Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.YAŞADIM DEMEK İÇİN YAPILACAKLAR

@kuklaci

Konser alanına ilk adımımı attığımda konser başlamak üzereydi. Uzaktan gelen uğultu seslerinin tam içindeydim artık. Dudaklarımda derin bir tebessüm oluştu. Sahnenin ön tarafında dikilen insanların arasına karıştım ve en öne gitmek için bir sürü insana çarparak ilerledim. Son bir gayretle köşedeki yerimi aldım.

Teoman birazdan sahneye çıkacaktı. Telefonumun arka cebimde titrediğini hissettiğimde, sağ elimde kameramı tuttuğum için sol elimle telefonumu alarak kapatma tuşuna basılı tuttum. Meşgule atmıştım. Arayan abimdi.

Abim son zamanlarda (babam öldüğünden beri) fazla kısıtlayıcı olmaya başlamıştı. Kendisinin pis işleri bana dokunacak diye ödü kopuyordu.

Biz babamla aynı evde kalırken, abim yaşı nedeniyle aile evinden çok öncesinden ayrılıp farklı bir eve geçmişti. O evde yaşadığımız hiçbir şey onun umurunda değildi fakat babam öldüğünde ve yirmili yaşlarında, üniversite okuyan bir ergenle uğraşmak zorunda kaldığında hayatı mahvolmuş olmalıydı.

Çığlık sesleri kafamdaki düşünceleri bastırdığında Teoman sahneye çıkmıştı. Bu ilk konserimdi ve o kadar heyecanlanmıştım ki herkesle birlikte çığlık attım. Teoman "Hoş geldiniz!" deyince ona has aşık olduğum sesiyle, ikinci bir çığlığı bastım.

Hayat buydu, neşeyle atılan çığlıklardı. Ben artık yaşamak istiyordum. Ölmeden önce yaşamak.

İlk şarkı, "Renkli Rüyalar Oteli" çalmaya başladığında coşkuyla yerimde zıplayarak şarkıya eşlik ettim. Ömrüm boyunca bu anı hayal etmiştim ve "Yaşadım Demek İçin Yapılacaklar" listemden bir madde eksilmişti artık.

Şarkılar birbirini kovalarken hepsine bağıra çağıra eşlik ettim. Tüm her şeyi kaydettim, eğer bir gün bu konserde ne kadar eğlendiğimi hatırlamak istersem veya kayıtlara bakmak isteyecek biri olursa diye. Tabii, pek kimsem yoktu. Benim kendim dahil beni hatırlamak isteyecek kimsem yoktu. O yüzden değer verdim bu güne, yaşamaya değer bir günümün olduğunu unutmamak için kaydettim.

Önce Papatya sonra 17, Rüzgar Gülü, Senden Önce Senden Sonra ve daha birçok şarkı çaldı.

Saat gece yarısını bulduğunda konser bitmişti lakin benim kahkahalarım dinmemişti. Bir saniye bile durmadan şarkıları mırıldanarak eve yürüyordum.

"Yıllar önceydi çok da güzeldi şimdi düşününce." diye fısıldadım düz bir ses tonuyla.

Apartmanın girişindeki demir kapının önündeydim artık. "Acaba bir gün böyle uzak bir hatıra gibi olan bir aşk yaşar mıyım?" diye mırıldandım elimdeki kameraya doğru. Şarjı bitmek üzereydi.

"Siktir etsene, ben özgür bir kuş gibi oradan oraya uçuşacağım! Bir adamın zihnine pelesenk olmayacağım. Kimse adımı dahi bilemeyecek, asla bir yere bağlı kalmayacağım!" Kayıt kapandı.

Demir kapıyı ittirdim ve asansöre binip kendi katıma çıktım. Kapıyı çalmadan önce derin bir nefes aldım. Sakın korkma, demiyorum. korkunu belli etme. Dik dur kızım...

Aklıma anahtarım gelince kapıyı anahtarla açarak sessizce eve girdim. İçerinin ışığı açıktı ve birden fazla kişinin içeride olduğu belliydi. Kameramı portmantonun tahta zeminine bırakıp salonun aralık kapısını açtım.

Beni görür görmez ayaklanan abime hiçbir şey yokmuş gibi baş selamı vererek içeri girdim. Birkaç arkadaşı daha yanındaydı ve önlerinde bilgisayarlarla etrafa tedirgin bakışlar atıyorlardı.

Koskoca salonu neredeyse iki adımda aşan abim, o an endişelendiğini söyleyip bana sarılabilirdi.

Sarılmadı.

Yediğim tokatla kendimi sert zeminde buldum. kolum acıyordu ve yanağım karıncalanıyordu. Ben daha dik durmaya çalışmadan, bunun için savaşmadan yerdeydim. Ben daha zırhımı giymeden o savaşı kazanmıştı.

"Nerede, kiminle sürtüyorsun kaç saattir?!" sesi kısık ve tehditkar çıkmıştı.

Yerden zorla kalkmaya çalışırken kolum acıyordu. "Abi kendin gibi davranmıyorsun, yapma." dedi biri. Başım dönüyordu. Midem bulanıyordu. Yerden kaldırıldığımda abim olduğunu, kolumu tutan elin sert bir baskı uygulamasından anladım.

Gözlerine hissizce baktım ve kolundan kurtulup arkamı dönerek odama yöneldim. Odama varır varmaz elime gelen ne varsa sırt çantama tıkmaya başladım.

Abim elinde kamerayla peşimden odama girdi. "Gidebileceğini sanıyorsan aptallık ediyorsun." dedi sert sesiyle, bir yandan kameramın şarj aletini söküp alırken. Ardından odamdan çıktı. Muhtemelen nerede olduğuma bakacaktı.

Bulduğum, lazım olabilecek her şeyi aldım. Bir oje seçmek zorunda kaldığımda alt dudağımı ısırarak kırmızı olanını aldım. Bu hayatım boyunca verdiğim en zor karardı. Keşke topuklu ayakkabılarımı da alabilseydim.

İyi ki bana tokat atmıştı. Yoksa bu evde tutsak kalmaya devam edecektim.

Montumu üzerime geçirip salona geçtim ve kamerayı elinden kaptım. Şarj aletine de uzanacaktım ki elimi tuttu. "Nilüfer, üzgünüm. Bak sana vurmak istemezdim ama bir yere gideceksen bana haber vermen gerekirdi en azından. Tehlikel-" inanılmaz derecede yüzsüz bir ahmaksın sen.

"Tehlikeli bir hayat yaşamıyoruz. Yaşıyorsun." diye bağırarak sözünü kestim. "Çünkü bu evde yaşayan biri varsa o da sensin. İstediğin boktan mesleği yapan sensin. İstediğin boktan saatte evden çıkıp istediğin her yere gidip içip sıçıp boktan hayatını yaşayan da sensin. Benim hayatımı mahvetmene izin vermem!"

Güldüm. "Sen sanıyor musun ki gururum kırıldı diye gidiyormuş gibi yapıp iki gün sonra sana ağlayarak geri döneceğim?! Hayır, bil diye söylüyorum." Onu çekiştirerek salonun kapısını işaret ettim. "Ben bu siktiğimin kapısından çıktıktan sonra bir daha ne sen benim abimsin, ne de ben senin küçük kız kardeşinim. Ha, tesadüfen karşılaşırsak beni tanımıyorsun anlaşıldı mı?"

"İki gün sonra geri geldiğinde beni anlamış olacaksın Nilüfer Erçin." dedi.

Kafa sallayarak kabloyu çekip aldım ve ardından kapıyı sertçe çarparak çıktım. Merdivenleri hızlı hızlı inerken gözlerimden yaşlar boşalıyordu. Kapıdan çıktım ve arkama bakmadan birkaç sokak ilerledim.

Ağlarken dudaklarımda bir tebessüm oluştu. Sanırım artık özgür ve yalnızdım. Hep istediğim gibi...

O zaman yapılacaklar listemdeki maddelerden biri de gidiyordu. Buz gibi havada deniz kenarında bankta uyumak. Ayrıca evden kaçmayı da atlamamak gerek değil mi?

 

 

 

 

Dudududuuuu

yazmak için yeni bir kitaba başladım, umarım bu yazmak için iştahımı kabartacak bir kitap olur. Şimdilik kısa olmasını planlıyorum baş karakter çok umut dolu bir kız(benden beklenmeyen hamleler)

03.02.2024

dz

DUDUDU

İLK BÖLÜMÜ YAYINLIYORUMMM.

Bu bölümler normal diğer bölümlerden çok daha kısa bu arada.

İnanılmaz bir bölüm stoğum var. Tabii düzenleyerek gitmem gerekecek ama çok heyecanlıyım. Göründüğünden çooook daha karmaşık bir kurgu. Umut edelim ki Melihin Nili.

Şaka! Bana güvenin güzel yaz dizisi tadında bir kurgu sizi bekliyor.

Buradan bana Melih karakteri için ilhan veren kalpsiz canavara teşekkür ediyorum. Biliyorum bunu duysan kahkahalar atardın. Biliyorum kaybettin ama bilinç altıma öyle bir işlemişsin ki her yere dz yazarken seni düşündüğümü fark etmemişim dahi.

 

Yb hakkında bilgi almak için.

Instagram: hayathirsiziofficial

Yazar hesabım(diğer kurgularım için)

Instagram:kuklacininkaybi15

Loading...
0%