Yeni Üyelik
12.
Bölüm

Bölüm 12 - Seni İlgilendirmez!

@kristalmelek61

Esin ve Aras dolu bir bölüm oldu.🌹 Keyifli okumalar dilerim.❤️

ESİNDEN

Şuan kalbim durabilirdi.Neden geri çekilmiyordu?!Tuhaf bir bakışı vardı bana karşı.Anlamlandıramıyordum.Heyecandan sık sık nefes almaya başlamıştım.Kahrolası,neden gözlerimin içine bakıyorsun?!Derhal bir şeyler yapmam gerekiyordu.Hiç istemesem de belime sarılı olan kolunu geri çevirerek ondan ayrılmayı başardım.


"Ağabeyim ve Zehra Sultan bizi merak etmişlerdir.İçeri girsek iyi olacak."diyerek duruşumu dikleştirmeye çalıştım.Yüzüne bile bakamıyordum!Anında yanından ayrıldım ve içeri girdim.Kalbimin atış hızına yetişemiyordum sanki...İçeriye girer girmez ağabeyimin ve Zehra Sultanın garip bakışlarıyla baş başa kaldım.O sırada Aras da içeriye girmiş ve yanıma gelip öylece durmuştu.Allahım neler oluyor bana böyle?Yanında duramıyorum artık!


"Herkese iyi geceler.Ben odama çıkıyorum."dedim geçiştirerek.Ardından merdivenlere doğru yönelmeye başladım.


"Esin?"


Allahım gene ne istiyordu?!


"Efendim?"diyerek geriye doğru çevirmiştim bakışlarımı zor da olsa.


"İyi geceler."demişti gülümseyerek.Allahım aklıma mukayyet ol lütfen!Az önce bana gülümsemiş miydi o?


"Sana da."dedim içimdeki duygu karmaşasıyla boğuşarak.Tam o sırada ağabeyim ve Zehra Sultanın yine aynı garip bakışlarıyla karşılaşmıştım.Fakat buna bile kafa yoramayacak kadar kendimi iyi hissetmiyordum.Odama geri döndüğümde derin bir nefes alabilmiştim.İki elim de sürekli sol göğsümün üzerinde idi.Aras'ın bana kötü davranmasına alışabilmiş idim.Fakat şimdi...Aras'ın nesi vardı böyle?Ya da ben mi yanlış anlıyordum?Bilmiyorum.


Kalbim her zamankinden çok daha farklı?!Neden...?Bu nasıl bir şey?!Yüzüme su vursam iyi olacaktı.Banyoya girip,musluğu sonuna kadar açtım.Ardından avuçlarımın arasına biriktirdiğim suyu yüzüme vurdum sert bir şekilde.


"Sakinleş Esin...Sakinleş..."


Birkaç kez aynı kelimeleri beynime ne kadar kazımaya çalışsam da beceremiyordum.Başlarda Aras beni önemsemiyordu.O yüzden rahattım.Fakat artık hep yanımda...Bana sarıldı...Gülümsedi...Yasağı kaldırdı...Benimle yeniden başlamayı istedi...


Bunların nedeni ne?!Ne kadar yüzüme su vursam da bir türlü üzerimde bıraktığı etkiyi kaldıramıyordum.Kalbim yerinden çıkmaya hazır bir şekilde bekliyordu sanki...


Banyodan çıkar çıkmaz üzerimi değişerek yatağıma geçtim.Uykum yoktu fakat ne yapmak istediğimi bile bilmiyordum.Keşke içimdekileri paylaşacağım birileri olsaydı...Bir dakika...İlla birileri olması gerekmezdi değil mi?


Yatağımdan kalkar kalkmaz araştırmaya başladım.Baş ucumdaki masanın ikinci çekmecesinde aradıklarımı bulmuştum bile.Geri yatağıma geçerek derin bir nefes aldım.Ne zamandır günlük tutmuyordum zaten.En azından benim için farklı bir uğraş da olabilirdi.Elimdeki orta boylarda olan defterin ilk sayfasını açtım ve yazmaya başladım.


ARAS'DAN


Esin'in odasına çıkmasıyla annem ve Ceyhun ağabey ile göz göze gelmiştim.Tuhaf bakışları vardı.Sanırım Esin'e olan yeni tavrımla alakalıydı bu tuhaf bakışların nedeni.Bunda tuhaf olan neydi anlamıyordum?Su içmek için mutfağa girdiğim sırada,Ceyhun ağabey de yanıma gelmişti.


"Çetin ile durumlar nasıl Aras?"diye sorunca şaşırmıştım aslında.Esin ile alakalı bir şey sormasını bekliyordum.


"Her şey gayet yolunda ağabey.Merak etme.Yalnız Azra'dan hala bir haber yok.Adamlarımız aramaya devam ediyorlar."


"Anladım kardeşim.Yine de dikkatli ol.Çetin aptal değildir."


"Biliyorum ağabey.Ama için rahat olsun.Her şey yolunda şuan."


"İyi bakalım.Esin ile aranız düzeldi sanırım?"


Beklediğim soru gecikmemişti.Elimdeki bardağı masanın üzerine bırakarak,Ceyhun ağabeye döndüm.


"Evet ağabey.Esin ile başlarda yıldızımız pek uyuşmadı.Fakat bu da bizim yüzümüzden oldu.Fevri davrandık ikimiz de.Esin ile kötü olmak istemiyorum.Onun sayesinde annemle barıştım.Hatalarımı görme şansım oldu.Bu yüzden merak etme ağabey.Seni nasıl öz ağabeyim yerine koyuyorsam Esin de bundan sonra kız kardeşim yerindedir.Daha dikkatli olacağım."deyince Ceyhun ağabeyin yüzü gülümsemişti.Elini omzuma yerleştirerek;


"Bunları duyduğuma çok sevindim kardeşim.Sağolasın."dedi ve içeriye geri döndü.


Bugün hepsinden daha çok yorucu geçmişti.Artık gerçekten uyumak istiyordum.Annemden ve Ceyhun ağabeyden izin alarak odama geçtim bende.Vakit kaybetmeyerek üzerimi değiştim.Ardından yatağıma geçerek yarın ve bundan sonraki zamanlar için güzel şeyler düşünerek içim rahat bir şekilde gözlerimi kapadım.


YAZARDAN


Aras'ın da odasına çekilmesiyle Ceyhun ve Zehra Hanım yalnız kalabilmişlerdi.Zehra Hanım vakit kaybetmeden söze girmişti bile.


"Aras sana ne söyledi oğlum?"


"Endişe edecek bir durum yok Zehra Sultan.Aras ve Esin arasında özel bir durum yok."


"Emin misin?Tam olarak ne söyledi peki?"


"Esin'i kız kardeşi olarak görecekmiş bundan sonra.Yani korkulacak bir durum yok."


"İyi de oğlum,peki ya Esin?"


"Merak etme Zehra Sultan.Esin bir daha aşık olamaz."


"Ne demek bu oğlum?Nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?Daha çok genç."


"Bundan iki sene önce ilk ve son kez aşık oldu Esin.Zayıf kalbi bir aşkı daha kaldıramaz."


"Esin kızımı kim üzmüş olabilir ki?"


"Esin daha üniversitedeyken,okulda Fırat denen popüler ve zengin bir çocuktan hoşlanıyordu.Bir süre sonra hoşlantı aşka dönüştü Esin için.Esin'i okula birkaç kez bırakmıştım.Çocuğu görme fırsatım olmuştu.Fakat konuşmamıştım kendisiyle.Okulun arka bahçesinde bir kızla onu uygunsuz yakalamıştım.Duruma hemen el koymuştum.Fakat ne kadar anlatsam da Esin bir türlü bana inanmadı.Sürekli Fırat denen o iti koruyup duruyordu bana.En sonunda kendi gözleriyle gerçeği görme fırsatı verdim ona.Ve onu serbest bıraktım."


"Peki ya sonra?Esin ve Fırat denen çocuğa ne oldu?"


"Tuhaf bir gelişme olmuştu.Fırat denen çocuk Esin'e çıkma teklifi etmişti.Esin ona deliler gibi aşık olduğu için bir dakika bile düşünmemişti tabi.Sevgili oldular.O günden sonra Esin'in yanına dahi uğramayan kızlar,peşinde pervane olmuşlardı.Fakat bir tanesi ile çok yakındı Esin.Yedikleri ayrı gitmezdi.Bir sene sonra her şey daha farklı olmaya başlamıştı.Sevgililer günüydü.Esin,Fırat denen it için sürpriz hazırlamaya koyulmuştu.Fakat ne telefonlara cevap veriyordu ne de Esin ile artık sık görüşüyordu.Gece yarısı olmasına rağmen bekliyordu hala."


"Esin gibi bir kıza yapılacak şey miydi bu?"


"Fırat denen it yapmıştı maalesef.O gece telefonuna gelen mesaj ile yeniden umutlanmıştı.Fakat mesaj tanımadığı bir numaradan gelmişti."


"Mesajı gönderen kişi kimdi peki?"


"Sadece numara olduğu için tanıyamamıştı Esin.Mesaj da Fırat'ı beklememesi gerektiği yazılıydı.Tabi sadece bu değil.Kendisiyle birlikte olduğunu da eklemişti mesajı gönderen kişi.Esin inanmak istememişti.Elindeki hediye paketlerini,alarak Fırat'ın evine gitmişti.Kapının aralık olduğunu görünce şaşırmıştı.Seslenmesine rağmen ses seda yoktu evde.Fırat'ın odasına çıkana kadar tabi.Yedikleri ayrı gitmeyen kız arkadaşıyla birlikte basmıştı onları.İstiflerini bile bozmamışlar dı onu gördüklerinde.O günden sonra bambaşka bir Esin olmuştu artık.Ne yemek yiyor ne de okula gitmek istiyordu.Ölüden farksızdı.Birkaç kez sinir krizi bile geçirmişti.Daha sonra öğrendik ki Fırat denen it,kaybettiği bir bahis üzerine bir yıl boyunca Esin ile sevgili olmak zorunda kalmış.Yani her şey oyundan ibaretti.Tabi Esin için durum çok daha farklıydı.Ne yazık ki Esin de öğrenmişti durumu.Okuldaki kaydını dondurmak zorunda kaldık.Bu süre zarfında Esin evden dışarı adımını bile atamadı.En azından Caner ve Selen vardı.Esin onlar sayesinde eğitimine devam edebilmişti.İste bu yüzden Esin bir kez daha aşık olamaz Zehra Sultan."


"Zavallı kız...Neler yaşamış böyle?"


"Selen'in vefatı ve benim ortadan kaybolmam da cabası.Sonrasın da anne ve babamızın başına gelenler.Azra'nın kayıplara karışması...Her şey bu kadar berbat olabilir miydi?"


"Sabretmek en güzel erdemdir oğlum.Sadece sabredelim.Allahın izniyle her şey yoluna girecektir."


"Haklısın.Ama emin olduğum tek bir şey var Zehra Sultan."


"Nedir o oğlum?"


"Sende biliyorsun.Ne olursa olsun Aras ve Esin arasında özel bir şey olamaz.Gerçeklerden ne Aras haberdar ne de Esin?Birbirleri hakkındaki gerçeği öğrenmemeleri gerek."


"Biliyorum oğlum.Ama Esin tarafını hiç düşünmedik."


"Sen içini ferah tut Zehra Sultan."


"Sen öyle diyorsan oğlum.Bir kez daha Esin kızımın üzülmesini istemem.Hele ki benim öz oğlum tarafından.Buna dayanamam."


"Aras ve Esin birlikte olamaz Zehra Sultan.Sen rahat ol ve güven bana.İkisi arasındaki tek ortak nokta Selen.Gerçekleri bilmedikleri sürece endişe edecek bir durum yok ortada.Biz de yatalım artık.Çok geç oldu."


"Haklısın oğlum.Herkes için yorucu bir gündü zaten."


"Yine haklısın be Zehra Sultan."


"Zevzekliği bırak da yatalım artık.Hadi iyi geceler oğlum."


"Sana da Zehra Sultan."


ESİNDEN


Huzurlu bir uykunun ardından ilk defa kendimi bu kadar canlı hissediyordum.Kollarımın arasındaki yeni günlük defterimle uyuya kalmıştım.Ağabeyim dahil hiç kimsenin bu defterden haberlerinin olmasını istemiyordum.Ağabeyimi iyi tanıyordum.Yani kafasına bir şey takıldı mı ne olursa olsun onu çözmek için en ince detayına kadar kendi kafasında tonlarca plan yapabilirdi.Bu yüzden çok daha fazla dikkat etmem gerekecekti.Ne yapsam acaba diye düşünürken,çoktan odamdan dışarı adım atmıştım bile.Tabi ki tek başıma değil.Hayatıma yeni giren günlük defterimle beraber evden çıktım.Aklıma ilk gelen yer,belkide benim için ölene kadar özel olarak kalacak olan uçurumdu.Aylardan Temmuzdu.O kadar güzel bir hava vardı ki bugün...Yavaş adımlarla beraber uçurumun kenarına gelmiştim.Toprağı sert değildi ve çoğu yer yeşilliklerle dolu idi.Gözüme takılan iki küçük papatyanın önünde durdum.Yine aradığımı bulmuş gibi idim.Elimdeki defteri yere koyarak,aynı papatyaların hemen altını ellerimle kazmaya başladım.Kazma işlemini bitirdikten hemen sonra,yere koyduğum defterimi tekrar elime aldım.Ve yazdığım ilk sayfayı yırttım.Yırttığım sayfayı bir kez katlayıp, kazdığım yere koydum.Ve tekrar üzerini,belli etmeyecek şekilde örttüm.Gözlerim yine aynı papatyalara takılmıştı.Yan yana o kadar tatlı gözüküyorlardı ki...Birinin boyu yanındakine nazaran daha uzundu.Tıpkı ben ve Aras gibi.İçimden gülmeden edemedim doğrusu.Aklıma güzel bir fikir daha gelmişti.Papatyaların uzun boylu olanına kendimce Aras'ın ismini koydum.Kısa olanına da kendi ismimi.


''Gerçekten çok tatlısınız.Size bir sır daha vereyim mi?Birbirinize çok yakışıyorsunuz.''


Allahım bunu ben mi söylemiştim?


''Dışarıdan biri görse,kim bilir hakkımda ne derdi?''diye düşündüm sırıtarak.


''Bence de haklısın.''


Bir dakika,bu ses...


Çabucak defterimle beraber ayağa kalktım.Geriye döndüğüm de Aras ile burun buruna geldim.


''Sen...Ne zamandır...?''


''Endişe etme.Birkaç dakikadır seni izliyordum sadece.Yeni geldim anlayacağın.''diyerek sırıtmış tı.Aras.Yine gülümsüyordu.Az kalsın her şeyi duyacaktı!


''Anladım.Günaydın bu arada.''dedim olayı başka yöne çekmek istercesine.Şuan tam bir rezillik abidesi idim.


''Sana da günaydın.E anlatmayacak mısın?''diye sorunca ne demek istediğini anlamadım.


''Neyi anlatmamı istiyorsun ki?''diye sordum bende merakla.


''Papatyalar.Yani nasıl tanıştınız merak ediyorum?''diye sordu gülerek.Resmen benimle dalga geçiyordu.Gerçi neden Aras'ı suçluyorum ki?Ağzına malzemeyi veren bendim sonuçta.


''Çok komik!''dedim suratımı asarak.


''Değil mi sence?''diyerek birkaç adım yaklaştı bana.Allahım cidden yeni Aras'a alışmak benim için epey zor olacaktı.Hala gülüyordu.


''Aras,lütfen.''


''Tamam tamam.Daha gülmeyeceğim söz.''dedi fakat birkaç saniye sonra yine kahkaha atmaya başlayınca bu seferde garip bir şekilde bende gülmeye başladım.Şuan gerçekten ikimizi de inanamıyordum.Aras'ı ilk defa güldürmeyi başarmıştım.Aynı şekilde bende öyle.


''Şaka bir yana,iyice dinlenmen gerek Esin.Fazla ayakta kalmaman gerek.''


''Biliyorum.Daha dikkatli olacağım,söz.''dedim gülümseyerek.


''Madem söz verdin,ilk hediye benden olsun.''deyince şaşırmıştım.


''Hediye mi?Nasıl yani?''diye sormamla,kendimi Aras'ın kucağında buldum.


''Aras...Ben kendim yürüyebilirim.''dedim içimdeki heyecanı bastırmak amacıyla.


''Sana soran oldu mu küçük hanım?''deyince ağzımı açamadım.


''Bende öyle düşünmüştüm.''diyerek sırıtmıştı bu sefer de.Aras'a ağırlık vermemek için bende kollarımı boynuna dolamıştım.Eve doğru yürümeye başlamıştık.O sırada neden bilmiyorum,aklıma dünkü tartışmamız ve uçurumun başında bana söylediği cümle gelmişti.Cesaretimi toplayarak Aras'ın yüzün baktım.


''Aras,sana bir şey sormak istiyorum?''


''Sor,dinliyorum.''


''Dün o uçurumun başında tartışırken bana bir şey söylemiştin,hatırlıyor musun?''diye sordum.


''O gün sana bir den fazla şey söylemiştim.Hangisini kastediyorsun?''diye sordu.


''Senden sadece korkmamı söylemiştin.''dedim çekinerek.Aras o anda adımlarını durdurmuştu.Cevap vermemişti.Öylece duruyordu.


''Senden korkmalı mıyım Aras?''diye sordum.


''O an ne dediğimi bilmiyordum.Öfkem çıldırmış gibi idi.Benden korkmana gerek yok artık Esin.''dedi sessizliğini bozarak.


''Peki.''dedim gülümseyerek.


''Senden bir şey istiyorum Esin?''diye sordu gözlerimin içine bakarak.


''Nedir?''diye sordum bende.


''Belki bunu senden istemek bencillik olacak.Fakat aklında soru işareti kalsın istemiyorum.''deyince merakım bir kademe daha arttı.


''Seni dinliyorum Aras.''


''Dün o uçurumdaki tartışmaya kadar ne yaşanmışsa,aklından çıkar olur mu?Dün akşam seninle yeni bir sayfa açtık Esin.Kolay olmayacak biliyorum.Senden istediğim bundan sonra bana güven olur mu?''deyince ne diyeceğimi bilemedim.Hayal görmüyordum değil mi?Aras'ın söyledikleriyle o kadar mutlu olmuştum ki...Ondan korkmak istemiyordum.Ona güvenmek istiyordum.


''Söz veriyorum Aras.Senden bir daha asla korkmayacağım.Ve sana sonuna kadar güveneceğim.''dedim hafifçe gülümseyerek.


''Sabah sabah yeşil çama bağladık.Ama itiraf ediyorum güzeldi.''deyince kahkaha atma sırası bendeydi.Eve vardığımızda Zehra Sultan merdivenlerden aşağıya doğru iniyordu.


''Gençler,erkencisiniz bugün.''diyerek yanımıza gelmişti Zehra Sultan.


Aras ve ben hala gülüyorduk.


''Sizin neyiniz var çocuklar?''diye sordu Zehra Sultan.


''Yeşil çam sendromu Zehra Sultan.''dedim gülerek ve ardından Zehra Sultanın yanına gelerek yanağına kocaman bir öpücük bıraktım.Aras da hemen ardımdan gelerek aynı işlemi uygulayınca Zehra Sultanın gözleri parlamıştı.


''Ağabeyim nerede Zehra Sultan?Uyanmadı mı yoksa?''diye sordum.


''Yok uyandı.Geliyor şimdi o da.''


''Tamam o zaman.Ben kahvaltıyı hazırlarım Zehra Sultan.''dememle Aras kolumdan kavramıştı beni.


''Daha bugün ne konuştuk seninle?Saniyede cayıyorsun.''deyince gülmeden edemedim.


''Tamam tamam.''dedim sırıtarak.Ardından da koltuklardan birinde yerimi aldım.Zehra Sultan ile Aras kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa geçince bende TV'yi açtım.Müziği gerçekten çok özlemiştim.Selen ile ortak hayalimizdi.İlerde aynı üniversiteye gidecektik.Aynı bölümü okuyup birlikte yaşayacaktık.Sadece hayal olarak kaldılar...Her gün bizim eve gelir odama geçerdik.Beraber şarkı söylemek hobimiz idi.Övünmek gibi olmasın ama ikimizin sesi de çok güzeldi.Sesini çok özledim Selen...Şımarıklığını...Dostluğunu...


''Herkese günaydın.''


Ağabeyimin sesi ile dolan gözlerimi saklamaya çalıştım.


''Günaydın ağabey.''dedim gülümsemeye çalışarak.


''Günaydın Ceyhun ağabey.''


''Günaydın oğlum.''


Her şey bir yana sahip olduğum yeni ailem ile hala değerli bir şeylerin var olduğunu kabul etmiştim artık.Anne...Baba...Merak etmeyin,çok mutluyum...


ESİNDEN DEVAM


Günler akıp geçiyordu,ne kadar bitmesini istemediğimiz anları durdurmak istemesek de...Şuan da olduğu gibi...


''Esin bence kaşınma.Yoksa fena olacak bak.''


''Umurumda bile değil.''dedim gülerek.Elimdeki hortumla beraber oradan oraya koşturup dururken.Aras ile arka bahçede bitkileri suluyorduk.Tabi buna sulamak denirse.Bitkilerden çok Aras nasibini alıyordu benim sayemde.

''Esin yakalarsam fena olacak.''

''Senden korkmuyorum Aras ÖZTÜRK!''dedim hortumla beraber lalelerin arasına koşarak.


Halimiz gerçekten çok komikti.Zehra Sultan ise karşıdan bizi izliyordu.O bile tutamamıştı kendini.


''Esin dur!''


''Beni kandıramazsın!''dedim dil çıkararak.


''Esin ciddiyim,sakın kımıldama!''


Aras'ın ciddi uyarısı ile bu sefer bende korkmaya başladım.


''Aras,eğer bu da şakaysa...''


''Hayır değil.Yanına geliyorum,sen sadece kımıldama yeter.''


''Tamam.Ama çabuk ol,korkmaya başladım.''dedim endişeyle.


''Çocuklar neler oluyor?''


''Endişe etmeye gerek yok anne.''


Çok geçmeden Aras yanıma gelmeyi başarmıştı.


''Şimdi bittin sen küçük hanım.''


''Ha?''


Daha ne olduğunu anlamadan elimdeki hortumu almıştı bile.Oyuna gelmiştim,inanamıyordum!


''Gel buraya.''


Anında geri vites yapmıştım.


''Aras sakın!''dedim işaret parmağımla onu uyararak.


''Sana kaşınma demiştim küçük hanım.''diyerek üzerime doğru gelmeye başlamıştı Aras.Pişkin pişkin sırıtıyordu bir de!


Lalelerin arasında sıkışıp kalmıştım.Çok güzel Esin,nasıl kaçmayı planlıyorsun acaba?Maalesef çok geçti artık!Aras hortumu üzerime doğrultunca çığlık atmaya başladım.Aras ise gülmeye devam ediyordu.


''Lanet olsun Aras,kes şunu!''dedim.Ama yenilgiyi çoktan kabul etmiştim bile.Buna en iyi kanıt,benim de dayanamayıp kahkahaya boğulmam dı.


''Çocuklar dikkat edin,hasta olacaksınız!''


Zehra Sultanın uyarısı ile birkaç saniyeliğine yönünü çevirmişti Aras.Fırsat bu fırsat dedim ve üzerine doğru yürümeye başladım.


''Birazdan geliriz anne,merak etme.''


Planımı yapmıştım bile.Fakat tam bir fiyaskoyla sonuçlanmıştı.Aras benden tarafa dönmeden önce onu itekleyip elindeki hortumu alacaktım.Maalesef zamanlama iyi olmamıştı.Elindeki hortumu almaya başarmıştım.Fakat onu iteklemek için harekete geçeceğim sırada hamlemi hissetmişti sanki...Onu iteklemeye çalıştığım sırada kolumdan kavramıştı beni.Aras'ın üzerine düşmem ile dudaklarımızın birkaç saniye dahi olsa birleştiğini fark edince,vücut ısımın harekete geçtiğini hissettim.Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum.Öylece duruyorduk.Fakat sessizlik uzun sürmemiş idi.Aras,aradan fazla geçmeden beklemediğim bir tavırla şaşırtmıştı beni.Sert bir şekilde hemen yan tarafa resmen fırlatmıştı beni.Yere düşmem ile birlikte canımın yandığını hissettim.Aras vakit kaybetmeden ayağa kalkmış ve yanımdan ayrılmıştı.Beni orada öylece bırakıp gitmişti.Ayağa kalkmaya çalıştığım sırada,başımın sağ tarafını tutmuştum.Boğazımdan aşağıya sıcak bir sıvı hissedince irkildim.Ayağa kalkmayı başarmıştım.Fakat her yer ayaklarımın altından kayıyordu sanki...Saniyeler sonra avuçlarımın arasına hapsolan kırmızı sıvıyı görünce dehşete düşmüştüm.Başımın kanadığını daha yeni fark edebilmiştim.Yürüyecek takatim kalmamıştı.Ağlamaya başlamıştım nedenini bilmediğim bir şekilde.


Birkaç adım attıktan sonra tanıdık bir sesle zor da olsa başımı kaldırabilmiş idim.Sesin sahibi Zehra Sultana aitti.Yüz ifadesi endişeli gibiydi.Başımın kanadığını görünce o da çok korkmuştu.Ağabeyime seslenmişti.Ben ise ayakta zor duruyordum artık.Hatırladığım en son şey,ağabeyimin beni kucaklayarak odama çıkarmasıydı...


İKİ SAAT SONRA...


Gözlerimi açtığımda yine aynı yerde idim.Zehra Sultan ve ağabeyim yanı başımdaydı.Fakat Aras yoktu.Doğrulmak istedim fakat ağabeyim izin vermemişti buna.


''Daha iyi misin prenses?''


''İyiyim ağabey...Merak etme.''dedim sesimin çıkabildiği kadar.


''Hepimizi çok korkuttun Esin.''


''Özür dilerim...Yine başınıza iş açtım istemeyerek.''dedim gözlerimin dolmasına engel olamayarak.


''O nasıl söz Esin kızım?Sadece kendine daha fazla dikkat etmen gerektiğini söylüyor ağabeyin.Sana bir şey olacak diye çok korktuk.''


''Aras nerede peki?''diye sordum çekinerek.


''En son senin yanıydı kızım.Fakat ben sizin yanınızdan ayrıldıktan kısa bir süre sonra Aras'ı arabasına binerken gördüm.Yoksa Aras ile aranız da bir şey mi oldu kızım?''diye sordu Zehra Sultan.Gözlerindeki endişeyi görebiliyordum.Araları düzelmiş iken,benim yüzümden en başa dönmelerini istemezdim.


''Yok hayır.Aras ile aramız bir şey olmadı Zehra Sultan.Yine kendi dikkatsizliğim yüzünden oldu ne olduysa.''dedim ağlamaya devam ederek.


''Peki ne oldu Esin?Nasıl oldu da yaralandın sen?Aras neredeydi?''diye sordu ağabeyim.


''Aras ile arka bahçede şakalaşıyorduk.Gelen telefon ile yanımdan ayrılmıştı.Yerdeki hortumu fark edemeyip yere düştüm.Düşmem ile birlikte başımı sert çarptım galiba.Gerisini siz de biliyorsunuz zaten.''dedim zar zor konuşarak.


''Bundan sonra daha dikkatli olmak zorundasın Esin.Sen şimdi dinlen.Biraz daha uyumaya çalış olur mu?Biz Zehra Sultan ile aşağıdayız.Bir şeye ihtiyacın olursa ikimizden birini çağır tamam mı?''


''Tamam.''dedim geçiştirerek.


''Ağlama olur mu?Sen sadece iyi ol yeter bana prenses.''diyerek alnıma küçük bir öpücük bıraktı ağabeyim.


''Peki.''dedim zoraki.


Zehra Sultan ile ağabeyimin odadan çıkmasıyla kendimle baş başa kalmıştım tekrar.Ağlamaktan kendimi alamıyordum bir türlü!Aras'ın bu kadar sert bir tepki vereceğini tahmin edememiştim.Fakat isteyerek olan bir şey değildi...Gerçek olmasını çok isterdim ama...Selen denen kadından başka bir kadını,yüreği kabul etmeyecekti hiç bir zaman...Biliyorum...Ama yine de umut etmek istemiştim.Söz konusu başka bir kadın olunca kaldıramıyor.


Peki ya ben...?Bana ne olacaktı...?Ne zaman kadar kaldırabilecektim?


YAZARDAN


Uzun bir bekleyişin ardından Aras eve gelmişti.Aras'ı annesi karşılamıştı.Birlikte içeriye döndüklerinde Ceyhun ile tokalaştılar.Aras üzerindeki ceketi çıkartarak koltuğa koymuştu.Ceyhun'un yanına oturduktan hemen sonra annesi konuşmaya başlamıştı.


''Aras oğlum bundan sonra Esin'in yanından ayrılma olur mu?''

Zehra Hanımın sorusu ile şaşıran Aras bir an sessiz kaldıktan sonra konuşmaya başladı.

''Ne demek istiyorsun anne?''

''Doğru ya.Apar topar evden ayrıldığın için olanlardan haberin yok.''deyince Aras yine bir şey anlamamıştı.

''Anne neler oluyor?Söylediklerinden hiç bir şey anlamadım.''

''Esin yaralandı bugün.''

Zehra Hanımın verdiği cevap üzerine,Aras şaşırmıştı.Fakat gereğinden fazla durgun gözüküyordu.

''Ne demek yaralandı?Nasıl oldu?''diye sordu Aras.

''Sen Esinin yanından ayrıldığın vakit olmuş.Yerdeki hortuma ayağının takıldığını söyledi.Yere düşmesiyle başını çarpmış.Neyse ki annen zamanında yetişti.''

Ceyhun'un söyledikleriyle şaşkına dönen Aras,ne diyeceğini bilemedi ilk önce.

''Ben aranızda bir şey olduğunu sanmıştım.Hatta Esin kızıma da sordum fakat gelen telefonla yanından ayrıldığını söyledi.Aranızda kötü bir şey olmadığını söyledi.İçim rahatlamıştı.''

Annesinin söyledikleri ile ikinci bir şok yaşayan Aras,ani bir hareketle yerinden kalkarak yukarı çıktı.Zehra Hanım ile Ceyhun bilerek yerinde kalmıştı.Esin'in odasının önünde adımlarını durdurdu Aras.Bugün yaşanan olayın Esin'in suçu olmadığını kendisi de biliyordu.Fakat o anda bunu düşünememişti.Derin bir nefes alarak içeriye girdi.Esin'in ağlamaklı yüz ifadesini görünce,ne yapacağını bilemedi.

''Ne zamana kadar beni korumak için yalan söylemeyi sürdüreceksin?!''

Aras'ın ani sert çıkışı Esin'i şaşırtmamıştı.

''Bu seni ilgilendirmez!Yalan söyleyen benim sonuçta!''

''Beni ilgilendirmez mi?!Farkında mısın bilmiyorum ama uydurduğun tüm yalanlar benimle alakalı!Bunu bir daha yapma Esin!''

''Annenle aranın açılmasına göz yumamazdım.''

Esin'in verdiği cevap üzerine Aras,adımlarını arttırmıştı.Yanına vardığında bundan bir hafta öncesinde olduğu gibi kucaklamıştı onu.

''Bugün için affet beni...Benim yüzümden zarar görmeni asla istemezdim...''

Aras'ın ses tonu titremeye başlamıştı.Esin de bunu fark etmişti.Geri çekilerek Aras'ın ağlamaklı olan yüzünde gezdirdi kar tanesinden de daha beyaz olan parmaklarını....

''Bende özür dilerim...İsteyerek olmadı...''

''Biliyorum...Hepsi benim aptallığımdan oldu.Sert tepki verdim.Ya sana bir şey olsa...''

Aras'ın sözünü bitirmesine izin vermedi Esin.Bu sefer Aras'a sarılan kendisi olmuştu.

''Ben iyiyim!Merak etme.Yanımdasın ya,fazlasını istemiyorum.''

Her ne kadar kendine bunu kabul ettirmeye çalışsa da,rüzgar onlar için ter yönden esmeye devam edecekti...İki taraftan biri vazgeçene dek...

**

Yorumlarda buluşalım lütfen. 🌺


Loading...
0%