@kristalmelek61
|
** ESİN'DEN... Esin durdur bu saçmalığı...Hemen!Devam etme sakın!Bu yol senin değil,hiç bir zaman olmadı...Başka bir kızı hayal ederken seni öpüyordu! Bunun farkında değildi ve şuan ki Aras,beni sadece korkutuyordu.Kendin de değildi.Ellerimle göğsüne baskı uygulayarak onu itmeye çalıştım fakat daha beter bir hal alıyordu şu an bulunduğumuz durum.Kolları o kadar güçlü sarılmıştı ki bana,hareket edemiyordum.Esin yapabilirsin!Kendine güven ve bitsin artık! İçimdeki sese güveniyordum. Beni yarı yolda bırakmayacaktı. Şu an içimde hangi hislerin birbiriyle boğuştuğunu bilemiyordum.Kırgınlık... Nefret...Pişmanlık...Kıskançlık...Hep bir ağızdan bir şeyler söylüyorlardı bana.Ben ise karar veremiyordum.Hangisi? Karar vermek zorundaydım artık! Aras'ın boş bulunduğu bir an,topladığım var gücümle onu iterek: ''Kes şunu artık!''dedim ve o anda yaptığım tek şey Aras'ın yüzüne sert bir tokat atmak olmuştu.Konuşmasına dahi izin vermeden,koşarak yanından uzaklaştım.Evin önüne geldiğimde hızlıca içeri girdim.Nefes alışverişlerimin hızlanmasıyla durdum.Nefes almak istiyordum...Birkaç saniyenin ardından merdivenleri yavaş yavaş çıkmaya başladım.Odamın önüne geldiğimde,vakit kaybetmeden içeriye attım kendimi.Banyoya girip musluğu sonuna kadar açtım. Avuçlarımın içinde biriktirdiğim suyu dudaklarıma değdirdim.Üzerlerindeki kalıntıları yok etmek istiyordum!Bir kere yıkadım... İki kere daha...Ve üç kere daha... Olmuyordu,silinmiyordu bir türlü! Bu kadar takmamam gerektiğini biliyordum.Ama neden...Neden canım yanıyordu? Neden...? Hıçkırıklarımın arasında boğuluyordum sanki...Ve kimse yardım edemiyordu bana.Dizlerimin üzerine çökerek sırtımı soğuk duvara dayadım.Ona tokat attığım için kendimi ne kadar kötü hissetsem de ancak o şekilde kendine gelmesini sağlayabilirdim.Bu hepsinden farklıydı.Onun zayıf yönünü keşfetmiş olmuştum istemyerek.Bu beni sevindireceği yerde çaresiz ve mutsuz hissettiriyordu şimdi. ''Bana ne yapıyorsun Aras..? * * ÇETİN'DEN... Tam bir haftadır Aras beyimiz ortalarda gözükmüyordu. Neredeydi bu çocuk?Burnuma iyi kokular gelmiyordu. Adamlarımdan bir tanesini yanıma çağırarak: ''Aras bir haftadır ortada yok.Nerede bu çocuk?''diye sordum. ''Patron,bizde bilmiyoruz tam olarak.'' ''Neyi tam olarak bilmiyorsunuz lan!Ne yapacağınızı ben mi öğreteceğim size!Niye tutuyorum sizi yanımda?!''diyerek boğazına yapıştım.Sinirlerim bozuluyordu. "Patron ..." ''Bu işi ben çözeceğim,belli oldu.''diyerek adamımın boynuna sapladığım ellerimi geri çektim.Ardından cebimden telefonumu çıkartarak Aras'ı aradım.Telefona bakmazsan bittin sen Aras! ''Alo...?'' ''Neredesin lan sen?!Bir haftadan beri ortalarda yoksun.Bir şeyler çeviriyorsan,yakarım canını!Hemen buraya gel.Sana işim düştü.'' ''Peki patron hemen geliyorum.'' Aras'tan aldığım cevap üzerine teli kapadım ve geri cebime yerleştirdim.Dışarı çıkıp bir sigara yaktım bir yanda da Aras'ı beklemeye koyuldum. * * ARAS'DAN... Ne yapmıştım ben böyle?! Allah kahretsin nasıl olmuştu?!Kendimi bu kadar mı kaptırmıştım?!Nasıl yapabildim?Onu Selen'in yerine koyabilme cesaretini nereden almıştım?Bu saçmalık tı! Delilikti! Onu öptüm...İkinci kez ve isteyerek...Lanet olsun!Neyin var senin böyle Aras!Kendine gel!Neden böyle aptalca bir şeye ayak uydurdun ki?Neden?!Kendini ele verdin aptal! Üstüne bir de Çetin şerefsizi aramıştı beni.Evdekilere haber versem iyi olacaktı.Hızlı adımlarla eve doğru yürümeye başladım.Aklıma takılan başka bir şey daha vardı? Esin...Ağlıyordu...Neden aklıma gelmişti şimdi?Söylene söylene eve vardım.Tam kapıyı açıyordum ki,annem benden önce davrandı.Sanki geleceğimden haberi varmış gibi. ''Oğlum sabahtan beri neredesin sen?'' Bu da neydi şimdi?Sanki bugün hepsi birden aynı soruyu sormak için anlaşmıştı.Bir yere gittiğim yoktu ki! ''Anne benim birazdan çıkmam gerek.''dedim içeriye girerek. ''Oğlum yüzünü gören cennetlik.Hem bu surat da ne böyle?Ağladın mı yoksa sen?''diye sorunca: ''Hayır anne ağlamadım.Çetin şerefsizi aradı beni az önce. Yanına çağırıyor.''dedim. ''Bu işleri bıraksan artık oğlum.Sana bir şey olacak diye her gün diken üstündeyim.Beni de düşün oğlum.Senin için endişeleniyorum.'' ''Biliyorum anne.Ama istediğimi aldıktan sonra,her şey bitecek merak etme.''dedim anneme sıkıca sarılarak. ''Ne dersem diyeyim beni dinlemeyeceksin oğlum ama en azından Esin'e biraz yakın davransan.Bizim misafirimiz sayılır.Neden böylesin bu kıza karşı?''diye sordu annem.Neden onun ismi geçiyordu aramızda? ''Ona karşı neden iyisin bu kadar?Kızı tanıyalı bir hafta oldu daha.Ayrıca onunla konuşmak zorunda değilim.'' dedim koltuklardan birine oturarak.Annem de hemen yanıma oturdu. ''Senin huyunu bilirim.Yani böyle bir şey zaten bekliyordum.Ama kız saf,sevecen,ve iyi.Bugün sırf ben üzülmeyeyim diye yanımda oldu hep.Esin'i olmayan kızımın yerine koyuyorum.Ona karşı bu kadar sert olmanı istemiyorum.'' deyince devreler yandı bende. ''Olmayan kızının yerine mi?Senin zaten bir kızın var.Unuttun mu?Selen!Böyle bir şeyi nasıl söyleyebilirsin anne?!Sana inanamıyorum!'' diyerek ayağa kalktım ve kapıya doğru yöneldim. ''Oğlum böyle yapma.Kötü bir şey demek istemediğimi sen de gayet iyi biliyorsun.'' ''Geç gelirim.Beni beklemeyin!Görüşürüz anne!''diyerek evde çıktım. ''Aras!'' Annemin bana seslenmesine karşın aldırmadım.Söylediği şeyler canımı yakmıştı.Bunları sindirmem kolay olmayacaktı. Arabama binerek oradan uzaklaştım. * * ESİN'DEN... Kendimi toparlamam gerekiyordu.Aklıma ağabeyim gelmişti.Onun yanında daha huzurlu olabilirdim.Ayağa kalkarak,banyodan çıktım. Abimin yanına en iyi halimle gitmek zorundaydım. Dolabıma doğru ilerledim. Yüzüme hafif tonlarda fondöten sürmüştüm.Ve biraz gülümseye çalıştım.Odamdan çıktım.Bu katta iki oda vardı benim odamın dışında.Biri Aras olacak salağa diğeri de ağabeyime aitti.Bu sefer hata yapmayacaktım.Hemen karşımdaki odanın kapısını çaldım fakat cevap gelmemişti.Yavaşça içeriye süzüldüm.Ağabeyim yatağındaydı ve mışıl mışıl uyuyordu.Bir hafta öncesinde abimin bana söylediği şeyi hatırlamıştım.''Aras ile fazla yakın olmanı istemiyorum.'' demişti bana.Haklı olabilir miydi?Bugünkü olaydan sonra ona hak vermiyor değildim.Ama neden?Bilmediğim şeyler dönüyordu,buna emindim. Elbet kokusu çıkacaktı.Şimdilik bir sorun yaratmak istemiyordum hiç kimseye. Abimin yanına yaklaşarak üzerindeki pikeyi boğaz hizasına kadar çektim.O sırada yere düşen bir kağıt parçası dikkatimi çekmişti.Abim yatağından düşmüştü.Eğilerek kağıt parçasını elime aldım. Yanılmıştım çünkü bir kağıt parçasından fazlasıydı. Bir fotoğraf...İyi ama bu fotoğraf...?Abim bu fotoğrafla mı uyuyordu yani? Ama nasıl olur?Abim bu fotoğrafla ne alakası vardı? Bir saniye!Yoksa abim... Abimin yerinde hareket etmesiyle,fotoğrafı masanın üzerine koyarak sessizce odadan çıktım.Gördüğüm gerçek olabilir miydi? Kesinlikle doğruydu! ''Esin kızım?'' Zehra Sultanın bana seslenmesiyle düşüncelerimden sıyrılmıştım. ''Efendim Zehra Sultan?'' diyerek koluna girdim. ''Alem kız!''deyip gülümsemişti. ''Kızım yemek hazır.Sen geç aşağıya.Ben abini uyandırırım.''deyince: ''Zehra Sultan neden bana haber vermedin?Yorma kendini sen.Ben varım artık.''dedim ve yumuşacık yanaklarına küçük bir öpücük bıraktım. ''Alışkanlık kızım.Hadi sen geç.Geliyoruz bizde.'' Neden bilmiyorum o anda Aras aklıma geldi. ''Aras yok galiba?''diye sordum çekinerek. ''Çetin pisliği aramış onu.Yanına çağırdı.Geç geleceğini söyledi.'' ''Anladım.O zaman ben aşağıdayım.''dedim gülümseyerek. ''Esin kızım son bir şey soracağım sana?Bu benim deli oğlan seni kıracak bir şey yaptı mı bugün?''diye sorunca yüzümdeki gülümseme de yok olmuştu.Fakat bozuntuya vermemek için: ''Merak etme Zehra Sultan.Beni kıracak hiç bir şey yapmadı Aras.''dedim okkalı bir yalan atarak.Zehra teyze gülümsemişti bana.Ardından ben aşağıya indim.Birkaç saniye sonra Zehra Sultan ile abim teşrif etmişlerdi.Beraber masaya geçtik.Güzel bir geceydi.Yemeklerimizi yedikten hemen sonra,Zehra Sultan ile masayı toparlamaya başladık.İşlerimizi hallettikten sonra Zehra Sultanın elinden kahve de içmiş olduk.Her yönden becerikliydi Zehra Sultan.Kahvelerimizi de içtikten hemen sonra Zehra Sultan odasına geçmişti.Abim oldukça durgundu.Fazla gecikmeden oda kendi odasına çekilmişti.Tek başıma kalmıştım ve canım epey sıkılmıştı artık.Biraz dışarı çıksam fena olmaz diye düşündüm.Üzerime ince bir hırka geçirerek evden çıktım.Nereye gitsem diye düşünürken,bu sabah Zehra Sultan ile ağabeyimi konuşurken gördüğüm arka bahçede karar kılmıştım. Gerçekten avazım çıktığı kadar bağırabilirdim şuan.Burası muhteşemdi.Bu sabah fark edememiştim.Her türden çiçekler,sizi kendi büyüsüne çekebilecek kadar kusursuzdu. Hemen lalelerin bulunduğu yerdeki salıncağı görmemle, yerimde zıplamaya başladım. Hızlıca salıncağın bulunduğu yere doğru koştum.Salıncağın etrafı laleler ile çevriliydi.Çok güzeldi.Dayanamadım ve salıncağa binerek kendi hızımı yakalamaya çalıştım.Gerçekten bu harika bir şeydi. Ön taraftaki araba sesiyle Aras'ın geldiğini anlamıştım. Tuhaf ama bu tarafa doğru geliyordu.Gerçi beni fark etmemişti daha.Yalpalayarak yürüdüğünü görünce ister istemez korkmaya başladım.Bir an durdu ve benim olduğum tarafa doğru baktı.Hızını alamadan adımlarını üçer beşer atıyordu Aras.Ne yapacaktım şimdi ben?Salıncağı durdurmuştum. Aras dibimde bitmişti. ''Senin burada ne işin var?!Eğlence parkımı burası ha?'' Neyi vardı bunun?Esip gürlüyordu yine. ''Bundan sanane!Canım sıkılmıştı ve biraz hava almak istedim o kadar.Durup dururken neden bağırıyorsun bana?''diye sordum. ''Hemen o salıncaktan in! Hemen!'' Aras resmen kükrüyordu. Bugün olanlardan sonra benden özür dileyeceğine, zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışıyordu. ''Anlamıyorum neden benimle uğraşıyorsun?Gidip yatsana!''deyince dirseğimden sertçe tutarak ayağa kaldırdı beni.Ardından resmen yere fırlattı. Ne! ''Bir daha sakın!Seni son kez uyarıyorum.Kendi küçük beyninle hareket etme!Buraya bir daha girmeyeceksin anladın mı beni?''diyerek üzerime doğru geliyordu şimdi.Bu fazlaydı.Kendimi toparlayarak: ''Sen ne biçim erkeksin be!Bana hakaret edemezsin!Buraya girmemek için emir almadım kimseden.Bence sen kendi kafana göre hareket etme!İnsanları kırmaktan da vazgeç!''diye bağırdım. Gözlerimin dolduğunu hissedince,ağlamamak için zor tuttum kendimi. Aras yanıma yaklaşarak: ''Bir kez daha tekrar etmeyeceğim!Eğer seni burada görürsem,canını yakmak zorunda kalacağım.Ve inan abinin ruhu bile duymayacak!'' deyince küçük dilimi az kalsın yutuyordum. Aşırıya kaçıyordu resmen. Sadece kendimce vakit geçiriyordum o kadar.Aras sinirden siyah rengine bürünen gözlerini,bir saniye bile benden ayırmıyordu.Korkuyordum ama belli etmeyecektim. Korkma Esin!Sana bir şey yapamaz o! "Beni tehdit edemezsin!Şu an söylediğin şeyleri abim duysaydı eğer seni bu zamana kadar kardeşi yerine koyduğu için azap çekerdi!Esip gürleyerek kendini adam sayanlardansın sanırım?!" diyerek yüzümü yüzüne yaklaştırdım iyice. "Eğer bir cümle daha kurarsan..." "Ne yaparsın?Söyle ne?!Canımı mı yakarsın ha?Sadece aptal bir salıncak!"diyerek ses tonumun zirveye taşımıştım adeta. Ardından yüzüme inen sert tokatla,birkaç adım geriledim. Aras bana...Bana tokat atmıştı!O ban nasıl... Elimle kızaran yanağıma dokundum.Ve o anda sahneye sulu göz Esin teşrif etti. Hiç bir şey olmamış gibi yanımdan gecerken durdu. Kulağıma doğru yaklaştı. "Canın yanıyor değil mi?!"dedi. Haklı olmasından nefret ediyorum!Ondan nefret ediyorum!Bana tokat atmıştı!Özür bile dilemeden yanımda uzaklamaya başlayınca,arkasından bakakalmıştım.Hayatım boyunca ailemden tokat yemeyen ben az önce... Olduğum yere oturarak,bu zamana kadar yaptığım en iyi işi sürdürmeye devam ettim... * * Yorumlarda buluşalım lütfen. 🌺 |
0% |