Köşe yazısı'

Öyle böyle geçiyordu günler...Nihayet cuma gününe gelmiştik. Günlerdir hafta sonunu iple çekiyordum. Yarın yine yazarlık toplantısı vardı ve gazeteye yazım çıkmış bir şekilde uyanacaktım. Heyecandan asla uyuyamıyordum. Sürekli hayal kurup o an ne hissedeceğimi tahmin etmeye çalışıyordum. Kalkıp bir sigara içip geri tekrar yattım.. Hayaller kurarken uyuya kalmışım...

Sabah olduğunda alarmı tekte duyup gözlerimi laks diye açtım. Anında yataktan fırlayıp elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım.

Bugün çok şık olmalıydım.

Dolaba iyice göz gezdirip siyah bir hem şık hem sporumsu olan bir takım çıkarttım. Hafif siyah bir makyaj yaptım. İnce siyah topuklularımı giydim. Son kez bir aynaya bakıp kendime hafif bir eridikten sonra evden çıktım.

Aslı da benim gibi şık ve zarif giyinmişti. Bir önceki günden ne tarz giyeceğimizi beraber seçmiştik. Çünkü her zaman üç silahşörler olarak bir bütün olmalıydık.

Taksiye binip, yol üstü Burcu'yu da alıp doğruuu toplantı yerine gittik.

Kalbim pır pır atıyordu. İçeriye girdiğimizde çoktan herkes gelmişti.

Yazar bey ayaklanıp, " oo kızlarım hoşgeldiniz oturun lütfen." Diyerek sandalyeyi işaret etti. Kibarca oturduk sandalyeye..

Yazar bey hiç yerine oturmadan,

"bir kaç kişi daha aramıza katıldı. Hatta bir iki kişi daha gelecek. Siz şimdilik gelen arkadaşlarımızla tanışadurun ben hemen geliyorum." Diyerek odadan çıktı.

Masaya şöyle bir göz gezdirdim. Karşımda oturan çocuğu bir yerden tanıyordum ama nerden?

Sessizce Aslı'ya doğru eğilip, " Aslı biz bunu nerden tanıyoruz?" Diye sordum.

"Sen onu bir kaç ay önce hafiften dövmüştün." Diye fısıldadı.

"Heee hatırladım, tamam" diyerek çocuğa bizzat tekrar başımla selam verdim.

Hafif tedirgin gözlerle bana bakarak, o da başıyla selamımı aldı.

O sırada Yazar bey elinde gazeteyle tekrar girdi.

"İşte Mine'cim ilk köşe yazın çıktııı!"

Diyerek elinde ki gazateyi sallayarak baş köşeye oturdu. Kalbim tekrar çarpmaya başlamıştı.

"İyi ki bu güzel şiiri bizimle paylaştın Mine, herkes bayıldı.."

Gülümseyip teşekkür ettim.

Kızlara döndüm hemen, hepimiz aynı heyecanla birbirimize bakıyorduk.

Aslı çaktırmadan masanın altından elimi tuttu.

Burcu da Aslı'nın elini tuttu. Enerjilerimizi ve heyecanımızı paylaşıyorduk. Varlıkları bana gerçekten çok iyi hissettiriyordu..

"Müsade ederseniz şiiri sesli bir şekilde okumak istiyorum." Diyerek Yazar bana onay almak istercesine bana döndü.

"Tabi ki buyrun lütfen." Diyerek gazeteyi işaret ederek onayladım.

Yazar derin bir nefes aldı.

Tam bu sırada kapı çaldı.

"Heh zamanlama harika, diğer arkadaşlarımızda geldi." Diyerek ses dozajını yükseltip, "Girebilirsinizzz buyrun!"

Diye çığırdı...

Hepimiz kapıya doğru başımızı çevirdik. Kapı açıldığında Mustafa'yla göz göze geldik...

(bu kısımda gerçekten Mustafa kapıda belirdiğinde şoka girmiştim. Çünkü bulunduğum toplantının okulla hiç bir ilgiliside yoktu. Ne alaka şuan diye şoktaydım ajdjdjdj)