Yeni Üyelik
21.
Bölüm

16. Bölüm

@ktssgzd

Arabama binip yola çıktığımda nereye gideceğimi bilmiyordum. Yaşadığım hayal kırıklığının büyüklüğünü anlatacak bir kelimem yoktu.

Söyleyemediklerim içimde biriktikçe gaza yüklenmeye devam ettim. Elimi uzatıp radyodan herhangi bir şarkı açtım.

Majeste'den 'Aşk dediğin' parçası çalmaya başlarken gözlerim yavaş yavaş dolmaya başlıyordu.

Yollar uzadıkça içimde düğümlenen hisler de artıyordu. Kulağıma çalınan şarkının sözleri gözlerimin daha da dolmasına neden oluyordu.

'Gel beni kendinden mahrum etme nolur,

Bu hayat sen yoksan zehrolur'

Tugay'a karşı ne hissedeceğimi bilemediğim o noktadaydım, bunca zaman onu sevdikten sonra sonunda kavuşmuştuk. Ama yaşadığım bu olay ihanet hissini iliklerime kadar işlemişti.

'Sanma üç günlük bu hislerim,

Ben burda hergün seni bekledim.'

Onu yayınlarına girip saatlerce izlediğim günler aklıma gelirken göz yaşlarım da bir bir akmaya başladı.

Hasretle ekran arkasından onu izlerken sonra bir gün yanında oluvermiştim. Onun aşkını tatmış, onunla olmanın güzel hislerine kapılmıştım.

Ama peri masalı erken bitmişti galiba..

'Sen yokken de atıyorsa kalbim,

Atmasın öyle dursun isterim.'

Onsuz bir hayatı düşünemiyordum. Belki abartılı yaşıyordum hislerimi, çok uç noktalardaydım.

Tugay da demişti zaten 'abartıyorsun İzem'

Ona göre verdiğim tepki abartıydı, o kızın kapımıza gelmiş olduğunu yok saydam bana yaptığı imalara Tugay'ın sessiz kalışını yok sayamazdım.

Göz yaşlarımın daha da arttığı dakikalarda arabanın ekranında gözüken hız ibresi de aynı oranda artıyordu.

Nereye gittiğimi bilmeden sürdüğüm yollar virajlı bir dağ yoluna çıkmıştı. Tugay'ın evi de zaten şehir merkezine uzak olduğu için buna çok da şaşırmıştım.

Hız göstergesi iki yüz elliyi bulduğu sırada göz yaşlarım görüşümü bulanıklaştırmıştı, araba hafifçe şeritten çıkıyor, yaşlarımı silip odaklanmaya çalışıyordum.

Şarkı son notalarını söylerken yaşlarım daha da arttı.

'Gel beni kendinden mahrum etme nolur,

Bu hayat sen yokken zehrolur.'

Hızımı daha ne kadar artırabilirsem o kadar arttırdım, içimdeki acıyı silip alabilecek gibiydi. Keskin virajları dönmeye çalışırken karşıdan benim gibi hızlı gelen tırı görmem için çok geç kalmıştım.

Son anda basmaya çalıştığım fren hiçbir şeye ettki etmezken o muhtemel son yaşandı ve büyük bir gürültü eşliğinde müthiş bir sarsıntı yaşadım. Tırdan gelen korna sesleri bilincim kapanmak üzereyken duyduğum son şeylerin arasındaydı.

Gözlerim kapanmak için savaş açarken etraftan gelen bağırış sesleri ölecek miyim diye sorgulamama yetmişti.

Bacaklarımı hareket ettiremiyordum, başımda keskin bir acı varken boynuma doğru süzülen sıcak sıvı ağır yaralandığını anlamama yetmişti.

Tırın altına girmiş olduğumun bilincine varırken gözlerim ağır ağır kapanmaya başlıyordu.

Kulak tırmalayan sesler işitirken son gördüğüm şey titreşim halindeki telefonumda olan aramaydı.

'Atlas'ım🩵 Arıyor'

 

Tugay Atlas Türker

İzem evden çıkarken son söylediğimden ötürü büyük bir pişmanlık yaşıyordum. Haksız olduğum halde abartıyorsun diyerek kalbini kırmıştım.

Saçma sapan bir kız yüzünden güveni kırışmışken söylediğim sözler bizi yerle bir etmişti.

Dolu gözleriyle evden çıkarken onu durdurmak istesem de o an hiçbir şey yapamamıştım, sanki ayaklarım yere yapışmış hareket edemiyordum.

Olayı idrak edebildiğimde İzem çoktan evden çıkmıştı. Kendi evine gideceği düşüncesiyle arabama atlayıp evine doğru ilerlemeye başladım. Bir yandan da telefonla arıyor, açması için dualar ediyordum.

Evine gitmeli, gönlünü almalıydım. Hatta affedene kadar özürler dilemeliydim.

Evine giden yollarda ilerlerken bir yandan da aramaya devam ediyordum ama telefonu bir türlü açmıyordu. Aracımı daha da hızlandırıp evinin bulunduğu siteye giriş yaptım. Evlerimiz arasında olan mesafe fazla değildi o yüzden çabuk gelmiştim.

Güvenliği geçip evin önünde durduğumda ışıkların sönük olması içime bir kurt düşürse de buraya geleceğimi düşünmüş olabilir olabilir diye araçtan inip zile bastım.

Açılmayan kapıyla gerginliğim her saniye artarken sitenin içerisinde dolaşan güvenlik yanıma yaklaştı.

"Kime bakmışınız acaba?"

"İzem hanıma gelmiştim ben"

"Kendisi bugün eve gelmedi hiç"

"Peki, teşekkür ederim"

"Rica ederim."

Güvenlikten aldığık cevapla düşen omuzlarım eşliğinde arabama doğru ilerledim.

Evime doğru sürerken aramaya devam ediyordum, saat geç olmuştu. Bu saatte gidebileceği yerler sınırlıyken telefonlarımı açmaması bir şey olabileceği korkusunu yaşamamı sağlıyordu.

Eve geldiğimde çoktan bir saat geçmişti, içeri girip odada volta atmaya başladım. Bir yandan sinirle kendime söverken diğer yandan ara vermeden aramaya devam ediyordum.

Açılmayan telefon her dakika sinirlerimin gerilmesine neden olurken yakın arkadaşlarından birilerini mi arasam diye düşünmeye başlamıştım.

Ama İzem onlardan birine gitmediyse de gecenin bu saatinde onları telaşlandırmak istemediğim için bu fikirden vazgeçtim.

Mutfağa gidip kendime soğuk bir su doldurduğumda telefonumu mutfak masasına bırakmıştım.

Böyle bir şeyin yaşanacağı asla aklıma gelmezdi. O kızla neredeyse bir yıldır görüşmüyordum. Görüştüğüm zamanlarda ise sevgili bile değildik. Gecelik takıldığımız, iki tarafın da bu durumdan rahatsız olmadığı kısa bir şeydi. Ama o kızın durup dururken eve gelmesi asla beklediğim bir şey değildi.

Düşüncelere dalmışken masanın üzerine bıraktığım telefonum çalmaya başladı.

Ekranda gördüğüm 'İzem'im 🩷' yazısı rahatlamama sebep olurken hemen telefonu alıp yanıtladım.

"Güzelim, beni yanlış anladın. Çok özür dilerim"

"Beyefendi, siz sevgilisi oluyorsunuz galiba. İzem hanım Şile yolu mevkinde ağır bir kaza geçirdi. Hala daha kurtarılmış değil, telefonu çok çaldığı için haber vermek istedik."

Duyduklarım kulaklarımda çınlarken elimdeki bardak uere düşüp bin parçaya bölündü.

Sağır olup bunları hiç duymamayı dilerken zar zor kendimi toparlayıp bilgi almaya çalıştım.

"N-ne diyorsunuz siz, ne kazası. İzem nasıl?"

"Beyefendi, sevgiliniz aracı çok hızlı kullanıyormuş. Yollar da virajlı olduğu için karşıdan gelen tırı görememiş. Çok feci bir kaza maalesef. Buraya gelseniz iyi olur."

 

Telefonda konuştuğum kişiden kaza yerini öğrenirken hemen evden çıkıp arabaya bindim, ona bir şey olduğu düşüncesi ellerimi zangır zangır titretirken arabayı nasıl kullanıp kaza alanına nasıl ulaştım bilmiyorum

Sarı şeritle kapatılmış yolu gördüğümde arabayı bırakıp koşmaya başladım. Polisler olay mahalini sarmış insanları uzaklaştırmaya çalışırken aralarından geçmeye çalıştım.

"Beyefendi geçemezsiniz, ekiplerin çalışmasına engel olmayın."

"Sevgilim o benim, bırakın beni. Yanına gitmem lazım, bırakınn"

Söylediklerinden sonra ellerini üzerimden çeken polisle adımlarımı ilerletmeye devam ettim. Gördüğüm görüntüler dizlerimin titremesine neden olurken gözlerimden yaşlar birer birer akmaya başladı.

Tırın altına sıkışıp yarısına kadar ezilmiş araç birkaç saat öncesine kadar evimin bahçesinde park edilmiş İzem'in arabasıydı.

Biraz daha ilerleyip arabanın yanına yaklaştığımda ekiplerin arabadaki sıkışmış bedeni çıkarmaya çalıştığını gördüm. Daha fazla tutmayan ayaklarım dizlerimin üzerine çökmemi sağlarken ağlamaya devam ediyordum.

Sağlık çalışanlarının hastayı kaybediyoruz diye bağırmalarının ardından, ayaklanıp kenarda ekipman tutan bir çalışanın yakasına yapışmam aynı saniyede gerçekleşti.

"Ne bekliyorsunuz burada, kurtarın onu. Sakın ölmesin, kurtarın onu yalvarırım. Kurtarın onu"

"Beyefendi sakin olun tüm ekiplerimiz bunun için çabalıyor. Kenarda bekletin lütfen işimize mani olmayın."

Etraftaki sesler birbirine karışırken koluma giren iki kişi beni olay yerinden biraz da olsun uzaklaştırmaya çalışıyordu.

Kollarından kurtulma çabalarım fayda etmezken çırpınmaktan vazgeçemiyorum.

Haykırışlarım dört bir yanı sararken benimle aynı anda olan bağırışlar duyuldu

"Hasta ex oluyor, çabuk olun. Kalbi durdu, nabzı da düşüyor. Acele edin çıkarmamız lazım hemen."

Acil ekibinden duyduklarımla çırpınışlarım kesilirken yere çöktüm. Duyduğum acının tarifi yokken etrafta bağırışlarım duyuluyordu.

"Hayır İzem, beni bırakma sevgilim. Sensiz yaşayamam. Nolur beni bırakma güzelim, seni çok seviyorum. Sensiz olmaz, yapamam"

 

 

 

 

Ay bir saniye ağlıyorum galiba, niye böyle bir bölüm yazdım bilmiyorum ama bir anda hikayenin mutlu sonla bitmemesine karar verdim.

Bilmiyorum emin de değilim, ama hatırlanacak bir son olmasını istiyorum.

Bölüm hakkında görüşlerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim 🩷

Sevdiklerinize sevdiğinizi söyleyemiyorsanız da vaktiniz varken onu bol bol izleyin arkadaşlar. Belki gülüşlerinin sebebi olun, belki beraber gülün. Ama birbirinizi incitmeyin, çünkü hayat bunun için çok kısa..

Sağlıcakla kalın, iyi geceler 🫶🩷

Sınır 40 oy 🩷

 

 

 

 

Loading...
0%