Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Bölüm 9 -Sırlar 3!

@kristalmelek61


**


YAZARDAN...


Gördüğü çirkin manzarayı sindirmeye çalışan Azra,birkaç adım geri sendeledi.Ardından ince dudaklarını örten,titrek parmakları yavaşca yerini aldı.Ağlamamak için kendini zor tutuyordu Azra.Birkaç saniye önce verdiği kararı aklına gelmişti şimdi.Onu unutabilir miydi?Küçücük kalbini dolduran kocaman acıyı alt edebilir miydi?Onu görmezden gelebilir miydi?

Sanırım cevabı Azra'nın yüz ifadesi veriyordu şimdi.Dolan çimen gözlerini kaçırmak için istemediği bir savaş veriyordu.Sevdiği adam kendisini sevmeyebilirdi.Fakat eninde sonunda şuan canını yakan cehennem ateşini kucaklamak zorunda kalacaktı.Şuanda olduğu gibi...

AZRA'DAN...

Caner ve başka bir kız...Bu ikisini yan yana koymak istemedim hiçbir zaman.Ama şuan...Caner ve başka bir kız...

Beni fark etmemişlerdi bile!Birbirlerini öpmekle meşgüldüler!İlk defa onu bir kızla kol kola,dudak dudağa görüyordum."Sana ihtiyacım var!" O gece bana bu üç kelimeyi söylemişti.Lanet olsun Azra!Neden aklında hala!?Caner o gece sarhoş olmasaydı sana dokunmak ister miydi?!Seni öpmek ister miydi?Seninle birlikte ol...

"Sende mi buradaydın?"

Bana mı seslendi o?Nasıl bu kadar umursamaz olabilirdi?!

Caner yanındaki sarışın kız ile birlikte utanmadan bana doğru ilerliyordu şimdi.

"Tatlım bu kız da kim?"diye sordu kız Caner'in yüzüne gülümseyerek..İtiraf etmeliyim,bana göre daha güzel bir vücuda sahipti.Altın sarısı saçları ve masmavi gözleri vardı.Fakat ses tonu çirkin bir şekilde alaycıydı.

"Tanıştırayım,kardeşim Melisa.Melisacım yanımda gördüğün güzel bayan da Tuğçe.Kız arkadaşım."deyince Caner,bütün vücudum buz kesmeye başladı.Melisa mı?!Kız kardeş mi?!Lanet olsun kafayı sıyırmak üzereyim!

"Kardeşin mi?Birbirinize hiç te benzemiyorsunuz."deyince kız,Caner gülmeye başladı.Caner'in nesi vardı böyle?!

"Biliyorum canım.Herkes aynı şeyi söylüyor zaten."

Caner'in cevabının ardından sarışın kız da gülmeye başlayınca sinirlerim tepeme çıkmıştı artık!Sarışın kız elini uzatınca ne yapacağımı bilemedim.Ortada kötü şeyler dönüyordu ama nasıl olsa Caner'den öğrenecektim.Kız ile el sıkıştıktan sonra zor da olsa gülümsemeye çalıştım.Caner bana dönerek,

"Neyse kardeşim.Biz Tuğce ile akşam yemeğine çıkıyoruz.Bir sıkıntın olursa resepsiondaki görevlilere söylersin."deyince yüreğimin içine koskaca bir taş oturtmuştu Caner.Neden yapıyordu bunu?!Benden bu kadar mı nefret ediyordu?Ağlamayacaktım,asla!Biraz daha dayan Azra.

Duruşumu dikleştirerek,

"Peki...Ağabey..."dedim ses tonumdaki titremeyi elimden geldiğince gizlemeye çalışarak.Caner yüzüme çok az bakıyordu.Neden?Bir anda kızı yanağından öperek tekrar bana döndü Caner:

"O zaman görüşürüz kardeşim.Beni bekleme,geç geliriz."dedi ve Tuğçe denen kızla yanımdan uzaklaştı.

Kendimi daha fazla tutamadım ve yere çömelerek dolan gözlerimi serbest bıraktım.Daha bugün bir karar vermiştim fakat bu kararı uygulamaya sokacak zerre gücümün olmadığını fark ettim.Bunu yapamayacaktım!Allah kahretsin!

Aldığım sinir ile yerden kalkıp odama geri döndüm.Canım hiçbir şey yapmak istemiyordu.Sadece uyumak ve bir az olsun unutmak istiyordum...

2 Saat Sonra...

Başımın ağrısı ile gözlerimi hafifçe araladım.Çok fazla uyumadığımı fark ettim.Hala aklım Caner ve yanındaki kızda idi.Olanlara inanasım gelmiyordu.Caner ve başka bir kız...Ne bekliyordum ki?!O kızın yanında mutlu...En başından beri doğru olması gereken buydu sanırım?Caner ve ben...Olmayacak bir hayal sadece!

Yavaşça sıcacık yatağımdan kalktım ve doğruca lavaboya koştum.Gün boyu bir şey yememiştim.Midem de ne varsa çıkarttım.Ardından küçücük avuçlarıma biriktirdiğim suyu yüzüme vurdum.Hemen bir şeyler yemem gerekiyordu.Bayılacak gibiydim.Odama geri döndüğümde bir an dengemi kaybetmiş gibi oldum.Üzerime çeki düzen verip odamdan ayrıldım.Tek başıma nasıl yemek yiyecektim ben şimdi?Aslında aç değildim fakat ağzıma bir şeyler sokmam gerekiyordu.Lobiye indim ve garsonu çağırdım hemen.Siparişi verdikten sonra kolumdaki saate ilişti gözlerim.Gözlerimin dolmasına engel olamadım.Yanımda olması gerekmez miydi?Saat 10.00'a geliyordu.Neden kendimi yalnız hissediyordum?Sanki bir başıma kalmış gibi...Savunmasız...

Elimin tersi ile yüzümü sildikten sonra garsonun benim tarafa doğru geldiğini gördüm.Garsona teşekkür ettim ve derin bir nefes aldım.Garson yanımdan uzaklaşmıştı.

Güçlü olmak zorundaydım...Bunların hepsi geçecekti biliyorum...Bu yüzden güçlü olmak zorundayım!

CANER'DEN...

İki saattir Tuğçe denen kadınla birlikte aynı masa daydım.Bundan ne kadar nefret etsem de katlanmak zorundaydım.Otelden ayrıldığımdan beri aklım Azra daydı.Ne yapıyordu acaba?Canını haddinden fazla yaktım.Gözlerine bakamamıştım bile!

''Yemeyecek misin artık?!''

''Bundan sanane!Kendi işine bak Tuğçe!"

Bu kadın beni deli etmek için mi çıktı karşıma?!Allahım sen bana sabır ver ya!

"Şimdi böyle mi olduk yani?"diye sordu elindeki çatalı masaya koyarak.

"Pardon ama nasıl olmamızı bekliyorsun?Seninle bir antlaşma yaptık sadece.Fazlası için sana bir söz verdiğimi hatırlamıyorum!"dedim.Tuğçe hafif sırıtmıştı.Ardından ayağa kalkarak bana doğru eğildi.Amacı neydi bu kadının?!

"O kızın yanında dudaklarıma yapıştığında hiç te böyle değildin?Halinden memnundun,yanılıyor muyum?"

"Eğer hemen yerine oturmazsan,zor kullanacağım Tuğçe!Saçma sapan konuşmayı kes!"

"Kesmek istemiyorum!Seni istiyorum sadece Caner!"dedi sesini iyice kısarak.Artık tolerans göstermeyecektim.Hızlıca aya kalktım ve kolundan tuttum onu.Şaşırmış olacak mavi gozlerini sonuna kadar açmıştı.Bu iyi bir şeydi.

"Daha birkaç gündür tanıdığın bir adamı istediğini söylüyorsun!Hislerin kadar sen de basitsin Tuğçe!Antlaşmaya uy ve sesini kes!Anladın mı beni?!"dedim ve sert bir şekilde kolunu serbest bıraktım.Tam yerime oturuyordum ki telefonum çaldı.Lanet olsun,yine mi!?Söylene söylene telefonumu açtım.

''Alo,Caner Bey?''

''Sizinle son konuşmamızı yapmıştık.Bırakın artık!''dedim sesimi hafif yükselterek.

''Çok geç Caner Bey.Şuanda İstanbul'dayız.Sizi almadan hiç bir yere gidemeyiz.Babanızın emri bu.Lütfen durumu daha da zorlaştırmayın.''

Nasıl olur?Yani şimdi...?Allah kahretsin!Azra...!

''Hey!Neyin var böyle?''

Hayır,sakin olmam gerek!Ona hiç bir şey yapamazlar!Yapamazlar...Ben varken asla...Kendimi nasıl dışarı attığımı bile bilmiyorum.Birkaç saniyeliğine Tuğçe'nin bana seslendiğini de duymuştum.Fakat umurumda değildi!Park ettiğim arabama binip gazı kökledim.Otelin girişine vardığımda hemen yan tarafta siyah son model bir araba durdu.Arabanın plakası gözüme iliştiği anda son sürat koşmaya başladım.Bu kadar çabuk nasıl gelebilirlerdi?Asansörle Azra'nın bulunduğu kata çıkmıştım.

''Azra,kapıyı aç hemen!''diyerek bağırmaya başladım.Bir yadan da kapıyı yumruklamaya başladım.Çok geçmeden Azra kapıyı açtı.

''Caner...?Senin burada ne...?''

''Azra acele etmen gerek!Derhal buradan çıkmamız lazım!''diyerek yavaşça kolundan tuttum.

''Bırak beni!''diyerek elini geri çekti Azra.Ses tonundan bana kırgın olduğunu anlayabiliyordum.Fakat şuanda bulunduğumuz durum çok farklıydı.Tartışacak vaktimiz yoktu.

''Azra lütfen!Benimle gelmen gerek!''

''Kes artık şunu!Azra öyle mi?!Bir karar ver istersen Caner!Neyinim ben senin?!''

''Bak,vaktimiz yok Azra.Lütfen dinle beni ve acele et!''dedim sesimi hafif yükselterek.

''Geldiğimizden beri onu yap Azra,bunu yap Azra,beni bekleme Azra!Bir kere olsun ağzından farklı bir cümle çıkmadı Caner!Sesimi çıkartamadım!Ama yeter!Seninle gelmiyorum!Bana emir verme artık!''

Azra'nın gözleri dolmaya başlamıştı.Dokunsam ağlayacak gibi idi.Söylediklerinde haklıydı fakat bunların hiç birini istediğimden yapmıyordum!Tekrardan elinden kavramaya çalıştım fakat kendini geri çekmişti Azra.Tam o sırada asansörden inen birkaç adam gözüme ilişti.Babamın adamları...!

''Başka çaremiz kalmadı!''

''Ne..?''

Azra'nın sözünü keserek sert bir şekilde kolundan kavra dım.Azra'nın hemen yan odasından çıkan hizmetliyi görünce iyi bir zamanlama diye düşündüm.Hizmetli arkasını döndüğü an bizde içeri girdik.

''Lanet olsun,neyin var senin böyle?!Amacın ne?!''diyerek tekrardan elini geri çekmişti Azra.

''Sakin ol Azra.''

''Sakin mi?!Başka bir kadınla yanıma gelip beni kız kardeşin olarak tanıtıyorsun!Her zaman yanımda olan sen,bu akşam bana bir yabancı gibi davrandın!Simdi de bu!Başkasının odasında ne işimiz var bizim Caner?!''

''Azra her şeyi anlatacağım ama şimdi beni dinlemen gerek.Yatağa geç.'diyerek omuzlarından tuttum.

''Ne?!''

''Ne diyorsam onu yap Azra!Lütfen...!''

''Ama...?''

İkinci kez sözünü keserek,kucağıma aldım Azra'yı.

''Caner,beni korkutuyorsun...''

''Merak etme.Korkulacak bir şey yok!''dedim hafif gülümseyerek.

Azra'yı yavaşça yatağa yatırdıktan sonra,üzerimdeki gömleğimi çıkardım.Ardından Azra'nın üzerine çıktım yavaşça.

''Sana zarar vermeyeceğim,korkma.Birazdan birkaç adam buraya zorla girecek Azra.''deyince Azra'nın yüzü bembeyaz olmuştu.

''Ben varken sakın korkma Azra.Birkaç dakikalığına sevgiliymişiz gibi davranacağız sadece.Bana güven.''deyince Azra başıyla onayladı beni.

''Kim bu adamlar?Neden peşindeler?Ayrıca bizi sevgili olarak görmeleri neden önemli?''

''Bunları düşünmeni istemiyorum.Sana işaret verdiğimde,sakın kapıya doğru bakma!''dedim.

''Ama...''

Azra'nın sözü üçüncü kez kesilmişti.Tam o sırada Azra'ya işaretimi verdim.Ardından da onu öpmeye başladım yavaşça.

''Efendim burada da değil.Ne yapalım?''

''Elbet buraya dönecektir.Şimdilik gidelim.Bu arada otele verdiğimiz zararı ödeyin hemen.''

''Peki efendim.''

''Gidelim!''

Ayak sesleri uzaklaşmaya başlamıştı.Fakat tuhaf bir durum vardı ortada.Azra ve ben...Hala onun üzerindeydim ve kollarını boynuma dolamıştı...Nefesini içime çekecek derecede yakındık uzun zaman sonra...Sıcaklığı güven verici...Ölene dek yanımda olmasını istediğim tek kadın...Fakat şuanda olanlar tablonun görünmeyen tarafı sadece...Sevdiklerini kaybetmesi benim suçum...Bizzat sebep olmasam da sonuç olarak tek neden benim...En başından beri,o güzel ailenin bir parçası olmayacaktım.!Çetin,lanet herif...!Senin oğlun olduğum için kendimden ve senden nefret ediyorum!!

Yaşananları aklımda nasıl silebilirim?!Azra'nın yüzüne bakamam...Ondan uzak durmam gerek...Bir yabancı gibi...Geri çekilmeli idim....Boynuma dolanan yumuşacık narin kollara uzandım.Ardından sahibine geri verdim onları.

''Burada bitirelim Azra...''dedim sesimi iyice kısarak.

''Bitirmek mi...?Neden?''diye sordu hafif burkulmuş ses tonu ile.

''Şuanda bulunduğumuz durum...Tam bir saçmalık Azra...Ben...Ben Tuğçeyi seviyorum ve onunla birlikteyim...Üzgünüm.''dedim ve yavaşça üzerinden kalkarak,gömleğimi giydim.Ardından kapıya doğru ilerledim.

''Senin için sen ve ben sadece bir saçmalıktan mı ibaretiz...?''

Azra'dan gelen soru ile adımlarımı durdurdum.Ses tonu ağlayacak gibi çıkmıştı.Gerçeği söylemek gerekirse,bende kendimi zor tutuyordum şuan...Sırtım ona doğru dönüktü.Yüzüne bakarsam iyi hissedemeyecektim...

''Sen benim tanıdığım Caner misin gerçekten?Az önce biz...''

''Biz diye bir şey yok Azra!Hiç bir zaman olmadı!Üzgünüm ama Tuğçe'nin yanına dönmem gerek.Odana git ve ben gelene kadar dışarı çıkma.Odanın asıl sahipleri gelmeden çık buradan.''

''Sana güvendiğim için...Seni sev...Senden nefret ediyorum!''diyerek benden önce çıkmıştı odadan.O anda gözlerimin dolmasına izin verdim ve aldığım sinirle duvarı yumruklamaya başladım.Kalbim ağrıyordu...Nefes alamıyordum...

Odadan dışarı çıktığımda adımlarımı hızlandırmaya başladım.Asansöre binecekken,Tuğçe ile karşılaştım.

''Sen geri zekalı mısın?!Antlaşma da olsa beni bu saatte orada tek başıma nasıl bırakırsın?!''

''Çekil yolumdan Tuğçe!''diyerek yanından geçmeye çalıştım fakat izin vermedi.

''Bana baksana sen!Oradan bakınca aptal gibi mi gözüküyorum?''

''Tuğçe kes artık!''dedim bağırarak.

''Bir dakika...Yoksa sen ağlıyor musun?''diye sordu parmağıyla yüzümü işaret ederek.Tam yüzüme dokunacağı sırada,bileğinden kavradım.

''Odana git Tuğçe!Bugünün ödemesini geri dönünce yaparım.Şimdi beni yalnız bırak!''dedim ve asansöre bindim.Lobiye nasıl indiğim bilmiyordum.''Her şey bu kadar berbat olabilir miydi'' diye düşündüm içimden.Sevdiğim kızın kalbinde derin yaralar açtım istemeden.Hem de defalarca...Böyle olmasını istemezdim...Yinede sadece tek bir şeyden emindim.Ne olursa olsun Azra'yı koruyacaktım!Ailesini koruyamadım...Ama onu koruyacaktım!Ne pahasına olursa olsun...!

Babam ve adamları artık yerimi biliyor.Böyle kolay vazgeçmeyeceklerdir.Daha fazla dikkatli olmam gerekecekti.Az da olsa kendimi toparlamaya çalıştım ve geri dönerek asansöre bindim.Tuğçe'nin odasına uğramayı da unutmadım.Ödemesini yaptıktan sonra bende kendi odama çekildim.Yarın belki bugünden daha zorlu olacaktı?Fakat dayanmak zorundaydım.Söz konusu Azra'nın hayatıydı...Derin bir nefes alarak uykunun kollarına attım kendimi...

ÇETİN'DEN...

''Patron?Size bir telefon var.''

''Ver bakalım.''

Sanrım beklediğim telefon gelmişti.

''Alo?''

''Patron...Caner Bey...''

''Geveleme de söyle hadi!Sizinle mi yoksa?''

''Maalesef patron.Onu otelinde bulamadık.Fakat geri dönecektir.Takipte kalacağız.Siz merak etmeyin.''

''Nasıl bulamadınız?!On tane adam oğlumu nasıl bulamaz!?Sizi oraya boşuna mı gönderdim ben?''

''Patron,oğlunuzu siz de iyi tanıyorsunuz.O kızı...Yani...''

''Tamam kes!Biliyorum.Azra denen fahişe hala yanında değil mi?''

''Evet patron.Resepsiyondaki görevli,ikisinin de aynı gün kayıt yaptırdığını söyledi.Ayrı ayrı odalarda kalıyorlarmış.Oda numaralarını aldıktan sonra aramaya başladık.Fakat ne Azra denen kızı bulabildik ne de Caner Beyi.Hatta diğer yan odalara da baktık emin olmak için.Hiç bir iz yoktu patron.''

''Caner salak değildir.Her ne kadar kişilik özelliklerimiz farklı olsa da benim kadar o da eşşeğini sağlam kazığa bağlar.Takipte kalın.İkinci bir emir vermeden ikisine de zarar vermeyin.Fakat ne olursa olsun,Caner'i çabucak bana getirin.''

''Anlaşıldı patron.''

Sinirle telefonu kapatmıştım.Bu nasıl bir çocuktu böyle?Benden kaçabileceğini sanıyor!Aptal çocuk!

''Patron?''

''Ne var lan ne var?!Söyle hemen!''

''Aras hakkında ne var ne yok araştır demiştiniz.Sandığımızdan fazlası varmış,haberimiz yok.''

''Anlat bakalım neler öğrendin?''

''Yaman Beyin kızı Selen Uluhan.''

''Ne demek bu?''

''Patron...Aras ve Selen denen kız...İki yıl önce birliktelermiş.''

''Demek öyle?Kadere bak sen...Devam et.''diyerek hemen bir sandalye çevirdim ve oturdum.

''İki yıl önceki fabrika patlamasından sonra bir daha görülmemiş ortalıkta.Yani Selen denen kızın ölümü,onu epey sarsmış olmalı patron.''

''Kuşkusuz!Peki bulaştığı pis iş falan var mı?''

''Sicili temiz patron.Selen denen kızın ölümüne kadar sakin ve mutlu bir hayatı varmış.''

''İnsan görünümlü melek ha?Selen denen kızın ölümü ile bu hale gelmiş demek?''

''Evet patron.İki yıl önceki patlama olayından 3 ay sonra Aras ile yollarınızı birleştirdiniz.Bunların hiç biri rastlantı olamaz.Aras her şeyi en başından beri biliyor olmalı.Öyle bir insanın aramıza katılması için önemli bir sebebi olmalıydı patron.''

''Selen Uluhan!''

''Başka bir seçenek yok patron.''

''Beni alt edebileceğini sanıyor!Yazık!''

''Düşünsenize...Aras bize katıldıktan bir yıl sonra işlerimiz hep kötüye gitti.Çoğu da Aras'a vermiş olduğunuz emirlerden patron.Ve en son Mahir Beyin kızı Esin'i kaçırmıştık hatırlayın.Aras'a kızın ölüm emrini vermiştiniz.Emrinize uymadı.Bu zamana kadar kızı yanında tutuyormuş.''

''Asıl merak ettiğim,Esin denen fahişenin gerçekte kim olduğunu biliyor mu?''

''Sanmıyorum patron.Eğer biliyor olsaydı ona bu kadar iyi davranamazdı.''

''Mantıklı.''

''Bir şey daha...''

''Söyle bakalım.''

''Esin denen fahişenin ağabeyi Ceyhun...''

''Ceyhun mu?!''

''Evet patron.Aras'ı hafife almasak iyi olacak sanırım.Ceyhun hala yaşıyor.Ve Aras'ın evinde kalıyor.Bu akşamüzeri Aras'ın evine yolladım adamlarımı.Aras ile Ceyhun...Baya araları iyi sanırım.''

''Demek yaşıyor!?Aras...Şansını çok fazla zorladın koçum!''

''Patron,ne yapmamızı istersiniz?''

''Şimdilik hiç bir şeyden haberimiz yokmuş gibi davranalım.Adamları da uyar.Aklımda hepsini birden ölmekten beter edecek bir planım var.Anlattıklarına bakılırsa,hiç birinin birbirlerinden haberi yok.Bu benim için mükemmel bir koz!Size ikinci bir emir verene kadar,Aras'a aynı muameleyi göstermeye devam edin.Bu arada her gün takipte kalın.Gidebilirsin.''

''Peki patron.''

Aras Öztürk...Her gün,her saat,her dakika ölmeye alışsan iyi edersin!!

**

Yorumlarda buluşalım lütfen. 🌺

Loading...
0%