Yeni Üyelik
15.
Bölüm

• Yeni Hisler

@kscicek

 

                               ***

Edebiyat sınavının bitmesiyle beraber günüm tam anlamıyla çok kötü geçiyordu. Annemin neden okula geç kaldığım ile ilgili mesajları, Emir'i okula getirdiğim için yaşadığım vicdan azabı, baş ağrım ve boynumun ağrısı da günü iyice mahvediyodu.

Zar zor yürüyordum, teneffüs olduğundan Ceyda ve Aylin'nin yanına gitmeye çalışıyordum ama iki kat merdiven tüm motivasyonumu yok ediyordu.

Sinirle merdivenlerin başında oturup başımı ellerimin arasına aldım. Başım fena ağrıyordu, duvarlara vurmama az kalmıştı.

"Kız ne yapıyorsun burada ben de seni arıyordum her yerde." diyen Aylin'le ilk defa şans benden taraftaydı. Merdivenlerden inerek yanıma gelmesiyle ayağa kalkıp koluna asıldım. "Çantamda ağrı kesici vardı bir onu alayım sonra konuşalım."

Ama Aylin'in heyecanlı haliyle sonra konuşmayı boşverip onunla beraber merdivenlerden çıkarken merakla "Hayırdır ne bu heyecan?" diye sordum.

Lütfen Talha ile alâkalı olsun lütfen!

"Söyleyeceğim ama kimseye söyleme daha duyurusu yapılmadı çünkü." demesiyle hayal kırıklığı ile ona döndüm. Talha değildi, okul gezisi olmalıydı. Bazen duyurulardan önce öğrenebiliyorduk.

"Tamam söyle."

"Ara tatilden sonra üniversite gezisi olucakmış ama hangi üniversite olduğunu bilmiyorum, Zühal hoca ve rehberlik hocası söyledi az önce." Bu güzeldi ama şöyle bir sıkıntı vardı, biz eşit ağırlık sınıfları ikinci sınıf muamelesi görüyorduk.

"Güzel haber ama sayısal ağırlıklı bir üniversiteye gidiceğimiz kesin yani çok da heyecanlı bir şey değil." Aylin konuşmamla bana dönmeden bakışları yerde bir süre düşündü, yüzündeki heyecanlı ifade değişmemişti.

"Ne önemi var kampüs görmüş olucağız! Hem sadece ortalaması yüksek olanlar gidecekmiş yani geziyi bozucak garip tipler gelmeyecek, bence çok güzel olucak."

Son merdivene geldiğimizde son sözlerinden sonra aklıma gelenle Aylin'e döndüm. Aylin ona dönmemle duraklayarak yüzündeki şaşkın ifadeyle "Ne oldu? En azından bu sefer kötü bir şey düşünme gerçekten, sana boşuna Raskolnikov demiyorum." dedikten sonra bana bıkkınca bakmaya başladı.

"Gerçekçi davrandığım için üzgünüm ama Ceyda bu geziye gelmeyecek ortalamaya göre alınıyorsa."

Aylin yeni aklına gelmiş olmalıydı ki yüzündeki heyecanlı ifade hızla yerini hayrete bıraktı.

"Onu hiç düşünmedim ben ama... Ceyda'sız olmaz ki."

"Evet, belki gelir hocayı ikna edebilirsek şimdilik bu konuyu Ceyda'ya açmayalım."

Aylin bana başını sallayarak başka bir şey demedi ve beni yarı çekiştirip yarı itirirerek sınıfıma götürdü.

Sıramda Talha ve Sude'yi görünce olmayan tüm keyfim de kaçmıştı. Arkamda kolumu tutan Aylin'e dönerek "Sonra geliriz ya acelesi yok." dememe rağmen Aylin yerinden hareket etmemişti. Görmüştü onları, iç geçirerek ona gülümsememle sonunda bakışlarını onlardan çekerek bana döndü.

"İlacını al sonra gidelim."

Sınıftan gitmemiz gerektiğini diretecektim ama Aylin kolumu bırakıp beni arkada bırakarak sırama doğru yürüyünce bende mecbur peşinden gittim.

"Aylin yoksa eski sınıfını mı özledin?" diyen Çağrı'ya Aylin gülerek parmağının ucunu gösterip eğlenen yüz ifadesiyle "Şu kadarcık bile özlemedim." dedi.

Rol mü yapıyordu? Aslında her zamanki haliydi ama benim tanıdığım Aylin bu manzaradan sonra okulda bile duramazdı. Bir şeyler olmuştu ve ben bilmiyordum. Şüpheyle Aylin'e baktıktan sonra sıramın oturak kısmına ayağını koymuş Talha'ya döndüm ve sinirle çantamdan ilacı çıkartıp çantamı Talha'nın ayağının bulunduğu sırama attım. Sert bir şekilde ona çarpan çantamla bana döndü.

Talha, sinirle ona bakan ben ve ifadesiz görünen Aylin'e alayla bakıp tekrar Sude'nin dibine girdi. Şunu boğmama az kalmıştı.

İlacı içtikten sonra Aylin'in kolunu çekiştirerek yukarıya çıkarttım. Arada yüzüne bakıyordum ama ifadesiz suratı ile daha çok endişeleniyordum, ağlaması daha mı iyiydi?

Telaşla gelen beni ve ruhu çekilmiş gibi olan Aylin'i gören Ceyda, Aylin'in sırasından kalkarak bize doğru geldi. Aylin'in sınıfında ders çalışanlar olduğu için burada kalmak ve konuşmak imkansızdı. O yüzden Ceyda'nın da gelmesiyle yandaki boş sınıfa doğru gittik.

"Ne oldu ya?"

Ben yayılarak sıraya oturduktan sonra rahat bir nefes verip soran gözlerle bize bakan Ceyda'ya döndüm.

"Az önce bir şey gördük de."

"Ne gördünüz?" Ceyda merakla tekrar sorunca ne diyeceğimi bilemedim.

"Yani... şey sıramda gör-" Ceyda, sabırsızca sözümü keserek önce Aylin'e ardından bana bakarak "Ne gördünüz? Lafı dolandırmasana." dedi.

Sinirle konuşan Ceyda ile Aylin'e kararsızca döndüm. Aylin sadece başını eğmiş camdan dışarıya bakıyordu. Aylin'den bakışlarımı çektikten sonra tekrar Ceyda'ya döndüm.

Ceyda ne diyeceğimi bilmediğimi farkedince iç geçirerek Aylin'in yanına gitti. O da camdan dışarıya bakarak Aylin'nin saçlarını düzeltip şefkatli çıkan sesiyle"Ne oldu sana?"diye sordu.

Aylin bakışlarını çekmeden omuzlarını düşürüp titreyen sesiyle konuşmaya başladı.

"Sude ile Talha'yı dip dibe gördüm."

Aylin'in konuşmasıyla Ceyda'nın bakışları şaşkınla bana döndü, sadece omuz silkerek durum vahim anlamında başımı salladım.

" O kız da her gördüğü erkekle çıkıyor."

"En azından benden cesaretli."diye Ceyda'ya cevap veren Aylin'le canım acımıştı. Onu anlayamazdım asla bu yüzden Ceyda ve ben şey demedik, diyecek bir şey yoktu. Ama Aylin'in ağlamaması ve beklediğim tepkileri vermemesi şaşırtıcıydı.

Geçen yıl Talha sınavda bir kıza kopya vermesine ve benim onu ispiyonlamama bile ağlamış bir hafta benimle konuşmamıştı. Açıkçası o zaman Aylin ile arkadaşlığımızı çok sorgulamıştım ve bunun sonucunda o garip gruba nefret duymaya başlamıştım. Özellikle ikizlere.

Aynı zamanda ikizlerin bana olan nefretinin nedeninin bu ispiyonlama olayı olduğunu da emindim, ikisininde hâlâ bana kin tutmasının başka bir nedeni olamazdı.

Talha sesiz ve çalışkan bir öğrenciydi ben ise imajını bozmuş ve disiplin yemesine neden olmuştum, doğrusu kin tutmak için yeterli bir sebepti.

İkizleri çok düşünmeyerek geçen haftadan beri yaşananları ve nelerin değiştiğine odaklandım. Benim ve Aylin'in çok değiştiği kesindi.

Ben düşünceli bir şekilde Aylin'i incelerken Aylin ise ona şüpheyle bakan iki arkadaşını umursamadan ve ses etmeden bahçeyi izliyordu, ne olmuştu? Niye ağlamıyor ya da geçen yıl ki ispiyonlama olayında ki gibi kriz geçirmiyordu? Bu tabii ki de güzel bir gelişmeydi ama garipti.

Şüpheyle ve merakla Aylin'e yaklaşarak bahçeye baktığı yere bakınca Tolga, Cenk ve Naz'ın voleybol oynadığını gördüm. Niye izliyordu? Talha yoktu bile. Emir 'i farkında olmayarak bahçede aradığımı farkedince bana Aylin ile alâkalı dedikleri aklıma gelmişti.

Aylin'e döndüğümde Ceyda'nın ona sarıldığını gördüm.

"Senin Tolga ile aranda ne var?" dememle ikiside bana şaşkınlıkla döndü ama Aylin şaşkınlığının yanında sinirli de gözüküyordu. Sorum onu sinirlendirmiş olmalıydı.

"Ne alaka şimdi?"diyen Ceyda'ya bakınca bana kaş göz işaretleriyle konuyu kapatmamı söylüyordu ama gözlerindeki merakı görmüştüm. O da şüpheleniyordu bu durumdan.

"Bir şey olduğu yok."Aylin, öylesine konuyu kapatmak için söylediği sözleriyle daha çok şüphelenmiştim.

"Emir bana Tolga ile takıldığını söyledi."

"Ne?"diyerek eli ile ağzını kapatan Ceyda'ya başımı sallayarak dediklerimi onayladım. Aylin ise derin bir nefes aldı ve Ceyda'dan ayrıldıktan sonra arkadaki öğretmenler masasına oturarak"Bir şey olmadı sadece bizim pizza yediğimiz gün bana senin şey... kuyruğun gibi her zaman peşinde olduğumu söyledi bende sinirle onun karaktersiz falan olduğunu söyledim bundan gurur duymuyorum, zaten sonra benden özür diledi o kadar aramızda bir şey yok." dedikten sonra başını bahçeye doğru çevirerek yine izlemeye başladı.

"Ne demek kuyruk ona bir tane yumruk atsaydın ya, salağa bak zaten bu grupla takıldığınızdan beri başınıza gelmeyen iş kalmadı." sitemle konuşan Ceyda'ya başımı sallayarak onayladım.

"Ceyda haklı bir yumruk atmalıydın." dememle Ceyda gözlerini kısarak bana döndü, bu garip grupla başımıza bela aldığımızı kabul etmemi bekler gibi bana bakıyordu. Bunu kabulleniyordum ama Ceyda'nın tepkisinden korktuğumdan omuz silkip bir şey demedim. Aylin ise sadece iç geçirerek başka bir şey demedi.

Bir süre konuşmadık, Aylin ve Ceyda'nın bakışları bahçedeyken ben de koridordan gelen seslere dikkat kesilmiştim, okula değilde oyun parkına gelmiş insanlarla aynı okulda olmak çok zoruma gidiyordu.

Ceyda, bakışlarını bahçeden çekerek bana dönmesiyle bende ona döndüm ve ne oldu anlamında kaşlarımı kaldırdım. Ceyda bana cevap olarak "Seninki buraya bakıyor." diyince aklıma hemen Emir'in gelmesi çok ironikti. O hiçbir zaman benimki olmayacaktı ama yine de Aylin'in bahçeye baktığı camın solundaki camdan başımı dışarı çıkartıp ona el salladım.

Uzağı çok göremesemde gülümsediğini görebiliyordum o da bana el sallayınca Tolga buraya dönmüş ve yanımdaki camda olan Aylin'i farkedince yüzü düşmüştü.

Aralarında bir şey olmuştu ve Aylin bize anlatmıyordu. Eskiden olsa anlatması için zorlardım ama bende ondan bir şeyler gizlerken bunu yapamazdım. Bu yüzden Aylin'e şüpheyle bakmakla yetindim, neyse ki benim yerime Ceyda onu sıkıştırıyordu.

İç geçirerek oyuna giren Emir'i izledim. Emir'in oyuna girmesiyle oyun daha heyecanlı olmuş bu da sabahçı öğlenci öğrencilerin hatta çoğu öğretmenin oyunu izlemesini neden olmuştu. Oyunu daha doğrusu Emir'i elim yanağımda izlerken geçen yıl ondan neden nefret ettiğimi hatırlamıştım.

O muhteşemdi. Güzel futbol oynardı bunu geçen yıl Aylin'in zoruyla gittiğimiz futbol maçında görmüştüm, futboldan nefret eden ben bile soluksuz izlemiştim. Emir'in dersleri benim kadar olmasa da özellikle fizik notları yüksekti. O zamanlar bu kadar iyi olması bana haksızlık gibi gelmiş ve ondan bu yüzden de nefret etmiştim. Şimdi ise sadece hayranlık duyuyordum.

Emir, her atışında başını kaldırarak cama dönüyor ve bana gülümseyerek bakıyordu. Onun için endişlenmem dışında hayatımda hiç bu kadar gülmemiş ve kendimi özel hisetmemiştim. Bu hissin adı neydi? Niye bana her bakışında yüzümde anlamsız bir gülüş oluyordu?

Ceyda Aylin'in bir şey anlatmayacağını düşünmüş olmalıydı ki sesi kesilmişti. Hepimiz bahçeyi izlerken Aylin'in "En azından birimizin aşk hayatı düzgün." demesiyle camdan çekildim. Kendimi çok kaybetmiştim yine.

Aylin iç geçirerek başını camdan çekip bize dönünce Ceyda ağzının içinde sadece benim duyabileceğim şekilde konuşarak "Ben olmayan aşk hayatımla gayet mutluyum."dedi ardından camdan uzaklaşıp kapıya doğru giden Aylin'e "Geleyim mi ben?" diye sordu. Aylin, Ceyda'ya başını iki yana sallayarak cevap verdi ve sonra sınıftan çıktı.

Peşinden gidecekken Ceyda kolumu tutarak "Biraz yalnız kalsın ben onu çıkışta evime davet ederim, istersen sen de gel?" diye sordu.

Annem asla izin vermezdi, zaten bu soru öylesine sorulmuş bir soruydu cevabını o da biliyordu.

"Olmaz ya annem izin vermez ona." dememle Ceyda başını sallayarak geri oturdu.

"Ben kötü bir şey mi yaptım?"diye sordum bir şey yaptığımı düşünmüyorum ama yine de suçlu hissediyordum, galiba biraz fazla mutlu olmuştum. Biraz?

"Hayır ama Tolga sorusunu keşke sormasaydın."

"Haklısın ama Emir öyle söyleyince ben de..."

Ceyda sözümü keserek"Sevgilin olabilir ama her dediği doğru değil onun, ona inanma hemen." dedi.

Ceyda'nın eskiden olsa hak verebilirdim ama şu an bundan emin değildim, Emir'e karşı anlamadığım bir güven besliyordum ve bu her gün büyüyordu.

Ceyda ne diyeceğimi bilemeyerek tekrar bahçeye döndüğümde Semra ile Emir'in sohbet ettiğini gördüm.

"Sence Semra da biraz şey değil mi?" dememle Ceyda bahçeye baktı sonra bana dönerek sanki bir sır veriyormuş gibi eğilerek "Tuğba'nın dediğine göre daha önce sevgilisi olan biriyle birlikte olmuş ben seni uyarıyım da." demesiyle şaşkınlıkla ona döndüm, Ceyda ise omuz silkerek tekrar bahçeye döndüm.

Umrumda olmamalıydı, zaten Emir komşu kızı falan diyordu yani Semra absürt bir konuydu ama yinde içimdeki o garip his Emir'i ve Semra'yı parçalamak istememe neden olmuştu. Bu önemli değildi. Gözlerimi kapatarak şu an için asıl önemli olanın Aylin ve duyguları olduğunu kendime hatırlatmaya çalıştım.

"Aylin iyi olur değil mi?"

"Bence olur sanki bu sefer daha iyi atlatıyor gibi." Ceyda'nın konuşmasıyla başımı sallayarak onu onayladım ve bu daha iyi atlatmanın nedenin Tolga olduğuna emindim.

" Ayy ben sana söylemedim meğersem Gizay'ın ablası ile Kerim çıkıyormuş bu yüzden kavga etmişler."demesiyle ona gülümseyerek baktım.

"Eeee?"

                                 

Ceyda ve benim zilin çalmasıyla sınıftan hızla çıkmamız hoca dahil herkesi şaşırtmıştı. Bunun nedeni Aylin'i yakalamaktı bizden,özellikle benden, kaçabilirdi. Sınıfına gittiğimizde öğrenciler sınıftan yeni çıkıyorlardı, birkaç kişinin nefes nefese kalmış bizi garip bakışlarıyla incelemesinden sonra sonunda Aylin görünmüştü.

Aylin bizi görünce şaşkınlıkla bakmıştı. Üzüntüsü belli oluyordu ama ben daha beterini görmüştüm, buna da çok şükür.

"Ne oldu, niye bu haldesiniz?"Ceyda Aylin'in koluna girerek ve beni de çekiştirerek merdivenlere doğru yürümeye başladı.

"Sen onu boşver iyiyiz biz, diyorum ki benim eve gidelim kızı kıza takılırız ha?" diye sormasıyla Aylin'in suratında bir gülümseme oluştu. Ceyda işini iyi biliyordu.

Aylin Ceyda'dan sonra bana dönerek "Sen gelecek misin?"diye sordu.

"Kardeşimi okuldan alacağım ve zaten annem asla izin vermez."

Baba gittiğinden beri bu işi ben yapıyodum. Bundan şikayetçi değildim, hatta kardeşimi okuldan almak güzeldi babamın neden her gün şikayet ettiğini anlamıyordum. O bizimle alâkalı her şeyden şikayet ederdi, işte bunu bazen unutuyordum.

Aylin,"İyi olur yapalım şu kız kıza takılmayı." diyince ben ve Ceyda rahat bir nefes aldık.

Bahçede yürürken ikisi de ne yapacakları hakkında liste hazırlıyordu. Doğrusu gitmediğim için üzülmüyordum, bu tarz takılmalar bana uymuyordu ama yine de sanki bir şeyleri kaçırıyormuşum hissi kafamı karıştırıyordu. Birinin koluma girmesiyle irikilip düşüncelerimden uzaklaştım ve Aylin'e selam veren Naz'a döndüm.

Ona dönmemle bana gülümseyerek "Yarın buluşacağız sen de gelsene, aslında Emir söyleyecekti ama ben heyecandan bekleyemedim ve ilk ben söyleyeyim dedim. Aylin! Sende gel tamam mı? Lütfen! Çok güzel olacak!" Bir insan nasıl bu kadar konuşabilirdi ki? Bunalmıştım ama yinede gülümsemeye çalışarak olur dedim Aylin'de benim dediğimi demiş ve bizimle vedalaşıp metrobüse doğru Ceyda ile yürümeye başlamıştı.

Biraz da Ceyda'nın onu çekiştirmesinden Naz ile çok konuşamamıştı, bir zamanlar bende Ceyda gibi bu gruptan kaçardım şimdi ise her buluşmada vardım. Sanki her buluşmada kavga etmiyormuşuz gibi yine bir buluşmaya davet ediliyordum. Umarım kazasız belasız biterdi buluşma.

Ceyda ve Aylin gidince bende her zamanki gibi durağa doğru gittim. Bu sefer farklı olarak Naz yanımdaydı, buna asla sevinemiyordum o kadar konuşuyordu ki sesinin kısılmaması mucizeydi.

Çok heyecanlı olduğundan dedikleri kesik kesikti, aralarından sadece çok güzel geçeceğini ve Cenk'in çok güzel şarkı söylediğini kısımları anlamıştım. Galiba Emir'in beni götürdüğü kafeye gidecektik, Cenk'i dilenmek bu buluşmadaki tek güzel şeydi.

Naz durağa gelmemize rağmen hâlâ susmamıştı, sonunda susmasıyla bana bakan Çağrı ve Kaan bize doğru yürüdüler. Çağrı Naz'ın yanımda olduğunu anlamıyormuş gibi bir bakış attıktan sonra bana telefonunu görerek "Şu soruya baksana, edebiyat sorusu." diye sordu. Gülümseyerek telefonda gösterdiği soruya baktım. Yazar eser sorusuydu.

"Cevap c çünkü 'Yalnızız' Peyami Safa'nın eseri." dedikten sonra telefonu ona uzattım.

Çağrı bana teşekkür ettikten sonra Kaan dönerek"Sana demiştim bilir diye." demesiyle Kaan'a döndüm o ise bakışlarını kaçırarak başka bir şey demedi. Garip bir çocuk kesinlikle.

Çağrı tekrar konuşucakken kolunu Naz'ın omzuna atan Cenk ile bakışlarımız ona döndü. Cenk, Çağrı'ya ve Kaan'a her an dalabilirmiş gibi baktığında Çağrı bana görüşürüz demiş ve durağın diğer tarafına geçmişti. Şaşkınlıkla Cenk'e dönerken ona ne yaptığını sormayı düşünüyordum ama Naz benden hızlı davranarak Cenk'in omzundaki kolunu itirererek sinirli çıkan sesiyle"Ne yapıyorsun sen? "diye sordu.

Cenk umursamaz bakışlarla tekrar kolunu Naz'ın omzuna atarak"Emir yapınca sıkıntı yok ama ve kızlar eğer burayı Emir görseydi ne yapacağını siz düşünün ben yine sakince davrandım." demişti. Evet bunu bakarak söylemesi asıl muhatabın ben olduğumu gösteriyordu, Emir'i hiç ilgilendirmezdi kiminle konuştuğum.

Tam düşüncelerimi söyleyecekken Naz omzundaki Cenk'in kolunu itirererek omzunda vurup "Seninle arkadaş olduğum güne lanet olsun! Senden ve garip davranışlarından artık bıktım!" demesiyle bundan vazgeçip hayretle Cenk'e vurmaya devam eden Naz'a döndüm, tabii duraktaki herkes de buraya bakmaya başlamıştı.

Cenk bunu fark etmiş olacak ki bana görüşürüz diyerek Naz'ı çekiştirip duraktan uzaklaştırdı.

Ne kadar katlanması zor insanlardı böyle. Yoksa Cenk kıskandığı için mi bunu yapmıştı? Madem kıskanıyorsa oyun oynayacağına direk duygularını söyleyebilirdi, arkadaş olmaları mı buna engeldi?

Oflayarak yeni hayatıma alışmam gerektiğini düşündüm.

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%