Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@kuantum

2028 Eylül


Hafif kış soğuğunu andıran hava odanın içine hâkimdi. Üstünde sadece boxer ve ince bir çarşaf var-dı. Tertemiz dağ havasının serinliği ve sonbaharın da gelişiyle artık yatarken üzerine sadece ince bir pike alıyor ve tüm gün boyunca rahatlığı seviyordu. Yaşamının tamamında ruhunun özgürlüğe olan düşkünlüğünden resmiyeti sevememiş takım elbise gömlek tarzı giysileri dahi tercih etmemişti. Sabahın ilk ışıkları daha yeni belirmesine rağmen aklında uykusunu bölen bir düşünce oluştu.


Uzun zamandır hiç böyle hissetmemişti. Tüm düşüncelerine mümkün olduğunca hâkim olmayı başarmış bir nevi aklını özgürleştirmiş yani düşüncesizliği başarmıştı. Duygularına yön verebiliyor olu-şan düşüncelerine kendini kaptırmıyordu. Nirvana denilen yere çok yakındı. Geçmiş ve geleceği yani zaman algısını bırakalı çok olmuştu. Sadece AN vardı onun için yaşamın tüm hazlarını tatmayı öğreneli ve yaşamın yeni boyutlarını da keşfetmeyi çok uzun zaman önce idrak edebilmiş, akıldaki düşünsel olgulardan özgürleşerek ruhuyla hareket etmeyi idrak etmişti.


Özgür bir insan olmanın tek yolunun zihni yani kendi hayvani tarafını kontrol etmekten geçtiğini idrak etmiş ve büyük ölçüde bunu başarmıştı. Kendi aleminde var olmanın anahtarı buydu. Zihnin-deki sesleri susturmadan kişi nerede olursa olsun yaşamda asla huzurlu olamazdı bunu çok iyi bili-yordu.


Yaklaşık 500 metrelik bir rakımda yaşadığı gotik Kuzey Avrupa şatolarını andıran dubleks taş evin yatak odasındaki balkon kapısını açmasıyla serinliği iliklerinde hissetti. Tertemiz sert serin hava uykusunun açılmasına yardımcı oldu. Yarı uykulu gözlerle balkondan uzaktaki göle bakarak daldı.


Gölün durgun suları yoğun sis içinde engin bir okyanus silueti gibiydi. Sanki demir almış bir geminin güvertesinde engin denizlere açılmış ve uzun bir cruise tatiline çıkmışçasına sabahı selamlıyordu.


Doğanın içinde askeri bir gösteri taburunun dizilişini andıran kavak ağaçları çarşaf gibi gölün etrafında çit yapmış sanki bir kartpostal resmini andırıyor. Kutsal kitaplarda bahsedilen cennetten bir parselde, huzuru en derin haliyle hissediyordu.


Kanatlarını açmış sislerin içinde süzülen bir kartal askerlerin duruşunu kontrol edercesine uzun ağaçların yapraklarını selamlayarak henüz kendini yeni gösteren gün ışığının içinden çıkarak sisli gölün ortalarına doğru gözden kayboldu. İçinden ağaçlara ‘’günaydın’’ dedi.


Gözlerini kapadı usulca ciğerlerine tertemiz oksijeni çekti. Burun deliklerinden giren havayı iki göğsünün arasında cenin noktasında hissetti. Ruhuyla selamlaşan hava yine iki burun deliğinden sessiz-ce çıktı. Evrenle selamlaşma faslı başlamıştı. Sessizliğin verdiği huzur ve muhteşem doğanın görkeminde ruhunu rahatsız eden düşünceye engel olmaya çalıştı.


İnsanı sadece burundan derin farkındalıkla alınan nefes rahatlatırdı. Özgür olmanın anahtarı buydu. Bu bilgiyi öğreneli çok uzun zaman olmuştu. Belki de ölümü yaklaşmıştı. Yaşamdaki tekâmülünü tamamlamış arzuladığı yaşama sonunda kavuşmuştu. Tek istediği de buydu. Hemen hemen herke-sin hayallerindeki bir yaşama sahipti. En zenginlerin yaşamın cömert davrandığı kimselerin veya her istediğine ulaşabilecek insanların arzuladığı bir hayata… Paranın satın alabileceği her şeye sahipti ama parasının kölesi değildi.


Böyle bir yerde böyle bir ruh haliyle yaşamak bir insan için çok büyük bir lükstü imkânları olan bir zaman sonra sıkılabilir veya ruhunda sessizliği arzulayan birisi bile bir süre sonra şehir hayatını özleyebilirdi. Oysaki o tamamen özgürdü. Hem arzuladığı bir yerde hem de derin sonsuz bir huzur içindeydi.


Aklını özgürleştirmeyi başarmış bir müddet bir Zen ustasıyla da yolları kesişmiş sosyal ve iktisadi hayatında her zaman birlikte hareket etmişler ve yaşam yolunda edindiği öğretilerle ve deneyimler-le hem acılarından özgürleşmiş hem de madde âleminde arzuladığı seviyeye gelmişti.


Loading...
0%