@kumsallardagezen12
|
*Mırıldanıyor cehennemdeki insanlar dalgınlığıma..*
NOİR...
Acı insanoğluna verilmiş en büyük cezaydı. Peki bu cezayı insanoğluna bir insanoğlu verseydi.
Her şey bir acıdan doğmuştu. Ve bu acı ölümü istiyordu. Ölümün içinde bir hayat sunuyordu. Gerçekler aslında ilk bakışta anlaşılmazdı onu detayına kadar incelenmezse göremezdi.
Şimdi her odaların gerçek yaşamlarına dokunmalıydı seyircilerim. Uzaktan odalarımı her saniye izlemiştim. Hal ve hareketlerini detayına kadar ezberlemiştim. Etraflarındaki herkesi teker teker tanımış gözlem yapmıştım kendimce. Onların her hareketini ezberlemiştim. Ruhlarına sızmam tek kalmıştı. Ve elbet bir gün bunu da başaracaktım. Ve onları kimliksizleştirecektim zamanı geldiğinde.
Ve oyunumu kurana kadar onları aksiliklerle oyalamıştım.
Acılarla hayatlarını süsleyip onları yalnızlaştırmıştım. Bu planımın ilk maddesiydi. Her maddemi sabırla gerçekleştiriyordum.
Acımasızlığı her günün ardından daha da artıyor onlara zorluklar çıkarmaktan gocunmuyordum.
Hayat bu değil de neydi?
Ya acı çeken olurdun ya da çektiren. Dünya ikiye ayrılmıştı sanki güçlü olanlar ve güçsüz olanlar. Peki bu güçlü olanlar güçsüz olanlara neler yaşatıyordu?
Her şeyi başlatan ufak bir hataydı. Şimdi bu hatanın bedelini ödüyorlardı. Hepsi bir zincirin halkasıydı. Bu halka koptuğu an hepsi bir domino taşı gibi devrilecekti. Bende bu yıkımı önleyen tarafım. Aslında her açıdan bakıldığında ipuçlarını iyi kullanarak benim gerçek kimliğime ulaşabilirlerdi. Ama şu an o kadar sersemler ki gerçeklerin farkına varamıyorlar. Şuan çaresizlik onların sağlıklı düşünmesini engelliyordu.
Her oyunda istediğim kişiler oyunu anlıyor ve akıllıca davranarak oyunda kendini koruyabiliyorlardı. Tabii bu kişiler bunun bilincinde değiller. Sahi onlar şuana kadar neyin bilincinde olabildik? Her zaman bir köşeye çekilip acılarını yaşama peşindeydiler. Savaşacak gücü sanırım bulamıyordular kendilerinde. Ama onların kim olduğunu elbet bir gün gözterecektim herkese.
Acıdan beslenen kişilere dönüşeceklerini bilmiyorlar. Her günün sonunda ölmeyi isteyeceklerini bilmedikleri gibi.
Hayatlarını sonlandırmamı isteyecekler günü geldiğinde. Ama ben bunu kabul etmeyeceğim. Ben oyunu bitireceğim ve sonu çok farklı olacak.
Aslında her şey bundan tam 7 ay önce başlamıştı. Sonu bu olay başlatmıştı.
Hepsi hayatlarında pasif kişilerdi. Bir köşede durup hayatın gidişatını takip ediyorlardı. Korkak ama gizem doluydular. Kendilerinin bile farkında değillerdi.
Hepsinin bir hayatı vardı. Şimdi bulunduğum odada onlara ait resimler ve hayatlarını anlatan dosyalar.
Hepsini tek tek ayrıntısına kadar okumuştum.
İlk okuduğum dosya Lavin 'in olmuştu. Psikiyatrist mesleğiyle kimliğini gizlemişti. Hayatında yaşadıklarını hafızasında bir köşeye fırlatmış ve oraya bir zincir vurmuştu.
Acısını unuttuğunu sanan bir zavallıydı benim gözümde. Acılar silinmezdi ruha kazınıp ruhu tüketmeyi tercih ederdi.
Acıları unutmak sadece yokuş olan bir yolda tutuna tutuna ilerlemekti. Eninde sonunda o yolu yürümek zorunda kalacaktır insan pes etmemeli.
İlk zamanlar Lavin ' kendini dış dünyaya kapatmıştı. Gözü hastalarından başkasını görmüyordu. Ama yaşadığı bir sevgi hatası yüzünden tekrar geçmişte yaptığı hatayı tekrarlamıştı. Çok duygusal bir karakterdi. Her şeyi içinde yaşayıp unutmaya çabalar ama başarısız olunca başka işlerle meşgul olmaya çabalardı. Hayatı ev iş arasında geçip gidiyordu. Etrafındaki olan şeylerin farkına asla varamıyordu. En yakın gördüklerinden hep kazık yemişti ama farkına şuan bile varamamıştı. İşinde başarılı biriydi. Bir çok hastası vardı. Her psikolojik destek almak isteyen kişiler Lavin 'in desteğini almak istiyordu. Başarısı duyulmuş biriydi.
Şimdi ise hücresinde bir köşeye sinmiş öylece bakışlarını duvara sabitlemişti. Bu oyun sonunda odalarının hal ve hareketlerini gerçek anlamda merak ediyordu.
⚓
Noir hayatının odak noktası odaları olmuştu. Her hücrede bulunanların hayatını baştan sona okuyup zihnine kazımıştı. Onlar hakkında yeni şeyler öğrenmeyi seviyordu.
En çok merak ettiği kişilerin arasında ikizler de duruyordu.
Birbirlerine çok sadıktılar. Birbirleri için her şeyi yapabilecek güçteydiler. Aralarına giren tek kişiden sonra başka bir erkek onların arasında dahi yer alamamıştı. Onları seven olmuştu ama iki kardeşte her zaman kimseyi hayatlarına girmemesini sağlamıştı.
Hayatları birbirlerini savunmak, birbirlerine sahip çıkmak olmuştu. Kaderlerini aslında kendileri belirlemişti. Yalnızlık onların hayat felsefesi haline gelmişti.
Aslında odaların iki odak noktası vardı. Biri Hamra biri Lavin 'di. Yakında tüm gerçekleri öğrendikleri an onların yüzlerini şimdiden merak ediyordu.
Gerçeklerin ortaya çıkacakları zaman odalardan ne geriye kalacaktı bilemiyordu.
Her odası onun için değerlidiydi.
Asır kendisini mesleğine adamış biriydi. Matematik onun hayatı olmuştu. Sayılar hayatına kazınmıştı. Her şeyi saymak onun yaşam biçimi olmuştu. Yolda geçip giden arabalar, insanlar, hayvanlar dahi sayıp öyle yürüyordu işten eve giderken. Hatta bir ara tedavi dahi görmüştü. Şuan eskiye göre daha iyiydi. Az da olsa her şeyi saymayı azalmıştı. Hayatını yoluna soktuğunu düşünürken tepe taklak hale getirmişti.
Odaları her geçen günün ardından daha da umutsuzluğa kapılıyordu. Zaman onların ruhunun çürümesini sağlıyordu. Ve ruhları tamamen çürüdüğü an insani duygularını tamamen kaybedeceklerdi.
Barbaros odalarında kurnaz ama en dikkatsiz olan kişiydi. Kendince bir şeyler yapmaya çalışıyordu ama başarısızlığını günün sonunda kendisi alıyordu. Yazılım mühendisliği mesleği sayesinde yasal olmayan işlere kalkışarak biraz maddi anlamda kazançlar elde etmişti ama onuda hayır kurumlara verecek kadar aptladı. Kendi kazancını hiçbir nedeni dahi olmadan vermesi hatasını gösteriyordu. Zeki biriydi ama bunu iyiye kullanıyordu buda ona hiç mi hiç bir kazanç sağlayamıyordu.
Kararının bedellerini şuan ödüyordu.
Meriç başkomiser her operasyonu başarıyla tamamlayacak kadar zekiydi. Ufak ipuçlarını takip ederek olaya ulaşıyoruz. Aslında ilk zamanlar ondan biraz olsa kuşku duyuyordu. Sonuçta insanlar için hayatını dahi tehlikeya atan biriydi ama olay ve zamanda sadece tek amacı kendisi olmuştu. Kendilerince bir plan yapmıştılar. Hepsinin küçük görevleri vardı. O gün havuz antrenman zamanında bilerek korumalara öyle bir yalan söylemlerini istemişti onların ne yapacağını merak ediyordu ama zihnindeki düşüncelerden farklı davranmamıştılar.
Şuan boşa çabalıyordular. Şifreleri görmeye çalışmalar, onlara yapılan vitamin iğnelerini gizliden gizliye almalar buranın bütün koridorlarını ezberlemeye çalışmalar boşa kürek çekmekten başka bir şey değildi. Hepsini duymuş ama duymazdan gelmeye çalışıyordum. Buradan çıkmaları benim iznim olmadan imkansızdı.
Hepsinin yeteneklerini köreltmeye çalışıyordum zaman geçe geçe. Güçsüz olmaları daha iyiydi.
⚓
Ediz beyin cerrahi doktoruydu. Başarılı ama vicdansızdı. Aslında çaresiz bir babanın yapacağı bir şeydi ama bir doktor verdiği yemini bozmamalıydı. Kendi kızının hayatına karşılık başka bir ailenin kızının hayatına son vermişti. Onu kurtarabilecekken bunu yapmamış öylece ölmesini beklemişti. Her iki taraftan bakılınca artı ve eksi yönleri vardı ama artı yönler daha ağır basıyordu.
Acımasızlığı onu köreltmişti.
Çok zıt bir karakterdi. Çözülmesi zaman istiyordu.
Hamra onun eşsiz karakteri. Ona çok söyleyecek şeyi vardı.
Yeri geldiğinde acımasız olabiliyor yeri geldiğinde masum, savunmasız, saf olabiliyordu. Kaç kere uyarıldığı halde yinede hücredekiler için kuralları çiğniyordu. Aslında söylediklerinin çoğu doğruydu. Ama bunu diğerleri korktukları için dile getiremiyordu. Çünkü canlarının yanmasını istemiyordu. Korkaklık yapıyorlardı.
Hamra. 001 hücresinin karakteri.
Onu hala tam anlamıyla çözebilmiş değildi. Her gece o uyurken onu izliyordu. Kabusları onu hiç mi hiç rahat bırakmıyordu. Zihni cevapsız sorular yüzünden onu bedensel olarak yoruyordu.
Bazı ipuçlarına ulaşabiliyordu ama bunun olamayacağını düşünerek vazgeçiyordu.
Gizemli bir şeyler vardı onda bir şeyler saklıyor hata bunu zihninde unutmaya çalışıyordu. Bir şeylerden korkuyordu bu korkusunu bulmak için bir çok araştırma yapmıştım ama sonuç elde edememiştim.
Bunu nasıl bulacağımı bilemiyordum. Ama nasıl açığa çıkartacağımı biliyordum. Yavaşça onu huzursuz ederek konuşmasını sağlayacak zihnine sızacaktım.
Elbet öğrendikten sonra onu yıkıma sürükleyecek ve onu Hamra olmaktan çıkartacaktım.
Kimliksizleşecekti.
Diğerlerinde bunu yaşayıp görecekti.
Kader onlara ne yapacaktı teker teker görecektik.
|
0% |