahsetmedim. Ölüye bakamam. Cenazelere bile gidemem, kasvet sarar içimi.
- Yüzün bile değişti anne, çok üzgün gözüküyorsun. Ölüm seni bu kadar mı korkutuyor ?
- Evet hatta sana bir sır vereyim mi?
- Evet lütfen.
- Yıllar önce çok sevdiğim birisi vardı. Bir gün telefonum çaldı, öldüğünü söylediler ve ben telefonu kapatıp sadece ağladım. Ne son bir kez yanına gidebildim, ne cenazesine katılabildim, ne de mezarına gidebildim. O günden sonra aynı senin bana kızdığın gibi, yıllarca ben kendime kızdım. Gidemedim, korkularım bana engel oldu diye hep kendimi suçladım.
- Ya annecim lütfen ağlama. İstersen beraber o anlattığın kişinin mezarına gidelim. Ben yanında olurum hem belki biraz daha rahat olursun.
- Hayır hayır kızım şuan değil. Daha değil. Daha zamanı var çünkü kendimi hazır hissetmiyorum.
- Tamam annecim sen kendini ne zaman hazır hissedersen ben de o zaman yanında olmaya hazırım. Seni üzmek istememiştim özür dilerim.
- Önemli değil naif gönüllü kızım benim. Evet toparlanma zamanı artık uykun geldi mi bakalım ?
- Evet biraz geldi. İstersen yatalım.
- Olur ama önce anneye bir öpücük ver ve sonra doğru odana mışıl mışıl uyu olur mu ?
- Hahah tamam annecim iyi geceler…


Loading...
0%