Yeni Üyelik
25.
Bölüm

19. Bölüm

@ktssgzd

Hastane odasında ailemi ve Tugay'ı şaşkınlığa uğratmamın üzerinden on gün geçmişti, yaralarım ağır olduğu için bu süre zarfında hastanede kalmıştım.

Doktoruma kalsa hala daha hastane odasında sürünmem gerekecekti fakat üstün ısrarlarım karşılık bulmuş ve taburcu olabilmiştim.

Eve geleli birkaç saat olmuştu. Annem benim için salonda yatak hazırlamıştı, sürekli hareket edemeyeceğim için alt katta kalmamın mantıklı olacağına karar vermiştik.

Eve geldiğimiz andan itibaren Tugay'ı ortalarda görememiştim, hastanede 'sizinle tanışıyor muyuz?' diye sormam onu büyük bir şoka uğratmıştı, böyle bir şeyin olacağını asla tahmin etmiyordu.

Doktorla konuşmaya gitmişti hemen, doktor da böyle bir komplikasyon beklemediği için şaşkındı elbet. Fakat ona sevgilimden intikam almak istediğim için, hafıza kaybı numarası yapıyorum diyemediğimden küçük oyunuma devam etmiştim.

Allah'tan doktor ilaçlık bir durum değil, zamanla hatırlayacaktır dediği için benim açımdan büyük bir sıkıntı yaratmamıştı bu durum.

Tugay ise bu on günlük sürede her gün yanımdaydı neredeyse, üstün çabalarıyla bana kendini hatırlatmaya çalışıyordu.

Beraber yaptığımız şeyleri, gittiğimiz yerleri. Birlikte geçirdiğimiz tüm anları anlatıyordu. Her şeyi zaten bildiğimden tekrar dinleyip tepkisiz kalmak çoğu zaman zorlasa da oyunuma devam ediyordum.

Tugay'a hatırladığıma dair en ufak bir belirti vermiyordum. Gün geçtikçe hevesle bakan gözlerine umutsuzluk çörekleniyordu. Dahası da ona dünyada asla görmek istemediğim biriymiş gibi davranıyordum.

Anlattığı şeyleri çoğu zaman hevessiz bir şekilde dinliyor, onunla zorunluluktan muhatap oluyormuş gibi davranıyordum.

Bu tavırlarım her geçen gün yüzündeki tebessümün solmasına neden oluyordu. Bazen yaptıklarım abartı mı oluyor diye düşünsem de ben de üzülmüştüm ve onun yaşadığı şeyler benimkiyle yarışamazdı bile.

Televizyonun karşısında uzanmış televizyon izlerken on gündür bundan başka bir şeyi istesem de yapamadığım aklıma geldi. Uzun süre yatmak bana göre değildi, çoğu zaman enerjik bir insandım. Evde fazla oturamaz, dışarı çıkar arkadaşlarımla gezip tozardım. Hiçbir şey yapamasam bile kameramı açıp YouTube için video çekerdim.

Kanalları gezerken can sıkıntımı giderecek bir şeyler aramaya başlamıştım. Saat geç olduğu için gündüz kuşağı programları yoktu. Yabancı birkaç kanalda ilgi çekici bir şeyler bulabilirim diye gezinirken telefonumun yanan bildirim ışığıyla kumandayı kenara bırakıp telefonuma uzandım.

On gündür birçok geçmiş olsun mesajı almıştım, hastane odasında birçok yerim kırıkken cevap verme fırsatım olmasa da beni bu kadar sevip düşünen insanların olması mutlu etmişti.

Gelen mesaj Tugaydandı,

"Uyuyor musun?"

Ona karşı olan tavırlarımdan dolayı çoğu zaman benimle nasıl iletişim kuracağı konusunda çekimser davranıyordu. Çocuğu canından bezdirmiştim resmen.

"Hayır uyumuyorum, bir şey mi oldu?"

Anında mesaj sesi duyuldu.

"Sana yazmam için bir şey olmasına gerek yok. Ama nasıl olduğunu merak ettim. Ağrın var mı?"

"Böylesine büyük bir kaza geçirmiş kişiler nasıl olabilirse öyleyim."

"İzem daha açık olabilir misin güzelim, ağrın var mı. Ya da canının istediği bir şey, hemen alıp getirebilirim."

"Yok ağrım, hastaneden çıkmadan önce yaptıkları iğne iyi geldi."

"İyiysen arayabilir miyim seni, sesini duymadıkça rahat edemiyorum."

"İyi ara bari, herkes uyudu. Canım sıkılıyordu zaten."

Mesajım görüldü olduktan kısa bir süre sonra zil sesi duyulmaya başladı. Çağrıyı cevapladığımda bir süre Tugayla karşılıklı nefes seslerimizi dinledik. İkimizden de başka en ufacık ses çıkmıyordu, bizim sessizliğimiz bile güzeldi. Ama şu anlık Tugay'ın bunu bilmesine gerek yoktu.

"Böyle sessizce beklemek için mi aradın beni?"

"Konuşmaya başlamadan önce nefeslerini dinlemek istedim güzelim. On gündür rutin oldu benim için. Nefesini duymadığım tek bir anda bile bir şey olacak diye ödüm kopuyor."

"Abartılacak bir şey yok Tugay. İyiyim yaşıyorum"

"O kazadan beri abartılacak çok şey var İzem."

"İyi sen öyle diyorsan öyle olsun."

"Tamam güzelim, yarın yanına geleceğim. İstediğin bir şey var mı gelirken alayım?"

"Her gün gelmene gerek yok Tugay. İşin varsa diye söylüyorum."

Söylediklerimden sonra sesinde bir kırılma olmuştu. Onu hatırlamıyor olmam zoruna gidiyordu. soğuk tavırlarım, ona karşı tahammülsüz davranmam ve hatırlamak için çaba sarfetmiyor gibi gözükmem.

Bu oyuna daha ne kadar devam ederim bilmiyorum. Ya da bu oyunu nasıl bitiririm. Tugay'a sana oyun oynadım der miyim? Dersem Tugay'ın tepkisi ne olur? Bana kızar mı böyle bir şey yaptığım için?

Kafamın içi sorularla dolduğunda vedalaşıp telefonu kapatmıştık. İntikam diye çıktığım bu yolda ona böyle davrandıkça benim de canım acıyordu. Bu oyunu bitirmek istiyordum ,

Bu isteğimdeki en önemli faktör ise iki gün önce telefonuma gelen mesajdı. O gün kapımıza gelen kadın, Hale yazmıştı bana. Telefon numaramı nereden buldu hala bilemesem de söyledikleri içime bir nebze su serpmişti.

İki gün önce, mesajlaşmalar

0537..: İzem merhaba, numara doğru değil mi?

İzem: Evet benim, ama numaranız kayıtlı değil. Sizi çıkaramadım.

0537..: kayıtlı olmaması çok normal, herhangi bir samimiyetimiz yok. Ama benim sana bir özür borcum var İzem.

İzem: Anlamadım, ne özrü bu?

0537..: Kaza yaptığın gece, evinize gelen kişiyim ben.

0537..: Lüften tepki vermeden önce beni bir dinle, sonra ben senin söylemek istediğin bir şey varsa dinleyeceğim.

0537..: O gece sana söylediklerim için özür dilerim, Tugayla bahsettiğim gibi bir durumumuz yok. Yani artık yok, Tugay ile bir yıl önce kısa takılmalarımız olurdu. Tugay'ın keskin sınırları vardı. Aramızdaki şey, gerçi aramızda bir şey bile yoktu. Her neyse, tek gecelik bir şeydi.

0537..: Tugayla fotoğraflarınızı gördüm Instagram'da. Mutlu görünüyordunuz. Amacım ilişkinize bir zarar vermek değildi. Sadece birkaç arkadaşımın gazına geldim, sadece gelip kısa süreli bir huzurunuz kaçsın düşüncesiydi. Aslında benim düşüncem bile değildi. Biliyorum yaptığımın telafisi bile olamaz ama özür dilerim senden.

0537..: O gecenin üzerine geçirdiğin kazadan dolayı çok vicdan azabı duyuyorum. Beni affedebilir misin bilemiyorum ama en azından Tugay'ın bir suçu olmadığını bil. Bırak alakamız olmasını bir yıldan beri iletişimimiz bile yok bizim. Benim yüzümden aranızın açılmasını istemiyorum gerçekten.

0537..: yaptığımın telafisi olmaz ama tekrardan özür dilerim.

İzem: Ne diyebilirim ki, keşke pişman olabileceğini önceden düşünseydin. Mesela ben bu kadar ciddi bir kaza geçirmeden.

0537..: Dediğim gibi sana zarar verme niyetiyle yapmadım. Böyle bir şey yaşanacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Sadece arkadaşlarımın dolduruşlarına geldim, biliyorum bu bir bahane değil ama başka söyleyebileceğim bir şey yok.

İzem: Neyse en azından geç de olsa hatanı anlayıp bir şeyleri düzeltmek için uğraşıyorsun. Kazayı yapmam da seninle ilgili ama tek suçlu sen değilsin. Rahatlayabilirsin, artık iyiyim ben

0537..: iyi olmana sevindim, kendine iyi bak.

Günümüz

Düşüncelerimle boğuşurken ne zaman daldığımı bilmediğim uykumdan evin içerisindeki seslerle uyandım.

Mutfaktan gelen menemen kokuları, babam ve annemin tatlı atışma sesleri huzurun tasviri gibiydi benim için. Amerikan mutfaktan görebildiğim birbirini hala deliler gibi seven ikili aşkın ne kadar değerli olduğunu anlamamı sağlamıştı.

Hayalini kurduğum hayatı yaşamak istediğim adamla şu anda tatsız bir durumdaydık. Hayat bazı şeylere geç kalabileceğiniz kadar hızlı akarken artık bir şeyleri ertelemek istemiyordum.

Sevdiğim adamla mutlu olduğum bir hayatı göz açıp kapanyıncaya kadar gerçekleşen bir kazayla tehlikeye atmıştım. O yüzden bu olayı daha fazla uzatıp hayata geç kalmaya niyetim yoktu.

Sevip sevildiğim, mutlu olduğum anlara gitmek istiyordum. Birbirimizi kırıp döktüğümüz, anlattığımız anlara değil.

Verdiğim kararı uygulamaya geçirmek için telefonumu elime alıp Tugay'ın numarasına tıkladım.

Aramanın gittiğini belli eden sesler kulağıma dolarken yaşadığım sabırsızlık verdiğim kararın doğru olduğunu bir kez daha anlamı sağlamıştı. Tugay'ı üzeceğim diye çıktığım bu yolda, uyandığım andan beri ona sarılamamak bana daha çok zarar vermişti.

Telefonun açıldığını belli eden ses belirdikten sonra aşık olduğum uyku mahmuru sesi duydum.

"İzem bir şey mi oldu güzelim?"

"Seni aramam için bir şey mi olması gerek Tugay?"

"Hayır tabi ki güzelim, ama sabah erken olunca bir şey mi oldu diye endişelendim."

"Evet çok önemli bir şey oldu aslında, seni çok özledim Tugay. Acil gelip bana sarılman gereken konular var. Malum ben ayağa kalkıp yanına gelemiyorum."

"İzem s-sen hatırlıyor musun güzelim?"

"Hatırlıyorum Tugay"

"Tamam güzelim, geliyorum hemen"

 

Selammlarrr, nasılsınız benim değerli okurlarım?

Benim verdiğim kararların arkasında durma şeklim şaka mığğ sksmldx

İzem ve Tugay'ı daha fazla ayrı yazamadım. Çünkü bu bölümleri yazarken ruhum çekildi resmen, hiç yazasım gelmedi.

Neyse ben bunları barıştıracağım haberiniz olsun dkxkdldld

Yakında evlendirip çocuğu da veririm kucağınıza hazırlıklı olun. Kitabı da zaten çok uzatmayı düşünmüyorum.

Çok bebiş sevesim var, ablama diyorum doğur bir tane doğurmuyor. Mecbur sanal bebişimizi seveceğiz dpdldşdşd

Neyse ciddileşeyim azıcık. Son iki bölümdür sınır geçilmiyor ama bölüm atıyorum, hem de bir gün arayla. O yüzden diğer bölümlere oy atmayan okurlarım iki dakikanızı ayırıp oy verirseniz çok sevinirim.

Kendinize dikkat edin, iyi geceler 🩷

Sınır 40 oy 🫶

 

 

Loading...
0%