Yeni Üyelik
22.
Bölüm

Bölüm 22 - Soru!

@kristalmelek61

Esin & Aras bomba bir bölüm. 💥❤️

Keyifli okumalar dilerim. ☺️

¤¤¤¤¤¤ Esin'den Devam ¤¤¤¤¤¤¤

Kaç saattir Aras ortalıklarda yoktu ve kormaya başlamıştım artık.Acaba nasıldı?Çetin denen pislik herif bir şeyleri anlamış olabilir miydi?

"Esin,kızım?"

Zehra Sultanın odaya girmesiyle yatağın üzerinde doğruldum.

"Gel Zehra Sultan.Bir şey mi oldu?Yoksa Aras mı geldi?"

"Yok Aras daha gelmedi.Seni merak ettim."

"Beni mi?"

"Evet kızım.Konuşma fırsatımız olmadı hiç.Dün yaşananlar...Ben..."

"Zehra Sultan lütfen.Ben gayet iyiyim.Yani sorun yok,merak etme."

Gülümseyerek yanıma gelmesi için elimle işaret ettim.

"Ne bileyim kızım.Her zamanki Aras.Aslında böyle biri değildi.Fakat.."

"Biliyorum Zehra Sultan."

Verdiğim cevaba şaşırmıştı Zehra Sultan.

"Biliyor musun?Nasıl yani?"

Bir anda tedirgin olmuştu ve gözlerini kaçırmaya başlamıştı.

"Demek istediğim şu Zehra Sultan.İtiraf etmeliyim ki,en başta Aras ile güzel bir başlangıç olmamıştı.Gerçekten kötü biri olduğunu düşünmedim değil.Fakat ilerleyen zaman içerisinde gerçek Aras'ı fark edebildim.Bakışları...Sert biri olarak görünmeye çalışıyordu fakat bunu tam anlamıyla beceremiyordu.Geç de olsa anlamış oldum.Aslında uçurumun başındayken bana söylediği cümle,en güzel ipucuydu diyebilirim."

"Nasıl bir ipucu kızım?Aras sana ne söyledi?"

"İnsanlar değişir,iyi veya kötü nedenlerle.Evet,söylediği çümle buydu.O anda aslında Aras'ı farklı bir şekilde yargıladığımı anladım."

"Anladım.Aras şuanda bu durumdaysa sebebi de sensin kızım.Onun asıl benliğini ortaya çıkarmayı başaran ilk kızsın biliyor musun?"

İlk kız mı?O ben mi oluyordum yani?

"Ben mi?"

"Evet.Hergün yüzü gülüyor artık.Hepsi senin sayende."

Onun hayatında bir ilktim!

Belki devrimi ben başlatmıştım fakat onun mücadelesi olmasaydı şuanda bu durumda olmazdık.Yine de onun hayatında ilk olma düşüncesi beni çok mutlu etmişti.En önemlisi de böyle güzel bir şeyi Zehra Sultandan duyabilmek...

"Yine de en büyük pay Aras'a ait.Onun için çok zor olmalı Zehra Sultan.Annesi olarak sen daha iyi bilirsin tabi.Bu durumda olması bir nevi mucize."

"Haklısın kızım."

Aslında merak etmiyor değildim.Aras'ın geçmişte neler yaşadığını bilmek istiyordum.Onu bu kadar değiştiren ne olabilirdi?Yardım etmek istiyordum.Neden bilmiyorum hala ona ulaşamadığımı hissediyordum.Benimle vakit geçiriyordu,konuşuyordu...Fakat hep bir şeyler eksikti.Bazen çok yakın bazen ise çok uzak...Tüm bunların nedeni geçmişte yaşadıklarından olsa gerek.Çabaladığını görebiliyordum fakat üzerindeki yükün altında ezilmeye devam ediyordu hala.Ona yardım etmek istiyordum ama nasıl yapacağımı bilemiyordum.

Zehra Sultanın odadan çıkmasıyla yayağımdan kalkarak masama geçtim.Son bir kaç gündür günlük yazmadığımı fark ettim.Olaylar birikmişti ve tam zamanıdır diye düşündü.Çekmeceden günlük defterimi çıkartarak yazmaya başladım.

Yazma işlemini bitirdikten sonra yazmış olduğum sayfayı kopartarak katladım.Odadan çıkmadan önce göz ucuyla Ömer'e baktım.Yeni yatağını çok sevmişti anlaşılan,mışıl mışıl uyuyurdu paşam.Tebessüm ederek odadan çıktım.

Dünkü saldırıdan sonra dışarı çıkma yasağı koymuştu ağabeyim.Haksız da değildi aslında.Hepimiz çok korkmuştuk çünkü.Üstelik Aras benim yüzümden vurulmuştu.Fakat bir şekilde çıkmam gerekiyordu.Zaten fazla zamanımı da almayacaktı.

Yalvar yakar izni koparabilmiştim.Dışarıya çıkar çıkmaz temiz havayı ciğerlerime doldurdum.Ardından hızlı adımlarla uçuruma doğru yürümeye başladım.Uçurumun başına vardığımda dizlerimin üzerine çöktüm.Kopardığım sayfayı diğerlerinin de yanına koyarak üzerlerini örttüm.Aras ve beni simgeleyen papatyalara tebessüm ederek ayağa kalktım.Yönümü çevirerek eve doğru yürümeye başladım.

O esnada Aras arabasıyla görüş açıma girince yüzümdeki tebessüm iyice yayılmıştı.Ona yetişebilmek için adımlarımı hızlandırdım.Arabadan iner inmez göz göze gelmiştik.Yanına vardığımda nefes nefese kalmıştım.

"Senin dışarıda ne işin var?Yoksa gizliden..."

"Hayır merak etme.Ağabeyimden zor da olsa izni kopardım.Küçük bir işim vardı onu hallettim."

"Küçük bir iş?"

"O da bende kalsın.Fazla merak iyi değil biliyorsun."

Verdğim cevap üzerine gülümsemişti Aras.Evet,gülümsemişti!

"Sen nasıl oldun peki?Yani dün yaşananlar..."

"Gayet iyiyim.Asıl sen nasılsın?Çetin seni neden çağırdı?"

"Biraz yorgunum o kadar.Aslında beni çağırmasının bir nedeni yoktu.Öylesine çağırdı yani.Merak etme kötü bir şey olmadı."

Ona bir şey olacak diye ödüm kopuyordu.Verdiği cevabın ardından önden yürümeye başladı.Pardon sözümü geri alıyorum hemen.Aras doğru düzgün adım bile atamıyordu!Hafiften terlemeye başladığını görünce ters giden bir şeyler olduğunu anladım.Yardım etmek için hareketleniyordum ki bir anda dengesini kaybederek yere yığıldı Aras.

"Aras!"

Yanına vardığımda başını kaldırarak kucağıma yerleştirdim.Çok fazla terliyordu ve zar zor nefes alabiliyordu.Öte yandan ateşi vardı.

"Aras...Aras beni duyabiliyor musun?"

O kadar korkuyordum ki şuan elim ayağım birbirine dolanmıştı.Aras cevap vermiyordu!

"Aras lütfen cevap ver!Neyin var?"

Yükselen ses tonumla beraber ağlamaya başladım.Ağabeyimi çağırsam iyi olacaktı.

"Aras hemen geleceğim.Yerinden kımıldama sakın."

Ayağa kalkmak için yeltendiğim sırada elimin üzerindeki baskı ile irkildim.

"Gitme...Sadece yorgunum,dinlenmem gerek.Boş yere endişlendirme onları."

"Saçmalama!Burada bekle geleceğim."

"Sana dur dedim!"

Elimin üzerindeki baskı bir tık artınca durdum.

"Kalkmama yardım et sadece.Odama çıkıp dinlenmek istiyorum."

Çarem yoktu.Kalkmasına yardım ederek kolunun altına girdim.

"İyi olacaksın değil mi?"

Sorumu çekinerek sormuştum.Cevap olarak başıyla onayladı beni.Birlikte eve doğru yürümeye başladık.Hepsi benim yüzümdendi.O gece onu dinleyip pervasızca hareket etmeseydim Aras yaralanmayacaktı.Onu ilkkez bu kadar kötü bir durumda görüyordum ve haddinden fazla korkuyordum.

Eve vardığımızda Zehra Sultanın endişeli bakışları altında ilerlemeye devam ettik.

"Oğlum neyin var?Yoksa Çetin..."

"Merak etme Zehra Sultan.Sadece biraz yorgun o kadar.Yani kötü bir durum yok.İçin rahat olsun."

Aras'tan önce davranarak vermiştim cevabı.Zaten konuşacak hali bile yoktu.Zehra Sultan derin bir oh çektikten sonra merdivenlere yöneldik.Ağabeyim görünürlerde yoktu.Odaya varır varmaz yavaşça yatağa yatırdım Aras'ı.Canını yakmadan üzerindeki ceketi çıkardım.Hemen arkasından rahat etmesi için ayakkabılarını da çıkardıktan sonra yanına yavaşça ilerledim.

"Aras...Daha iyi misin?"

"İyiyim büyütülecek bir şey yok."

Aptal şey ne olacak!Büyütülecek bir şey yokmuş!Nasıl bu kadar rahat davranabiliyordu?

"Bir daha şu kelimeyi kullanma.İyi olmadığını biliyorum.Hepsi benim yüzümden oldu zaten.Bu durumda ol..."

"Susar mısın artık.Senin yüzünden olan bir şey yok.Kendini suçlamayı bırak."

"Ya sana bir..."

"Olmadı!Olmayacak da Esin.İlk defa kurşun yemiyorum."

"Yine de bana verdiğin sözü unutma sakın.Kendine dikkat edeceksin."

"Ah!Bana yardımcı olmaya mı geldin yoksa fırça çekmeye mi?"

Aras'ın söylediğine gülmeden edemedim.Ne kadar ciddi olmaya çalışsamda bir türlü beceremiyordum.Kanımda yoktu yani ne yapayım.

"Her ikisi de.Bu arada aç mısın?"

"Sabah bir şeyler atıştırmıştım ama..."

"Tamam anlaşıldı.Bekle burada.Hemen geleceğim."

Vakit kaybetmeden odadan çıktım.

¤¤¤¤¤¤¤ Aras'tan Devam ¤¤¤¤¤¤¤¤

Esin'in yanımdan ayrılmasıyla derin bir nefes verdim.Esin yine haklıydı.Kendimi berbat hissediyordum.Neyse ki terlemem geçmiş gibi gözüküyordu.Aradan fazla geçmemişti ki Esin elindeki tepsi ile geri dönmüştü.

"Evet,işte çorban da geldi.Zehra Sultan yeni yapmış.Sıcak sıcak iç hemen.İyi gelecektir."

Elindeki tepsiyi masaya koyarak doğrulmama yardım etmişti.Sürekli benim yanımdaydı.Beni düşünüyordu.Ne kadar belli etmemeye çalışsamda o gece Esin kadar bende çok korkmuştum.Tabi ki korkum kendim için değildi.Nede olsa alışkındım.Fakat Esin...Ona zarar gelme düşüncesi...Uzun zamandan beri bu tür hisleri iki yıl öncesinde terk edip gitmiştim ben...Fakat şimdi...

"Ee ne duruyorsun,içsene.Soğuyacak yoksa.Herhalde üstüne bir de dadılık yapmamı beklemiyorsundur."

Esin'in uyarısıyla irkildim.

"Neden olmasın?"

Ne dedim ben az önce!Aklın yerinde mi Aras!

"Anlamadım...?"

Esin'in şaşkın yüz ifadesi ve kızarmaya başlayan yanakları benim de gerilmeme sebep olmuştu.Bir dakika ben neden geriliyordum ki?Saçmalık!

Bir şekilde bu durumu çevirmem gerekiyordu.

"Sadece şaka yapıyordum.Başımda bir dadı eksikti zaten!Sen gidebilirsin.Yedikten sonra uyurum zaten."

Gülerek söylediklerime karşılık başıyla onaylamıştı beni.

"Anladım.Ben gideyim o zaman.Afiyet olsun şimdiden.Görüşürüz."

"Görüşürüz sağol."

Odadan ayrılmasıyla üzerimdeki gerginlik az da olsa etkisini kaybetmişti.Neden bu kadar gerilmiştim ben?Neyin var senin Aras!Utanmasan kıza gitme diye yalvaracaksın!Neler düşünüyorum böyle?Esin ile iyi anlaşıyoruz o kadar.Onunlayken mutluyum fakat sadece bu kadar.Başka bir şey yok!Evet yok!Yemeğimi yesem iyi olacaktı.Aç karnına iyice saçmalamaya başladım artık.Masanın üzerindeki tepsiyi kucağıma alarak yemeğe başladım.

¤¤¤¤¤¤ Esin'den Devam ¤¤¤¤¤¤¤

Gerçekten şaka mıydı?Sadece şaka...

O an için ciddi bir şekilde söylediğini düşünmüştüm.Gerçek olmasını o kadar çok isterdim ki...

"Kızım,iyi misin sen?"

Zehra Sultanın seslenmesiyle beraber elimdeki kahva fincanını masaya koydum.

"İyiyim Zehra Sultan,dalmışım öyle.Neden sordun ki?"

Çok mu belli ediyordum acaba?

"Yok kesin bir şeyin var senin.Aşağıya indiğinden beri tuhafsın.Sesin çıkmıyor hiç.Yoksa Aras ile kavga mı ettiniz?"

"Yok hayır.Bir an daldım öyle Zehra Sultan."

"Bana pek öyle gelmedi ama neyse."

"Merak etme iyiyim ben.Bu arada ağabeyim nerede?Bayadır ortalıkta yok."

Haksız değildim.En son dışarı çıkmadan önce görmüştüm onu.

"İnanmayacaksın ama Ömer'in yanında şuan."

Bu da başka bir şakaydı değil mi?Ağabeyim ve bebekler?Hiç onun tarzı değildir ki.

"Şaşırmadım desem yalan olur.Ama çok sevindim."

"Al benden de o kadar kızım.Aslında çoktan evlenip çoluk çocuğa karışmış olması gerekiyordu.Neden bu yaşına kadar evlenmedi merak ediyorum aslında."

Cevabı belliydi aslında.Fakat sanırım ağabeyim Selen'den bahsetmemişti Zehra Sultana.Kalbinde hala Selen var iken başka bir kadınla evlenip çocuk sahibi olmak...Ağabeyimi tanıyordum ve asla Selen'den başka birini kabul etmeyecekti kalbi...

Zehra Sultanın sorusuna karşılık tebessüm etmiştim.

"Bir bildiği vardır herhalde Zehra Sultan."

Gülerek verdiğim cevaba karşı o da tebessüm etmişti.Ardından başıyla onaylamıştı beni.Kafamı ne kadar başka şeylerle doldurmaya çalışsamda beceremiyordum.Onu aklımdan çıkaramıyordum!Yanından ayrılmasamıydım acaba?Ah!Neler geliyor aklıma böyle!Kendi kendime gelin güvey olmaktan başka bir şey değildi bu.Aklı da kalbi de o kadın için savaş veriyordu hala.Hayatta olmaması neyi değiştirirdiki...Elbetteki hiç bir şeyi.Aras'ın kendisi de söylemişti.Onunla ilk karşılaştığımda bana söylediği cümle...

"Sizinle birlikte olmak isteyeceğim gün,öldüğüm gün olabilir ancak!"

Bu kadar basitti işte!Hayatta olmasa bile o kadınle eş değer değildim!Onunla savaşamazdım!Buna hakkım yoktu.

Peki o zaman neden?Neden sürekli inadına tam tersini yapıyordum?Zaten bir kere sevmiştim ve sonucu hiç de iyi olmamıştı.O olayın ardından kapalı kutu sıfatını üstlenmiştim ve aşka olan güvenim sarsılmıştı.Bir daha olmayacağına söz vermiştim kendime.Çünkü biliyordum ki bir kez daha kaldıramazdım!Ailem de her şeyin farkındaydı.Bir nevi kendime verdğim sözü aileme de vermiştim.O zaman neden aksi bir şekilde hareket ediyordum?Kendime ve aileme verdiğim söze ne olmuştu?Aynı hatayı tekrarlıyordum sanki...Fırat denen pislikle olmadan önceki halime dönmüştüm yine.Aras'a güveniyordum.Onun yanındayken her şey önemini yitiriyordu.Onunlayken kaybettiğim mutlu ve huzurlu anılarımı tekrardan yaşıyordum.Ve ben ikinci kez...İkinci kez...

"Esin,kızım?

Zehra Sultanın seslenmesiyle kafamın içerisindeki kaosu olabildiğince bastırmaya çalıştım.

"Efendim Zehra Sultan?"

"Saatlerdir Aras odasında.Bir yukarı çıkıp baksan?Bende o sırada akşam için masayı hazırlamaya başlarım."

Bir bu eksikti şimdi!O odaya gitmek istemiyordum.İyi de Zehra Sultana durumu nasıl izah edecektim ki ben?

"Kızım beni duymuyor musun?Sende bence kesin bir şeyler var.Ateşin mi var yoksa?"

Zehra Sultan yerinden kalkıp ciddi ciddi eliyle alnıma dokunmuştu.

"Ateşin var gibi kızım.Sabahtan beri diyorum bir şey var diye ağzını açmadın hiç."

Yok bu böyle olmayacaktı.Allah kahretsin ki yukarı çıkmaktan başka seçeneğim yoktu.Aksi halde bu durumum Aras'ın kulağına giderse...Allahım ne kadar utanç verici!Alnımın üzerindeki baskıyı geri çekerek ayağa kalktım.

"Bir şeyim yok Zehra Sultan.Hem zaten biliyorsun ki doğuştan yanaklarım kızarık."

Söylediklerimin ardından Zehra Sultan gülmeye başlayınca şaşırdım.Komik bir şey mi söylemiştim?

"Zehra Sultan,neden gülüyorsun?"

"Ay kızım şimdi hatırladım.Ceyhun söylemişti önceden.Domates sendromu değil mi?"

Çok güzel!Ah ağabey ah!İnanmıyorum kendi kendimi rezil etmekte üstüme yoktu.Daha fazla yerin dibine girmeden merdivenlere doğru yürümeye başladım.Zehra Sultan hala gülüyordu.Aras'ın odasının önüne geldiğimde tutamadım kendimi.Kendi rezilliğime gülüyordum.Şimdi gülüyordum fakat içeri girince nasıl bir tepki vereceğimden bir haberdim.Kendimi toparlayarak derin bir nefes verdim ve kapıyı çaldım.Yavaşça içeri süzüldüm ve kapıyı geri kapatarak yanına doğru yürümeye başladım.Üzerindeki beyaz gömleğinin birkaç düğmesi açıktı ve sık nefes alıp veriyordu.İyice yanına yaklaştığında haddinden fazla terlediğini gördüm.Seslendim fakat bir cevap gelmedi.Daha önceden ağabeyime haber vermem gerekiyordu.Neden Aras'a uymuştum ki!

"Aras?Beni duyuyor musun?

İkinci kez seslenmem ile yavaşça aralamıştı gözlerini.

"Esin..."

Zar zor ismimi çıkarabilmişti dudaklarının arasından.Doğrulmak için hareket ettiğini görünce ona yardım ettim.

"Aras hiç iyi değilsin.En başta ağabeyime söylememiz gerekirdi.Daha fazla bu durumda olmana izin veremem.Ağabeyimi çağıracağım,burada bekle."

Arkamı dönmemle ikinci kez elimin üzerindeki baskı ile geriledim ve Aras'a döndüm.

"Buna gerek yok Esin.Telaş etme,bir kaç güne toparlarım zaten."

"Sen çıldırmışsın!Ölmek mi istiyorsun?Buna izin vermem anlıyor musun!"

Verdiğim cevabın ardından elimi geri çekmeye çalıştım fakat sert bir şekilde tam karşısına oturttu beni.

"Aras ne..."

"Neden yapıyorsun bunu?"

"Ne...?"

"Sana neden yaptığını soruyorum,Esin?"

Neler oluyordu?Aras'ın bu tuhaf tavrı...Neyi neden yapıyordum?

"Aras,ben ne demek istediğini anlayamıyorum."

"Benim için neden bu kadar endişeleniyorsun?Neden?"

Bir anda neden böyle bir soru sormuştu ki?Bana olan bakışlarında da bir tuhaflık vardı sanki...

"Cevabı belli değil mi zaten?Benim için en az ağabeyim kadar değerlisin.Endişelenmem çok doğal."

Allahım bütün vüdumu şiddetli bir titreme almıştı ve ne yapacağımı bilemiyordum!

"Madem öyle daha önceden sorduğum sorunun cevabını verir misin bana?"

Aras'ın nesi vardı böyle?Zar zor konuşabiliyordu ve ara sıra gözlerini kapatıyordu.İyi değildi fakat bu soruların tam olarak anlamı neydi?Ve neden şimdi?

"Aras daha sonra konuşsak olur mu?Bak gerçekten iyi değilsin ve ne dediğini bildiğinden emin değilim.Beni korkutuyorsun."

"Korkmana gerek yok.Sadece soracağım sorunun cevabını vermeni istiyorum."

Başka şansım yoktu.

"Peki seni dinliyorum Aras."

Verdiğim cevabın ardından bakışlarını gözlerimde sabitlemişti.

"O gün...Uçurumun başında...Sana bir soru sormuştum.Tartışıyorduk."

Sormak istediği soru...Yoksa...

"Cevabını vermemiştin.Şimdi bir kez daha soruyorum."

Buna izin veremezdim!Hayır!

"Aras dur lütfen...Önemli bir soru değildi zaten.Hem ayrıca nereden çıktı bir anda?"

"Gerçekten önemli değil miydi?"

Bu kadar zorlamak zorunda mıydı?Neden yapıyordu?Cevabım belliydi fakat ona nasıl söylerdim!Şuanda kendinde değil gibiydi.Sorduğu sorunun bir mantığı bile yoktu.Çünkü Aras beni o türden bir sevgiyle sevmiyordu.Peki o zaman neden?Amacı neydi?

"E-evt değildi..."

Kekelemiştim ve yarım ağızla konuşabilmiştim.Dolan gözlerim ise çabası...Bir an olsun bakışlarını üzerimden çekmemişti vediğim hatalı cevabımın ardından.Doğruyu bilmesine gerek yoktu!Bilseydi bile sonuç değişmezdi zaten.Karşısında ağlarsam eğer her şeyin sonu olurdu.Ve geri dönüşü olmazdı.Bunun üzerine elimin üzerindeki baskıyı geri çevirerek ayağa kalktım.

"Ağabeyime haber versem iyi olacak."

Söylediğimin ardından yanından ayrılmaya yeltendiğim sırada Aras'ın sesini duymamla adımlarımı durdurdum.

"Esin bekle!"

Arkamı dönmemle Aras'ı ayakta görünce ne diyeceğimi bilemedim.

"Aras...Yatıp dinlenmen gerek.Neden..."

Daha sözümü bitiremeden aramızdaki mesafeyi ortadan kaldırmıştı Aras.Yüzlerimiz birbirine çok yakındı ve sertçe yutkunmama sebep olmuştu.

"Aras..."

Titreyen dudaklarımın arasından çıkan son kelimeydi.İrkilmiştim ve taş kesilmiştim sanki...

Şuan olan şey...Yani...Aras beni...

Hayal değildi...Aras beni öpüyordu ve boşta kalan eliyle belimden kavramıştı.Vücudumdaki tüm sıcaklık yüz hatlarıma hücum etmişti sanki...Yanıyordum ve hiç bir tepki veremiyordum.

**

Yorumlarda buluşalım lütfen. 🌺


Loading...
0%