87. Bölüm

🎊

Sümeyye Sarı
kralice7

"Mine"

"Ne yapıyorsun orda?" Diyip omuzundan tutup öne doğru eğilip Mustafaya baktım.

"Oturuyorum güzelim sen ne yapıyorsun?"

"Mustafa şaka mı yapıyorsun ne işin var burda?"

"He sana haber vermeyi unuttum, ben bugün işe başladım. Yeni işim artık şoförlük..." diyerek arabayı sürmeye başladı.

Hiç bir şey anlamıyordum, biri kamera şakası falan mı yapıyordu?

Bizim evin oradan uzaklaştığımızda omzunu dürttüm,"heyy bi sağa çeksene konuşalım."

"Tamamm..." müsait bir anı bulunca hemen sağa çekti. Arabadan inip ön koltuğa geçtim.

"Anlat şimdi neler oluyor?"

"Baban aradı dün beni..."

"Eeeee??" Dedim gözlerimi kocaman açmış bir şekilde Mustafa'ya bakarken.

"Mine bir süre okula gidip gelirken ona eşlik eder misin diye sorup ricada bulundu."

"İyi de neden senden istedi bunu normal bir koruma tutacaktı."

"Yavrum baban baktı ki ben gibi cengaveri yok bu piyasada beni seçti demek ki..." diyip gülmeye başladı.

"Ya dalga geçme, kafam allak bullak oldu."

"Ya hu bebeğim benim senin için onca şeyi yaptığımı görünce ne yapsın adam güvenilir birini bulması gerekiyordu. Doğal olarak şuan en makul kişi benim. Yeni birini işe alsa bile aklı kalcak o lavuğun adamı mı diye..."

"Haklısın... Haklısın da şaşırdım biraz. Babam çakal biridir, senle aramızda bir şey olduğunu sezmiştir. Yani bunun üstüne bunu yapabiliyor olmasına hayret ettim."

"Seninle aramızda bir şey olması, senin can sağlığından önemli değil demek ki... Baban en doğrusunu yaptı. Şuan bunları düşünecek zaman değil, seni korumamız gerektiği bir zamandayız."

"Ya hu yeter ki sen koru benim hiç şikayetim yok.. ."

"Tabii belli, elli tane soru yağmuruna tuttun."

"Yaa ondan mu tuttum deli manyak. Sür hadiii okula geç kalacağız."

"Tamam." Diyerek harekete geçti. Eli vitesin üstündeyken bende eline doğru uzandım. Hemen parmaklarıyla sıkıca tuttu elimi...

"Ee bayağıdır bana aşkım demiyorsun sen gözümden kaçmıyor."

Cevap vermedim, dışarıya doğru bakıyordum...

"Hahahaha utandın mıı sen?" Diyerek yanağımdan bir makas aldı. Elimle gözlerimi kapattım, "ya sus.."

"Hahahaha..." diyerek kahka şiddetini arttırdı. Artık utancıma dayanamayarak bende başladım gülmeye...

Sohbet ede ede okula gittik. Öyle özlemişim ki Mustafa'yla sohbet edip yüzünü seyretmeyi... Onun her hareketini ve mimiğini ezberime, zihnime kazımak istiyordum. Bir insan bu kadar yakışıklı olamaz... Bu nasıl bir yaratımdı?

O gömleğin ceketin üstünde duruşu, omuzlarının geniş heybetliliği... Gülümsediğinde dudağının hafif kıvrılması bile bu kadar karizmatik olabilir miydi bir insanın? Zaten hiç bir zaman aşırı gülmezdi, hep bir karizmatik ve kibar gülüşleri vardı. Her hareketi böylesine intizamlı olamazdı... Ama oluyordu...

"Hey ne düşünüyorsun öyle?" Dedi arabayı park ederken.

"Seni..." dedim gözlerimi ondan hiç ayırmadan. Hızlı manevralarla tek eliyle direksiyonu akışta çevirip, arabayı tekte park etmişti. Kimse görmesin diye okulun bir sokak arkasında park etmiştik.

"Beni neden düşünüyorsun, burdayım ya..." arabayı kapattıktan sonra bana doğru döndü.

"Ben yanındayken beni düşünme, beni yaşa." Dedi sağ gözünü kırpıp beni kendine hapsederken...

"Puşt." Dedim arabanın kapısını açarken. Hızlıca oda arabadan indi.

"Pardon? Ne dedin sen?" Diye sordu sırıtırken. Hızlı hızlı kaldırımdan yürümeye başladım ama bir yandan bende gülüyordum. Peşimden hızlı adımlarla geliyordu.

"Sana soruyorum, ne dedin sen?"

"Puşt dedim."

"A terbiyesize bak, ne puştluğumu gördün acaba?"

"Çok yakışıklısın ve sinirlerimi bozuyorsun."

Şimdide kahkaha atmaya başladı. "Ne yani çok yakışıklıyım diye puşt mu oluyorum ben şimdi?"

"Evet sus."

Tekrar bir kahkaha attıktan sonra kapıya yaklaşmıştık. " Önce ben giriyorum." Dedim Mustafa'dan usulca uzaklaşırken. Ellerini cebine koymuş bana tatlı tatlı sırıtıyordu. "Tabi ki hanımefendi, buyurun lütfen..."

Gülümsemi bastırıp, önüme dönüp hızlı adımlarla girdim okulun bahçe kapısından. İçeri girdiğimde kızlar beni kapıda bekliyordu.

"Aaa Aslııııı! Ben sana haber vermeyi unuttum." Diyerek alt dudağımı ısırdım.

"Sıkıntı yok arkadaşım, Mine'yi ben alacağım diyerek sabah Mustafa mesaj attı."

Burcu bu sırada gözleriyle alacalı bir şekilde bakıp kaşlarını hızlı hızlı kaldırıp indiriyodu. Yüzünde de hoşuna gitmiş muzur bir gülümseme vardı.

"Yaslan arkana bebeğim, Mustafa eniştem bütün kontrolleri ele geçirdi." Diyerek yükseldi Burcu. Üçümüz aynı anda kahkaha attık. Gerçekten deli birisiydi, hiç bitmeyen bu heyecanına bayılıyordum. Öyle özlemişim ki onlarla sabah sohbetlerimizi, canım arkadaşlarım benim...

Bahçeye doğru yürümeye başladık, her zaman ki bankımıza doğru giderken söze girdim.

"Asıl siz olayı bilmiyorsunuz, Mustafa benim artık hem şoförüm hem korumam oldu. Babam onu işe almış."

"Ne !" Diye bir çığlık kopardı Burcu. Aslı ondan daha az bir çığlıkla tepki verdi.

"Bende şaşkınım, sabah arabaya bindiğimde Mustafa'yla karşılaşınca neye uğradığımı şaşırdım. Hiç haberde vermiyor puşt. Şoka girdim."

"Yuh anasını satiyim herif süprizlerle dolu." Dedi Aslı birden.

"Valla sorma ya, peki babama ne demeli? Onca şeyde Mustafa yanımda diye ona güvenmiş ve ondan rica etmiş. Mustafa da buldu fırsatı hemen kabul etmiş."

"Valla babanda iyi yapmış, Mustafa da... Baban şuan gerçekten güveneceği birine ancak emanet edebilirdi seni... Çok doğru bir karar takdir ettim. Mustafa'yı zaten takdir ettim o ayrı zaten..." dedi Aslı.

"Aynen katılıyorum, bence de öyle..."

Bu sırada Burcu bayağı sessizdi. Aslıyla ikimiz aynı anda Burcu'ya dönüp baktık. Hala sırıtıp etrafa bakıyordu. Bacağını tutup hafifçe bir dürttüm.

"Hey napıyorsun?"

"Ay çok güzel haber bunlar, yaşasın her şey çok heyecanlı!"

Yine hepimiz aynı anda gülmeye başladık...

Zilin çalmasına beş dakika vardı. Yavaştan toparlanıp sakin sakin sınıfa gittik.

 

 

Sınıftan içeri girdiğimiz an, büyük bir bağırışla karşılandım. Birden ödüm koptu, baş parmağımı üst dişlerimin altına koyup kafamı yukarı doğru attırdım.

Gül yaprakları konfetiler havada uçuşuyordu. Etrafa hızlıca bir göz gezdirdim. Herkes burdaydı. Bir tek sınıftakiler değil, okuldan sığabilen herkes toplanmıştı. Diğer yarısıda koridorda toplanmıştı.

"Seni çok özledik Mine." Dedi hepsi aynı anda, gözlerim deli gibi dolmuştu. Kendimi daha fazla tutamayıp, hüngür hüngür ağlamaya başladım.

Bölüm : 24.02.2025 20:23 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...