Yeni Üyelik
25.
Bölüm

Bölüm 25 - Korkuyorum!

@kristalmelek61

Serinin ilk kitabı için son 6 bölüm. 💥☺️

Keyifli okumalar dilerim. 🌺

¤¤¤¤ Esin'den Devam ¤¤¤¤

Şuan ölebilirdim...Nasıl böyle konuşabilirdi?Aras bu kez elimi bırakarak tuhaf bakışlarını üzerime çevirdi.Fakat saniyeler sonra yönünü değiştirerek Fırat'ın bulunduğu yöne doğru yürümeye başladı.

"Ne diyorsun lan sen!Ağzını topla!"

Hafif yükselen ses tonuyla Fırat'ın yakalarına yapışın Aras'ı görünce arkasından bende hareketlendim.

"Aras bırak lütfen..."

Beni duymuyordu.Fırat denen şerefsiz ise sırıtıyordu.Daha fazla olayın büyümesinden korkuyordum.Bir an önce Aras'ı buradan çıkartmam gerekiyordu.

"Kimsin lan sen?Ne hakla böyle konuşabiliyorsun!"

Aras'ın sorduğu soruyla beraber Fırat iğrenç bakışlarını üzerinde yoğunlaştırınca deliye döndüm.Aras'a dönerek kolundan tuttum.

"Yalvarıyorum Aras gidelim buradan!"

"Esin sen karışma lütfen."

Allah kahretsin Aras neden beni dinlemiyorsun!

"Söylesene lan,kimsin sen?Sırıtmayı da kes!"

"Şuan yanındaki fahişeyle nasıl bir ilişkin var ise bir zamanlar benim de öyle bir ilişkim vardı.Sanırım gayet iyi açıkladım."

"Ne...?"

Fırat'ın söylediklerinin ardından daha fazla dayanamayarak dolan gözlerime son noktayı koymuştum.İnsan bu kadar çirkinleşebilir miydi?Beni en iyi arkadaşımla aldatan o olmasına rağmen böylesine iğrenç bir yakıştırmayı nasıl yapabilirdi!

"Kim olduğumu sordun ve cevabını aldın.Benim asıl merak ettiğim,seni nasıl kandırdığı?Bayağı uğraşmış olmalı."

Bu son damlaydı artık.Aras'ı daha fazla tutamamıştım.Vakit kaybetmeden Fırat'ın sırıtan suratına sert bir yumruk indirdi Aras.O sırada çevredeki bir kaç kişi gelip ayırmaya çalışsa da hiç bir işe yaramadı.Yumruklarını bir bir geçiriyordu Aras ve iyice paniklemiştim artık.

"Aras yeter dur lütfen!"

Ne kadar bağırsam da umurunda değildim.Neden her şey bir anda kötüye gitmek zorundaydı?Neden..?

Çok korkuyordum.Öte yandan kendimi iyi hissetmemeye başlamıştım.Başımın döndüğünü ve sendelediği mi fark edince zar zor dudaklarımı hareket ettirebilmiştim.

"Aras..."

Vücuduma yenik düşerek koskoca bir boşluğa bırakmıştım kendimi...

¤¤¤¤¤¤ Ceyhun'dan Devam ¤¤¤¤¤¤

"Oğlum?"

Zehra Sultanın seslenmesiyle elimdeki gazeteyi bir kaç saniyeliğine göz hizam dan çektim.Kucağında Ömer ile yanıma gelerek oturdu.

"Buyur,Zehra Sultan?"

"Seninle konuşmak istediğim bir konu var ve önemli."

"Seni dinliyorum Zehra Sultan.Kötü bir durum yoktur inşallah?"

"Kötü mü iyi mi bende bilmiyorum oğlum.Konu Aras ve Esin."deyince merakım artmıştı.Zehra Sultanın yüz ifadesi de pek hoşuma gitmemişti.Elimdeki gazeteyi masaya bırakarak konuşmaya başladım.

"Aras ve Esin mi?Yoksa gene kavga mı ettiler?"

"Hayır oğlum öyle bir şey değil.Bu sabah Aras'ın odasına gittiğimde tuhaf bir durumla karşılaştım.Gerçi hala inanamıyorum."

"Ne gibi bir durum Zehra Sultan?"

"Selen öldükten sonra bütün kıyafetleri Aras'ın dolabında duruyordu biliyorsun.Bu sabah dolabını şans eseri görünce gözlerime inanamadım.Selen'e ait ne varsa depoya indirmiş."

"Ne?Bundan emin misin?"

"Evet oğlum.Bire bir konuştum zaten Aras ile.Artık kendi yoluna bakacağını söyledi.Bir anne olarak bu duruma çok sevindim fakat başka bir tuhaf durum daha var ortada."

Şuan duyduklarıma inanamıyordum.Aras,Selen'den olan hislerinden nasıl vazgeçebilirdi?

"Tuhaf durum derken Zehra Sultan?"

"Aras son bir kaç gündür gereğinden fazla mutlu ve sakin.Onu en son Selen ile birlikteyken böyle umut dolu görebilmiştim.Selen'in ani ölümünden sonra büyük bir kapalı kutu gibiydi sanki...Zorunlu olmadıkça tek kelime etmezdi.Yüzünde ufacık dahi olsa bir tebessüm görmek imkansızdı.Başlarda bunun nedeni Esin ile olan sıcak dostluğu diye düşündüm ve açıkçası üzerine düşmedim."

"Nereye varmak istiyorsun Zehra Sultan?"

"Oğlum biraz düşün.Acaba diyorum,Esin ve Aras..."

"Böyle bir şey imkansız Zehra Sultan."

"Oğlum aynı durum senin başına da gelmedi mi?Selen'i o tür sevgiyle seven sadece Aras değildi.Sevdiği adamın Aras olduğunu öğrenince bile bir nebze olsun kin duymadın Selen'e karşı.Aynı şekilde Aras'a da.Hala daha Selene olan hislerinin taze olduğunu biliyorum oğlum.Hal böyle iken Aras ve Esin'e haksızlık etmiş olmuyor muyuz?İkisi de çok genç ve bu durum muhtemel."

"Biliyorum ama olmaz Zehra Sultan.Yaşadığım sürece buna izin vermeyeceğim.Lütfen beni de anlamaya çalış.Ayrıca birbirlerine karşı hislerinin olup olmadığından emin değiliz."

"Ben oğlumu iyi tanıyorum.Kesinlikle bir şeyler var.Esin kızımı çok seviyorum ve üzülmesini bende istemem oğlum.Fakat eminim artık.Aras'ın bu denli değişmesi normal değil.Her cümlesi Esin.Aslında çok daha önce fark etmemiz gerekirdi."

"Zehra Sultan hiç bir koşulda olamazlar.Eğer Aras ve Selen birlikte olursa her iki taraf içinde felaket olur.Eninde sonunda gerçekler ortaya çıkacak ve kendilerini suçlayacaklar.Aras bir zamanlar sevdiği kızın ölümüne sebep olan kişinin Esin olduğunu öğrenirse neler olabileceğini bir düşün.Aras Selen'e olan hislerini tam olarak kenara atmış olamaz.Bir sevgili olarak değil ama arkadaş olarak ona hala değer verdiğine adım gibi eminim.Aynı şey Esin için de geçerli.Selen'in öldüğünü duyar duymaz yıkılmıştı."

"Zavallı kız..."

"Üstelik..."

"Üstelik ne oğlum?"

"Esin'in bacaklarındaki sorun...Sebebi Selendi.Tabi istemeden.Çünkü Selen çoktan vefat etmişti."

"Oğlum neler söylüyorsun sen?"

"Ben Çetin şerefsizin eline düşmekten kurtulduktan sonra Aras ile karşılaştım şans eseri.Sende biliyorsun zaten.Gazetelere haberi çıkmıştı.Zaten aile doktorumuz Kemal'den de her şeyi tamamen öğrenmiş oldum.Selen'in ölümünü kaldıramayan Esin,hastahaneden kaçmıştı."

"Ne?"

"Selen'in ölümünden kendisini suçlamış hep.Hastahaneden kaçtığı gün trafik kazası geçirdi Esin.Doktorlar belli bir süre yürüyemeyeceğini söylemişlerdi.Fakat bir senelik tedavinin ardından yürüyebilme ihtimalinin olduğunu söylediler.Doğal olarak kabul etmemişti Esin.Fakat ısrarlar üzerine kabul etti belli bir süre sonra.Bir yıllık tedavi sürecinin ardından Esin koltuk değnekleriyle yürüyebilmişti."

"Hala inanamıyorum.Bu nasıl bir dostluktur böyle?"

"İşte bu yüzden Aras ve Esin birlikte olamaz Zehra Sultan."

"Sende haklısın oğlum ama ya aksi olursa ne olacak?"

"Olmaması için elimden geleni yapacağım Zehra Sultan.Her ikisi içinde en iyisi bu maalesef."

"Oğlum bence geldiklerinde teke tek konuşalım."

"Olabilir.Fakat belli etmeden yapalım.Eğer söylediğin gibi bir durum yoksa boşuna kafalarını karıştırmayalım."

"Tamam oğlum."

Keşke...Keşke tüm bu yaşananlar olmasaydı...Belki o zaman Esin ve Aras birlikte...

Aniden kapının çalınmasıyla düşüncelerimi serbest bıraktım.

"Ben bakarım oğlum.Bizimkiler gelmiştir."

Zehra Sultanın kapıya yönelmesiyle bende oturduğum koltuktan kalkmıştım.Kapının eşiğinde Aras'ın kucağında baygın yatan Esin'i görmemle neye uğradığımı şaşırdım.

"Oğlum...Bu ne hal böyle?"

Nefes nefese kalan Aras tek kelime etmeden içeri geçip merdivenlere doğru yönelince bende arkasından hareketlendim.

¤¤¤¤ Aras'tan Devam ¤¤¤¤

Esin'i yatağına yatırdıktan hemen sonra Ceyhun ağabey kolumdan kavradı.

"Aras neler oluyor?Esin'e ne bir şey mi oldu?"

"Sakin ol ağabey.Gelirken Kemal ağabeyi aradım.Birazdan burada olur."

Ani bir hareketle yakalarıma yapışınca şaşırdım.

"Sorumluluğu üstleneceğine dair söz vermiştin bana Aras!Bu şekilde mi üstlenecektin?Ne yaptın ona?Esin neden bu halde!"

"Ceyhun ağabey ben..."

"Yine özür mü dileyeceksin!Allah kahretsin!"diyerek itikleyince beni bir kaç adım geriledim istem dışı.O esnada Kemal ağabey ile annem içeri girince biraz olsun içim rahatlamıştı.

Kemal ağabey hariç hepimiz dışarı çıkınca annem yanıma gelerek endişeli bakışlarını bana doğru çevirdi.

"Oğlum neler oluyor?Yoksa Esin'e istemeden..."

"Anne lütfen!Esin'e zarar verebileceğimi nasıl düşünürsün?"

"Annen haksız da sayılmaz Aras!Seni uyarmıştım."

"Ceyhun ağabey rica ediyorum senden.Şuanda tartışmak istediğim en son kişi bile değilsin.Ne seni ne de annemi kırmak istiyorum.Esin sizin kadar benim içinde önemli ve değerli."

Söylediklerimin ardından az da olsa sakinleşeceğini düşünmüştüm fakat ikinci bir hamle ile suratıma inen yumrukla zemini boylayınca neye uğradığımı şaşırdım.

"Ceyhun oğlum sakin ol!Neyin var senin böyle?"

Ceyhun ağabeyi engellemeye çalışan annem sayesinde yavaşça ayağa kalktım.Fırat denen şerefsizin bütün yumruklarını engellememe rağmen Ceyhun ağabeye karşı bunu yapmadım.Dudağımın hafif çatladığını ve kanadığını görünce umursamadım.

"Oğlum iyi misin?İstersen gel salonda bekleyelim."

"Ben iyiyim anne.Esin uyanana kadar burada bekleyeceğim.Ama istersen sen in.Hem Ömer de huysuzlandı gibi."

"Peki oğlum."

Annemin salona inmesiyle Ceyhun ağabey ve ben kalmıştık kapının önünde.Haksız sayılmazdı fakat ilk defa bana yumruk atmıştı.Güle oynaya karşılayacağını bende beklemiyordum zaten.Yalnız bu kadarını da beklemiyordum.

Dakikalar sonra Kemal ağabey kapının eşiğinde belirince benden önce hareket etmişti Ceyhun ağabey.

"Kemal,Esin nasıl?Tam olarak nesi var?"

"Sakin ol Ceyhun ağabey.Esin gayet iyi ve sağlıklı.Bazen stres ve üzüntüye bağlı olarak ani baygınlıklar olabiliyor.Az önce uyandı zaten.Endişe edilecek bir durum olmadığı için ilaç yazmaya gerek yok.Geçmiş olsun."

Kemal ağabeyin söyledikleriyle derin bir oh çekmiştim.

"Çok şükür.Allah senden razı olsun Kemal."

"Lafı bile olmaz.Yalnız acil çıkmam gerek önemli bir ameliyatım var."

"Tamam Kemal.Her şey için çok sağ ol.Sana kapıya kadar eşlik edeyim."

Kemal ağabeyin onay vermesiyle beraber solana inmişlerdi.Vakit kaybetmeden bende Esin'in odasına girdim.

"Aras..?"

"Daha iyi misin?Sana bir şey olacak diye çok korktum.Özür dilerim..."

Pamuksu ellerinden tutarak zorda olsa tebessüm ettim.

"Aras seninle konuşmak istediklerim var.Lütfen sonuna kadar dinle beni olur mu?''

''Esin bana bir şey anlatmak zorunda değilsin.Ben seni biliyorum.Fırat denen şerefsizin sözüne inanacak kadar da aptal değilim.Şuan inandığım tek şey seni sevdiğim...''

''Aras yine de dinlemen gerek.Fırat ve ben geçmişte...''

''Duymak istemiyorum Esin,zaten biliyorum.Bir geçmişiniz olabilir.Fakat bunun ötesinin olmadığına eminim.Açıklama yapmana gerek yok.Seni seviyorum ve sana güveniyorum.''

Söylediklerimde en ufacık bir hata bile yoktu.Onu neyle suçlayabilirdim ki?Aynı durum benim için de söz konusuydu.Olmasaydı bile geçmişle geleceğimizi bir tutmak büyük bir hata olurdu.

''Bir dakika...Dudağına ne oldu senin?''

''Merak etme ölmem.''diyerek az da olsa keyfinin yerine gelmesi için gülmüştüm fakat karşılığında karnıma sert bir yumruk inince afalladım.

''Bir daha şu kelimeyi kullanma lütfen.''

''İlk önce karnıma yumruk indir sonrada rica et,etkilendim doğrusu.''

''Hak ettin.Şimdi söyle bana bakayım,seni bu hale kim getirdi?''

''Ya sen hasta değil misin?Yat uyu bakayım hadi.''

''Aras lütfen söyler misin artık?''

''Belki bir şartla düşünebilirim.''diyerek aramızdaki mesafeyi tamamen kaldırdım.

''Şimdi mi yani...''

''Böyle bir şeyin zamanı mı olur şapşal!''

''Şapşal mı?Ben mi?''

''Çok fazla konuştun sen böyle olmayacak.''diyerek dudaklarımı titreyen dudakları üzerine yavaşça bıraktım.Sağ eliyle göğsüme baskı yaparak geri çekilmeye çalışınca onu engelledim.Fakat bizimkilere yakalanma korkusuyla bu kez kendimi geri çeken ben olmuştum.

''Cevabımı alabilirim artık değil mi?''diye sorunca gülmeden edemedim.Bu kızın her harfi her kelimesi her hareketi beni güldürüyordu sürekli.

''Neden bu kadar inat sın?Fırat denen şerefsiz bir tane geçirmiş zar zor,iyiyim merak etme.''

Yalan söylemek zorundaydım.Ağabeyinin bana yumruk attığını öğrenirse hiç iyi olmaz.Eliyle çatlayan dudağımın üzerine misafir olan pamuksu parmakları hissedince irkildim.

''Çok acıyor mu?''

Titreyen ses tonuyla sorduğu soruya tebessüm ederek karşılık verdim.

''Gayet iyiyim aşkım merak etme.''

''Bu arada ağabeyim ve Zehra Sultan neredeler?''

Doğruya!Tamamen unutmuştum.Haber versem iyi olacaktı.

''Salondalar sanırım.Gidip çağırayım.''

''Tamam.''

Odadan çıkmamla Ceyhun ağabeyle karşılaşınca şaşırmıştım fakat belli etmemeye çalışarak söze girdim hemen.

''Ceyhun ağabey girsen iyi olacak,Esin seni bekliyor.''diyerek merdivenlere doğru ilerledim.Son kez geriye baktığımda ise Ceyhun ağabey odaya girmişti bile.Ağabey kardeş baş başa kalmaları iyi olacaktı.

....... Esin'den Devam ......

Ağabeyimin içeri girmesiyle yatağımın üzerinde doğruldum.Yanıma gelerek oturdu yavaşça.Tuhaf bir hali var gibiydi.

''Çok şükür iyisin Esin.Bir yerin ağrıyor mu?''diyerek ellerimden tutmuştu Aras gibi.

''Hayır ağabey merak etme.Sizleri de merak da bıraktık kusura bakmayın.''

''Senin suçun yok,hepsi Aras'ın yüzünden oldu zaten.''deyince ne demek istediğini anlayamadım.

''Bu da ne demek şimdi?Aras'ın yüzünden olan bir şey yok ağabey.''

''Onu uyarmıştım.Sorumluluğu üzerine alacağına dair söz vermişti bana.Yine canını sıkmış olmalı.''

''Aras sonuna kadar sorumluluğu üzerine almıştı zaten.Ta ki karşımıza Fırat çıkana kadar...''

''Fırat mı?O şerefsizin yanınızda ne işi vardı Esin?''

''Aras az da olsa kafamın dağılması için beni bir okulun dans dersliklerinden birine götürdü.Her şey çok güzeldi ağabey.Derslikten çıktığımızda birden karşımızda belirdi.Aras'ın bir suçu yok sadece kötü bir rastlantıydı o kadar.''

''Peki ya sonra?Seni de görmüş oldu artık.''

''Maalesef evet.Okuldan çıkıyorduk ki bazı iğrenç kelimeler kullandı benim hakkımda.Ben bile söylediklerini ağzım açık bir şekilde dinledim.Aras daha fazla dayanamadı ve Fırat'ı dövmeye başladı.Ne kadar durmasını söylesem de beni dinlemedi.O esnada bayılmışım sonrasını hatırlamıyorum zaten.''

''Allah kahretsin,boşu boşuna Aras'ın üzerine gittim.''

''Ne gibi ağabey?''

''Çocuğa bir yumruk atmadığım kalmıştı onu da yaptım ya helal olsun bana!''

''Ne?Aras'a mı vurdun yani?''

''Evet ama olayların böyle geliştiğini bilmiyordum Esin.Aras'a tokat atmayı bende istemezdim.''

''Bir dakika...O zaman bana yalan söyledi.''

''Ne yalanı kardeşim?''

''Bilerek bana söylememiş olmalı.Dudağı çatlamıştı,kimin yaptığını sordum ona.Fırat denen şerefsizin yaptığını söylemişti bana.''

''Sana söyleseydi eğer aramızın bozulacağını biliyordu çünkü.Ah!Aptal kafam!Gidip Aras ile konuşsam iyi olacak.Yanına Zehra Sultanı gönderirim merak etme.''

''Tamam ağabey.''

Aradan fazla geçmeden Zehra Sultan ve kucağında Ömer ile yanımdaydılar.

''Ah kızım korkuttun bizi.Ceyhun olanları anlattı az önce.''

''Kusura bakma Zehra Sultan.Bu arada Aras nasıl?''

''Gayet iyi merak etme.Ne olursa olsun onlar kardeş gibidir.Sen üzme kendini olur mu?Bir gün iyi iseler ikinci gün kedi köpek oluverirler.Onlara bakma sen.''

Gülerek söylediklerine karşılık olarak bende tutamamıştım kendimi.Ömer'imi de çok özlemiştim.Topu topu bir kaç saat yanımda yoktu fakat sanki bir kaç gündür yanında değildim.Zehra Sultanın kucağına yavaşça uzanarak Ömer'i kollarımın arasına alarak öpülmedik yer bırakmamıştım.Mis gibi kokuyordu paşam.

"Çocukları gercekten çok seviyorsun."deyince gülümsedim.

"Çocuklar sevilmez mi Zehra Sultan?Ömer'in öz annesi değilim ama olmayı çok isterdim."

Söylediklerimden sonra Zehra Sultanın gözleri dolmaya başlayınca şaşırdım.

"Zehra Sultan neyin var?Yanlış bir şey mi söyledim yoksa?"

Zehra Sultan sorularıma cevap vermek yerine buruşmaya başlamış olan parmaklarını saçlarımda gezdirmeye başladı.

"Delinin zoruna bak hele!Söylediklerinde nasıl yanlışlık olabilir ki?"

"Madem öyle neden ağlayacak gibisin?Bak eğer bir şey oldu da söylemiyorsan bozuşuruz Zehra Sultan."

Şakayla karışık uyarıma gülerek cevap vermişti Zehra Sultan.

"Gerçekten yok bir şey kızım.İçin ferah olsun."

Daha fazla üzerine gitmenin bana yarar sağlamayacağını biliyordum artık.Kollarımın arasındaki tatlı şeye odakladım benliğimi.O kadar çok özlemiştim ki...

"Hanımlar,sohbet koyu bakıyorum."

Ağabeyimin neşeli ses tonu odayı sararken gözlerim Aras'ın tebessüm eden bakışlarına kaydı.Ağabeyim yanıma gelip oturdu.Aras'da Zehra Sultanın hemen arkasında bizi izliyordu.Neden bilmiyorum,ağabeyim ve Zehra Sultanın bakışları tuhaftı.Aras ile bilmediğimiz şeyler mi vardı,ondan da emin değildim.Fakat sonuç olarak yine bir aile gibiydik ve mutluyduk.Benim için önemli olanda buydu zaten.

Kısa bir sohbetin ardından hep beraber salona indik.Zehra Sultan bir şeyler hazırlamak için mutfağa geçerken bende kucağımda Ömer ile ufak turlar atmaya başladım.Keyfi yerindeydi keratanın.Arada saçlarıma dolanan minik parmakların teması...İnsanı en üzüntülü anlarında bile mutlu eden kendince minik kahkahaları...Tarifi imkansız...

"Esin gel otur biraz."

"Yok böyle iyiyim Aras.Hem baksana Ömer'in de hoşuna gidiyor."

''Peki bakalım.''

Birkaç dakikanın ardından yemekler hazırlanmış ve hep beraber masaya geçmiştik.Kısa süreliğine Ömer'i kucağına almıştı Zehra Sultan.O sırada bende yemeğimi yemeğe koyulmuştum.Tabağımdakileri tamamen sömürdükten sonra Ömer'i alarak iki kişilik koltuğa geçtim.Ömer'in mamasını da hazırladıktan sonra gerçekten rahatlamıştım.Bir güzel karnını doyurduktan sonra onun kadar bende mutluydum artık.Zehra Sultanın hareketlendiğini görünce bende arkasından ayaklandım.

''Zehra Sultan dur.Sen Ömer ile ilgilen ben burayı hallederim.''

''Olur mu öyle şey?Sen otur kızım,fazla bir şey yok zaten.''

''İtiraz istemiyorum Zehra Sultan.''diyerek Ömer'i kolları arasına bıraktım.Çaresiz kabul etmişti.

''Bende yardım edeyim.''

Aras'dan gelen yardım isteğine başımla onay verirken ağabeyimin tuhaf bakışları ile karşılaştım.Fakat belli etmemeye çalışarak işe koyuldum.Aras ile birlikte masayı toparladıktan mutfağa geçtik.

''Aras,gidebilirsin.Gerisini ben hallederim.''

''Olmaz küçük hanım.Bir işe başladıysan devamını getireceksin her zaman.''

Aras'ın bu hallerine alışmak benim için epey zor olacaktı.Yine de çok mutluydum.Aras'a uyarak tezgaha geçtik beraber.Buraya ilk getirildiğimde yanında nefes almak bile zordu.Ama şimdi tüm nefeslerimi yanında harcamaktan zerre kadar pişman değildim.Ona güveniyordum...Onu seviyordum...

Mutfaktaki işimiz bittikten hemen sonra solana geçtiğimizde tuhaf bir durumla karşılaştık.Zehra Sultan ve ağabeyim ortalıkta yoktu.

''Aras acaba dışarı mı çıktılar?''

''Emin değilim.Saat da baya geç oldu,belki de yatmışlardır.''

''Çok tuhaf...''

''Sen bekle burada.Ben az çevreye bakıp geliyorum.''

''Aras dışarı çıkmasan olmaz mı?Yanımda kal lütfen.''

''Merak etme hemen döneceğim.''

''Peki,bende yukarı bakarım.''

Aras'ın beni onaylamasıyla basamaklara doğru ilerledim.Odamın önünden geçiyordum ki ağabeyimin sesini duymamla durakladım.Ardından Zehra Sultanında sesini duyunca içeri girmek yerine yavaşça kapıya dayandım.

''Oğlum kararından tamamen emin misin?''

''Zehra Sultan ne yapmamı istiyorsun benden?''

Tam olarak neyden bahsediyorlardı anlayamamıştım.

''Aras ve Esin mutlu olmayı hak ediyor oğlum.Durumun ciddiyetinin bende farkındayım yalnız ikisi arasındaki olanları daha iyi idrak ediyorum artık.Birbirlerine karşı hissiz değiller gibi.''

Olamaz!Yani...Yani Aras ve beni anlamışlar mı?

''Daha kaç kez söylemem gerek Zehra Sultan.Onlar asla ama asla birlikte olamazlar!En azından ben yaşadığım sürece.Böyle tehlikeli bir yıkıma seyirci kalamam,anla beni.''

Bu da ne demek ti?Aras ve ben neden birlikte olamazdık!Bilmediğim şeyler mi vardı yoksa?

''Sonunun kötü olacağından neden bu kadar eminsin?''

''Zehra Sultan lütfen kapatalım.Ne olursa olsun düşüncelerim değişmeyecek.''

''Peki oğlum nasıl istersen.''

Gözlerimin dolmasıyla birlikte zar zor merdivenlere yöneldim.Tüm bunlar ne anlam ifade ediyordu?Ağabeyim neden Aras ile birlikte olmama karşıydı?Bir dakika...Eve ilk geldiğimde Aras ile çok yakın olmamam için beni uyarmıştı.Peki ama neden?O günden sonra konusunu dahi açmamıştı.İyi ama neden şimdi?

Salona indiğimde bütün bedenimin titrediğini fark ettim.O esna da nefes nefese içeri giren Aras'ı görmemle biraz olsun içim rahatlamıştı.Tek kelime dahi etmesine izin vermeden koşar adımlarla boynuna atladım.

''Esin...Bir şey mi oldu?''

''Lütfen...Sadece bir kaç dakika...''

''Ağlıyor musun sen?''diye sorunca boğazımı temizledim fakat cevap veremedim bir türlü.

Bunun üzerine geri çekilerek yüzümü avuçlarımın arasına aldı.

''Neden ağlıyorsun diye sordum Esin?''

''Sadece...Sadece...''

''Sadece ne Esin,söyler misin?Neden bu haldesin?''

Nasıl söyleyebilirdim ki?Yapamazdım...Her şey bu kadar güzel iken mahvedemezdim.

''Kötü bir şey yok sadece mutluyum...Ve bu mutluluğumun bozulmasından çok korkuyorum.''

''Esin gözlerimin içine bak ve beni iyi dinle.''deyince başımla onayladım.

''Bu hisse nasıl kapıldın bilmiyorum ama ikimize güvenmeni istiyorum.Mutluluğumuz ben nefes aldığım sürece bozulmayacak.Seni seviyorum ve sana güveniyorum Esin.Lütfen böyle şeyler düşünme ve karşımda ağlama olur mu?''

Aras'a ve ilişkimize güveniyordum.Ama bir tarafta ağabeyimin söyledikleri aklımdan çıkmıyordu.Yine de Aras'a anlatamazdım.O bu kadar mutluyken yapamazdım.Elimden geldiğince gülümseyerek Aras'ı onayladım.Ardından dudaklarıma doğru hafif eğilerek fısıldadı.

''Seni seviyorum...Benden kaçışın yok küçük hanım.''diyerek bu kez de tebessüm ederek dudaklarımın üzerine kendininkileri bastırınca irkildim.Belime dolanan ellere karşılık parmak uçlarımda yükseldim yavaşça.Hareketimi fark eden Aras beni kendi bedenine iyice bastırınca kayıtsız kalamayacağımı anlamıştım.Dudaklarımı yavaşça hareket etmeye başlayınca Aras'ın öpücükleri de şiddetini bir tık arttırmıştı.Göz altlarımdaki son damlaları da akıttıktan sonra önümdeki perdeyi tamamen indirmiştim.

Ondan kopamazdım...Ona bu kadar yaklaşmışken...Aras olmadan devam edemezdim.Bunu kendi içimde hissedebiliyordum ve olacaklardan çok korkuyordum...Ne olursa olsun ondan vazgeçmeyecektim!Hayatım boyunca karşımda hep bir engel olarak ağabeyimi görsem bile...

**

Yorumlarda buluşalım lütfen.🌺

Loading...
0%