24. Bölüm

• Plan

Hazal.
kscicek

*21.Bölüm

 

 

 

***

 

Sabah erken kalkmadığımdan dolayı enerjik ve iyi hissediyordum. Genelde okulla beraber ders çalışmak zor olduğu için erken kalkıyordum fakat bu sefer de gün içinde çok yorgun oluyordum.

Buna bir çözüm bulmalıydım ama düşünceli bir şekilde deneme için merdivenlerden inenen Aylin'i görünce bunu arka plana attım.

Bugün yine okulun haber vermeden yaptığı denemelerden birini olacaktık bu yüzdende ortalık mahşer yeri gibi kalabalık, yürünemeyecek kadar doluydu. Ne olurdu sanki sınıfta deneme olsaydık?

"Aylin!" diye bağırmamla birkaç kişi bana dönmüştü. Aylin ise düşünceli ve başı yerde bir şekilde yürüyerek benden uzaklaşıyordu. Duymamıştı beni.

Bana bakan rahatsız bakışları es geçip koşarak Aylin'in koluna girdim. Neye o kadar dalmışsa beni görünce yerinden zıpladı.

"Ne oldu neye o kadar daldın?"

Aylin'in "Ne alaka? Dalmadım," demesiye alayla güldüm.

"Sana seslendiğimi sen hariç bütün okul duydu, neye öyle daldın gittin?"

Başı hâlâ yerdeydi. Yüzündeki gergin ve düşünceli ifadesiyle eski, neşeli halinden eser yoktu. Tolga konusu onun canını sıkıyor olmalıydı.

"Hiç."

İ'yi uzatarak söylemişti. Sınıfına girince ben de peşinden onunla sırasına oturdum.

"Senin sınıfın burada değil ki. Hoca kızıyor buna."

Elimi boşver anlamında sallayarak ilgisizce "Bana kızmaz. Sen onu boşver de sabah Ceyda'ya anlatmışsın Tolga'yı, bana niye anlatmıyorsun?"diye sordum.

Mahcup olduğu belli olan bir ifadeyle başını eğerek çantasından kalemliğini çıkardı.

"Şey yani ben bir şeyler düşündüm, bunu sabah Ceyda'ya anlattım ama senden bir şey isteyeceğimden sana anlatamadım. "

Şaşkınca kaşlarımı kaldırıp "Allah Allah neymiş isteyeceğin şey?"diye sordum.

Ellerini masada birleştirerek gergince bir nefes aldı. Gerildiğinde hep böyle yapardı; iş insanı edasında dikleşir, ellerini birleştirirdi.

"Tolga benimle konuşmuyor, merak etme sadece özür dileyip arkadaş olmak istediğimi söyleyeceğim neyse acaba bir buluşma ayarlayabilir misin? Böyle herkes olsun onu şans eseri görmüş gibi yaparım ve öyle özür dilerim. Ne dersin buna?"

Yüzümü buruşturarak saçma, korkunç bir düşünce olduğunu söyleyecektim ama bana umutla bakması kendime verdiğim sözü hatırlattı.

Bu işlere karışma

Yine de kendimi tutamayarak merakla "Sana hoşlandığını söylemişti ya hani nasıl arkadaş olacaksınız?"diye sordum. Aylin başını sallayarak gözlerini ellerinden ayırmadı.

"Benden hoşlanmıyor zaten bunu ona göstereceğim ama öncellikle özür dilemem gerekiyor."

Kötü bir şey dememek için dudaklarımı ısırdım ve sonra elimle yüzümü sıvazladım. Aylin gerçekten böyle saçma mı düşünüyordu yoksa beni ya da kendini mi kandırıyordu?

Karışmak yok.

Bu onların ilişkisi.

Mantıksız olması beni ilgilendirmez.

İçimden birkaç defa bunu tekrarlayarak derin bir nefes alıp dişlerimin arasından "Yapalım şu buluşmayı o zaman ama Emir ile konuşayım ilk," dedim. Sinirli suratımı fark etmemiş gibi hevesle bana dönerek aydınlanan yüzüyle sarıldı.

"Nüzhet sen bir tanesin iyi ki varsın çok teşekkürler."

"Ya ne demek sağol." Sesim istemeden alaylı çıkmıştı.

Sınıfa giren hocayla birimizden ayrıldık. Gelen Ali hocaydı.

Beni görünce gözlerini kısmış ardından elindeki listeye ve sınıfa bakmıştı. Bizim oturduğumuz sıraya yaklaşarak "Emir de burada değil, ne oldu sınıfını mı karıştırdın?" demesiyle utanarak bakışlarımı kaçırdım.

Aylin'in gülmemek için kendini zor tuttuğunu fark edince bacağına ayağımla vurarak ona sinirli bir bakış attım.

"Hocam Emir'le alakası yok ben sınıfımı karıştırdım büyük ihtimalle."

Başka bir öğretmen olsa bunu umursamazdı ama ben ne zaman şanslıydım ki?

"Nüzhet senin son zamanlardaki davranışlarını beğenmiyorum artık."

Ayağa kalkarken konuşmasıyla Ali hocaya şaşkınlıkla döndüm. Ani hareketimle az kalsın sıraya takılarak düşüyordum.

Bu hareketime Aylin kahkahasını tutamayarak sonunda gülmeye başlamıştı. Onunla beraber birkaç kişi daha gülünce iyice sinirlendim.

"Hocam ne alaka ya?" Sesim sinirli ama kısık çıkmıştı. Aylin'e ve sınıfta bana gülen birkaç kişiye öfkeyle bakarak sınıf kapısına doğru yürüdüm.

Ben tam sınıftan çıkarken Ali hoca elindeki optikleri dağıtarak "Çıkışta bir yere gitme Akif hoca ile beraber seninle konuşacağız," dedi.

"Tamam hocam," diyerek sinirle sınıftan çıktım ve kapının önünde saçlarımı çekiştirdikten sonra elimle yüzümü kapatarak derin soluklar almaya çalıştım. Sınıfın önünde küçük düşmek kaderimde yazıyor olmalıydı.

Ama daha sonra ne yaptığımı fark edince saçımı ve üstümü düzelterek koşarak sınıfıma gittim. Umarım kimse görmemiştir.

Ve Ali hoca da artık katlanamadığım insanlar listesine girmişti.

 

~

 

Genelde denemeler son derslerde olurdu böylece okuldan erken çıkardık ama bu sefer ikinci ders olmuştu bu yüzden de sanki deneme yetmiyormuş gibi bir de üstüne derse girecektik.

Neyseki ders ve deneme arasında yarım saatlik bir ara vardı. Ama bu ara bile bana yorucu geliyordu. Nedeni ise herkes denemede ne yaptıkları hakkında tartışır sonunda da biri yakamdan tutarak denemedeki soruları bana çözdürmeye çalışırdı, sanki ben cevap anahtarıymışım gibi.

Daha önce hiç görmediğim insanlara sesim kısılana kadar soru anlatmaktan kaçmak için hızla denemeden sonra sınıfım yerine Emir'in yeni sınıfının önünde beklemeye gittim.

Emir ceza olarak A sınıfına gitmişti. Bu süreçte çok konuşamasakta gece yarısını geçen mesajlaşmalarımız, okulda da kısa konuşmalarımız olmuştu.

Şu an ise Aylin'in fikrini Emir ile konuşmam gerekiyordu ama kat o kadar kalabalıktıki koridor ya da sınıfında onu görmem imkansızdı. Bu yüzden pes edip kapıda beklemeye ve sınıftan çıkan kalabalığı izlemeye başladım.

Anlamsızca etrafa bakışlar atarken omzuma atılan kolla irkilerek kolun sahibine döndüm. Emir gülümseyen yüzüyle dolu sınıfa bakıp sonra bana döndü.

Sol gözündeki morluk hâlâ kendini belli ediyordu ama eskisi gibi kötü görünmüyordu.

"Ne gerek buna? Kalabalık yüzünden zaten tenefüs bitiyor," demesiyle onu onaylarak başımı salladım. Okuldaki öğrenci sayısı fazla değildi hatta hâlâ devam eden sabahçı öğlenci sistemi ile ilk iki kat boştu ama okulun küçük olmasından dolayı denemede ve özellikle kelebek sisteminde okul çok kalabalık oluyordu.

Sonunda az da olsa boşalan sınıfa doğru yürüdük. Kalabalıktan dolayı sınıfa ikimizin birlikte girmesi zor olmasına rağmen Emir geri çekilmemiş beni daha fazla kendine çekerek sınıfa girmemizi sağlamıştı. Hemen ondan geri çekilerek boğazımı temizledim.

"Seninle Aylin hakkında bir şey konuşmam gerekiyor."

Sırasında oturunca peşinden bende yanına oturdum. Saçlarını elleri ile karıştırdıktan sonra yumruğunu yanağına koyarak dirseğini arka sıraya koydu ve arkadaki duvara yaslanarak beni elimden tutarak kendine doğru çekti.

"Gürültüden duyamadım tekrar söyle."

Elimi çekip ondan uzaklaştım. Yakın olma çabasını anlam verememiştim, bana böyle davranması kafamı karıştırıyordu. Adımlarımı ikimiz içinde dikkat etmem gerektiğini söylerken şimdi neden bu kadar riyakar davranıyordu?

"Diyorumki Aylin hakkında konuşmamız gerekiyor," dememle esnemesi aynı anda oldu.

Sinirli ifademi görünce gülümseyerek "Ne? Bu konular uykumu getiriyor," dedi.

Sinirli bakışlarımı ondan çekmeyerek yüzünü incelerken bir haftadır ne kadar fazla yorulduğunu fark ettim. Bunu düşünürken yüz ifadem yumuşamıştı, Emir de bunu fark etmiş olacakki başını sola yatırarak bana gülümsedi.

Aklıma dün tüm gün onun için yaptığım sandviç gelince çantamdan sandviçi çıkartıp ona uzattım. Şaşkınca bana bakarak sandviçi elimden aldı.

"Teşekkür ederim ama kenarlarını sevmediğimi nereden biliyorsun?"

Sorusuna bakışlarımı kaçırarak omuz silktim, bunun üzerine bir şey demeyerek sandviçi paketinden çıkardı. Tekrar yüzüne döndüğümde yüzündeki müzip ve mutlu ifadesiyle gülümsedim.

Bunu şans eseri geçen yıl Cumhuriyet Bayramı için yapılan gösteride arkamda bekleyen Cenk ile konuşmasında duymuştum ve bana o zaman çok garip gelmişti , bunu hâlâ hatırlamam çok utanç vericiydi ama işime yaramıştı.

"Aylin, Tolga'dan özür dilemek istiyor ama Tolga ondan kaçtığı için onunla konuşamıyor. Bu yüzden benden bir buluşma ayarlamamı istedi."

Sandviçten bir ısırık alarak başını salladı."Yani sende benden istiyorsun."

Ağzı dolu olarak konuşmuştu. Bu beni iğrendirmeliydi ama bana küçük çocukları hatırlatmış ve istemeden olsa güldürmüştü. Gülmeme utanarak bakışlarını kaçırdı.

"Yani artık Tolga ile mi arasını yapacağız? Arkadaşın da ayran gönüllüymüş."

Sözleriyle gülümsemem yüzümde donmuş ona sert bakmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi belki de ama bunu söylemek ona düşmezdi.

"Bunu sen mi söylüyorsun gerçekten?" Bu sefer ağzındaki bitirerek konuşmaya başladı.

"Ne var ki bende?"

"Tuğçe falan diyordun en son şimdi de komşu kızı diyorsun hatta geçen yıl bir kızdan ayrıldığın için kız okuldan ayrılmıştı, yani burada asıl ayran gönüllü olan sensin."

Gözlerini bende kaçırarak "Bir, sadece konuştum dedim ondan hoşlanmadım ikide bir o konuyu açma. İki ise o kız benden ayrıldı, okuldan ayrılmasının nedeni de beni kullanarak Tolga ile birlikte olmaya çalışmasıydı ama foyası ortaya çıkınca okuldan ayrıldı," dedi yüksek çıkan öfkeli sesiyle."Benim hakkımda yargısız infaz yapıyorsun her zamanki gibi."

Kaşlarımı şüpheyle karışık hayretle kalktı. Eğer doğruysa Emir'e üzülmüştüm. Doğrusu bir kızın Emir'den değil de Tolga'dan hoşlanması hiç beklenir bir şey değildi.

Emir'in geçmiş ilişkisinde kullanılmasını çok düşünmemeliydim çünkü bunu düşündükçe Emir'e olan sinirim azalıyordu. O arkadaşıma ayran gönüllü demişti yani öfkeli olmam gerekiyordu. En azından öyle görünmeliydim.

"Peki tamam bir şey demiyorum," dedikten sonra "Neyse beni ilgilendirmez zaten sen yapacak mısın bu buluşmayı?" dedim.

Birkaç ısırıkta hızla bitirdiği sandviçe şaşırsamda sarmaları hatırlayınca bu onun için makul bir süreydi. Hâlâ aklıma geldikçe şaşırıyordum.

Emir, yaslandığı yerden dikleşip bana doğru eğildi.

"Bir dakika sen bana trip mi attın şimdi?" Güzel gözlerine bakarken bir an sorduğu soruyu unutmuştum.

"Ne alaka? Ne tripi? Konumuz bu değil buluşmayı yapacak mısın onu söyle."

"Onu hallederiz, var ya şu an ki tripli halini acayip sevdim."

Bıkınca alayla karışık keyifli ifadesine baktım.

"Ne yapıyorsunuz aşk kuşları?"

Sözlerine yüzümü buruşturarak yanımıza gelen Tolga'ya döndüm. Onu bir haftadan fazla bir süredir görmüyordum. Hayatımın en sessiz, huzurlu günleriydi.

Tolga bakışlarıma benimle aynı ifadeyle cevap verdikten sonra kendini sıraya atarak geriye doğru Emir gibi duvara yaslandı ve ayaklarını sıranın üstüne koyarak ayak ayak üstüne attı.

Emir de benimle benzer bir ifadeyle "Tolga bunları nerden buluyorsun böyle. On konuşmanın dokuzu boş," dedi.

"Benim en azından biri dolu seninkinin hepsi boş."

Tolga, yüzünde ilk gördüğümde de hissetiğim sinsilikle gülümsüyordu.

Emir'e dönüp sinirle bakmaya başlamamla Emir, omuzlarını düşürüp bıkkın bir nefes verdi ve bana doğru eğilerek kullağıma doğru fısıldamaya başladı ama hemen irkilerek geri çekilmemle sözü yarım kalmıştı, yüzüyle yüzüm arasında çok az mesafe vardı.

Emir bu hareketime sırıtarak "Tolga'nın yanında anlatmamı istemiyorsun değil mi?" diye fısıldadı.

Şaşkınca başımı sallayarak onu onayladım. Kalbim korku ya da kabullenemediğim bir hisle hızla atıyordu, o kadar yakınımdaydıki kalbimi duymasından korkmuştum.

"Gelecek hafta Cenk ve Naz'la beraber benim evimde film izleyeceğiz sizi de araya katarım olur mu bu?" diyerek geri çekildi.

Başımı sallayarak "Olur sağol, "dedim soğukça.

"Niye fısır fısır konuşuyorsunuz? Ne oldu buna?"

Tolga eli ile beni gösterek Emir'e doğru sormuştu. Emir ise ifadesiz suratı ile beni inceliyordu.

"Bana trip atıyor ondan olmalı."

Konuşmasıyla kendime gelerek sinirli çıkan sesimle "Trip falan atmıyorum ben!" dedim. Tolga çıkışmamla bana alayla bakıp Emir'e dönerek "Gerçekten de trip atıyor," dedi.

Sinirle çantamı sırtıma atıp ikisine de sert bir bakış atarak sınıftan çıktım.

Neden trip atayım Allah aşkına?

Sinirle söylenerek sınıfa girdiğimden dolayı korkunç ortamı geç fark etmiştim.

Karşımda öğretmenler masasında sevgilisine ahtapot gibi yapışmış Cemal ve onunla konuşan Altay ile çantamı hızla masama bırakıp ağlamaklı yüz ifademle Ceyda baktım. Ceyda bir sıkıntı olduğunu anlamış ve benimle beraber sınıftan çıkmıştı.

"Nüzhet ne oldu sana?"

"Sana bahsettiğim şerefsiz Altay şu Cemal'in yanındakiydi. Of bela çekiyor beni gerçekten, böyle tam kurtuldum diyorum yine başıma bir iş geliyor. Ceyda acaba ben okul mu değiştirsem?"

Tek nefeste konuşmamla Ceyda şaşkınlıkla bana bakıyordu. Hâlâ şaşkın bakışları üstümdeyken öğrenci masasında oturarak "Ne alaka hem sen demiyor muydun bu liseye gelmek için çok uğraştığını? Şimdi bir de biri için mi bırakacaksın," demesiyle elimle yüzümü kapatıp mantıklı düşünmeye çalıştım.

Biri için değildi burayı bırakma isteğim, birileri içindi.

Sinirle elimi yüzümden çekip ona döndüm ve masaya yanına oturarak "Öyle ama katlanmak çok zor," dedim.

"Zor olması normal, çocuk sevgilinle kavga etmiş..."

Ceyda sözünü devam etmeden yüzündeki farkındalıkla "Sevgilin senin için eski sevgilinle kavga etti! Vay be ne ara hayatın böyle sansasyonel oldu?" dedi.

Ona bıkkın bakışlarımı atarak "Gerçekten mi? Şu an ki konumuz bu mu?" dedim. Gerçekleri bilse asıl sansasyonel nedir görürdü.

"Haklısın pardon." Ama yüzünde hâlâ bunu düşündüğünü belli eden bir ifade vardı. Sesli bir iç çekmemle sonunda bana dönmüştü.

"Aylin planından sana bahsetmiştir, ne diyorsun yapacak mısın?"

"Emir'le konuştum film falan izleyeceklermiş biz de gideceğiz, Aylin'i de götürüm ondan sonrası da onların bileceği iş."

"İyi yapmışsın güzel plan."

Başımı sallayarak onu onayladım ve "Sen de gelsene," diye sordum.

Ceyda korkunç bir şey demişim gibi bana baktı. "Aynen sonra abim de zaten izin verir."

Ardından masadan atlayarak "Hem ne yapacağım orada? O gruptan hâlâ hoşlanmıyorum. Neyse hadi, şimdi gidip Aylin'e anlatalım şu planını," dedi.

Abisini sadece bir kere kütüphaneden beni eve bıraktığında görmüştüm ve nazik, centilmen birine benziyordu. Ceyda istese belki izin verirdi ama Ceyda haklıydı. Benim bile orada olmam saçmayken onun gelmesi mantıklı olamazdı.

Ceyda'nın merdivenlerden indiğini görünce ağlamaklı bir ifadeyle "Aylin bahçede mi yoksa?" diye sordum.

Ceyda ifademe gülerek başını salladı. Omuzlarımı düşürüp ona yaklaştığımda "Of bari futbol oynayanlardan uzak duralım," dedim.

Tekrar başıma top gelmesini ve rezil olmayı kaldıramazdım.

 

 

 

 

Bölüm : 26.12.2024 13:52 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...