Yeni Üyelik
16.
Bölüm

Bölüm 16 - Ben Seni Seviyorum!

@kristalmelek61

Merhaba yeniden. 🌹

Bol Azra & Caner ikilisi için yazılmış bir bölüm geldi.🌹

Keyifli okumalar dilerim. ❤️

AZRA'DAN DEVAM

Kulaklarımı tırmalayan bir takım sesler eşliğinde gözlerimi yavaşça araladım.

"Caner!Gözlerini açtı,gelsen iyi olacak."

Tuğçe'in endişeli sesiydi bu.Caner'in yanı başım da belirmesiyle boğazımı temizledim.

"Melisa?Beni duyabiliyor musun?"

Caner'in sorduğu soruya karşılık başımı aşağı yukarı sağlamakla yetindim.

"Kendini nasıl hissediyorsun?"

"Ben iyiyim,abartılacak bir durum yok.Sadece yalnız kalmak istiyorum."dedim kısa kesmek için.Gerçekten hiç kimse ile konuşmak istemiyordum.En son kendimi tanımadığım birinin kolları arasında bulmuştum.Sonrası yok...Beni kim bulmuştu?Odama nasıl getirildim?İnanamadığım başka bir şey de sabaha kadar baygın halde olduğum.Kafam da birden fazla soru vardı fakat şuan sadece kendimi dinlemek istiyordum.

"Melisa haklı Caner.Biraz yalnız kalsın,kendini toparlaması lazım."

İlk defa Tuğçe'ye hak veriyordum.Caner saniyelik bir bakışın ardından yanımdan kalktı.

"Peki.Birkaç saat sonra geliriz.Şimdi çıkalım."

Caner'in de Tuğçe'yi onaylamasıyla birlikte odadan çıkmışlardı.Tam kendi başıma kaldım,kafamı toparlayacağım derken kapımın çalınmasıyla yavaşça doğruldum.

"Gel."

Aralanan kapımın arasından sırıtan bir suratla karşılaşınca şaşkına döndüm.

"Sen...Yani siz...!"

"Şu siz kelimesini aradan çıkartsak."

Erdem denen çocuk aralık olan kapıdan içeri girerek kapıyı geri kapattı.Ardından yanıma gelip oturunca içimden "oha!" diye geçirmeden edemedim.Bu samimiyeti nereden buluyordu?!

"Odamdan çıkar mısınız?!Yalnız kalmak istiyorum."dedim tavrımı ortaya koymak istercesine.

"Bu kadar asabi olmasan.En azından bir teşekkür fena olmazdı."

Teşekkür mü?!Neydi şimdi bu?

"Anlamadım?Neden size teşekkür etmem gerekiyor?"

Karşımdaki sırıtan surat bir anda asılınca ikinci bir şok yaşadım.

"Dün akşam ablam fazla üzerine geldi sanırım?Seni sahil kenarında o halde..."

"Durun bir dakika...!Yoksa siz...?"

"Otelden ayrıldığından beri peşindeydim.Seni sahil kenarında bulmuştum.Kendinden geçmiş bir vaziyetteydin."

Hala inanasım gelmiyordu?Beni kurtaran kişi Erdem miydi yani?!İyi ama neden?Neden benimle uğraşmak zorundaydı?!

"Bunun için size teşekkür etmek zorunda değilim.Ayrıca benimle neden bu kadar uğraştığınızı anlamıyorum."

Söylediklerimin ardından aynı sırıtışı suratına yapıştırınca sinirlenmeye başladım.

"Size bir soru sordum.Kafanızda hangi saçma sapan düşünceleri kuruyorsanız,lütfen kesin artık."

"Saçma sapan düşünce?Bence böyle peşin hüküm vermeden önce bir düşün."

"Düşünecek bir şey yok!Beni kurtardınız fakat keşke böyle bir aptallığa kalkışmasaydınız.Bunun için size teşekkür etmeme gerek yok.Şimdi lütfen odamdan çıkın!Yalnız kalmak istiyorum."dedim geri yatağıma uzanarak.

"Peki çıkıyorum.Fakat bilmeni isterim ki kafama koyduğum bir şeyden asla vazgeçmem."

Yuh!Pes artık yani!Her insan da ego olur da bu kendini aşmış belli!Neyse ki fazla uzatmadan odamdan çıkmıştı.

CANER'DEN DEVAM

Kaç dakikadır Tuğçe ile lobideydik ve ikimizden de ses çıkmıyordu.Gerçeği söylemek gerekirse,bu durum işime geliyordu.Şuan yapmak istediğim tek şey,Azra'nın yanında olmak...Ama bunu yapamayacağımı da iyi biliyordum.

"Neyin var senin Caner?"

Güzelim sessizliğin içine etmişti yine!Bıkkınlıkla başımı kaldırarak Tuğçe'ye döndüm.

"Konuşmak istemiyorum Tuğçe.Sorularını kendine sakla!"

"Aslında farkında olmadan cevabımı vermiş oldun."deyince bütün sinir uçlarım harekete geçmişti sanki...Her şeyi bu kadar kurcalamasından rahatsız olmaya başlamıştım artık!

"Tuğçe sus!"diyerek ayağa kalktım.Yanından ayrılmaya yeltendiğim sırada duyduğum cümle ile olduğum yere çakılı kaldım.

"Erdem'in Melisa'ya olan ilgisini senin de fark ettiğini çok iyi biliyorum.Onu kıskandın Caner!"

Her seferinde haklı olması beni çileden çıkartıyordu!Geriye doğru dönerek Tuğçe'in kolundan sertçe kavradım.

"Eğer Melisa ile alakalı tek kelime dahi edersen..."

"Hiç bir şey yapamazsın!Aptal olduğumu mu sanıyorsun!?Ne kadar duygusuz ve sert gibi görünsen de içinde bin türlü fırtına kopuyor!"

Tuğçe'in tek bir ağız da söyledikleriyle ne cevap vereceğimi bilemedim.Allah kahretsin dilim tutulmuştu sanki...

"Söz konusu Melisa olunca deliye dönüyorsun!Cevap bile veremiyorsun!Dün akşam Melisa senin yüzünden ölmek istedi Caner!Daha ne kadar sürdüreceksin?"

"Sana sus dedim Tuğçe!"

"Abla?"

Erdem'in sesi ile Tuğçe'nin esir aldığım kolunu serbest bıraktım.

"Erdem...?"

"Az önce yanlış mı duydum yoksa siz tartışıyor muydunuz?"

Erdem'in sorusu üzerine Tuğçe,yanımdan uzaklaşarak kardeşinin karşısına geçti.Neden sürekli olmadık yerlerde ortaya çıkıyordu bu çocuk?

"Doğru ya sana söyleme fırsatımız olmadı.Melisa,Caner'in kız kardeşi.Dün akşam üzeri yaşanan olay onu bayağı sarsmış olmalı.Yani tartışmıyorduk merak etme canım."

"Kız kardeş mi?"

"Evet canım.Bu arada sen nerelerdeydin?"

"Melisa'ın yanındaydım abla."

Gel de sinir olma şimdi!Onun Azra'nın odasında ne işi vardı?İçimdeki sinir patlamasıyla beraber Erdem ve Tuğçe'in arasına girdim.

"Erdem,bundan sonrasını bize bıraksan artık!Sen de biliyorsun ki iyice dinlenmesi gerek.Gereksiz yere kızı rahatsız etme."dedim ses tonumu dizginlemeye çalışarak.

"Rahatsız ettiğimi düşünmüyorum.Aksine moral vermek için yanındaydım.Neden bu kadar sert çıktığınızı anlamış değilim doğrusu."

Bu çocuk sınırlarımı zorluyordu!Daha iki günde Azra'ya olan bu saçma ilgi de nereden çıktı!Tuğçe'nin beni engellemek için dirseğimden kavramasını görmezden gelerek,Erdem ile aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdim.Ceyhun ile karıştığımız sokak kavgalarının üzerinden uzun bir süre geçmişti.Şuan kendimi zor tutuyordum!

"Ona moral verecek insanlar zaten yanında.İki günlük bir tanışma zarfı için sence de fazla ileri gitmiyor musun?"

"Beyler kesin artık!"

Tuğçe'nin aramıza girmesiyle bir kaç adım geriledim istem dışı.

"Erdem sen şimdilik gitsen iyi olacak.Ben seni arar,gelişmelerden haberdar ederim olur mu?"

"Ama abla..."

"Aması yok Erdem lütfen!"

İlk defa Tuğçe beni sinir etmeden bir şeyi düzgün yapıyordu.Şuan için iki kardeş arasına girmeyip geri de kalsam iyi olacaktı.Yoksa elimden bir kaza çıkacaktı!Tuğçe'in verdiği uyarının ardından,Erdem'in ateş püsküren ejderha bakışları beni buldu.Umursamadım ve vereceği tepkiyi bekledim avına yaklaşmaya çalışan sinsi bir kaplan gibi...

"Peki gidiyorum abla.Ama mutlaka bana haber ver."

"Tamam ablacım merak etme.Görüşürüz."

"Görüşürüz abla."

Erdem saniyeler sonra otelin çıkışına doğru yönelmişti.Derin bir oh çekmiştim.Tuğçe'in bana doğru dönmesiyle,ben de yavaşça koltuğumda yerimi aldım tekrar.

"Sana inanamıyorum ya!Daha ilk gün,maşallah bir dövmediğin kaldı çocuğu!"

Tuğçe'in sitemkar sesi ile eş zamanlı olarak masanın üzerindeki su dolu bardağı avuçlarımın arasına aldım.

"Eğer daha fazla ileri gidecek olursa o da olur yakında!"

Tuğçe'in cevabını beklerken, o da karşımdaki koltuğa geçmişti.Konuşmuyordu.Sadece gözlerimin içine bakıyordu.

"Senden beklemediğim bir cevap türü!Konuşmayacak mısın?"diye sordum elimdeki bardağı masaya geri koyarak.

"Bu işi kabul ederken böyle bir manzarayla karşılaşacağımı beklemiyordum.Melisa'ın bu denli sana olan bağlılığını,sevgisini gördükçe onun için üzülüyorum!"

"Neyin var senin?Ne ara Melisa'ın iyiliğini düşünür oldun!Onun yanında dudaklarıma yapışan sen değil miydin!Daha birkaç gün önce odama izinsiz girip,saçma sapan hareketlerde bulunan kimdi Tuğçe!?"

"Evet bendim!Ama bu olay...Bunu daha fazla devam ettirebileceğimi sanmıyorum Caner!Melisa dün gece kurtuldu fakat bir kez daha denemeyeceğini nereden bilebiliriz ?Yaptığımız bu antlaşma Melisa'ın ölü..."

"Tuğçe!"

"Caner durumun ciddiyetinin farkında mısın sen?Oyununa alet edebileceğin başka bir kadın bul!Bundan sonra olacakları görmek istemiyorum.Para karşılığı bir insanın ölümüne seyirci kalmamı istiyorsun benden!Bunu devam ettiremem!"

Tuğçe titreyen ses tonuyla tek bir ağızda söylediği cümlelerin ardından ayağa kalktı.Gözlerinin dolduğunu fark ettiğim de şaşkına döndüm.Bende ayaklanarak Tuğçe'in kolundan kavradım.

"Neler saçmalıyorsun sen!Melisa'ya ben yanında olduğum sürece hiç bir şey olmayacak!Antlaşmamız devam etmek zorunda!Sana en başta kuralları benim koyduğumu söylemiştim!Tek başına böyle bir karar alamazsın!"

"Üzgünüm ama bu antlaşma benim için bitti Caner!Daha fazla ileri gitmek istemiyorum.Benden bu kadar!"

"Hiç bir şeyin bittiği yok Tuğçe!"

"Caner bırak kolumu!Ne söylersen söyle,hangi bahaneyi önüme sürersen sür fikrim değişmeyecek!Şimdi beni rahat bırak!"

Tuğçe'nin tekrardan esir aldığım kolunu iyice sıkmıştım!Neden kimse beni anlamamakta diretiyordu!Bütün bu olanların yükünü kaldırmakta zorlanan sadece onlar değildi!

"Tuğçe bak!Bilmemen gereken şeyler var o yüzden inat etmeyi kes,anladın mı?!"

"Bilmemem gereken mi!Ya sen nasıl bir adamsın!Sevdiğin kıza acı çektirmek hoşuna mı gidiyor!"

"Devam etme istersen!"

"O zaman açıkla bana!Neden böyle davranıyorsun?Melisa'ya olan hislerinin boş olmadığını biliyorum.Fakat neden böyle tehlikeli bir oyun oynamak zorundasın?Anlat bana Caner."

"Tuğçe lütfen!Bilip bilmemen önemli değil anlamıyor musun?Sana şimdi her şeyi anlatsam bile değişen hiç bir şey olmayacak.Neden diretiyorsun?"

"Söz konusu masum bir kızın bütün bir hayatı Caner.Bilmek istiyorum."

Tuğçe fırsattan yararlanıp kolunu benden kurtarmış ve geri yerine oturmuştu.Ona anlatmalı mıydım bilmiyorum.Cevap beklercesine gözlerimin içine bakıyordu.Köşeye sıkışmış kedi misali teslim olmuştum.

"Bak Tuğçe anlatacaklarım ne olursa olsun aramızda kalacak."

Sanırım en azından bir kişinin gerçekleri bilmesi o kadar da kötü sayılamazdı.Tuğçe'nin Azra'ya anlatmayacağından emindim.Zorlu bir yarış için hazırlanıyormuşcasına derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.

"Melisa'ın babası ve benim babam çocukluk arkadaşıydı.Fakat ben Melisa ile çok daha sonra tanışmıştım."

"Melisa'ın babası ve senin baban öyle mi!Kaderin cilvesine bak...Peki neden daha sonradan tanıştınız?"diye sordu oturduğu koltuğa geri yaslanarak.

"Melisa'ın babası çok iyi bir insandı.Çevresi tarafından övgüyle bahsedilirdi kendisinden.Fakat babam tam tersiydi.Melisa'ın babası evlenmeden önce babamla arasındaki tüm bağları koparınca babam bunu kendine yediremedi.O günden sonra Mahir amcaya yani Melisa'ın babasına gereğinden fazla sıkıntı vermeye başladı.Mahir amca evlendikten birkaç yıl sonra beni de koruma amaçlı yanına aldı.Melisa ile de o zaman tanıştım.Mahir amca ve ailesi benim ikinci bir ailem olmuştu.Mutluydum.Ve tabi Melisa...O eve küçük adımlarla ilk adım atışımı hatırlıyorum...Evin bahçesinde kendisinden yaşça büyük bir kızla oynayan tatlı bir kız görmüştüm.Küçüktüm ama sanki o zamanda alnıma yazılmış tatlı bir kader diye düşündüm o kız için."

"Hala inanamıyorum...Peki ya Melisa ile sen neden buradasınız?Ailenin geri kalanı nerede ya da neden yanlarında değilsiniz?"diye sorunca içimdeki unutulmuş küllerin yeniden alev aldığını hissettim.

"Babam olacak şerefsiz...Bundan iki yıl önce Melisa'ın ağabeysi Ceyhun'un ve Mahir amcanın ortaklarından Yaman Beyin kızı Selen'in ölümüne neden oldu."

"Ne...?Gerçekten de onları senin baban mı öldürdü yani!"

Sadece başımla onaylamakla yetindim.Tuğçe aldığı cevabın ardından titreyen ince parmaklarını dudakları üzerine kuluçlandırdı.Mavi gözlerinin dolduğu gözümden kaçmamıştı.

"Devam etmeyeyim istersen..."

"Hayır,lütfen.Son anına kadar dinlemek istiyorum Caner."dedi titreyen parmaklarını geri çekerek.Bunun üzerine bende devam ettim.

"Ceyhun'un ve Selen'in ölümü üzerine Mahir amca ve eşi zor zamanlar geçirdi.Selen,Melisa'ın ablası Esin'in en iyi arkadaşıydı.Bunu kaldıramadı.Bir trafik kazası sonucu belli bir süre sakatlık geçirdi.Bir yıl sonra Esin ilerleme kaydetti.Fakat babam olacak şerefsiz onları yeniden rahatsız etmeye başladı."deyince Tuğçe anlamayan bakışlarıyla beni karşıladı.

"Ne demek istiyorsun?Baban daha da kötüsüne mi kalkıştı?"

"Hafta sonları Mahir amca ve tüm aile bende dahil,yazlık villada zamanımızı geçirirdik.Ben belli bir yaşa geldikten sonra Mahir amca beni manevi oğlu olarak benimsemişti.Tabi bunu ben ve Mahir amcadan başka hiç kimse bilmiyordu.Mahir amca gizli kalmasını istemişti.Fakat ben bunu başta kabul edememiştim.Karşılığında evin özel şoförü olmak istedim.Mahir amca başta kabul etmese de yapacak bir şey yoktu.Teklifimi kabul etmişti.O günden sonra evin özel şoförü olarak yaşamaya başladım.Çok güzel bir hafta sonuydu...O gün Mahir amcanın eşi Aynur yenge beni alışveriş için şehir merkezine yollamıştı.Fakat ben eve geri dönemeden..."

Lafımın sonunu getiremiyordum bir türlü...Başımı öne eğerek dolan gözlerimi gizlemek istedim.Fakat dirseğimin üzerindeki hafif baskı ile irkildim.Kafamı geri kaldırdığımda Tuğçe'in içten dolu yaşlı bakışlarıyla buluştum.

"Sorun yok Caner...Senin hiç bir suçun yok!Lütfen devam et..."

Tuğçe'in cevabı üzerine yavaşça doğruldum.

"Babam ve köpekleri o gün Mahir amcanın villasına baskın yaptı.Mahir amca...Aynur Yenge...Esin...!Ve evin hizmetçileri de dahil herkes öldürüldü.Melisa kaçmayı başaran tek kişi!Beni arayarak yardım istedi.O anda neler döndüğünü az çok anlamıştım fakat iş işten geçmişti...Onu bulduğum da bitmiş bir vaziyetteydi ve ağlıyordu.Kollarımın arasına yığılı verince ne yapacağımı bilemedim.Korku ve çaresizlik arasındaki inci çizgide sıkışıp kalmış gibiydim...Melisa'yı alarak Mahir amcanın benim adıma yaptırdığı eve götürdüm.Olaylara dahil olmasam da kendimi babam olacak şerefsiz kadar suçlu görüyordum!Daha erken varabilirdim ya da babamı engelleyecek bir takım şeyler yapabilirdim!Ama yapamadım!Onları koruyamadım!"

"Neden kendini suçlamakla diretiyorsun Caner!Olanlar sadece babanın suçu,senin değil!Bence böyle düşünmeni gerektirecek bir şey yok ortada.Baban kadar kötü biri olsaydın eğer Melisa şuan hayatta olamazdı!Kendine bunu yapma!Bu antlaşmayı saçma bir suçluluk duygusu üzerine planlamaktan vazgeç artık!Melisa ve sen birbirinizi seviyorsunuz.Melisa'yı az da olsa tanıdım ve sana olan güvenini o kırgın ve acı dolu gözlerinde gördüm Caner."

"Ne yapmamı bekliyorsun!Melisa'ın karşısına geçip ailenin ölümüne sebep olan kişinin oğluyum mu diyeyim!Asla,yapamam!Yüzüne bakacak durumum yok anlıyor musun Tuğçe!Melisa'ya gerçekleri anlatsam bile kafasında bir sürü soru işareti kalacak."

"Çok yanlış düşünüyorsun!"

"Tuğçe bunları bana akıl ver diye anlatmadım sana!Sakın unutma,Melisa gerçekleri asla ama asla öğrenmeyecek!Aramızda kalacak Tuğçe!"

Verdiğim uyarıya karşılık başını sağa sola çevirerek suratını asmıştı Tuğçe.

"Ne zaman durmayı planlıyorsun peki!"

Tuğçe'in yükselttiği ses tonuyla birlikte sorduğu soruya karşılık bir an duraksadım.Ardından benim için gereğinden zorlu olan cevabı verdim.

"Bana olan hisleri körelene kadar sadece..."

Tuğçe sırıtmıştı.

"Sen gerçekten aptalın tekisin Caner!Gerçekten böyle bir şey olacağını mı düşünüyorsun!Kendini kandırmaktan vazgeç ve işler sarpa sarmadan her şeyi ona anlat.Melisa asla senden vazgeçemez!"

"Tuğçe bence bu kadar yeter!Sana anlattığıma pişman etme beni."dedim ve o anda ayağa kalktım.Bunun üzerine Tuğçe de hareketlendi.

"Çok pişman olacaksın Caner."

"Ya sen ne laftan anlamaz birisin!Sana kaç kez daha söylemem gerekiyor!İşlerime karışma sadece sana denileni yap yeter!Bu konu şu dakikadan itibaren kapanmıştır Tuğçe!Tüm bunları keyfimden yapmıyorum ben!Melisa'ın bir nebze olsun ileride mutlu olması için uğraşıyorum!"

Söylediklerime karşılık olarak yanak kasları yukarı doğru kıvrıldı.Tuğçe'den bir onay beklercesine beklemeye koyulmuştum ki başka bir ses ile yönümü değiştirmiştim.

"İyi akşamlar."

Azra'yı karşımda görmeyi beklemiyordum.Acaba söylediklerimi duymuş muydu?Yüz ifadesi her zamanki gibiydi.Sanırım gereğinden fazla telaş yapıyordum.İyi de o halde lobiye inmeyi nasıl başarmıştı?Benden önce Tuğçe ayaklanarak,Azra'ya destek olmak için kolundan kavramıştı.

"Canım senin burada ne işin var?Dinlenmen gerek."

Tuğçe'in sorusuna karşılık tebessüm etmişti Azra.

"Canım çok sıkıldı.Zaten acıkmıştım da.Kendimi daha iyi hissediyorum merak etmeyin."

"Yine de kendine dikkat etmek zorundasın canım."

Azra başıyla Tuğçe'yi onayladıktan sonra beraber hemen yanlarındaki iki kişilik masaya geçtiler.Gidip gitmeme arasında mekik dokurken Tuğçe'in sesi ile kendime geldim.

"Caner garsona siparişleri ver en iyisi.Hep birlikte yiyelim."

Geriye dönerek garsonlardan birinin yanına doğru ilerledim.

AZRA'DAN

Tuğçe'in tuhaf bakışları altında ter döküyordum sanki...Caner'in siparişler için yanımızdan ayrılmasıyla biraz olsun rahat hissederim diye düşünmüştüm fakat şuan daha kötüsünü yaşıyor gibiydim.Uzun bir sessizliğin arkasından,Tuğçe'in sesi ile eğili olan başımı gün yüzüne çıkarttım.

"Dün gecenin konusu açmak istemiyorum ama bizi çok korkuttun Melisa.Şükür ki iyisin."

"Sizi de endişelendirdim biliyorum.Kusura bakmayın.İster istemez dün akşam tatsız olaylar yaşandı.Böyle olsun istemezdim."dedim yüzümdeki mahcup tavırla.

"Sorun değil canım.Sen yeter ki iyi ol."

Yüzümdeki mahcup tavrı az da olsa bir kenara atarak gülümsedim.O kadar çok şey yaşıyorum ki bazen,ipin ucu ellerimden kayıp gidiyor ben daha ne olduğunu anlamadan.Dolayısıyla üzülen,kırılan yine ben oluyorum!Neden beni bulan Caner değil de Erdem denen ego kralı!Neden yanımda olan bir başkası!

Kendimi o kadar çok kaptırmıştım ki Tuğçe'in sorduğu soruyu bile zar zor duyabilmiştim.

"Canım bak eğer seni üzen bir durum varsa lütfen bana anlat.Sakın çekinme olur mu?"

Tuğçe giderek beni daha çok korkutuyordu!Neydi bu anlamsız yakınlaşmanın sebebi?Ya da ben mi yanlış anlıyordum?Artık neyi düşüneceğimi bile kestiremiyordum!

"Canım iyi misin?Daldın gittin."

"Uyku sersemliği kusura bakma."dedim geçiştirerek.

"Anladım canım.Söylediğim gibi,eğer bir derdin olur da benden gizlersen darılırım."

Ne cevap verecektim ki?Sevdiğin adama aşığım diyemezdim!Allahım bu nasıl bir aşk üçgeni!Filmlerde çok saçma bulurdum bu durumu.Hayalim de hep sevdiğim insanın da beni sevdiğini düşlerdim.Böyle bir aşk yaşamak isterdim hep.Tuhaf bir şekilde bulmuştum o aşkı.Fakat beklediğimden kısa ve boşuna yaşamış gibi hissediyordum.İnsan neyi kendine yakıştırmaz ise gelip buluyordu onu!Beni de bulmuştu ne yazık ki!

"Tuğçe şuan konuşmasak olur mu?Gerçekten ben..."

"Tamam canım hiç sorun değil.Kendini ne zaman hazır hissedersen anlatırsın."

Lafımın sonunu bile getirememiştim.Masanın kenarına dayadığım kolumun üzerindeki sıcak teması hissedince tuhaf oldum.Neden bu kadar iyiydi bana karşı?Bir türlü cevap bulamıyordum.

Birkaç dakika sonra Caner yanımıza geri dönmüştü.Bizim tersimize aç olmadığını söyleyerek odasına çıkmıştı.Tuğçe ile baş başa kalınca geriliyordum sürekli.Şuanda olduğu gibi.Neyse ki önümdeki yemek bir süre dahi olsa beni kurtarabilmişti.

Yeni bir soruyla karşılaşmamak için içimden dua etmeye başlamıştım.Gerçekten benim için bütün bunlar fazlaydı.

Sağ olsun Tuğçe,yemek boyunca tek kelime dahi etmemişti.Beraber lobiden ayrıldıktan sonra odama kadar bana eşlik etmişti.Tuhaf ama Tuğçe'in bana olan tavırları ilk defa kendimi iyi hissetmeme sebep olmuştu.Gerçekten eski günlerimi arar olmuştum.Tuğçe'in yanımdan ayrılmasıyla,vücudumun üzerine çöken ağırlıkla beraber yatağıma uzandım.Artık gerçekten uyumak ve bir nebze olsun huzuru bulmak istiyordum...

**

Sabahın ilk ışıklarıyla göz kapaklarımın üzerindeki ağırlığı yavaşça kaldırdım.Kollarımdan destek alarak yatağımın üzerinde doğruldum.Ardından ayağa kalkarak elimi yüzümü yıkamak için lavaboya girdim.İşimi hallettikten sonra geri dönerek yatağımı toparladım.Derken kapımın çalınmasıyla irkildim.Bakışlarım zayıf bileğimdeki saate kayınca şaşırmadan edemedim.Bu saatte kim olabilirdi?

Vakit kaybetmeden dolabımın içerisinden uzun bir hırka alarak üzerime geçirdim.Geri dolabımı kapatarak kapıya doğru yöneldim.Seslenmeme rağmen bir tepki gelmemesi gerilmeme neden olmuştu.Bu anı daha önceden de yaşamıştım ve sonuçları kötü olmuştu.Boğazımı temizleyip odamın kapısını araladım.

Yok artık!Bu kadarını gerçekten beklemiyordum.

"Sizin burada ne işiniz var?!"

"Sanada günaydın Melisa!"

Ya insan bu kadar görgüsüz olabilir miydi!

"Lütfen gider misiniz?Bir daha böyle saçma bir harekette bulunursanız bu kadar sakin davranmayacağım!"dedim ve kapıyı geri kapatmak için harekete geçtiğim sırada karşıdan hiç beklemediğim bir tepkiyle karşılaştım.

"Ne yaptığını sanıyorsun!"

"Ben daha lafımı bitirmedim Melisa.Bana karşı neden bu kadar kabasın anlamıyorum."

"Kaba mı?Odama zorla giren biri mi söylüyor bunu!Bence ilk olarak bu anlamsız saçma tavırlarınıza bir son verin!"

"Dün de söyledim şimdi bir kez daha söylüyorum.Ne söylediklerim anlamsız ve saçma ne de yaptıklarım!"

Üzerime yaklaşarak tek bir ağızda söyledikleriyle sertçe yutkundum.Amacı neydi bu çocuğun?Beni gereğinden fazla geriyordu.Kendimi geri çekince yanak kaslarının harekete geçtiğini gördüm.Pes yani!Bir şeyler yapmazsam kendime hakim olamayacaktım.

"Hemen odamdan çıkın lütfen!"dedim parmağımla kapıyı işaret ederek.

Erdem denen ego kralı söylediklerimi duymamış gibiydi.Ani bir hareketle sinirden önüme düşen bir tutam saçıma eliyle uzanmaya çalıştığını fark edince deliye döndüm.Onu engelleyeceğim sırada duyduğum başka bir sesle irkildim.

"Neler oluyor burada?"

Bir dakika...Kapı ne ara açıktı ki?

Caner'in doruk noktasına ulaşan sesi ile geriledim.Yanımıza gelip Erdem'in kolundan sertçe kavramasıyla şaşkına döndüm.

"Sana kaç kez daha söylemem gerekecek!Kız söyleyeceğini söylemiş sana,zorlamasan artık!"

"Tamam bir şey yok Caner.Zaten kendisi de gidiyordu şimdi.Lütfen tatsızlık olmasın."

"Caner mi?Ağabeyine ismiyle mi hitap ediyorsun?"

Erdem denen ego kralından beklemediğim soru karşısında dilim tutuldu.Caner'in bakışlarıyla karşılaşınca ölmek istedim.Ne cevap verecektim şimdi?Beynimi kemirip duran soruyla cebelleşirken,Caner'in Erdem'e karşı sert hareketiyle iki elimi de dudaklarımın üzerine siper etmiştim.Caner aldığı siniriyle Erdem'i yakalarından tutup duvara yapıştırmıştı.

"Seni son kez uyarıyorum Erdem!Kız kardeşimin etrafında dolaşmayı kes!Ablanın sevgilim olması hiç bir şeyi değiştirmez!Umarım hatalarını tekrar etmezsin."

Caner'in uyarısı ile Erdem denen ego kralı sadece sırıtmıştı.Araya girmem gerekiyordu.Allahım bir günüm olaysız geçmiyor!

"Ağabey yeter!Bırak gitsin.Gerçekten sorun istemiyorum artık!"dedim Caner'in kolundan tutarak.Benden tarafa dönünce gözlerindeki karanlığın aydınlandığını gördüm."Keşke hiç bitmese."diye geçirdim içimden...

Caner,Erdem'in üzerinden ellerini çekince rahatlamıştım.Erdem'in bakışları beni bulunca sinir hücrelerim hareket etmeye başlamıştı.Tuhaftır ki öylece yanımızdan ayrılmıştı Erdem.Yeni bir şeytanlık mı dönüyordu kafasında bilmiyorum.Ama durum git gide daha da acınası bir hal almaya başlıyordu.

Oda da yalnız kalmıştık fakat ikimizden de bir hareket yoktu.Beni bu denli koruması hoşuma gitmişti.Acaba ne tür bir korumaydı bu?Gerçi fazla düşünmeye bile gerek yoktu.Ne de olsa Caner'in hislerini biliyordum artık.Yine de beni dinlemiş ve Erdem'e zarar vermemişti.Teşekkür etmem gerekir miydi?Of ne diyorum ben böyle!Eskiden olsa ağzıma geleni yüzüne söylerdim.Ama şimdi bir teşekkür bile edemeyecek kadar ondan çekiniyorum!Yanındayken daha rahat etmek istiyorken, gereğinden fazla geriliyorum.Onunla konuşamıyorum bile!Biz bu hala nasıl gelebildik!

"Azra,Erdem'e karşı dikkatli olmanı istiyorum.Hatta gerek kalmadıkça konuşma bile."

Caner'in aramızdaki sessizliği bozmasıyla,söylediklerine kulak kesildim.

"Merak etme.Daha dikkatli olacağım."dedim bakışlarından kaçmak istercesine.Saniyeler sonra burnumun dibinde biten,özlemim ile kalbim deli gibi atmaya başladı.

"Seni incitti mi?"

Caner'den gelen soru üzerine başımı hayır anlamında salladım.Benim için saçma bir soruydu!Beni Caner kadar kim incitebilirdi ki...İnsan,sevdiği insana kırılır!Erdem umurumda değildi!Ama Caner benim için farklıydı.

"Azra bak.Aynı şeyleri tekrar etmeyi sevmediğimi sen de biliyorsun.Ama şunu asla unutmamanı istiyorum.Sen bana emanetsin!Seninle alakalı olan her şey benimle de alakalı."

"Emanet!Senin için ifade ettiğim tek şey bu olsa gerek...Sadece bir emanet!Ne bir eksik ne bir fazla."

"Azra lütfen!Başa dönmek istemiyorum.Benim için hala çok iyi bir dostsun.Bunu unutma olur mu?"

"Senin için bunların hepsinden fazla olduğumu düşündüm hep.Doğruyu söylemek gerekirse bunu bana hissetirmiştin.Ben..."

"Daha fazla konuşulacak bir şey yok Azra.Çocuktuk yaşandı ve bitti!Artık bu konuların,senin tarafından açılması hiç hoşuma gitmiyor.O yüzden kapatalım olur mu?Benim şimdi gitmem gerek.Söylediklerimi unutma.Görüşürüz."

Cevap vermek için dudaklarımı aralamıştım ki başka bir sesle geri yutmuştum hepsini.

"Demek buradasınız?Sizi gördüğüm iyi oldu."

Tuğçe'in yanımıza gelip koluma girmesiyle "Yine başlıyoruz! dedim kendi kendime.

"Bir sorun mu var Tuğçe?"

"Hayır aşkım aksine bugün çok güzel şeyler olacağından eminim."

Caner ve ben Tuğçe'in ne demek istediğini anlamamıştık.

"Ne demek bu?"

Caner'in sorusuna karşılık Tuğçe otuz iki dişi birden sırıtmıştı.

"Az önce Erdem ile karşılaştım.Aslında fikir ondan çıktı ama düşününce hak vermedim değil."

Ya neden sürekli Erdem denen ego kralı bir yerden çıkmak zorunda?Yine neyin peşindeydi?

"Bu Erdem'in ismini çok sık duyar oldum.Açıkçası sinirimi bozmaya başladı Tuğçe.Beyefendinin isteklerine göre mi hareket edeceğiz?"

Caner'in imalı konuşmasına karşılık Tuğçe surat asmıştı.

"Yine neyin var senin böyle?Ters tarafından mı kalktın?!"

Tuğçe kollarını çiçek pozisyonuna getirip benden tarafa dönmüştü.

"Bence ters tarafından kalkan kardeşin Tuğçe.Sanırım sana bahsetmedi.Gerçi neden şaşırıyorum ki Erdem Beyden aksini beklemek hata olurdu!"

"Ne ima ediyorsun Caner?"

"Kardeşin olacak kuş beyinli bu sabah Melisa'ın odasına zorla girdi!Bu da az gelmiş beyefendiye ki asılmış kıza."

Caner'in söyledikleriyle eş zamanlı bana doğru dönmüştü Tuğçe.

"Bu doğrumu Melisa?"

"Maalesef doğru.Neden böyle bir şeye kalkıştığını ben de anlamadım."dedim dudaklarımı birbirine bastırarak.

"Anlaşıldı.Erdem ile konuşsam iyi olacak.Onun adına özür dilerim canım.Merak etme böyle bir şey asla tekrarlanmayacak."

"İyi olur.Yoksa devreye ben gireceğim Tuğçe."

Caner aldığı siniriyle yanımızdan ayrılmıştı.Araları son günlerde bozuk gibiydi.Tuhaf...Bilmediğim şeyler mi vardı acaba?

"Canım kusura bakma tekrardan.Korkmuş olmalısın?"

"Önemli değil.İyiyim merak etme."dedim geçiştirerek.

"Peki bakalım.Ben bizim haylazla bir konuşayım.Beklersen beraber kahvaltı ederiz,olur mu?"

Çaresiz kabul etmiştim.Tuğçe'in yanımdan ayrılmasıyla derin bir oh çekmiştim.Neler yaşıyordum böyle!Üzerimdeki hırkayı çıkartarak dolabıma ilerledim.Ablam gibi benim de daha çok rahat spor tarzı kıyafetler tercihim olmuştur.Kıyafetleri alarak yatağıma doğru ilerledim.Keşke...Keşke şuan ailemle birlikte olabilseydim diye düşünmeden edemiyorum!Her şey çok daha farklı olur sandım.Caner ve ben...Birbirimize dayanarak hepsinin üstesinden gelebilirdik.Fakat daha zorlu bir yolu seçtik...Neden?Gerçekten sorularıma mantıklı bir cevap aramaktan bıktım!Bana yabancı bir isimle sonuna kadar yaşayacaktım,hepsi bu.Sanırım bana biçilen kader buydu...

CANER'DEN DEVAM

Hala düşünmekten kendimi alamıyordum.Nasıl bir cesaret bu?Kızın odasına zorla girdi yetmedi üstüne...Ya sabır!Azra'ın sözde ağabeysi olduğumu bilmesine rağmen nasıl bu kadar rahat davranabiliyordu?Önündeki tehlikeyi göremeyecek kadar aptal!

Hava almak için otelin çıkışına vardığımda,Tuğçe ve Erdem'in ciddi bir şekilde konuştuklarını gördüm.Beni fark etmedikleri için bulundukları yöne doğru ilerledim.Tuğçe,Erdem ile konuşacağını söylemişti.Açıkçası merak etmiyor değildim.Önümdeki son model BMV'in arka tarafına geçip,konuştuklarına kulak kesildim.

"Hala inanamıyorum Erdem!Nasıl yaparsın böyle bir şeyi!"

Tuğçe'in sert çıkışı ile Erdem elleri cepte donuk bir ifadeyle öylece duruyordu.Öte yandan Tuğçe'in bu denli Azra'ı sahiplenmesi hoşuma gitmişti.

"Asıl ben sana inanamıyorum abla.Normalde benim ilişkilerime karışmazsın.Yaptığımı sorgulamazsın bile."

"Aynı şey değil!Melisa senin ilişkilerine benzemez.Başta iyi arkadaş olursunuz diye düşündüm ama anladım ki büyük bir hata yapmışım!Seni uyarıyorum Erdem.Melisa'dan uzak dur!Caner'i damarına basmayı da bırak lütfen."

Tuğçe ses tonunu ciddi derecede arttırmıştı.Erdem sırıtmakla yetinmişti.Ardından yüzündeki ifade tezat bir hal alınca şaşırdım.

"Üzgünüm abla ama bu söylediklerinin hiç biri gerçekleşmeyecek.Melisa gibi kızlarla çok karşılaştım.Melisa benim için ilk değil!Güzel kız ve sadece eğlenmek istiyorum.Bence sen de bir ara düşüncelerini tazele!Ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksın abla."

Ne diyor lan bu!

"Nasıl böyle iğrenç cümleler kurabiliyorsun!Melisa senin karşılaştığın kızlardan değil!Ayrıca iki gün önce onu kurtaran sendin.Onun hakkında nasıl böyle düşünürsün?"

"Ne var bunda anlamadım.Bir şekilde yaklaşmam gerekiyordu.Umarım o günkü yaşananlardan farklı bir şey çıkartmadın abla?"

"Yani..Hepsi Melisa'a yaklaşmak için miydi?"

Şerefsiz!Tuğçe'in sorusuna karşılık sinir katsayımı kontrolden çıkaran Erdem'in kahkahası ile daha fazla dayanamayıp bulundukları yere doğru hızlı adımlarla koşmaya başladım.Yanlarına vardığımda vakit kaybetmeden Erdem denen şerefsizin suratına yumruğumu indirdim.Tuğçe'in çığlıklarını görmezden gelmeye çalıştım.Erdem'i yakalarından sertçe kavrayarak konuşmaya başladım.

"Yüzüme de söylesene şerefsiz!Melisa nasıl bir kızmış!Hadi söyle!"

Erdem denen şerefsiz hala sırıtıyordu!Bu nasıl bir çocuktu böyle!

"Caner lütfen dur!Kesin şunu!"

Tuğçe'in uyarısına kulak asmadım.Erdem denen şerefsizden cevap gelmeyince yumruklarımı sırayla geçirmeye başladım.Kendime engel olamıyordum!

"Konuşsana şerefsiz!Konuş!"

Uyarıma karşılık aynı sırıtışı suratına yapıştırınca kontrolden çıkmıştım artık.O sırada Tuğçe'in havalanan kolumu kavramasıyla,dolan gözleriyle karşılaştım.

"Yeter lütfen...Dur artık!"

Tuğçe'in ağlamaklı ses tonu ile söylediği kelime bir an duraksamama neden olmuştu.Fakat saniyeler sonra,Erdem denen şerefsiz tarafından suratıma inen yumrukla yere yığıldım.

"Erdem hayır!"

Tuğçe koşar adımlarla yanımızdan ayrılmıştı.Aradan fazla geçmemişti ki,Tuğçe bir kaç otel görevlisi ile bulunduğumuz yere geri dönmüştü.Gelen otel görevlilerden iki tanesi Erdem'i zar zor ayırmışlardı benden.Kalan diğer görevli de kolumdan kavramıştı.

"Efendim lütfen sakin olun!"

Otel görevlisin uyarısıyla şimdilik tek kelime etmemiştim.Erdem denen şerefsiz otel görevlileri ile yanımızdan ayrılmıştı.Gerekli açıklamayı yaparak Tuğçe ile otelin girişine doğru yürümeye başladık.

"Caner...Ben.."

Tuğçe'in mahcup ses tonu ile adımlarımı durdurup ona doğru döndüm.

"Bir kez daha...Bir kez daha Erdem'i Melisa'ın yanında görürsem eğer bu kadar kolay kurtulamayacak bilesin!"dedim yürümeye devam ederek.O sırada fark edememiştim sanırım,dudağımın kenarı çatlamıştı.Tuğçe'in yanından ayrılarak asansöre bindim.Odamın önüne vardığımda hemen yan tarafımda bir hareketlilik hissettim.Bakışlarımı o yöne doğru çevirdiğim de Azra'ın bana doğru geldiğine gördüm.Lanet olsun!Önüme dönerek görmezden gelmeye çalıştım fakat Azra'ın bana seslenmesiyle yaptığımın hiç bir şeye yaramadığını anlamış oldum.

"Caner?"

Cevap verme Caner!

"Konuşmayacak mısın benimle?"

Yalvarıyorum Azra git buradan!Suratımın halini görmeni istemiyorum!

"Yorgunum Azra.Sadece dinlenmek istiyorum."

"Bu saatte mi?Neden bana bakarak konuşmuyorsun?Ses tonun da tuhaf.Yolunda gitmeyen bir şey mi var?"

Lanet olsun Azra!Neden bu kadar zorluyorsun!

"Sadece yorgunum Azra!Uzatma artık!"

"Seni tanıyorum Caner.Ters giden şeyler var ve bana söylemiyorsun.Anlatmak istersen..."

"Anlatmak isteseydim bunu belirtirdim!Şimdi beni yalnız bırak lütfen."

Söylediklerimin ardından Azra'dan bir cevap gelmemesi içimi rahatlamıştı.Bunun üzerine odama girmeye yeltendiğim sırada,beklemediğim temas ile olduğum yere çakılı vermiştim.Azra'ın belime sarılı kolları birbirinden kopmayacak şekilde kenetlenmişlerdi sanki...

"Azra..."

"Dostun olarak sana sarılmam da bir sakınca yok değil mi..."

Azra'ın titreyen ses tonuyla söylediği cümle yüreğimin derinliklerini kocaman bir alev topun indirmişti sanki...Nasıl kaldırabileceğimi bilemiyordum!

"Canın sıkkın,hissedebiliyorum.En azından değer verdiğin bir dostun olarak bana anlatmanı istesem bana kızar mısın?"

Cevap veremezdim!En ufak bir hareketim onun için yeni bir umut olabilirdi...Aklını karıştırmak istemiyordum.

"Cevap vermeyeceksin biliyorum.Ama bana karşı yabancı biri gibi davranmana dayanamıyorum...Lütfen yapma...Sadece yanında olmama izin ver Caner."

Yanımda olmasını istediğim tek kişi sensin Azra.Ama yapamam...Hiç bir şey olmamış gibi davranamam!Azra'ın vazgeçeceği yoktu.Bir şeyler yapmam gerekiyordu.

"Azra lütfen...Beni,istemediğim şeyleri yapmaya zorlama!"dedim ses tonumdaki kararlılığı belli etmek istercesine.Halbuki dolan gözlerimin kendinden geçmemesi için dua etmeye başlamıştım.

"Seni bu denli değiştiren şeyin tam olarak ne olduğunu bilmiyorum.Yine de...Yine de bu yaşıma kadar hayalini kurduğum,benim için değerli olan bir şeyi sahibiyle paylaşmak istiyorum.Senin için bir önemi olmadığını biliyorum ama yine de söylemek istiyorum.Bizzat söyleme fırsatım olmadı hiç.Caner ben...Ben seni seviyorum!"

"Azra yeter..."

"Endişe etme.Tuğçe ile mutlu olduğunu biliyorum.Amacım aklını karıştırmak değil.Sadece ömrüm boyunca pişmanlığını yaşamak istemiyordum...Ama söz veriyorum,elimden geldiğince sana olan hislerimi yenmeye çalışacağım.Ne sana ne de Tuğçe'ye sıkıntı vermek isterim."

Azra söylediklerinin hemen ardından belime sarılı olan kollarını geri çekmişti.Benim ise konuşacak halim kalmamıştı!Benden bir cevap alamayınca devam etmişti Azra.

"Her şey için teşekkür ederim.Umarım canını sıkan konuyu çabucak halledersin."dedi ve öylece yanımdan uzaklaştı Azra.Bitmiş haldeydim!Bacaklarımın titremesine bağlı olarak nefes alışverişlerim de sıklaşmaya başlamıştı.Boğuluyordum!Boğazıma mıhlanan kravatımı gevşeterek,sağ elimi kapıya dayadım.Daha fazla tutamadım kendimi ve yere çömelerek ağlamaya başladım.Fayda etmiyordu...Nefes alamıyordum!Mutlu olmam gerekiyordu...Azra benden vazgeçmek için adım atmıştı!Ama aksine içten içe can çekişiyordum!Kendimden ve yaptıklarımdan nefret ediyordum!İçimdeki duygu karmaşasıyla beraber hemen yanımdaki duvarı yumruklamaya başladım.Tam o esnada yanımda başka bir hareketlilik fark edince şaşkına döndüm...

**

Yorumlarda buluşalım lütfen.🌺

Loading...
0%