Günaydın.

"Ne o ?" Diyerek Burcu telefonu elimden alıp mesajı okudu.

"Bu ne bu ne demek şimdi kim bu?"

Peşine Aslı çekirştirerek Burcu'nun elinden telefonu aldı.

"Kim şimdi kızım bu?"

"Kızım ben nerden biliyim düşünüyorum ama aklıma kimse gelmiyor."

Derin bir nefes verip devam ettim, "neyse gelin kahvaltımızı yapalım." Diyerek masaya geçip oturdum.

"Ay sende ki şu rahatlıkta varya kadı kızında yok Mine ya.."

"İyi de ne yapayım şuan kızımm? Düşün düşün bir şey gelmedi aklıma. Ömrümü bunu düşünerek geçiremem ya."

Burcu gülerek masaya oturdu. Simidi ortadan bölüp yarısını uzattı.

"Sağol çiçeğim." Diyip simitten bir parça koparıp kahvaltıyı yapmaya başladık...

Burcu çayını bir yudum içtikten sonra, " aa yazsana şuna yani mesajına cevap versene belki anlarız kim olduğunu..."

"Bence yazmasın ne gerek var. Napıcak karşıdaki ben şuyum mu diyecek?" Dedi Aslı.

"Demeyecek ama en azından belki konuşma tarzından aklımıza birisi gelir." Diye ekledi Burcu.

Telefonu elime aldım.

"Sagol resim güzelmiş."

Yazdım.

"Kızım neden öyle yazıyorsun yaaa" diye hiddetle çıkıştı Burcu.

"Yahu kızım bu lavuk zaten merak edilmek için bunları yapıyor. Ben şimdi kimsin nesin diye sorsam ekmeğine yağ sürmüş olacağım. Yani ona onun istediğini vermiş olacağım. Ama bırak biz relax davranalım o kendisi kudursun."

" Şu aklını varya başka şeylere kullansan şimdiye filazof olmuştun Mine."

"Belki de öyleyimdir kim bilir? Jasbdjd " diyerek sırıttım. Bu sırada telefonuma bir bildirim geldi. Burcu hemen atıldı telefona.

"Ne yazmış?" Diye sorduk telefona kitlenmiş bakıyordu.

"Hey sana soruyorum ne yazmış bir şey söylesene"

"Ay ohaaaaa" diye birden yükseldi.

"Ne oha kimmiş?"

"Mustafa."

"Ne!" Diye bağırıp elinden telefonu almak için uzandım.

Birden telefonu geri çekti. "Yok oo vay şerefsiz."

"Lan ne söyleniyon bizede bi söyle"

"Mustafa GÜNAYDIN mesajı atmışşşşş. Şerefsiz insan bize bir söylemez mi?"

"Ya vay arkadaş vay anasını ya. Kızım bende tabloyu gönderen o sandım ya."

"Ay valla Burcu öyle denilir mi aklım çıktı?"

"Ne alaka be ne diyonuz?"

"Kızım kimmiş diye sorunca sende Mustafa dedin ya, bizde bunu yapanın Mustafa olduğunu sandık."

"Ay yuh siz kafada kurmayı iyice abarttınız."

Aslı'yla birbirimize bakıp kahkaha kopardık.

" Ulan poker suratlı biz kendi kendimize mi uyduruyoruz sanki , ya havle hareketlere bak ya.."

Elinden telefonumu kaptım. Burcu'nun Mustafa'yla takılı kaldığı konuşma sayfamızdan geri çıkıp, diğer mesaj atanın sayfasına girdim.

"Sormayacak mısın kim olduğumu?" Yazmış mal.

Hemen cevap yazdım.

"Yoo neden sorayım?"

Anında görüldü oldu.

" İnsan bir merak eder."

"Ben korkakları merak etmem."

"Ooo demek öyle.. Nereden biliyorsun korkak olduğumu?"

"Adını yazmadan tablo gönderip bide bana adsız bir hesaptan yazdığına göre bir hayli korkak birisisin."

" Korku değil. Doğru zamanı bekliyorum."

"Hediye yollayarak mı? Doğru zamanı bekleyen sadece bekler. Sen gibi şizofrenik sapık hareketler yapmaz."

"Aşkın adı ne zamandan beri şizofrenik sapık oldu?"

"Aşkın adı ne zamandan beri doğru zamanı beklemek oldu?"

Görüldü.

Cevap yok.

"Ulan Mine ayak üstü tıktın çocuğun ağzına her şeyi."

" Az bile yaptım."

Çocuğun konuşmasından çıkıp, Mustafa'nın mesajına tıkladım.

"Günaydın..."