@kristalmelek61
|
Merhabalar 🌹 Bölüm Azra & Caner ikilisine ithaf edilmiştir. Keyifli okumalar dilerim.❤️☺️ ** Şuan ölümüne korkuyordum ve beynim tamamen durmuştu.Çalan telefonum da her şeyin üstüne tuz biber olmuştu. "Caner yeter artık!Bir şey söylemek istiyorsan şimdi söyle!Yok eğer böyle bir niyetin yoksa derhal odamdan çık!" Çıldırmak üzereydim.Telefonum ise birkaç saniye sonra nihayet susmuştu.Fakat,Caner'den hala bir tepki yoktu.Susan telefonumla eş zamanlı bakışlarını tekrardan üzerime yoğunlaştırmıştı.O kadar yakındı ki,nefesini yüz hatlarımda hissedebiliyordum. Çok sabırlı biri olmamama rağmen,şuan sınırlarıma meydan okuyordum!Tek kelime etmiyordu Caner.Yaptığı tek şey irileşen ela gözlerini benimkilerine sabitlemesiydi.Amacı neydi?Yaşananlardan sonra bütün bunlar ne anlama geliyordu?Bilemiyordum.Böyle olmayacaktı.Son kez ağzımı açmak için birbirine kilitlenen dudaklarımı harekete geçiriyordum ki Caner yavaşça geri çekilerek odamdan çıktı.Beklemiyordum ve şaşırmıştım.Fakat bir o kadar da rahatlamıştım.Bu durumdan nefret ediyordum!Caner'den korkmak istemiyordum ama bu hala gelmiştik... Yavaşça doğrularak masanın üzerinde cansız bir şekilde yatan telefonumu elime aldım.O esnada telefonuma gelen mesaj ile irkildim.İyice panik olmuştum artık. Kimden:Erdem "Nasılsın diye merak ettim.Aradım fakat açmadın.Sanırım müsait değilsin.Kendini üzmemeye bak olur mu?Mesajını bekleyeceğim." Mesajın sahibine şaşırmamıştım.Numaramı sadece Erdem ve Tuğçe'ye vermiştim.Tabi Caner hariç.Vakit kaybetmeden telefona sarıldım. Kime:Erdem "Kusura bakma telim sessizdeydi,duymadım.Şimdi biraz daha iyiyim merak etme.Fakat kendimi yorgun hissediyorum.Birazdan yatacağım.Yarın görüşürüz olur mu?İyi geceler." Mesajımı gönderdikten hemen sonra telefonumu yatağın üzerine fırlattım.Ardından kendimi de aynı şekilde telefonumun yanına bırakarak gözlerimi kapattım ve derin bir nefes verdim.Olayları kontrol edemiyordum ve tüm bu yaşananların arasında sıkışıp kalmaktan nefret eder olmuştum artık.Saniyeler sonra ikinci bir mesaj ile doğrularak telefonumu elime aldım. Kimden:Erdem "Önemli değil.İyi olduğuna sevindim.Tabi,yarın görüşürüz.İyi geceler." Oh!Direteceğini düşünmüştüm fakat anlayışla karşılamıştı.Sanırım Erdem hakkında çok fazla ön yargılı düşünmüştüm.Kendisini ifade etmek istemesine rağmen ona izin vermedim.Neyse ki zararın neresinden dönülse kardır diye boşuna nefes tüketmemiş atalarımız.En azından bir dost kazanmıştım. Şimdi az da olsa rahat bir uyku çekebilirdim.Elimdeki telefonu masamın üzerine koyarak yatağıma geçtim.O kadar yorgundum ki ne ara gözlerimin kapandığından bir haberdim. ** Odamın kapısı alacaklı gibi çalınınca ister istemez gözlerimi araladım.Kolumdaki saate baktığımda "yok artık!"demekten kendimi alamadım.Şuan saat ciddi ciddi 06.00'a geliyordu!Bıkkınlıkla pikeyi üzerimden kaldırarak kapıya yöneldim. "Kim o?" "Günaydın Melisa.Benim,Erdem." Erdem mi?Bu saate burada ne işi vardı? "Sana da günaydın Erdem.Fakat sende farkındaysan saat sabahın 06.00'sı şuan." "Farkındayım.Haydi,çabuk hazırlan.On beş dakika sonra tekrar geleceğim." Ne demekti şimdi bu? "İyi de Erdem..." "Süreniz çoktan başladı hanım efendi!Birazdan geleceğim ona göre.Görüşürüz." "Erdem bekle!" Karşıdan ses gelmeyince küçük çocuklar gibi yerimde zıplamıştım resmen.Bu da nereden çıktı şimdi?Ah Erdem ah!Önceden bir mesaj atsaydın keşke! Tabi ya!Telefon!Neden daha önce aklıma gelmedi ki? Masamın üzerindeki telefonumu alarak Erdem'i aradım.Fakat cevap vermiyordu.E tabi,neden cevap versin ki?Aptal kafam!İş başa düşmüştü.Dolabıma ilerleyerek üzerime uygun kıyafeti seçtim.Kim ne derse desin mor renginden bir türlü vazgeçmek istemiyordum.Kıyafetimi seçtikten sonra da yatağımı toparlayarak hazırlanmaya başladım.Hafif bir makyaj ile saçlarımı da salıverdim.Kolumdaki saate baktım.Hala bir dakikam vardı.Doğruya,her ne kadar Caner ile bir karar vermiş olsam da sergilediğim oyun gereği ona haber vermem gerekiyordu.İkinci kez telefonumu elime aldım. Kime:Caner ''Caner,birkaç saat Erdem ile dışarıda olacağım.Merak etme diye bu mesajı gönderiyorum.Dikkatli olacağım.Görüşürüz.'' Bu kadarı bile fazlaydı!Aldırmak istemedim ve aynada son kez kendime bakarak tebessüm ettim.Artık ağlayarak odaya çekilmek istemiyordum.Yeni bir sayfaydı bugün...Sadece benim için!Derin bir nefes alarak odamdan çıktım.Çıkmamla birlikte Erdem ile kafa kafaya gelmiştik.İkimizde birbirimize bakarak gülmeye başlayınca elimle işaret ederek susmasını bekledim. ''Sabah sabah bu şekilde böyle bir şeyle karşılaşacağımı ummazdım.Bu arada çok güzel olmuşsun.'' ''Sessiz ol!Herkesi başımıza mı toplamak mı istiyorsun?'' ''Fena olmazdı.'' Allahım bu çocuk resmen deli!Ama komik bir şekilde deli!Ben bile şuan zor tutuyordum kendimi. ''Bırak dalgayı da nereye gidiyoruz ilk önce onu söyle bakalım?'' Sorduğum sorunun ardından elimden tutmuştu Erdem.Şaşırmıştım. ''Yaşayarak öğrenmeye ne dersin?'' ''Ne..?'' Cümlemi bitiremeden arkasından sürüklemeye başlamıştı beni.Asansörü geçtiğimizi fark edince Erdem'e seslendim. ''Erdem,asansör!'' Seslenmem ile beraber adımlarını durdurmuştu.Nefes nefese kalmıştık. "İkisi de aynı işlevi görmüyor mu,yürü işte.Tembellik etme." Gülmeden edemedim. "Haklısın."dedim gülerek. Tabana kuvvet merdivenleri inmeye devam ettik.Otelin çıkışına vardığımızda beyaz bir mercedesin önünde durduk.Erdem,önüme geçerek arabanın ön kapısını benim için açmıştı.Tebessüm ederek bindim.Erdem de şoför koltuğunda yerini aldıktan sonra arabayı çalıştırdı.O esna da Erdem'den tarafa döndüm. "Nereye gidiyoruz Erdem?En azından bir ipucu versen olmaz mı?" Sorduğum soruya sadece sırıtmıştı.Ardından gazı kökleyince çabalarımın boşuna gittiğini anlamış oldum.Benden inadı yoktur diye düşünüyordum fakat şekil A da görüldüğü üzere,düşüncem tam bir fiyasko ile sonuçlanmıştı.Mücadeleyi bırakarak etrafıma göz gezdirmeye başladım. İstanbul dedikleri kadar varmış diye içimden geçirmeden edemedim.Bu nasıl bir kalabalıktır böyle!Trafiğinden bahsetmiyorum bile!İstanbul'a ilk gelişim değildi tabi fakat o zamanlar daha çok küçüktüm.Babamın seyahatleri nedeniyle bir kaç kez gelmiştik.Ne kadar zorladıysam da bir türlü ısınamadım bu şehre.Hep bir ön yargı vardı içimde.Gerçi hala da öyle.Görsellik bakımızdan muazzam fakat bana göre yaşanılacak bir şehir değildi.Sokağa adım atsanız kolunuza yapışacak birileri var.Kısacası İstanbul'un bu tehlikeli hayat mücadelesi beni hep korkutmuştur. "E anlat bakalım.Dünden bugüne nasılsın?Ağabeyinle konuştun mu?" Erdem'in ani sorusuyla irkildim.Ondan tarafa dönerek konuşmaya başladım. "Daha iyiyim.Konuştuk sayılır.Artık daha fazla sorun yaratacağını sanmıyorum." "Buna sevindim." "Peki ya sen?Ablan seninle konuşacağını söylemişti dün gece.Her şey yolunda mı?" "Merak etme her şey yolunda." "Sevindim adına." Şuanda gerçekten ne Caner'den ne de Tuğçe'den bahsetmek istiyordum.Erdem'inde suratının asıldığını görünce bende daha fazla üstelemedim zaten.Yarım saat sonra deniz manzaralı bir kafenin önünde durduk.Beraber arabadan indikten sonra iki kişilik bir masada yerlerimizi aldık.Gerçekten karnım zil çalıyordu.Öte yandan çok güzel bir yerdi. "Bir şey demedin?Beğenmedin mi yoksa?" Allahım bu çocuk delirmiş olmalıydı herhalde! "Dalga mı geçiyorsun,çok beğendim."dedim gülerek. "Ne bileyim birden susunca..." "Gerçekten çok güzel bir yer.Manzarası yeter zaten." "Aynen." Kahvaltı için siparişlerimizi vermiştik.Birkaç dakikanın ardından siparişlerimiz gelmişti. "Afiyet olsun Erdem." "Sana da." ¤¤¤¤¤¤ Caner'den Devam ¤¤¤¤¤¤ Çalan telefonumla beraber tüm gece ağlamaktan sızlayan gözlerimi araladım.Üzerimdeki pikeyi kaldırarak telefonumu elime aldım.Allah kahretsin!Yine mi?Ne zaman vazgeçeceklerdi?Söylene söylene telefonumu kulağıma dayadım. "Yine ne istiyorsunuz?" "Caner?" Bir dakika bu ses... "Sen...?" "Neden bu kadar çok şaşırdın ki?Bir baba oğlunu özleyemez mi?" Şerefsiz pislik!Ne hakla benimle konuşabiliyordu?Babay mış! "Demek oğlunu özledin?Kendi oğlunu köpeklerinin telefonlarından mı arıyorsun!Gerçi neden takıyorum ki?Senin de onlardan hiç bir farkın yok!" "Seninle laf dalaşına girecek değilim!Uzatmayacağım.Şu aptal inadını bırak ve yanındaki fahişeyi buraya getir!Sabırlı bir insan olmadığımı sende biliyorsun.Bu işi daha daha fazla uzatma ve kızla birlikte geri dön!" "Ağzını topla!O kız hakkında böyle konuşamazsın!Senin söylediklerinin benim için gram önemi yok,bilesin.Elinden geleni yap anladın mı!Ve mümkünse midemi bulandıran sesini uzun bir süre duymak istemiyorum!" Cevabımla beraber telefonu suratına kapattım.Fazla bile konuşmuştum ve değmez di!Aynı kandan olmasak bile Mahir amca,benim baba sevgisini ilkkez tattığım insandı.Hala da öyle!Bir de mesaj vardı telefonuma gelen.Mesaj Azra'dan dı. Kimden:Azra "Caner,birkaç saat Erdem ile dışarıda olacağım.Merak etme diye bu mesajı gönderiyorum.Dikkatli olacağım.Görüşürüz." Bu da neydi şimdi?Ne demek Erdem ile dışarıda olacağım!Kendi kafasına göre nasıl hareket eder!Bir de Erdem denen şerefsizle!Buna asla izin veremezdim! Elim ayağım birbirine girmişti.Üzerimi değişerek odamdan çıkmadan önce Azra'yı aradım.Fakat meşgule atmıştı.Hala bana kırgındı,biliyorum.O anda kendimi kaybetmiştim.Ona tokat atmak...Düşüncesi bile kahrediyordu beni.Onu üzmek istememiştim fakat daha beterini yapmıştım. Yine de olanlardan sonra böyle tehlikeli bir olaya kalkışması doğru değildi.Odamdan çıkar çıkmaz tekrardan telefonumu elime aldım ve Azra'yı aradım.Nihayet bu sefer açmıştı. "Alo,Azra?" "Ne istiyorsun?Sabah sana durumu mesaj atmıştım." "Ne mi istiyorum?Benimle böyle konuşmaya devam mı edeceksin?Şimdi her nerede isen söyle bana,gelip seni alacağım." "Konuşma tarzımda bir şey olduğunu sanmıyorum.Ayrıca sen kendi işine bak,beni düşünmene gerek yok.Gayet iyiyim ve eğleniyorum.Erdem yanımda merak edilecek bir durum yok!" Sakin ol Caner!Sakin ol... "Azra senden rica ediyorum yerini söyle bana.Senin için çok tehlikeli.Bunu bile bile nasıl böyle davranabiliyorsun?" "Nerede olduğum seni ilgilendirmez!Bu saçma koruyucu tavrını bırak artık.İkimiz de farklı hayatlar yaşıyoruz,kabul etsen iyi olur.Sonuna kadar senin gölgende yaşamayı istemiyorum.Geç olmadan döneriz zaten.Artık kapatıyorum,görüşürüz." Telefonun suratıma kapanmasıyla öylece kaldım.Söylediklerinde haksız değildi.Ve en başında ona,farklı hayatları yaşamaya başlayacağımızı kabul ettirmek isteyende bendim!Bu oyunu ben başlatmıştım.Şimdi neden burun kıvırıyordum ki! "Caner?Sen iyi misin?" Tuğçe'in karşımda belirmesiyle kendimi toparladım. "Hepsi senin kardeşin olacak Erdem'in yüzünden!Fazla olmaya başladı artık!" "Ne demek istiyorsun?Bir şey mi oldu?" "Azra ile dışarıdaymışlar!Haberim bile yoktu az önce öğrendim.Erdem'i dizginlemeye çalış!Onları bulmam gerek.Erdem'in,Azra hakkındaki düşüncelerini sen de biliyorsun!Eğer kılına zarar gelirse sadece Erdem değil sen de olanlardan payını alırsın Tuğçe!" "Bence bir sakinleş!Erdem aceleci değildir." "Söylediklerimi duymuyorsun galiba!Kardeşin olmasına rağmen onu çok mu iyi tanıdığını sanıyorsun?Aptal olma.Her neyse dediklerimi unutma sakın.Ben çıkıyorum.Onları bulmam gerek." "İyi ama..." Sözünün devamını beklemeden asansöre binerek otelin giriş katına indim.Arabama binerek otelden ayrıldım.Onları bulmadan asla geri dönemem!Ya Azra'ya zarar verirse?Allahım sakın!O kıza dokunursan seni gebertirim şerefsiz! Telefonumun çalmasıyla irkildim.Rehberimde kayıtlı olmayan bir numaraydı arayan.Tereddüt etmeden açtım. "Alo?" Seslenmeme rağmen karşı taraftan bir tepki yoktu. "Alo,kimsiniz?" "Keyifler nasıl Caner Bey?" "Sen...?" "Ne o?Beklemiyordun sanırım?" "Uzatma fazla!Neredesiniz?" "Bu ne acele?Az sohbet etmek için aradım,sen hemen sorgu suale başladın.Oluyor mu hiç?" "Lan başlatma şimdi sohbetine!Neredesiniz onu söyle bana!" "Az nazik olsan.Ayrıca sana neden söyleyeyim?" "Seni uyarıyorum Erdem!Eğer o kıza bir şey olursa..." "Kes artık!Melisa'ya bir şey olduğu yok.Aksine halinden memnun ve gayet iyi." "Ne demek istiyorsun lan sen!" Şuan aklımdan bin türlü şey geçiyordu.Önümdeki direksiyonu parçalara ayırmamak için kendimi zor tutuyordum. "Kendini bu kadar hırpalamana gerek yok.Melisa benim yanımda en azından mutlu.Şuan için de gayet iyi.Fakat ilerisi için kesin bir şey söyleyemem tabi." "Pislik herif!O kıza dokunursan seni gebertirim,anladın mı beni!" "Sakin ol şampiyon.Yalnız böyle güzel bir kız kardeşin olduğu için çok şanslısın.Kendimi zor tutmuyorum değil!" "Adi herif!Yerini söyle lan bana!Söyle!" Artık sinirimi kontrol edemiyordum. "Yanımıza gelirsen neler olabileceğini biliyorsun.Melisa'nın ağabeyine karşı güveni tekrardan sarsılacak.Bunu göze alabilecek misin!" Başka çare yoktu.Şuanda Azra'nın güvende olması benim için önemliydi.Bana istediği kırıcı kelimeyi de kullansa umurumda değildi şuan!Sadece güvende olması yeterdi bana. "Hey!Sustun bakıyorum?" "Adresi mesaj at yeter,orada olacağım pislik herif!" Cevabımla birlikte telefonu kapadım.Adam da hiç utanma yoktu!Ah Azra Ah!Nasıl bir anda böyle bağlanabildin o şerefsize?Onu bana karşı nasıl savunabildin!Oyununu büyük bir ustalıkla oynuyordu pislik herif!Ama Azra olmaz,olamaz! Telefonuma gelen mesaj ile arabamı durdurdum.Şerefsiz adresi yollamıştı.Nasıl yani...Bar mı!Azra ve Erdem baş başa!Ve bir barda!Azra bunu nasıl kabul edebildi?Amacın ne senin Azra!Hepsini benim inadıma mı yapıyorsun yoksa gerçekten o şerefsize benden fazla mı güveniyorsun!Umarım ikinci seçenek de haklı olmam!Buna inanmak istemiyordum!Bir anda onca yaşanmışlığı bir kenara atamazdı değil mi?Evet,ona hislerine karşılık veremeyeceğimi söylemiştim.Ve eskisi gibi olamayacağımızı da.Ama bu kararların hiç biri gözünü kör edecek aptalca davranışları sergilemesi hakkını vermiyordu.Benim tanıdığım Azra,Erdem gibi erkeklere yüz vermeyi geç tek bir kelimesini bile harcamazdı öyleleri için.Tüm bunları benim inadıma yaptığı belliydi.Fakat buna daha fazla izin veremezdim! Vakit kaybetmeden tekrar gaza bastım.Barın önüne geldiğimde tedirgindim.Oldum olası böyle yerlerden nefret etmişimdir.Tabi Azra da öyle.Fakat ne tuhaftır ki şuan böyle rezil bir yerde Azra için bulunuyordum!İçeriye girer girmez kulağımı dolduran iğrenç ve yüksek sesli müzik yüzünden neredeyse sağır oluyordum.Yüzüme vuran duman ise çabası...Allahım nasıl bir yerdi burası! Azra'ın görüş açıma girmesiyle derin bir nefes verdim.Yanına ilerlemeye başlayınca tablonun tamamını hazmetmem kolay olmadı.Erdem denen şerefsiz ve Azra...Onlar..? ** Yorumlarda buluşalım lütfen. 🌺 |
0% |