58. Bölüm

Park

Sümeyye Sarı
kralice7

Okul çıkışında eve gitmeden önce Hakanları bizim mahallede ki parka çağırdım.

Aslı ben Burcu parka önden gidip, Hakanları beklemeye koyulduk.

Yaklaşık bir yarım saat sonra parka gelmişlerdi. Peş peşe sigara içiyordum sinirden, okulda o sinirin üstüne zaten içemedim, gün boyu aklım sigaramdaydı…

 

Parka girdiklerinde Oğulcan yanıma oturdu. Noyan Oğulcan’ın yanına, Hakansa en uzağa. Salak aklınca tribe giriyordu.

“ Evet Mine hanım, anlat bakalım kim bu Mustafa denilen lavuk?” diye sorarak Oğulcan konuya girdi. Noyan da ekledi, “ Ve Hakana yumruk atması cüretini nerden buluyor?”

“ Cüret müret değil konu, Hakan kendi etti kendi buldu. Ayrıca Mustafa yapmasaydı bunu ben yapacaktım.”

Oğulcan şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu.

“ O lavuğun yanında kardeşim dediğin insana vuracaktın öyle mi?”

“ O Mustafa’nın yanında bana öyle sesini yükseltme cüretinde bulunuyorsa, evet bende Mustafa’nın yanında gerekirse ona vuracaktım.”

Mustafa derken bilerek bastırarak söylüyordum. Onun bir adı var bunu beyinlerine kazımak istiyordum. Ayrıca hepsi beni çok iyi tanıyordu. Grubumuz harici başka bir kişinin yanında böyle şeyler yapmayacağımı biliyorlardı.

“ Sevgilin mi bu Mustafa denilen şahıs?” Diye sordu Noyan. Aferm sonunda adını öğrenmişlerdi. Ki zaten Noyan aralarında en kibar olanıydı, onunla anlaşmak uzlaşmak kolaydı. O dinlerdi… Önemli olan şu diğer iki öküze bunu anlatmak…

“ Şuan daha sevgilim değil.”

“ Olacak yani.”

“ Bilmiyorum ben kahin değilim, geleceği göremiyorum… Zaten konumuz bu da değil.”

“ Konumuz ne Mine?”

“ Bak Noyan sende farkındasın ki bu ikisi fazla öküz.”

Oğulcan sözü aldı hemen. “ Ne öküzlüğümüzü gördün Mine hanım.”

 

“ Bak Oğulcan yıllardır anlamıyorsun, yine anlamayacaksın biliyorum ama artık ben sizin bu kabadayı hallerinizden çok sıkıldım. Sürekli hayatıma müdahale etmenizden çok sıkıldım. Ben sizi gerçekten seviyorum ama bu sevgim, sizin bana saygısızlık yapma hakkınızı vermiyor size… O yüzden şimdi şuna bir karar verin.

Ya artık daha kibar olup bana saygı duymayı seçersiniz ya da arkadaşlığımız gerçekten burada bitmeli. Seçim sizin.”

 

Hakan deli gibi öfkelenmişti. “ Bir lavuk uğruna arkadaşlığımızı bitireceksin öyle mi?”

Gülümsedim.

“ İşte sizin kafanız böyle çalışıyor Hakan. Konu Mustafa için bitiriyor olmam değil, saygısız tavırlarınız yüzünden bitiyor oluşum. Asla dönüp kendi hatalarınıza bakmıyorsunuz ve ben bundan çok yoruluyorum.”

 

Oğulcan girdi söze,” Kızım bizim sizden başka kimimiz var? Biz kibarlığı kimden öğrenecektik? Baba mı var başımızda? Anayı bile biz koruyoruz. Böyle öğrendik biz sokaklarda. Üstünüze titriyoruz çünkü size bir şey olmasını istemiyoruz.”

 

Bağrışmalar durup, gerçekten herkes kendini saf haliyle ifade ettiğinde tartışmalarımız sakinliyordu.

 

“ Bak arkadaşım bizi sevdiğinizi ben çok iyi biliyorum. Bizde sizi çok seviyoruz. Ama bu korumak dediğin şey bu şekilde olduğunda konu korumaktan çıkıp, saygısızlığa geliyor. Anlatabiliyor muyum ben kendimi? Ben sizin koruma güdünüzü anlıyorum. Ama bu şekilde değil Oğulcan böyle olmaz!”

 

Oğulcan kararlı olduğumun farkındaydı. O yüzden mümkün olduğunca kibar konuşmaya çalışıyordu.

“ Nasıl olur Mine ?”

“ Bak arkadaşlık dediğin şey birbirini korumaktır. Yanlıştan uzaklaştırmaktır ama saldırmak değildir. Onu kırmak, hele hele insanların yanında ona böyle kabaca davranmak değildir. Birlikte olacağız, ihtiyacımız olduğunda koşacağız ama bazen bazı şeyleri saygı ve sabırla bekleyeceğiz. Sizden yardım istemediğim sürece ille yardım edeceğim diye hırçınlaşıyorsunuz. Ya hu bir bekle. Ben zaten ihtiyacım olunca ilk size geleceğim Oğulcan kime gideceğim başka? Bizimde sizden başka kimimiz var? “

 

Hepsi çıkartıp birer sigara yaktı. Oğulcan ilk yudumunu çekti derin derin içine…

 

“ Tamam güzelim, deneyeceğiz… Elimizden geldiğince daha kibar olmaya çalışacağız…” Diyerek konuyu kapattı…

 

Normal muhabbet akışımıza dönüp yaklaşık bir saat daha sohbet ettikten sonra evlerimize dağıldık. Kapıya geldiğimde yerde bir çiçek duruyordu.

Üstünde de bir not: “ Daha diğer resmini çizmeyi bitiremedim, şimdilik bununla idare et…”

 

Aptal herif. Çiçeği alıp bahçe kapımızdan dışarı çıkıp, hemen kapının yanında ki çöpe attım. Olurda buralardaysa görsün salak herif.

Öfkeyle geri girdim kapıdan, ayaklarımı vura vura çıktım merdivenlerden…

Bölüm : 25.01.2025 20:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...