
Makyajımı yaparken sokaktan bangır bangır gelen müzik sesini duydum. Evet annem gelmişti belli ki... perdeyi hafif aralayarak aşağı baktım hızla gelen annem birden kapının önünde durdu ve el frenini çekip indi. Serseri yaa diyerek kapattım perdeyi.
Peşine annem içeri girdi.
"Mineee hazır mısınn?"
"Hazırım geliyorum.."
Aşağı indiğimde tam sigara yakmıştı.
"E anne neden yaktın?"
"Sıkıntı yok arabada devam ederim" diyip elinde sigarayı saklayarak arabaya geçti şoför koltuğuna oturup camı araladı sigarasının külünü ordan atıp arabayı çalıştırdı.
Anayola çıktığımızda son sürat gidiyor birde yetmiyormuş gibi bazı yerlerde makas atıyordu. Emniyet kemerimi taktım , bir elimlede kapının kenarını tutuyordum. Arada bana bakıp , " abart Mine abart.." diyordu..
"Anne azıcık yavaş mı olsak sence?" Dedim sakince.. Bana bi bakış atıp şöyle dedi..
"Kızım hızlı yaşa genç öl cesedin yakışıklı olsun.."
Gözlerimi devirip gülmeye başladım.
"Anne ben yavaş yaşayıp yaşlı ölüp cesedimi umursamamak istiyorum." Dedim.. dedim demesine de nafile, hala aynı gidiyordu.
Sonunda anneannemlerin kapısına varmıştık. Teyzem kapıyı açtığında onu hızlıca öpüp anneannemin yanına koştum.
"Anneanneeemmm!" Diye salona daldım.
Anneannem gülümseyerek kollarını açtı. Hemen koltuğa oturup sıkıca sarıldım yüzünü gözünü öpmeye başladım. "Uyy çok özledim seniii."
Sonra hemen dizine yattım, "ay anneanne senin bu kızın manyak, son sürat geldik buraya yine öldürcek bizi yahu.."
O sırada annem içeri girdi. " yine beni şikayet mi ediyorsun?"
"Evet seni annene şikayet etmeyeceğim de kime edeceğim?"
Annem eğilip anneannemi öptükten sonra, anneannem ufak bir daha dikkatli olması gerektiği için azar çekti..
Bende kenardan kıs kıs sırıtıyordum. Annem sırıttığımı görünce bana bir bakış attı.
Hemen işaret parmağımı dudaklarıma götürüp, " şşş anneni dinle anneni bak ne diyor sana..."
Diyerek gıcıklık yapmaya devam ettim. Nasıl olsa anneannem ordaydı istediğim gibi şımarabilirdim çünkü bana asla kimse bir şey diyemez ve yapamazdı...
Bir kaç sonra yemek yiyip çay faslına geçtiğimizde,
"Ben az bir dolanayım ya gelirim hemen." Diyip evden çıkıp gittim.
Hızlı adımlarla parka gittim. Parkın giriş yerinden içeriye doğru bir bakındım. Mustafa Ali tam da Mustafayla oturduğumuz banka oturmuştu.
Offf diye bir sızlanarak parka girdim. Mustafa beni gördüğünde ayaklandı...
"Hoşgeldin Mine.."
"Hoşbuldumm.."
İkimizde deli gibi gergindik. Sanki ilk defa görüşüyoruz..
Biraz eli ayağına dolanıp, "he bak bize ne aldım." Diyerek yan tarafa doğru eğildi. Bende eğildiği yöne doğru baktım. Poşetin içinden çekirdek çıkarttı. Dayanamayıp gülmeye başladım. Çünkü çekirdekle hiç aram yoktu yani aklıma hiç çekirdek gelmezdi benim...
"Neden gülüyorsun?"
"Ya nerden geldi bu aklına?"
"Dur daha bitmedi" diyerek çekirdeği elime tutuşturup poşetten iki tane bardak çıkarttı. Bitanesini elime verip diğerini dizlerinin arasında tuttu tekrar eğildi. Şimdide kola çıkarmıştı.
"Çekirdek ve kola, parkın olmazsa olmazııı" diye heyecanla yükseldi. Çok tuhaf ilk defa onu böyle heyecanlı ve eşofmanla görüyordum. Nerde o takım elbiseli Mustafa hey gidi hey...
Kolayı açmaya çalışırken bir yandanda bana bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Kolaya baktığımda kahkahaya büründüm. " 2,5 litrelik ne Allah aşkına ordu muyuz biz? Ahahahahaha " Diye deli gibi eğleniyordum. Bu sırada Mustafa kolanın kapağını açmıştı ve açtığı an ikimizin üstüne deli gibi bütük köpükler fışkırmaya başladı.
"Ayyy noluyo noluyo" diyip başımı sağ sola çevirmeye başladım yüzüme kola gelmesin diye.
"Yahu salladın mı bu kolayı sen ne yaptınnn?"
O sırada Mustafa da başını yana çevirmiş fışkırmanın bitmesini bekliyordu bir yandanda bana cevap yetiştirmeye çalışıyordu.
"Ne biliyim kolaya çarpa çarpa geldim o yaptı heralde.."
İyice gülmeye başladım, "yahu sen çocuk musun ahahahahaha kolaya çarpmak neee" o sırada iyice köpük fışkırıyordu.
"Yaa koy şunu kenaraaa." Diye bağırmaya başladım bir yandanda eline uzanmaya kolayı almaya çalışıyordum. Gözlerimiz yarı açık şekilde aynı anda Mustafa bana doğru eğildi ve yüz yüze çarpıştık. İkimizede kal gelmişti. Geri çekilmedik.
Bu sırada kolanın son fışkırmaları iyice yüzümüze gelip durmuştu.
Gözleri.. yakından çok güzeldi..
Oda deli gibi yüzümün her noktasını inceliyordu.
"Öhö " diye hafif boğazımı temizleyerek geri çektim başımı.
"Iyyy yapış yapış oldukk." Diyip yüzümü kollarımla silmeye çalışıyordum.
"Hahaahah yakıştı ama sana." Diye eliyle yüzümdeki kola tanelerini silmeye yeltendi.
"Aman ne komik." Diyerek hafif geri çekildim. "Ben hallederim.."
Hemen ne yaptığının farkına vardı ve toparlandı. "He tamam pardon... Evet uzat bakalım bardakları.."
Bankın kenarına koyduğum bardağı geri alıp Mustafa'ya doğru uzattım.
"İnşallah içebileceğiz bakalım göreceğiz..." diye dalga geçmeye başladım.
Bir saat boyunca sohbet muhabbet ettik. Sürekli kahkaha tufanına kapılıyorduk...
Uzun zamandır bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyordum...
Belki de sen her şeyimin yeni başlangıcı olacaksın...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
![Sümeyye Sarı / Ben Mafyanın Kendisiyim [ Yarı Texting] / Park](https://cdn.kitappad.com/image/img_thump/1/kralice7-ben-mafyanin-kendisiyim-yari-texting-759.jpg)
| 49.38k Okunma |
3.4k Oy |
0 Takip |
94 Bölümlü Kitap |