Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Bölüm 6 - Sırlar!

@kristalmelek61

**


CANER'DEN...


Tam bir haftadır İstanbul'dayız.


Artık Azra ile tek başımızaydık ve yanında olmak her zamankinden daha da zor geliyordu bana.Elimden geldiğince,ona yaşadığı şeyleri atlatma şansı veriyordum.Ama ne yazık ki beni bile yanında istemiyordu.Boynuma atlamasını ben de beklemiyordum zaten.Ama olanlar onun kadar beni de etkilemişti.Tabi ki Azra'nın bundan haberi yoktu.Ben varolduğum sürece de olmayacaktı.Buna mecburdum.


Azra'nın hayatını karartmak istemiyordum.Ona karşı hiç bir zaman boş değildim.Azra'ya en başından beri aşıktım ama ona hislerimi söyleme cesaretini asla gösteremeyecektim.Ölene kadar bunun için vicdan azabı ceksem de ona karşı hislerimi görmezden gelmeye devam edecektim.Sanırım bana biçilen kötü kader buydu.Bir kıza aşıksınız ve o kız da size aynı şekilde aşık...Her ne kadar hisleriniz karşılıklı olsa da bazı şeyler bu hislerin önüne geçebiliyor.Bir anda çaresiz hissediyorsunuz kendinizi.Yine de düşünüyorsunuz.


İkiniz için de en iyi olan yolu seçiyorsunuz.Bende bir yol seçtim istemeyerek.İkimiz de mutlu değildik sonuç olarak.


Fakat elimden gelen tek şey buydu ne yazık ki...


AZRA'DAN...


Her şey neden bu kadar ters gitmek zorunda?Ailemden kimse yanımda yoktu artık.Caner bile bana bir yabancıymışım gibi davranıyordu.Onu bu kadar değiştiren ne olabilirdi?Bir haftadır beş yıldızlı bir otelde kalıyorduk ve yanıma neredeyse hiç gelmiyordu.


Odalarımız yan yanaydı ve yanına gitmek istiyordum.Fakat cesaretim yoktu.Benden uzaklaşıyordu.Beni yanında istemiyordu.Ona zorla bir şey yaptırmak istemiyordum.Bu yüzden kabullenmekle yetiniyordum sadece.


Anlamadığım,Caner ne ara bu kadar paraya sahip olabilmişti?Çok tuhaftı.


CANER'DEN...


Canım çok sıkılmıştı.Biraz hava alsam iyi olacaktı.Siyah deri ceketimi omzuma atarak odadan çıktım.Azra'nın odasının önünde durdum.


Acaba daha iyi miydi?Nasıl hissediyordu?Yanına gitmek istiyordum ama yapamazdım.


Derin bir iç çektim ve oradan uzaklaştım.Kafamı az da olsa dağıtmak istiyordum.Otelin lobisine doğru ilerledim.Ortam baya kalabalıktı.Sakin bir yer bulup oturdum.Karşıdan bana bakarak bir şeyler fısıldayan 4 kişilik kadın grubu gözlerimden kaçmamıştı.Tam bir iğrençlik abidesi!Yakışıklı olabilirim fakat oldum olası kadınların sırf bu özelliğimden dolayı karşımda kendilerini aciz bir yaratık olarak göstermelerinden nefret ederdim.Ne yani,dünyada erkek mi kalmadı!?


Şuan ki sinir bozucu manzarayı görmezden gelerek,oturduğum koltuğun hemen önündeki masanın üzerindeki gazete dikkatimi cekti.Gazeteyi elime alarak,sayfaları çevirmeye başladım.Birkaç saniyenin ardından yanımdaki hareketliliği fark etmem uzun sürmedi.Elimdeki gazeteyi görüş açımdan çekerek,geri masaya bıraktım.


"Yalnız mısınız?"


Midemi bulandıran soru karsıdaki 4 kişilik kadın grubudan gelmişti.Tabi ki birtanesi yanıma gelebilmiş ve bu soruyu sorabilmişti.Hiç oralı bile olmadım ve kadının yarım ağızla sorduğu soruyu yanıtsız bıraktım.Kadının amacı belliydi.Sol dizimin az daha yukarısındaki baskıyla irkildim.Yok artık,bu kadarına da pes!Kadının eli resmen bacağımı okşuyordu.İyice bana sokuldu ve ardından igrenç yüz ifadesini takındı.


"O elinizi güzellikle çekmezseniz eğer,canınızı yakmak zorunda kalacağım!"


dedim en kararlı ses tonumla.


Sinirlenmiştim.Kadın ise söylediğimi takmayarak sırıtmıştı.Hemen ardından cinsel organıma hafif dokunuşu ile neye ugradığımı şaşırdım.O sırada lobinin hemen girişinde ağlamaklı yüz ifadesiyle göz göze gelmiştim.Lanet olsun...Azra...


Kadını sert bir şekilde kendimden uzaklaştırmıştım fakat iş işten geçmişti.Azra az önceki yerinde değildi.Anında ayağa kalktım ve Azra'nın peşinden koşmaya başladım.


Asansöre binmeye çalıştığını görünce daha fazla dayanamadım.Yanına giderek bileğinden yavaşca tuttum.


"Dokunma bana!Git!"dedi elini çekerek.Ses tonu yüreğimi parçalıyordu şuan.


"Azra bak...Az önce..."


"Gerek yok!Anlatma istemiyorum.Bir açıklama yapmak zorunda değilsin bana!"diyerek sözümü kesmişti.Ardından da asansörün kapıları açılınca,bir saniye bile beklemeden içeri girmişti.Arkasından ben de tam içeri giriyordum ki kapılar suratıma kapanmıştı.


Allah kahretsin!Benim yüzümden daha ne kadar acı cekmek zorundaydı bu kız?Ona onu sevdiğimi söylemeye bile cesaretim yokken ne yapabilirdim?Başımı iki elimin arasına alarak ağlamaya başladım.Neden biz?Allah kahretsin neden?!


Kendimi toplayarak lobiye geri döndüm ve içebildiğim kadar içmeye başladım.


AZRA'DAN...


Kedime engel olamıyordum artık.Asansörden çıktım ve odama doğru ilerlemeye başladım.Ayaklarım yerden kesiliyordu sanki.Gözlerimdeki yaşları silerek,ılık suyun altına bıraktım kendimi.Unut onu Azra,unut...İçim başka dışım başka söylüyordu.O kadın...


Caner'e...Canımı yakan o anda Caner'in hiç bir şey yapmamasıydı!Belkide o tür kadınlardan hoşlanıyordu.


Benim tanıdığım Caner değildi artık.Oysa ben eski Caner'i istiyordum.Şuanda ona o kadar çok ihtiyacım vardı ki...


Duştan çıktıktan sonra,


çekmeceden aldığım siyah tonlarındaki iç çamasırlarımı giydim.Saçımı iyice kuruladıktan sonra taramaya başladım.Ardından Caner'in benim için beğenip aldığı kıyafetleri bulunduğu dolabı açtım.Üzerime sıradan bir tişört geçirdim.Saat gece yarısına geliyordu bu yüzden alttan da rahat edebileceğim şortlardan birtanesini alarak giydim.


Yatağıma uzandığımda yine aklıma gelmişti Caner.Onu sevdiğimi gerçekten fark edemiyor muydu?Beni sevmiyordu biliyordum ama ilk defa bana bir açıklama yapmaya çalışmıştı.


Neden...?Şuan ne yapıyordu?


Nasıldı acaba?O kadının yanında mıydı yoksa?Odamın kapısı çalındığında,kafamın içindeki cevapsız soruları simdilik bir kenara bırakarak yatağımdan kalktım.Kapıya doğru yöneldim ve açmadan önce:


"Kim o?"diyerek seslendim.Cevap gelmiyordu karşı taraftan.İkinci kez odamın kapısı çalınmıştı.


Korkmaya başlıyordum artık.Acaba Çetin ve adamları olabilir miydi?Sertce yutkundum ve kapıya dayanarak:


"Kimsiniz?"diye sordum.


"Azra...Benim Caner..."


Onun burada ne işi vardı?Ses tonu tuhaftı ve kelimeleri yayarak seslenmişti bana.


"Neden buradasın?"diye sordum.


"Lütfen Azra...Kapıyı açar mısın?"diye sordu.Caner'in nesi vardı böyle?Neden yapıyordu bunu?


"Üzgünüm.Odana git Caner.Eğer bu akşam olanlardan dolayı böyle davranıyorsan,tekrardan söylüyorum bana açıklama yapmak zorunda değilsin.Simdi git lütfen."dedim ses tonumdaki kırgınlığı gizlemeye çalışarak.


"Azra lütfen...Sana ihtiyacım var."


Bana ihtiyacı mı vardı?İlk defa yanımda mı olmak istiyordu.


Peki ya o kadın?Ne yapmam gerekiyordu?Caner'e bir şey olmuştu ve bilmek istiyordum.


Yavaşca kolu indirdim.


Karşımdaki Caner,benim tanıdığım Caner miydi?Sağ elini duvara dayamıştı.Diğer elinde zoraki tuttuğu ceketi kendinden geçmişti sanki...Beyaz gömleğinin ilk üç düğmesi açıktı.Sık sık nefes alıyordu ve terlemişti.Gözleri ise hafif kızarıklarla doluydu.İçtiğini anlamam zor olmadı.Sağa sola yalpalayarak içeri girdi.Kapıyı geri kapatarak karşısına geçtim.


"Caner sen..."


"Evet içkiyi fazla kaçırdım."diyerek sözümü kesti.Aklı yerinde miydi yani?


Bana pek öyle gelmemişti açıkcası.


"Neden bu kadar içtinki?"diye sordum.Caner sırıttı.Düşündüğüm gibi kendinde değildi.Elindeki ceketi alarak yatağımın hemen yanındaki sandalyelerden birine astım.Arkamı dönmem ile Caner ile burun buruna geldim.Bir dakika o ne ara yanıma gelmişti ki?


"Caner..."


Sözümü bitiremeden dudaklarımı öpmeye başladı.Ben ise taş kesilmiştim ve hareket edemiyordum!


Burnuma dolan alkol kokusu midemi bulandırmıştı.Fakat şu an o bile umurumda değildi.


Öpücükleri samimi ve yumuşacıktı.Sorun bendeydi çünkü nasıl öpüşülür bilmiyordum.Caner beni belimden tutarak kendine doğru çekti.Ardından belimdeki elleri kalçalarıma doğru baskı yapmaya başlayınca inlemiştim.Boşta kalan ellerimi boynuna doladım ve beceriksiz bir şekilde dudaklarımı hareket ettirmeye başladım.Öpücükleri derinleşmeye başlayınca irkildim.Üzerindeki gömleğin düğmelerini açmaya başladı.Gömlegini bir kenara atarak tekrar dudaklarıma yapıştı.Gelişmiş vücuduna dokunan ince kollarım,


titremeye başlıyordu.Boynuna doladığım ellerimi,saçlarında gezdirmeye başladım yavaşça.


Nefeslerimiz birbirini yutuyordu sanki...


Hoşuma gidiyordu.


Caner ani bir hareketle üzerimdeki tişörtü çıkarmayı başarmıştı.İşte şimdi utancımdan ölebilirdim.


Caner'in karşısında sutyenimle duruyordum.Aramızaki mesafeyi açarak iki elimi de göğüslerime siper etmiştim.


Caner gülümseyerek tekrar bana yaklaştı.Ardından iki elimi de göğüslerimden çekerek,boynuma minik öpücükler bırakmaya başladı.Caner sınırlarımı zorluyordu adeta.Eli pantolunun kemerine gidince,bu kadarına hazır olmadığımı düşündüm.Caner'i kollarından tutarak:


"Burada bırakalım Caner.Ben...Ben böyle bir şeye kendimi hazır hissetmiyorum.


Hem ayrıca sarhoşsun.Ne yaptığını dahi bilmiyorsun."dedim.


"Azra ben seni sev..."


"Caner lütfen,pişman olacağın cümleler kurma bana.Hatta hiç yaşanmamış sayalım bu geceyi..."diyerek canımı yakacak olan cümleyi bitirmesine izin vermedim.


Şuan sarhoştu ve ben izin verirsem iyi şeylerin olmayacağı belliydi.


"Azra beni dinlemen gerek..."


Anlamıyorum neyi dinlemem gerekiyordu?Onun için birkaç güzel dakika gecirmiştik,sadece bu.Beni öptü diye farklı bir sey düşünmem hata olurdu.Sarhoştu!


"Odana geri dön Caner.Dinlemem gereken bir şey yok!Merak etme başına bela olmayacağım.İyi geceler."diyerek Caner'in gömleğini ve ceketini aldım.Ardından kapıya doğru ilerledim.Kapının koluna dokunmuştum ki sert bir şekilde sarsıldığımı hissettim.


Caner beni kolumdan tutarak kendine doğru çekmişti.


"Sarhoş olabilirim.Ama seni seviyorum Azra!Yalan değil bu."


"Caner yeter artık!İkimiz de gerçeği biliyoruz.Sen beni sevmiyorsun.Aslına bakarsan sen beni hiç bir zaman o türden bir sevgiyle sevmedin!Ne dediğini bilmiyorsun.Git artık!"diyerek kolumu ondan kurtarmayı başarmıştım.


Ardından gömleğini ve ceketini kucağına fırlatarak,Caner'in yüzüne baktım.Kırılmış gibiydi.


Onu zorla iterek odamdan çıkmasını sağladım.Ardından da kapıyı sert bir şekilde suratına kapattım.Keşke kaderimi baştan yazabilme imkânım olsaydı.Her şey daha güzel olabilirdi.Daha fazla dayanamarak dizlerimin üzerine düştüm.Yüzümü avuçlarımın arasına gömdüm ve ağlamaya başladım.Her şekilde kendimi berbat hissediyordum.Beni sevebilmesini çok isterdim.Ama sevmiyordu işte.Neden kendini bu kadar zorluyorsun Azra?


Yavaşca ayağa kalktım ve tişörtümü geri üzerime geçirerek yatağıma uzandım.


Uyu Azra...Az da olsa huzurlu hisset...Sadece uyu!


CANER'DEN...


Başımın ağrısıyla birbirine kitlenen gözlerimi açtım.Yavaşça yatağımın üzerinde doğruldum.Başım patlamak üzereydi.Ayağa kalktım zor da olsa.Ben nasıl gelmiştim odama?Neler olmuştu en son?Şuan kafamı bedenimden ayırasım geliyordu.İçki ile arama bir mesafe koysam iyi olacaktı.Banyoya girdim ve elimi-yüzümü yıkamak için musluğu sonuna kadar açtım.Avuçlarımda biriktirdiğim suyu yüzüme vurdum.Derin bir nefes alarak aynadaki korkunç görüntümü izlemeye koyuldum.Göz altlarım kızarmıştı.Bir dakika...Neden üstten çıplaktım ben?Dün gece neler olmuş olabilirdi?Odamda bir kadın yoktu.Bu yüzden az da olsa içim ferahlamıştı.Ilık suyun altına atmıştım kendimi.Duştan çıkarak üzerime rahat birşeyler giydim.Telefonumun çalmasıyla irkildim.Neredeydi bu telefon?Nihayet bulmuştum.Keşke bulmasaydım diyorum.Yine o arıyordu!Sabrım taşıyordu artık!Umursamadım ve teli meşgule attım.Ne zaman bırakacaktı bu inadı?!Söylenerek odamdan çıktım.Azra'nın odasının önündeydim şimdi.Canını yakmak istemiyordum artık.Kapısını çaldım fakat seslenmeme rağmen ses seda yoktu.Acaba kendine bir şey yapmış olabilir miydi?Elime teli alarak Azra'yı aradım.


"Alo?"


"Azra odanın önündeydim.Kapıyı açmayınca merak ettim.Seslendim fakat cevap vermedin.Dün gece o kadınla..."


"Odam da değilim zaten.Kahvaltı yapmak için erken kalkmıştım.Dün gece olanlara gelirsek,beni ilgilendirmeyen bir konuda konuşmak istemiyorum."


Azra söyleceklerimi ağzıma tıkmıştı resmen.Tuhaf ama sesi çok normal geliyordu.


"Kahvaltı için beni neden uyandırmadın?En azından haber verebilirdin.Bana emanetsin Azra,endişeleniyorum."diye ekledim.


"Kusura bakma unutmuşum.Bir dahakine haber veririm."


Ses tonu ilgisizdi.Bir tuhaflık vardı.


"Neyse.Geliyorum."dedim ve teli kapadım.Asansöre binerek kahvaltı sonuna gelmiştim nihayet.Gözlerim Azra'yı arıyordu.Bulmuştu da.Ama...Tanımadığı bir erkekle kahvaltı mı yapıyordu yani?Azra'nın yüzü gülüyordu.Azra ğülüyordu!Benim yanımda gülümsemeyeli çok olmuştu.Kendime küfretmemek için büyük bir efor harcıyordum şuan.Samimi görünüyorlardı.


Bunu kabul etmem istemiyordum,asla!İçimdeki kıskançlık dürtüsüne engel olamadım ve üzerilerine doğru yürümeye başladım.Yanlarına vardığımda karşısındaki adam istifini bozmamıştı bile.Azra ise beni fark etmişti ancak o da bir tepki vermiyordu.


"Keyifler yerinde sanırım?!"diyerek ses tonunu bilerek yükseltmiştim.


"Hayırdır birader?Bir sıkınt varsa bana bakarak konuş."


"Ne biraderi lan!Seninle konuşmak isteyen yok!Azra gidiyoruz!"diyerek Azra'nın kolundan tutmuştum.Fakat Azra kendini geri çekerek:


"Hiç bir yere gitmiyorum ben!Çok istiyorsan bize katılırsın.Hem ayıp olmuyor mu bu yaptığın?Az kibar olsan Caner!"


"Kibar mı?Bunun neresine kibarlık göstermemi bekliyorsun?!Benimle geliyorsun!"dedim ve tekrar Azra'nın koluna yapıştım.


"Hey!Ağır ol biraz.Kız istemiyor belli.Neden zorluyorsun birader?"


Ağzının tam ortasına yumruk atmamak için zor tutuyordum kendimi.Neden karışıyor ki?Toplasan birkaç saat birliktelerdi.Bizimle birlikte oda ayaklanmıştı.


"Bak kavga meraklısı değilim,sabrımı taşırma benim.Otur oturduğun yerde!"diyerek elimle onu itikledim.Bunun üzerine suratıma inen ağırlıkla yere yığıldım.


"Caner!"


Azra o anda yanıma çömelmişti.Hayret,benim için hala endişeleniyordu.


Ağzımdaki kanı tükürerek ayağa kalktım.Kalabalık etrafımıza toplanmıştı bir anda.Durumu ilgililere anlatıp tatsız bir olayın yaşanmasını engellemiştik.Herkes kendi işlerine dönmüştü.O anda bakışlarım Azra'yı izlemeye başladı.Az önce birlikte vakit geçirdiği adama lafları bir bir geçiriyordu.İşte benim kızım diye geçirdim içimden ve hafif tebessüm ettim.Birkaç saniye sonra yanıma gelerek,beraber Azra'nın odasına çıktık.Sadece dudağım çatlamıştı fakat Azra o kadar korkmuştu ki kendi eliyle beni tedavi ediyordu şuan.


"Çok acıyor mu?" diye sordu dudağımın kenarındaki kan lekelerini temizlemeye çalışarak.


"Küçücük bir yara sadece.Acımıyor merak etme."dedim gülümseyerek.


Beni hala deliler gibi sevdiği her hareketinden belli oluyordu.Bir an için o adamı yanında gördüğümde beni gerçekten de unuttuğunu düşünmüştüm.Yanılmıştım!Buna bir yandan seviniyor iken diğer yandan onu her seferinde kırdığım için kendimi inanılmaz derece güçsüz hissediyorum...


"Bu arada dün gece çok içmişim sanırım.Nasıl oldu da odamın yolunu buldum?Beni sen mi odama götürdün yoksa?"diye sorduğumda Azra bir an donakalmış ve yanakları kızarmaya başlamıştı.


"Ha hay yır...Yani ben seni hiç görmedim."dedi gözlerini kaçırarak.


"Emin misin?"diye sordum.


"Evet...Eminim."


Bir şeyler olmuş gibiydi.Benden çekiniyor muydu?Yoksa bana mı öyle geliyordu?Sağ elimle çenesinden tutup o güzel yüzünü görüş açıma yerleştirdim.


"Azra neyin var senin?"


"Neyim olabilir ki?Gayet iyiyim."dedi ve tedavi için aldığı malzemeler ayağa kalktı.


"Olanlar için üzgünüm.Yani sana yumruk atmaya hakkı yoktu.Daha iyisindir umarım?"


Bende onun peşinden ayaklanarak karşısına geçtim.


"Önemi yok.Öyle görüyorum ki daha çok dayak yiyeceğim.Her şey için teşekkür ederim Azra,çok daha iyiyim sayende."dedim en içten gülümsememi ona göndererek.Neden bilmiyorum ama gizli bir şeylerin olduğu hissi vardı içimde.O sırada telefonum çalınca Azra da malzemelerini geri yerine koymak için banyoya gitmişti.Lanet olsun yine mi?!Görmezden gel Caner...Telefonumu sessize almaktan başka çarem yoktu.Öte yandan Azra'ya yakalanma korkusu da içimi kemiriyordu.Telefonu ceketimin cebine koyduktan sonra Azra da gelmişti.Bende ayağa kalkarak:


"Bir şeye ihtiyacın olursa söyle,çekinme benden Azra.Hemen yan odadayım biliyorsun.Şimdi çıkıyorum.Bugün şu nüfus cüzdanı işlemleri halletmem gerek."dedim.


"Tamam.Olursa söylerim.İsmim ne olacak peki?Sonuçta olmayan birileri gibi yaşayacağız."


"Evet,farkındayım.Bende bir isim düşünmedim açıkçası.Bir şeyler bulurum ben merak etme.Görüşürüz."diyerek odadan çıktım.Hayli zor bir gün beni bekliyordu.


* *


ARAS'DAN...


Bu kız gerçekten aptaldı!Şuan onu izliyordum ve gülmemek için kendimi zor tutuyordum.


Fakat belli bir yerden sonra yaptığı şey tuhafıma gitmeye başlamıştı.Kendime engel olamayarak verdiği talimatları teker teker yerine getirmiştim.


Gerçekten kendimi iyi hissedecek miydim bilmiyorum.Aptalcaydı biliyorum ama denemekten bir zarar gelmezdi diye düşündüm.Gözlerimi kapattığımda bu zamana kadar beni mutlu eden şeyler düşündüm sırayla.Pek bir şey yoktu.Ta ki onu görene kadar.Selen...Biricik sevgilim...


Beni mutlu eden şeyi bulmuştum fakat çok kısa sürmüştü.Bir anda beni mutlu eden mucizevi varlık koskoca bir karanlığın içine gömüldü.Selenim yoktu!Görebildiğim ve hissedebildiğim tek şey karanlıktı!Selen'i göremiyordum artık!


Gitmişti!Yüreğimi deşen içimdeki acıyı dışa vurmanın zamanıydı.Hissediyordum...


Gözlerimin dolmasına izin verdim.Art arda dökülmeye başladılar...İsteyerek...


Olanları kendime yediremiyordum.Onu kurtarabilirdim ama yetişememiştim.Sadece birkaç dakika...Bu haksızlıktı!Saniyeler içinde her yer alev almıştı...Peki ben ne yapmıştım?Sadece izlemekle yetinmiştim...O anın verdiği korkunç şaşkınlıkla olduğum yere çivilenmiştim.


Canım yanıyordu...Fakat elimden zerre bir şey gelmiyordu.Onu kaybetmiştim!


Selen'i korumayı becerememiştim ben!Bunun karşılığı olarak cezamı misli misli çekiyordum şimdi.


Karanlık beni de ele geçiriyor gibiydi.Beni de alıp götürecek miydi yanına?Selen..?Beni duyabiliyor musun?Ne olur beni de al yanına...?Duy beni...


"Selen.."


"Özür dilerim...Özür dilerim..."


Dışarıdan kurabildiğim cümlelerdi bunlar...Bu iki cümlenin arasına giren başka bir cümle....


"Aras gözlerini aç artık..."


Endişeli bir ses tonu...


Başta farkına bile varmadığım elimi yumru şekline sokmuştum.O kadar çok sıkmıştım ki,buz kestiğimi hissettim.Sonra...Korkak bir sıcaklık işledi bedenime...Kabul etmeli miydim?


"Aras lütfen...


Korkuyorum.Gözlerini aç."


Dinlemeli miydim onu?Bilmiyordum...Yüz hatlarımın üzerinde hissettiğim titrek parmaklar ile irkildim.


"Aras...?"


Bana sesleniyordu yine.Kimdi o?Görmek istiyordum...Bunu yapabilirdim.Yavaşça gözlerimi aralamaya başladım.Gözümün önündeki perde nihayet kalkmıştı.Karşımda bir kız vardı.Yüzünü tam seçemiyordum.Bu yüzden iyice odaklanmıştım.Karşımdaki kız ağlıyordu.


"Daha iyi misin?"


İyi olup olmadığımı soruyordu bana.Dilim tutulmak üzereydi sanki.Sadece gözlerinin içine bakmaya çalışıyordum.


"Aras...Cevap verir misin lütfen?"


Neyin cevabını verecektim ben?Titrek parmaklar yüz hatlarımın üzerindeydi hala.Kendilerini benden uzak tutmaya çalışan o parmakları bırakamadım...Benden gitmelerini istemiyordum.İşte şimdi görebiliyordum...O buradaydı...Benimle birlikte...Şu an karşımdaydı...


İyice yaklaştım mucizevi varlığıma...Peki ama neden gözleri kapalıydı?


Derilerimizin birbirine temas etmesiyle,yüreğimin içerisinde bir şeylerin yeniden can bulduğunu hissettim...


Bana özel olan o sıcak nefesi...


"Selen...?"


Bu sefer ben ona seslendim.Yanındayım artık Selen...Beni bir kez daha bırakma...Seni seviyorum...


Yavaşça eğildim her türlü lezzeti içinde barındıran asıl kaynağıma...İkimizin birleşiminden meydana gelen bir lezzet...

**


Yorumlarda buluşalım lütfen. 🌺

Loading...
0%