Yeni Üyelik
26.
Bölüm

Bölüm 26 - Sen Benimsin

@kristalmelek61

Serinin ilk kitabı için son 5 bölüm. 💥☺️

Keyifli okumalar dilerim. 🌺

¤¤¤¤ Esin'den Devam ¤¤¤¤

Tüm bu duyduklarımdan sonra nasıl olur da hiç bir şey olmamış gibi devam edebilirdim?Bir kez olsun mutlu olamayacak mıydım?Ağabeyimi ne kadar anlamaya çalışsam da bir türlü beceremiyordum.En az benim kadar Aras'ı seviyor ve ona değer veriyor.Peki o zaman neden?Mutlaka başka bir şeyler vardı.Aksi halde Aras ile birlikte olmamı istememesi normal değildi.

"Aşkım daha iyi misin?"

Aras'ın meraklı bakışları altında ani sorusuyla başımı olumlu anlamda sağladım.O esna da merdivenlerden gelen ayak sesleri eşliğinde oturduğumuz yerde doğrulduk.Gün bitmişti fakat aklımda onca soruyla bir türlü uyku tutmuyordu.Başından beri sürekli ortalıktan kaybolmaları da bu yüzdendi demek...Beynim durmuştu sanki...Peki şimdi nasıl davranacaktım?Ağabeyimle konuşmam gerekiyordu.Uyuman lazım Esin!Ne kadar düşünürsen düşün sorularına cevap bulamayacaksın sonuçta.Üzerimdeki pikeye iyice sarılarak gözlerimi derin bir nefes vererek kapadım.

**

Burnuma dolan tatlı bir kokuyla irkilirken yavaşça göz kapaklarımı hareket ettirmeye başladım.Karşımda Aras'ın tebessüm eden yüz ifadesiyle karşılaşınca üzerimdeki pikeyi boğazıma kadar çektim.

''Aras?''

''Günaydın prenses.''

''Sana da.''dedim ses tonumu ayarlayarak.Geriye dönerek elindeki tepsiyle karşıma oturunca şaşırdım.Hafif doğrularak olanları anlamaya çalışırken konuşmaya başladı Aras.

''Hadi bakalım,hepsi bitecek ona göre.''

''Aras neler oluyor?''

''Bir şey olduğu yok prenses.Hadi ama zorla yedireceğim yoksa.''deyince gülmeden edemedim.İnsan bu kadar değişebilir miydi?Şuan ağzım açık bir şekilde onu izliyordum.Aras'ın bu hallerine alışamamıştım fakat haddinden fazla mutlu ve huzurluydum.İtiraz etmeden önümdekileri sırayla yemeğe koyuldum.Önümdekileri tamamen sömürdükten sonra tepsinin kenarındaki peçeteyi elime aldım.İşimi hallettikten sonra tepsiyi masanın üzerine bırakarak geri yerime oturdum.

''Kahvaltı için çok teşekkür ederim Aras.''diyerek tebessüm ettim.Fakat bu kez gözlerini kısarak bir anda üzerime doğru eğilince ne yapmaya çalıştığını anlamadım.

''Aras...Kötü bir şey mi söyledim?''

Titreyen ses tonuma artık kaçıncı kez lanet ediyordum bilinmez.Neden sürekli onunla konuşurken böyle oluyordum?

''Neden öyle bakıyorsun?''

Hiç bir tepki yoktu.''Ne oldu birden?'' diye düşünürken geri çekilerek kahkaha atmaya başlayınca şaşırdım.

''Aras neyin var?Neden gülüyorsun?''diye sorunca cevap vermek yerine gülmeye devam edince gerçekten sinirlenmeye başlamıştım.

''Aras komik olan ne söyler misin?''

Bu kez derin bir nefes alarak konuşmaya başlayınca dikkat kesilmiştim resmen.

''Ya...Asıl amacım başkaydı ama komik tepkini görünce devam edeyim dedim aşkım.''deyince sinir katsayım çıldırmıştı artık.Resmen dalga geçmişti benimle beyefendi.Hala gülmeye devam ederken bende bir kaç tane geçirmeme rağmen işe yaramayınca surat asarak konuşmaya başladım.

''Gülün bakalım beyefendi.Benimde sıram gelecek nasıl olsa!''diyerek kollarımı çiçek pozisyonuna getirdim.Tekrardan üzerime eğilerek konuşacağı sırada Zehra Sultanın odaya girmesiyle Aras'ın kendini resmen yere fırlatması tam bir fiyaskoydu!

''Oğlum iyi misin?''

Zehra Sultanın merakla yanımıza gelmesiyle kahkahalarımı serbest bırakmıştım.

''Esin kızım neden gülüyorsun?''diye sorunca zar zor konuşabildim.

''Bir şeyi yok Zehra Sultan merak etme,sakarlık işte.''deyince ikinci bir kahkaha bombasını patlatmıştım.Aras,Zehra Sultanın yardımıyla ayağa kalkarken konuşmaya başladı.

''Esin haklı anne.Sabah sabah çok normal.''deyince başımla onayladım dalga geçercesine.

''İyi bakalım dikkat edin yine de.Tepsiyi almak için gelmiştim.''

''Zahmet etme Zehra Sultan.Az sonra ineceğim zaten getiririm gelirken.''

''İyi madem.''diyerek odadan çıkmasıyla Aras,Gollum bakışlarıyla beni süzerken konuşmaya başladı.

''İşin bitti!''diyerek üzerime doğru yürümeye çalıştığını görünce kahkaha atarak bende hareketlendim.Şuan resmen odanın içerisinde dört dönüyorduk.

''Buraya gel Esin.''

Uyarısını duymuyordum bile.Yaptığım tek şey gülerek arada onu sinir etmek için bazı söylemlerde bulunuyor olmamdı.İlk defa deniyordum ve itiraf etmem gerekirse çok eğleniyordum.

''Aklın başına gelmiştir umarım?Kafana estiği gibi hareket edersen daha çok atarsın kendini bir yerlerden.''diyerek gülünce ayağımın takıldığını fark edemedim.Yere düşmem ile zeminle tek vücut olmuştum san ki.Aras önümde durup işaret parmağıyla bana gülünce ofladım.

''Ne gülüyorsun be!''diyerek ayağa kalkmaya çalıştım fakat Aras üzerime çıkarak ellerimi başımın üstünde birleştirince nefes almayı unutmuştum sanki...

''Aras ne yapıyorsun?''

Sorduğum soruya karşılık yaptığı şey aramızdaki mesafeyi tamamen ortadan kaldırmaya çalışmasıydı.Fakat tanıdık bir ağlama sesi ile bu amacı yarıda kalmıştı.Tabi ya Ömer!

''Aras,Ömer...''

''Ahh!Bugün herkesin zamanlamaları bir harika!''diyerek üzerimden kalkınca çok rahatlamıştım.

''Mızmızlanma hemen.Bu saate kadar iyi bile uyudu.''diyerek yerden kalkmış,Ömer'imi kollarımın arasına almıştım.

''Bakıyorum da Ömer Beye toz kondur mu yorsun?''

''Yok artık!Koskoca adamsın,el kadar çocukla kendini bir mi tutuyorsun?''

''Kıskanıyorum ne yapayım?Onun kadar beni öpmüyorsun bile.''deyince kahkaha atmadan edemedim.

''Sana inanamıyorum Aras.Sorun bu mu yani?''

''Gül sen gül.''deyince boşta kalan elimle kolundan kavrayarak yavaşça kendime çektim onu.Vakit kaybetmeden dudaklarımızı birleştirince şaşırma sırası Aras'da idi.O esnada Ömer'in minik kahkahalarıyla yavaşça birbirimizde ayrıldık.

''Yeterli olmuştur sanırım beyefendi?''

''Bir tane daha olsa hayır demem hanımefendi.''

''Şansınızı fazla zorlamayın beyefendi.''

''Tamam tamam.''

Ömer'in temiz kıyafetlerini çıkartarak bir güzel giydirdikten sonra Aras ile göndermiştim.Bende üzerimdekilerden kurtularak kendime gelebilmiştim.Yatağımı toparladıktan sonra salona inerek Ömer'in mamasını hazırlamaya koyulurken ağabeyim yanıma geldi.

''Bir şey mi oldu ağabey?''

''Yok hayır seni merak ettim sadece.''deyince şaşırdım.

''Beni mi?Neden ki?''diye sorunca derin bir nefes aldı ağabeyim.

''Aslında tam olarak bir nedeni yok.Sadece öyle hissediyorum.Canını sıkan bir durum yok değil mi?Ya da herhangi bir şey?''

''Ağabey ben gayet iyiyim.Hiç bir sıkıntım yok.Aksine sen bir tuhafsın.İyi misin?''diye sorunca yüzümü avuçlarının arasına alarak konuşmaya başladı.

''Sadece üzülmeni istemiyorum Esin.''deyince ne demek istediğini anlamıştım sanırım.Aras ile olan ilişkim yüzünden endişeliydi.Ama birlikte olduğumuzu bilseydi sessiz kalmazdı.Yine de böyle bir olasılığın olduğunu biliyordu.Yüzümü esir alan elleri tutarak yavaşça indirdim.

''Üzülmeyeceğim!Söz veriyorum ağabey,bana inan olur mu?''

Hafif tebessüm ettiğini görünce biraz olsun rahatladım.

''Ne olursa olsun hep yanındayım Esin,bunu aklından çıkarma.''

Başımla onaylamakla yetindim.Salona döndüğünde derin bir nefes verdim.Gözlerimin dolduğunu fark edince kendimi tuttum.Ağlamanın sırası değildi!Şu durum da ağabeyimle konuşamazdım.Sorularıma kendim cevap bulmam gerekiyordu.Boğazımı temizleyerek işime devam ettim.Fazla geçmeden salona döndüğüm de ağabeyim ve Aras'ın tavla oynadığını gördüm.Zehra Sultan da Ömer'i oylamaya çalışıyordu.Gülümseyerek elimdeki biberonla Zehra Sultanın yanına oturdum.Ömer'i tekrar kucağıma aldım.Çok acıkmıştı kerata.Keyfi bir anda yerine gelmişti.O esna da ağabeyim ve Aras'ın birbirlerine takıldıklarını görünce tebessüm ettim.Anlayamıyordum bir türlü?Ağabeyim,Aras hakkında benim bildiklerimin dışında başka şeyler mi biliyordu acaba?Ona göre neden Aras ile birlikte olmamız imkansızdı?Neden?

''Esin kızım daldın gittin?Hasta mısın yoksa?''

Zehra Sultanın ani sorusuyla kendime gelirken ses tonumu ayarladım.

''Yok gayet iyiyim Zehra Sultan.Öyle dalmışım sadece.''

''Anladım kızım.''

''Zehra Sultan?''

En azından üstü kapalı cevaplar almak istiyordum.

''Efendim kızım?''

''Sana göre iki iyi insanın birbirini gerçekten sevmesi kötü bir şey mi?''diye sorunca Zehra Sultanın yüz ifadesi birden değişti.

''Bu da nereden çıktı şimdi?''

''Öylesine bir soru sadece Zehra Sultan.''

Verdiğim cevabın ardından bir an duraksasa da konuşmaya başlamıştı.

''Tabi ki değil kızım.''

Temkinli vermişti cevabı.O da ağabeyim kadar endişeliydi bu durumdan.Bunun üzerine ikinci bir soru yönelttim Zehra Sultana.

''Peki ya başkaları bu iki insanın birlikte olmasını bir takım nedenlerle istemiyorsa?Birbirini gerçekten seven o iki insanın ne yapması gerekiyor Zehra Sultan?''

''Ah kızım,sabah sabah nereden aklına geliyor böyle tuhaf sorular?''diye sorunca boşta kalan sağ elimle buruşmaya yüz tutmuş parmakları avucuma aldım.

''Bence savaşmaktan vazgeçmemeliler öyle değil mi Zehra Sultan?Haklı değil miyim sence?''

Sorduğum soruların ardından gözlerinin dolduğunu görünce şaşırdım.

''Zehra Sultan sen ağ...''

''Deli kız!Böyle şeyler söylersen kim olsa duygulanır.Neyse ben bir mutfağa bakayım.Akşam için şimdiden hazırlık yapsam iyi olacak.''

''Akşama daha çok var Zehra Sultan.''

''Olsun kızım.İçim rahat etmeyecek hazırlamasam.''

''Peki Zehra Sultan.''

O da kaçıyordu işte...Yüz ifadesi her şeyi gösteriyordu zaten.İyi ama neden?Çıldırmamak elde değildi.Bir şekilde öğrenecektim nede olsa!

7 Saat Sonra...

Akşam yemeğini yedikten hemen sonra Ömer'i uyutmak için yukarı odama çıktım.Karnı da toktu zaten paşamın.Yavaşça beşiğine yerleştirerek sallamaya başladım.Başta huysuzluk etmesine rağmen bir kaç dakikaya pes etmişti Ömer'im.Işığı kapatır kapatmaz odadan çıktım.Salona indiğimde Aras'ı göremeyince Zehra Sultana sordum.Hava almak için çıktığını söylemişti Zehra Sultan.Ardından bende hareketlenerek evden çıktım.Aynı uçurum başında oturduğunu görünce yüzümdeki tebessüm kendini belli etmişti.Yavaş adımlarla yanına doğru yürümeye başladım.Varır varmaz yanına oturarak karşımda manzaraya odakladım kendimi.

''Ömer uyudu mu?''

Aras'tan gelen ani soruyla ona döndüm.

''Evet.''cevabını verdikten sonra koltuğunun altına aldı beni.Derin bir nefes alıp vermişti.Şuanda ikimiz de çok mutluyduk fakat ilerde...Ya ağabeyimin dediği gibi kötü şeyler olursa?Ona bir daha sarılamazsam?Onun yanında nefes alamazsam?Ne yaparım ben?Olacaklardan korkmuyor değildim fakat savaşmak istiyordum.En önemlisi de onu gerçekten seviyordum.O da beni seviyordu.İnanmak istediğim tek şey buydu!

''Aras?''

''Efendim aşkım?''

''Sana bir soru sorabilir miyim?''

''Tabi sor.''

''Aras...Eğer ilerde olur da üzülürsek yine de yanımda olur musun?''

''Bu soruyu hiç sevmedim,değişsek olur mu?''

''Aras lütfen...''

''Tamam.Madem merak ediyorsun söyleyeyim.''

''Seni dinliyorum aşkım?''

''İlk önce şunu söyleyeyim,soru başından sonuna kadar hatalı?''

''Bu da ne demek şimdi?''diye sorunca geri çekilerek ellerimden tuttu.

''Seninle beraber olduğum sürece ne sen ne de ben üzüleceğiz.Bunu aklından çıkarma sakın.Ayrıca ben her zaman senin yanındayım biliyorsun.Ne olursa olsun!''

Konuşmak yerine tebessüm etmeyi tercih etmiştim.Aras'a olan güvenim tam dı fakat elimizde olmayan sebeplerden dolayı her şey biterse...O zaman ne olacak peki?Allahım nasıl bir çıkmazın içine girdik biz?

"Esin iyi misin?"

Aras'ın konuşmasıyla başımı olumlu anlamda salladım.Beraber oturduğumuz yerden kalkıp eve doğru yürümeye başladık.Aradan fazla geçmemişti ki bir anda durup karşıma geçmişti Aras.

''Bir şey mi oldu Aras?''

''Biliyorum aslında daha erken olduğunu söylemiştin ama bence bunun bir sakıncası yok diye düşünüyorum.''

''Hangi konudan bahsediyorsun Aras?''diye sorunca ellerimden tutarak hafif tebessüm etmişti.

''İlişkimizi sevdiklerimizden daha fazla saklamak istemiyorum.Bu konuda hassas olduğunun da farkındayım ama bana güvenmeni istiyorum.''

Aras'ı haksız bulamazdım elbette.Kendi içimizde değer verdiğimiz insanı,özgürce sevebilmeyi kim istemezdi ki...Fakat ilişkimizi öğrendikleri an hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı,bundan emindim.Kısa süreliğine de olsa özgürlüğümüzden mahrum kalmamız gerekiyordu.En azından sorularıma mantıklı cevaplar bulana dek...Yüreğime uzanan sıcacık elleri hafifçe sıktım.Ardından cevap bekleyen meraklı bakışlar eşliğinde dudaklarımı araladım.

''Nasıl hissettiğini biliyorum.İnan ben de en az senin kadar ilişkimize dahil olmalarını çok istiyorum.Fakat o zaman bu zaman değil.Sana olan güvenim tam,bundan hiçbir zaman şüphen olmasın olur mu?Senden istediğim sadece zaman...''

Söylediklerimin ardından derin bir nefes verirken,yüz hatlarımda gezinen hafif temas ile irkildim.Çok tuhaf değil mi?Yeri geliyor sevdiğiniz insanla şakalaşabiliyorsunuz,yeri geliyor ondan küçük bir çocuk gibi çekinebiliyorsunuz.Aras'a karşı bazen cesur bazen de çekingen tavırlar sergiliyorum.Nedeni ne olabilirdi?

''Peki nasıl istersen.Kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman bizimkilere açıklarız.''

Aras'ın verdiği cevap üzerine kafamın içerisinde dönüp duran düşünceleri bir kenara bırakarak gülümsedim.Ardından boynuna atlayarak erkeksi kokusunu yavaşça ciğerlerime doldurmaya başladım.Belime dolanan güçlü kolların temasını hissetmiştim.

''Ne olursa olsun...Asla!Ama asla senden vazgeçmeyeceğim...''

Fısıltı ile çıkan ses tonumla söylediklerimden emindim.Hayatımda belki de ilk defa gerçek anlamda aşkı hissediyordum ve ondan vazgeçmeye niyetim yoktu!

''Öyle bir seçeneğin yok zaten küçük hanım!Sen benimsin unutma!''

Bir dakika...Kulaklarım doğru mu duymuştu?Yüz hatlarıma oturan kocaman tebessüm ile geri çekilerek dudaklarımı tekrardan araladım.

''Ne dedin sen şimdi?'' diye sorunca tek elini ensesine götürerek güldü.

''Biri bir şey mi söyledi?Tuhaf,ben duymadım aşkım.''

''Ya inat etme işte,bal gibi de hem söyledin hem de duydun.''diyerek kolundan tutarak diretince bu kez de kahkaha atmaya başladı.Onun bu halini görünce bende dayanamayıp yelkenleri indirdim tabi ki.

''Çok inat sın biliyor musun?''diye sorunca kollarını birleştirerek sırıttı.

''Dinime küfreden müslüman olsa keşke.Kendine hiç bakmıyorsun sanırım aşkım.''

''Halt etmişsin bir kere!Kendime bakıyorum tabi ki ama sadece boy aynalarında.''

''Espri mi yaptın sen şimdi?''diye sorunca bu kez sırıtan ben oldum.

''Espri olduğunu kim söyledi ki ben gerçeklerden bahsediyorum.''diyerek kollarımı birleştirdim onu taklit ederek.

''Anladık espride iyi değilsin.Madem öyle,sana bir gerçekten de ben bahsedeyim.''deyince istifimi bozmadan vereceği cevabı beklemeye başladım.Göz hizasıyla çevreyi kontrol ettikten sonra belimden kavrayarak aramızdaki mesafeyi kaldırınca ne yapmaya çalıştığını anlayamadım.

''Aras...''

''Şiiit!Dikkatimi bozuyorsun,sessiz ol.''

Nefesim kesilmişti...Ses tonu da bir anda değişmişti sanki.Bakışlarından bahsetmek istemiyordum bile!

''Aras neden öyle bakıyorsun?''diye sorunca üzerime eğilmeye başladı.

''Soru sormayı bırak da az nefes al aşkım.''

Aynı ses tonuyla söylediği ile yerin dibine girsem hak ediyordum yani!Kıpkırmızı kesilmiştim ve avuçlarımı şuan bulunduğum stres yüzünden sıkmaya başlamıştım.Tuhaf bakışları dudaklarıma doğru hızlı bir iniş yaparken sertçe yutkundum.Aptallık mı yoksa teslimiyet mi?Göz kapaklarım istem dışı kapanırken iç sesimin kendince isyan ettiğini fark ettim.''Gözlerini aç Esin!'' İç sesimin emrine uymak istemiyordum nedense!Ne yapıyordum ben!Karşı taraftan gelecek olan hamleyi beklerken beklemediğim bir temas ile irkildim fakat gözlerim hala kapalıydı.Dudaklarımın yerine kulağıma değen teması fark edince ikinci kez yutkundum.

''Şimdi söyleyeceğim şeyi iyi dinle küçük hanım çünkü bir kez daha tekrar etmeyeceğim.''

Fısıltıyla söylediğinin hemen arkasından derin bir nefes çektiğini fark ettim.

''Sen sadece benimsin!''

Beklemediğim itirafın hemen ardından gözlerimi açtım.Aras yavaşça geri çekilerek hafif tebessüm ederken ben de kayıtsız kalamadım doğal olarak.

''Çocuklar!''

Tam o anda Zehra Sultanın seslenmesiyle aramızdaki mesafeyi iyice açmak zorunda kaldık.

''Efendim anne?''

''Bayağıdır yoksunuz,merak ettim oğlum.''

''Geliyoruz anne merak etme.''

Eve girer girmez sıcak hava kütlesi bedenlerimize işlerken ağabeyimin ortalıkta olmadığını fark ettim.Zehra Sultana sorduğumda odasına geçtiğini söyleyince bir hayli şaşırdım aslında.Ağabeyim erken saatlerde yatmaktan nefret ederdi.İzin isteyerek yukarı çıktım.Olduğundan daha fazla tuhaf davranıyordu.Ses tonumu ayarlayarak kapıyı tıkladım.

''Gir!''

Aldığım cevap üzerine yavaşça kapıyı araladım.

''Ağabey müsait misin?''

''Tabi gel prenses.''

İçeri girerek kapıyı geri kapattım.Elindeki kitaba bakacak olursak daha uyumamıştı.Karşısına geçerek oturdum.

''Ağabey iyi misin?Bu saatlerde odana çekilmezsin genelde.Canını sıkan bir durum mu var?''

''Gayet iyim prenses.Kafa dinlemek için odama çıktım sadece.''

''Ağabey beni yanlış anlama ama son zamanlarda iyi değil gibisin.Bir şeyler var belli.''

''Kafanda soru işareti kalmasın prenses.Ben gayet iyiyim.''

''Emin misin ağabey?''

''İstersen Emin Beye soralım ne dersin prenses.''

Dalgayla söylediği cümleye gülmüştüm fakat yolunda gitmeyen şeylerin olduğundan da emindim artık.Yine de belli etmeyecektim.En azından şimdilik...

''Tamam tamam iyisin belli.''diyerek bu kez de yalanda da olsa tebessüm ettim.

''O zaman ben iniyorum.Bir şeye ihtiyacın olursa seslenmen yeterli biliyorsun.''

''Tamam prenses.''

Yavaşça kalkarak kapıya doğru ilerledim.Çıkmadan önce geriye dönerek benden saklanmak isteyen ba

kışlara odakladım kendimi.''İyi olmadığını çok iyi biliyorum ağabey.Ama merak etme,kısa zamanda her şeyi öğreneceğim!''

Odandan çıkar çıkmaz derin bir nefes verdim.Elimi çabuk tutmam gerekiyordu.Hepimizin iyiliği için her şeyi açıklığa kavuşturmam gerekiyordu!Bunun sonunda canım yansa bile vazgeçmeyecektim...

**

Yorumlarda buluşalım lütfen. 🌺

 

Loading...
0%