@kristalmelek61
|
Hızımızı alamadan devam.☺️🌹 Keyifli okumalar dilerim. 🌺 ¤¤¤¤¤ Yazar'ın Ağzından ¤¤¤¤¤ Hiç istemese de güçlü kollardan hafifçe geri çekmişti kendini. "Peki ya o...Yani Selen..." "Lütfen sus..."diyerek Esin'in dudakları üzerine kuluçlandırdı parmaklarını.Ardından devam etti konuşmasına. "Şuan senin yanındayım.Sana bakıyorum.Sana dokunuyorum ve senin sesini duyuyorum sadece...Geçmişimi silemem fakat onunla da yaşayamayacağımı senin sayende öğrendim.Selen benim için sadece bir anı artık...Ve emin ol ki o da sonuna kadar acı çekerek devam etmemi istemezdi.Bu iki hafta içerisinde çok düşündüm Esin.Ve doğru bir karar verdiğimden eminim.O gün seni öptüğümde...İsteyerek yapmıştım!Fakat o anda aklıma Selen gelince...Kendimi kontrol edemedim.Hayatıma çeki düzen vermem gerekiyordu artık.İki hafta süresince hayatımda neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamış oldum." Söylediklerinin hemen ardından alnını Esininkine yavaşça dayadı.Hiç olmadığı kadar huzurluydu kalbinin kapısını sonuna kadar zorlamaktan vazgeçmeyen kadının karşısında. "Seni seviyorum...Bütün bildiğim bu.Sadece seni seviyorum!" Tek bir ağızda fısıldayarak bitirdi konuşmasını.Ardından Esin'de mutlulukla yukarı kıvrılan dudaklarını aralayarak konuşmaya başladı. "İstemeden de olsa o gün bana sorduğun sorunun cevabını farkında olmadan vermiştim sana Aras." Esin'in söylediğiyle yavaşça gözlerini araladı.Ardından hafif doğrularak meraklı bakışlarını karşısında duran muazzam manzaraya odakladı. "Ne demek bu?"diye sordu Aras. "Beni ilk öptüğün zamanı hatırlıyor musun?Belki senin için de benim içimde zoraki bir durumdu.İkinci kez beni öptüğünde kendimi daha fazla kötü hissetmişim.Kendinde değildin ve beni eski sevgilin sanarak öpmüştün.O gün kendimi sadece kötü hissetmemiştim.Garipti...Odama döndüğüm de defalarca suyla dudaklarımın ve bedenimin üzerinde bıraktığın tuhaf izleri yok etmeye çalıştım.Ne yazık ki değişen hiç bir şey olmamıştı.Zaman geçtikçe sana karşı olan ilgim ve davranış biçimim değişmeye başladı.Başlarda senin hakkında pek de iyi şeyler düşünmüyordum.Fakat seninle geçirdiğim her dakika,her saat,her gün...Beni sana bir adım daha itiyordu sanki...Kötü biri olmadığına kanaat getirmiştim." Konuşmasına saniyelik bir ara verir iken,Esin'in önüne düşen bir tutam saçı avuçlayarak kulağının arkasına yavaşça yerleştirdi Aras.Hafif bir tebessümle de Esin'i rahatlatmıştı. "Aslında tam anlamıyla her şey o gün başlamıştı." "O gün?" "O uçurum başındayken...Kavga ediyorduk ve çok sinirlenmiştin.Bana "Beni seviyor musun?"diye bir soru sormuştun bağırarak.O kadar çok korkmuştum ki ne cevap vereceğimi bilemedim başta.Defalarca aynı soruyu yöneltmiştin bana ve ben cevap verememiştim.Seni sevmiyorum diyemezdim.Çünkü...Çünkü yalandı!Seni seviyorum da diyemezdim.Çünkü daha fazla öfkeleneceğini de biliyordum.Cevap vermek yerine sessiz kalmıştım.Fakat daha fazla öfkeleneceğini tahmin edememiştim.Sonrası malum...İki hafta önce o gün sorduğun sorunun cevabını beni öptüğünde sana karşılık vererek..." "Şimdi daha iyi anlıyorum.Sabah kahvaltısı için odamın kapısına dayandığın günü hatırlıyorum da...O gün anlamam gerekirdi." Kıkırdayarak söylediklerine,Esin'de aynı tepkiyi veriyordu şimdi.Bir kaç saniye sonra kendini kontrol edebilmişti Esin.Fakat Aras kahkalarına artık kaçıncısını ekliyordu bilinmez.Esin'in hoşuna gitmişti bu durum.Öte yandan yanaklarının kızarmaya başladığını da fark etmişti. "Aras yeter." "Hayatımda bu kadar çok güldüğümü hatırlamıyorum.Bırak da acısını çıkartayım." Cevap verirken bile gülüyordu Aras.Esin ise pes etmişti artık.Tekrardan onu güldürebilmeyi başarmıştı.O esnada odaya giren Zehra Sultan oğlunu o halde görünce bir hayli şaşırdı. "Aras,oğlum iyi misin?"diyerek yanlarına kadar geldi Zehra Sultan. "İyiyiz annelerin bir tanesi,merak etme."diyerek Zehra Sultanın yanaklarını sıkmaya başlayınca ikinci bir şok yaşamıştı annesi.Tabi Esin'i de unutmamak lazım.Aras için gerçekten endişelenmeye başlamışlardı. "Oğlum dur ne yapıyorsun?" "Annemi sevemeyecek miyim yani?"diyerek çocuksu bir sitem etmişti annesine.Zehra Sultan ise olayın şokunda olmasına rağmen bu duruma itiraz etmemişti.Oğlunun bu halini görmeyeli uzun zaman olmuştu. "Deli çocuk!Haydiyin yemek hazır." "Tamam Zehra Sultan geliyoruz." Bu sefer ki cevap Esin'den gelmişti.Aldığı cevap ile birlikte odadan ayrıldı Zehra Sultan.Esin Aras'a dönerek ellerinden tuttu. "İyisin değil mi?Bak eğer..." Sözünü bitiremeden tekrardan kendini güçlü kolların arasında bulunca irkilmişti Esin. "Aras..." "Teşekkür ederim Esin...Yanımdan hiç ayrılma olur mu?" Hiç olmadığı kadar mutlu ve huzurluydu Esin.Beline dolanan güçlü kollara karşılık o da kendininkileri sevdiği adamın beline dolayarak tebessüm etti. "Hiç merak etme,sen istesen de yanından ayrılmaya niyetim yok." Birbirlerinden ayrıldıklarında Aras'ın yüzü ifadesi,Esin'in söylediğiyle değişmişti. "Öyle bir şey olmayacak.Nereden çıkardın bunu?" "Sinirlenme hemen.Sadece şaka yapıyordum." "Şaka bile olsa böyle şeyler duymak istemiyorum ağzından." "Tamam aşkım." Son anda ağzından çıkan kelimeye kendisi de inanamıyordu şuan. "Ne dedin sen?" Aras'ın kıkırdayarak sorduğu soruya karşılık bir iki adım geriledi Esin. "Bir şey demedim...Şey...Yemekler buz gibi olmuştur şimdi.Hadi inelim artık."diyerek kapıya doğru hareket etmişti Esin.Fakat Aras her zamanki gibi buna engel olmuştu.Esin'i tek kolu ile kendine çekerek kendisinden kaçmaya çalışan masum bakışları göz hapsine aldı.Esin ise daldaki yaprak misali titremeye başladı.Sürekli inip kalkan göğüs kafesi ise çabası. "Aras...Ne yapıyorsun?" Titreyen ses tonuyla ağzından çıkan kelimeleri daha dikkatli seçmek zorundaydı artık.Yüz hatlarına sıçrayan kocaman bir alev topuyla sarsılmıştı sanki... "Kızarıyorsun..." Aras'ın sesi fısıltı gibi çıkıyordu.Bu durum Esin için gereğinden fazla zorluydu artık. "Yok...Yok öyle bir şey..." "Doğru dürüst konuşamıyorsun bile.Ayrıca titriyorsun." "Sana yok öyle bir şey de..." Esin sözünü dahi bitiremeden alnının tam ortasına yerleşen sıcak baskıyla irkilmiş idi.Aras'ın ani hareketiyle gözlerini kapamıştı Esin.Fakat tahmin ettiği şey olmadığı için bir nebze olsun rahatlayabilmişti.Aras hafif geri çekilerek tebessüm ederken Esin de gözlerini yavaşça araladı.Tahmin ettiği şey olmasa da halinden çok daha memnundu Esin. "Artık inebiliriz,değil mi aşkım?" Aras'ın söylediğiyle hafif tebessüm edebilmişti Esin.Kendisine uzanan eli memnuniyetle kabul etmişti.El ele odadan çıkar çıkmaz Aras'ı durdurmuştu. "Aras aşağıya bu şekilde inemeyiz.En azından belli bir süre." "Biliyorum.O yüzden sıkıntı etme.Zamanı gelince beraber söyleriz." Esin başıyla onayladıktan sonra merdivenlere doğru yürümeye devam ettiler.Salona indiklerinde yüzlerindeki tebessüm iyice yayılmıştı.Hep birlikte masaya geçerek yemek yemeğe koyuldular.Yemekten sonra kahveler için Zehra Sultan mutfağa geçerken Esin de Ömer'i ağabeyinin kucağından alarak sevmeye başlamıştı.Aras da Esin'in hemen yanında oturarak onları izlemekle meşguldü.Abartısız Esin'in kucağına çok yakışmıştı bebek figürü.Aras da bunun farkındaydı tabi.Onları izlerken yüzündeki tebessüm ikiye katlanmıştı sanki... "Kahvelerde geldi!" Zehra Sulta neşeli ses tonuyla salona geri dönmüştü.Kahveleri dağıtırken Esin'e sıra gelmişti fakat içmeyi red etmişti. "Kızım istersen Ömer'i bir süreliğine bana ver iç kahveni.Ben sonra da içerim,mühim değil." "Zahmet etme Zehra Sultan.En tatlı kahvem kucağımda zaten,bol bol içiyorum.Sen keyfine bak." "Deli kız.Öyle olsun bakalım." Zehra Sultan da Ceyhun'un karşısında yerini aldıktan sonra devam etti konuşmasına. "Kızım,şaka bir yana kendine de zaman ayırman lazım.Daha bu yaşta böyle isen ilerde düşünemiyorum bile.Fakat şunu söylemeliyim ki çok iyi bir anne olacaksın." Aksi söylenemezdi tabi.Esin'in en büyük hayallerinden biriydi çocuk sahibi olmak.Ayrıca çocuklara olan ilgisi bile şaşırtıcı cinstendi. "Vallahi bu kadarını da beklemiyordum fakat el kadar bebeği kıskanacağım aklıma bile gelmezdi Zehra Sultan." Ceyhun'un araya girerek söylediğiyle bir kahkahadır koptu. "İlahi oğlum!" "Ceyhun ağabey haksız da sayılmaz anne.Ömer Bey aramıza girdi gireli Esin'in Hanımın yüzünü gören cennetlik." Aras'ın da konuya dahil olmasıyla salon koskoca bir kahkaha tufanına esir olmuştu sanki.Koyu bir sohbetin ardından bu sefer kahve fincanlarını yıkamak için mutfağa giren Esin,Ömer'i gönül rahatlığıyla Zehra Sultana emanet etti.Birkaç dakika sonra işini bitirmiş bir vaziyette salona dönecekken adımlarını durdurdu. "Aras,bundan sonra çok daha dikkatli olmamız gerek.Bu adamların ne zaman saldıracağı bilinmez.Tetikte olmamız gerek." "Haklısın ağabey.Benim asıl takıldığım nokta,bu adamlar her kimse Esin'in peşinde sanırım.Öyle ki evin başka bir bölümüne tek bir kurşun bile isabet etmedi.Sence de çok tuhaf değil mi?" "Bu da bir ihtimal fakat o oda da sende vardın.Ayrıca diyelim ki Esin'in peşindeler,amaçları tam olarak ne?Bizim Çetin şerefsizinden başka düşmanımız yok ailecek.Üstelik herkes bizi öldü biliyor.Ne kadar düşünürsem düşüneyim bir türlü çıkamıyorum işin içinden." Esin konuşulanları büyük bir soğuk kanlılıkla dinliyordu fakat onun da kafası iyice karışmıştı artık.Peşinde olanlar kimlerdi?Amaçları neydi? "Oğlum bence Çetin olasılığını da göz ardı etmeyelim." Zehra Sultanın da araya girmesiyle Ceyhun,Aras'a döndü. "Aras,iki hafta önce Çetin olacak it seni yanına çağırmıştı.Üstelik saldırıdan bir gün sonra.O gün tuhafına giden bir durum oldu mu?" "Hayır ağabey.Bildiğimiz her zamanki Çetin.Gözüme çarpan bir şey olmadı." "Oğlum o gece adamların üzerinde bir not bulunmuştu.Bana da göstermedin ama merak ediyorum.O notta ne yazıyordu?" Zehra Sultanın söylediğiyle Aras şaşırmıştı. "Not mu?Ne notu?" "Bütün o karışıklıkta aklımdan çıkmış.Adamların üzerinde bir not bulmuştu bizimkiler sana söylemeyi unuttum." "Notta ne yazıyordu peki?" Esin'e dahi notu göstermemişti Ceyhun.O da onlar kadar bu sorunun cevabını gereğinden fazla merak ediyordu. "Aslında hiç bir şey." Ceyhun'un verdiği cevap üzerine herkes bir hayli şaşırdı. "Ne demek bu?" "Bilmiyorum ama kağıt bomboştu.Yani kayda değer bir durum yok.Şuan için sadece bizi korkutmakla yetiniyorlar.Fakat asıl saldırıyı ne zaman ve ya ne şekilde yapacaklarını tahmin etmemiz çok zor." "Bizimle oyun oynuyorlar!" Aras'ın dişlerini sıkarak verdiği cevaba karşılık derin bir iç çekti Ceyhun.Ardından Aras'a dönerek konuşmaya devam etti. "Yalnız bu süre zarfında Esin'i olayın dışında tutmamız gerek.Çoğu şeyden haberdar olmaması hepimiz için daha iyi olacaktır.O gece Ömer'i kurtarmak için tehlikeli bir hamle yapmıştı.Sen olmasaydın eğer...Bir ikincisine daha izin veremem.O yüzden mümkün olduğunca Esin'in yanındayken bu konu açılmasın.Aras,sana güveniyorum kardeşim." "Sen merak etme ağabey.İçin rahat olsun." Mağlesef her şey için çok geçti.Esin son duyduklarını sindirmeye çalışırken gözünden bir damla yaş elmacık kemiğine doğru kendini salıverdi.Kendini yeni bir hayata hazırlamaya başlamış iken şu ana kadar içini kemirmekten vazgeçmeyen suçluluk duygusu koskoca bir girdaba dönüşmüştü artık.Yine de dimdik durmalıydı karşılarında.Bu kez kendisi yüzünden başka bir değer verdiği insanın ellerinden kayıp gitmesine izin vermeyecekti.Mutfağa geri dönerek aldığı peçeteyle nemlenen yüzünü yavaşça sildi.Ardından derin bir nefes alarak zoraki bir gülümsemeyle salona geri döndü. Saat gece 00.00'a geliyordu.Ev ahalisi yavaş yavaş odalarına çekilmeye başlamıştı.İlk olarak Zehra Sultan kucağında mışıl mışıl uyuyan Ömer'i Esin'e vererek yukarı odasına çekildi.Ardından da Ceyhun. "Aras ben de çıkıyorum artık.Ömer'i yatırmam lazım." "Sen dur ben yatırırım." "Ciddi misin sen?" "Şaka yapıyor gibi mi görünüyorum?" "Hayır da...Ne bileyim..." "Sen ver bakalım paşamı bana.Yalnız sen burada kalıyorsun.Hemen gelirim.Yerinden kımıldama sakın." "Tamam bekliyorum." Aras kucağında Ömer ile birlikte merdivenlere yönelirken,Esin de onları izlemeye koyuldu.Yüzündeki tebessüm paha biçilemezdi.Birkaç dakika sonra geri dönen Aras,rahat bir hamle ile Esin'i kucağına aldı. "Aras dur ne oluyor?" "Bir şey olduğu yok sadece sevgilimle vakit geçirmek istiyorum o kadar." "Bu şekilde mi?Aklından neler geç..." Esin'in yanağına küçük bir öpücük bırakan Aras yavaş adımlarla yürümeye başladı.İki kişilik koltuğa Esin'i oturduktan sonra kendisi de hemen yanına yerleşti.Esin'in yumuşacık elini avucunun içine hapseden Aras,başını omzuna dayayarak gözlerini kapadı.Ardından derin bir nefes alarak yavaşça fısıldadı. "Uzun zamandan beri ilk defa huzurluyum.Huzurlu ve mutlu..." Gözlerinin içi parladı sevdiği adamın söylediklerinin ardından.Sevdiği adamdan daha fazla huzurlu ve mutluydu Esin.İkinci kez hislerinin karşılıksız olduğunu düşünürken bir anda güzel bir masalın içine düşmüştü sanki... Aras kendini toparlayıp bu sefer de Esin'in kucağına yatarak gözlerini ikinci kez kapadı.Esin,Aras tarafından gelen bu hareketle tuhaf bir irkilme yaşadı.İlk defa bir erkekle böyle bir ilişki yaşamıyordu elbette.Fakat Fırat denen çocukla bile bu kadar yakın bir anısı da yoktu.Fırat Esin'e karşı soğuk bir erkekti.Ne kadar sevgilisi olsa dahi.Her seferinde ilk adımı atan Esin olmasına rağmen karşılığında hiç bir şey alamıyordu.Kalbi kırılsa da bunu ona söyleyemeyecek kadar saf bir kızdı. Fakat şimdi ilk defa kendisi bir şey yapmadan sevildiğini ve değer gördüğünü hissedebiliyordu.Öte yandan nasıl davranması gerektiğini de bilmiyordu.Ayrıca Ceyhun ve Zehra Sultana yakalanma korkusu da ayrı bir konuydu tabi.Esin buraya ilk getirildiğinde Ceyhun,Aras konusunda uyarmıştı kız kardeşini.Nedenini bilmiyordu tabi ama kendisi de ondan uzak tutamamıştı nihayetinde.Uzak durmasını isterken tam olarak ne demek istemişti? "Aras...Artık yatsak olur mu?Hem ağabeyim ve Zehra Sultan gelebilir." Esin'den gelen uyarıya rağmen Aras cevap vermek yerine gözlerini kapatıp hafif tebessüm etti. "Aras burada uyumayı düşünmüyorsun herhalde.Kalkalım art..." Sözü yarı da kesilen Esin ikinci bir hareketle iyice tedirgin olmuştu.Aras,Esin'in elini tekrardan avuçlamış ardından da başının üzerine yerleştirmişti.Gözleri hala kapalıydı. "Çok konuştun.Ağzın değil ellerin çalışsın az." Esin olayın ne kadar şokunda olursa olsun bu hareket çok hoşuna gitmişti.Hafif bir tebessüm bile etmişti.Fakat parmaklarının titremesine bir türlü engel olamıyordu.Derin bir nefes alarak yavaşça boğazını temizledi.Ardından bembeyaz parmaklarını hareket ettirmeye başladı.Teması hisseden Aras'ın yüzündeki gülümseme iyice yayılırken,Esin'de daha rahat hissetmeye başlıyordu artık. "İsteyince yapabiliyormuş sun bak."deyince Esin tutamamıştı kendini. "Şimdi de senin ağzın açıldı ama.Sus bakayım." Espri bir tonla Aras'a uyarı veren Esin gittikçe bu durumdan zevk almaya başlıyordu.Bir kaç dakikanın ardından ani bir hareketle saçlarının arasına huzur tozları serpen yumuşacık eli yeniden avuçlayarak dudakları üzerine hafifçe bastırdı. Aras.Esin şaşırmıştı fakat tepkisiz idi.Tepkisizliğin sebebi her zamanki gibi utancından kızarmaya başlayan elmacık kemikleri idi. "Aras..." Titreyen dudakları arasından fısıltı gibi çıkmıştı sevdiği adamın ismi...Aras kapalı gözlerini yavaşça aralayarak sevdiği kadının derin kahverengi gözlerine odaklandı.Esin ise ara ara bakışlarını kaçırmaya çalışırken serçe yutkunmaya başlamıştı. Aras,Esin'in çekingen tavırlarını fark etmişti.Doğrularak tam karşısına geçti.Omuzlarından beline doğru doğal bir kıvrımla inen kumrallara uzandı yavaşça.Ardından Esin'i kolları arasına alarak derin bir nefes verdi. "Seni seviyorum Esin...Hep yanımda kal olur mu?" "Bende seni seviyorum Aras.Nefes alabildiğim sürece hep yanında kalacağıma söz veriyorum." Esin'in vermiş olduğu cevap üzerine birbirlerinden ayrıldılar. "Bu arada yarın kahvaltıdan sonra hazır ol,sana bir sürprizim var." "Sürpriz mi?" "Evet,neden bu kadar şaşırdın ki?" Aras'ın sorduğu soruyla beraber bir an duraksadı Esin.İlk kez sevgisinin karşılığını kendisi bir şey yapmadan alabiliyordu.Üstelik yine zorlu bir sürecin içinden çıkarak.Üzerindeki şaşkınlığı elinden geldiğince bastırmaya çalışarak tebessüm etti. "Hiç sadece bir anda söyleyince..." "Öyle görünüyor ki bu günden itibaren daha çok şaşıracaksın." "Bak sen!" "Hadi bakalım doğru yatağa.Çok geç oldu.Bizimkilere yakalanmadan yatsak iyi olacak." "Haklısın." Birlikte ayağa kalkarak merdivenlere doğru yöneldiler.Aras,Esin'in elinden tekrar kavramıştı.Esin'in odasının önüne geldiklerinde birbirlerine sarıldılar.Ardından her ikisi de kendi odalarına çekilerek günü tamamladılar. Aras'dan Devam Uzun zamandan beri ilk defa huzurlu bir uykuyla gözlerimi açıyordum.Üzerimdeki pikeyi kaldırarak duşa girdim.Güzel bir duşun ardından dolabıma ilerledim yavaşça.O sırada kapının açılmasıyla annem içeri girdi. "Oğlum,uyanmış sın?" "Evet anne,gece boyunca mışıl mışıl uyudum vallahi." "İyi misin sen?" "Gayet iyiyim anne,merak etme." Şaşırması doğaldı tabi.Yanıma gelerek elini alnıma koydu yavaşça. "Ateşin de yok.Oğlum hasta falan değilsin değil mi?" "Değilim annecim.Sağ tarafımdan kalktım bu gün." Espri tonda söylediğim cümle ile beraber annem de benim gibi tebessüm etmişti.Dolabımdan giyeceklerimi çıkartırken tekrardan annemin sesini duymuştum. "Oğlum..?" "Efendim anne?" Eliyle dolabımı işaret eden annemin şaşkın bakışları dikkatimi çekmişti. "Sen dolabını mı yeniledin?" "Evet anne.Aslında çok daha önce yapmam gerekirdi."deyince annemin yüz hatlarındaki şaşkınlık ifadesi ikiye katlanmıştı. "Oğlum sen ciddi misin?Selen'in kıyafetlerini ne yaptın peki?" "Depoya indirdim.Sadece kıyafet değil tüm eşyalarını iki gün önce depoya indirdim." "İyi ama bir anda neden böyle bir şey yaptın oğlum?" "Artık onun hayaliyle yaşamak istemiyorum anne.Bunu fark etmem kolay olmadı ama doğru olanı yaptığıma inanıyorum.Eminim Selen de aynı şeyi yapmamı isterdi.Ne kendimi ne de onu üzmek istemiyorum artık." Söylediklerimin ardından annemin gözleri dolunca bu kez şaşırma sırası bendeydi. "Neden ağlıyorsun anne?" Sorduğum soruya cevap vermeden sarılmıştı bana. "Çok sevindim oğlum...Doğru olanı yaptın sen."deyince derin bir nefes vermiştim.Belime dolanan sıcak kollara karşılıksız kalamazdım.Sıkıca sarılarak konuşmaya başladım. "Kalbini çok kırdım anne.Hepsinin nedeni de Selen di.Keşke daha önce fark edebilseydim.Çok özür dilerim..." Annem geri çekilerek avuçları arasına aldı yüzümü. "Hiç bir şey senin mutluluğundan önemli değil oğlum.Hepsi geri de kaldı.Özür dilemene gerek yok.Senin için kolay değildi.Ben senin annenim ve seni en iyi ben tanırım.Benin oğlum karşısında kanlı düşmanı olsa dahi isteyerek ona zarar verebilecek biri değil." "Gerçekten böyle mi düşünüyorsun anne?Bana kızgın ya da kırgın değil misin yani?" "Eşek sıpası seni!Daha kaç kez söylemem gerekiyor anlaman için.Ne kızgınım ne de kırgın.Bu kadar duygusallık yeter.Hadi üzerini değiş hemen." Tebessüm ederek kapıya yöneldiği sırada seslendim. "Esin kalktı mı anne?" "O da erkenci bu gün.Ömer'i yediriyordu en son." "Tamam anne.Birazdan aşağıdayım." Annemin de odadan çıkmasıyla derin bir oh çektim.Dolabımdan çıkardığım kıyafetleri üzerime geçirerek son kez aynaya baktım.Gayet iyi görünüyordum.Yatağımı topladıktan hemen sonra da odamdan çıktım. Salona indiğimde Ceyhun ağabeyin elinden bırakmadığı gazetesini okurken tam zamanı diye düşünerek harekete geçtim.Annem ve Esin'in mutfakta olması işime gelmişti. "Günaydın ağabey." "Sana da kardeşim." Yanına oturarak konuşmaya başladım. "Ağabey seninle bir konuda konuşmak istiyorum." Ceyhun ağabey elindeki gazetesini katlayıp bana döndü. "Seni dinliyorum kardeşim?Yoksa konu Esin ile mi alakalı?" "Evet ama kötü bir durum yok merak etme." "İyi bakalım,devam et." "Ağabey biliyorsun Esin'in uzun zamandan beri dış hayatla ilişkisi kopuk.Diyorum ki kafasını dağıtması için bir kaç saatliğine dışarı çıksa?" "Düşünmedim değil fakat Esin istemeyebilir.Ayrıca en son ki saldırıdan sonra tehlikeli olmaz mı?" "Biliyorum ama sorumluluğu üzerime alıyorum ağabey.Sadece bir kaç saat." "Daha önce bu konuyu Esin'e açmıştım fakat başarılı olamamıştım.Bir de sen dene bakalım?Eğer Esin'i ikna edebilirsen neden olmasın.Yalnız her zamankinden daha fazla dikkatli olmanız gerekecek." "Farkındayım ağabey.Bana güven." Ceyhun ağabey başıyla beni onaylarken annem içeri girdi.Hemen arkasından da kucağında Ömer ile Esin.Hep birlikte masaya geçerek kahvaltımızı etmeye başladık.Kahvaltı sonrası Esin'i durdurarak onunla konuşmak istediğimi söylediğimde itiraz etmedi. "Konu ne Aras?Umarım kötü bir şey değildir?" "Yok hayır sakin ol.Sen şimdi odana çıkıyorsun.10 dakika sonra kapına dayanacağım haberin olsun.Ömer'i de merak etme annem ilgilenecek." "Dur bir saniye...Kafam karıştı.Tam olarak neler oluyor?" "Sen sadece dediğimi yap küçük hanım.Süreniz başladı bile.Hadi bakalım doğru odana.Birazdan yanındayım." Ömer'i kucağıma alarak Esin'i zorda olsa odasına çıkartmayı başardım.Ardından annene durumu anlatarak Ömer'i ona emanet ettim.Zaman geldiğinde yukarı çıkarak Esin'in odasının karşısında buldum kendimi.Avuç içlerimin nemlendiğini hissedince irkildim.Tam kapıyı çalıyordum ki Esin benden önce davranarak karşımda beliriverdi.Üzerindeki spor tarzı kıyafetler ile çok tatlıydı.Saçlarını her zamanki gibi salıvermişti. ''Aras neler oluyor?'' ''Merak etme her şey çok güzel olacak.'' Esin'in elinden kavrayarak merdivenlere yöneldik.Aşağıya indiğimizde Ceyhun ağabeyin sesini duymamla durdum. ''Çok geç kalmayın.'' Esin şaşırmış vaziyette şuan olanları anlamaya çalışıyordu.Başımla Ceyhun ağabeyi onayladıktan sonra zaman kaybetmeden evden çıktık.Esin için arabamın ön kapısını açtım.Ardından bende yerimi alarak arabayı çalıştırdım. ''Aras nereye gidiyoruz?Ağabeyim neden geç kalmamamız gerektiğin söyledi ki?Neler karıştırıyorsunuz siz?'' Gülmeden edememiştim. ''Hey!Neden gülüyorsun?''diye sitem edince ona dönerek gereken cevabı verdim. ''Çünkü şuan çok komiksin.'' Bu kez Esin de dayanamayıp gülünce zafer kazanmış misali havaya girmiştim. ''Az da müzik olsa fena olmaz değil mi?'' ''Ne?Müzik mi?Şaka yapıyorsun herhalde Aras?'' ''Ben sana dün gece bundan sonra daha çok şaşıracağın şeylerin olacağını söylememiş miydim?'' ''Evet ama...'' ''Aması ne küçük hanım?'' Gülerek sorduğum soruya cevap veremeyince önüne dönerek susmayı tercih etmişti.Yüzündeki tebessümü fark edemeyecek kadar aptal değildim.Gizlemeye çalışsa da bunu başaramıyordu.Tabi kendisi farkında değildi. Esin'den Devam Şuan utancımdan ölebilirdim.Aras'ın bu halleri beni ne kadar şaşırtsa da hoşuma gitmiyor değildi.Yüzü sürekli gülücükler saçıyordu etrafa.Bunun sebebi olmak...Yerin dibine soksa umurumda değildi artık. Aradan saniye geçmemişti ki bir anda duyduğum müzik sesiyle irkildim.Aras'a döndüğüm de ise ikinci bir irkilme dalgası yaşamıştım adeta...Müzikle beraber başıyla ritim tuttuğunu görünce gülmeden edemedim.Çalan şarkı ise Mustafa Sandal'ın Ben Olsaydım şarkısıydı.Üstüne bir de şarkıyı arada bana bakarak söylemeye başlayınca kahkaha atmaya başladım.Bu gerçekten Aras mıydı? ''Seni yakalamak için ışık hızında bakıyorum Gözlerini kaçırma karşında buradayım Daha iyi tanımak için dudağını okuyorum Sakın sözünü bitirme büyü bozulmasın.'' Şarkının nakarat yerine geldiğinde tekrardan şarkıyı söylemeye başlayınca bu kez bende ona katıldım. ''Kafesinin kapısını açıp girerdim Hoş geldin aşkıma diye diye Yılların acısını söküp atardık Yanında ben olsaydım.'' Hayatımda unutamayacağım anılarımdan bir tanesiydi bu.Sürekli birbirimize bakıp gülüyorduk.Yarım saat sonra büyük bir binanın önünde durunca şaşırdım. ''Aras burası neresi?'' ''Bana güven,hadi.'' Aras elimden tutarak arabadan indirmişti beni.İyi de ya tanıdık birileri beni görürse ne olacaktı?Aras'ı durdurarak kolundan tuttum. ''Aras,durumu biliyorsun.Eğer birileri...'' ''Ben her şeyi ayarladım,endişe etme.'' ''Bundan emin misin?'' ''Evet,hadi gel.'' Binadan içeri giriş yaptığımızda orta yaşlarda bir kadın gülümseyerek yanımıza geldi.Bize yol göstererek önden yürümeye başladık.Bir odanın önünde durunca kadın yanımızdan ayrıldı. ''Hazır mısın bakalım?'' ''Hazır değilim fakat çok da merak ediyorum açıkçası.'' ''Peki o zaman.'' Aras önüme geçerek kapıyı açmıştı.Birlikte içeri girince buranın büyük bir derslik olduğunu fark etim.Aras benden önce davranarak telefonunu çıkarttı.Hemen ardından da müziği başlatınca ne yapmaya çalıştığını anlayamamıştım. ''Aras bu...'' ''Hadi,sadece kendini özgür bırak.Çok eğleneceğiz.'' Tebessüm ederek başımla onayladım Aras'ı. ''Ciddi olamazsın!'' Söylediğimi duymamıştı bile.Bana doğru ilerleyerek farkında olmadan dans etmeye başladık.Yüzümdeki tebessüm bunun en iyi kanıtıydı sanırım.Bir kaç dakika sonra yüzümdeki tebessüm iyice yayılırken dünyadan kopmuş başka bir evrene geçiş yapmışım gibi hissetmeye başladım.Hiç olmadığım kadar özgür ve mutluydum.Şarkının bitimiyle beraber ellerimiz birbirlerine kenetlemişti.Nefes nefese kalmamıza rağmen o kadar güzeldi ki her şey.. ''Eee sizce nasıldım küçük hanım?'' Aras'ın tebessüm ederek sorduğu soruya karşılık gülümsedim.Ardından da parmak uçlarımda yükselerek kulağına yavaşça fısıldadım. ''Fena değil fakat daha çok pratik yapmanız gerek beyefendi.Yine de güzel bir bayanla güzel bir yemeği hak ettiniz.'' Söylediğimin hemen ardından geri çekilerek kapıya doğru yöneldim. ''Hey bekle!'' Peşimden gelerek elimden kavramıştı. ''Öyle söyleyip gitmek kolay değil küçük hanım.Gel buraya.'' ''Aras dur...'' Dememe gerek kalmadan dudaklarımın üzerindeki ani baskıyla bir adım geriledim.Bir kaç saniyenin ardından kendini geri çekmişti Aras.Gerçeği söylemek gerekirse buna sevinmiştim.Sanırım bu durumlara alışkın değildim ve hiç bilmediğim bir yerde daha fazla geriliyordum.Aras tekrar elimden kavradı ve derslikten çıktık.O esnada tanıdık bir ses tonuyla yönümü çevirince olduğum yere çakılıverdim.Bunu fark eden Aras da baktığım yöne doğru çevirmişti bakışlarını. ''Esin?'' Hayır...Bu gerçek olamazdı!Olamazdı...Kanımın donmasına sebep olan ses tonu gittikçe yakınlaşınca vücudumu esir alan titreme dalgası şiddetini arttırmaya başladı.O esnada Aras'ın kolumdan kavramasıyla irkildim. ''Esin neyin var senin?Tanıdığın biri mi yoksa?'' Aras'ın sorusuna dahi cevap verememiştim.Saniyeler sonra karşımızda beliren gölgeyle beraber iyice panik olmuştum. ''Sen...Yaşıyorsun!'' Gözlerimin dolmasına engel olamayarak sessizce fısıldadım Aras'a. ''Lütfen gidelim Aras...Yalvarıyorum gidelim!'' ''Vay vay vay!Demek yine kaçıyorsun ha?'' Aras bir an bile tereddüt etmeden elimden sıkıca kavrayıp hareketlenmişti.Fakat tekrardan tanıdık ses ile Aras benden önce adımlarını durdurmuştu... ''Köşe bucak kaçtığına göre yanındaki adam yatakta benden daha iyi!'' ** Yorumlarda buluşalım lütfen. 🌺 |
0% |