@kumsallardagezen12
|
*Gönüllü tutsakların acı hüzünleri..*
NOİR
Hayat acımasızlığını zihinlerimize kazırken bizler olanlardan haberdar olmadan yaşama tutunmaya çalışıyor yaralar alıyorduk.
Herkesin bir yaşam öyküsü vardır. Bazıları mutlu kelimesiyle başlarken bazıları üzüntü, keder, keşkelerle başlar.
Herkesin bir zihninde unutmaya çalıştığı anı vardır.
Veya zihinlerinde köşeye kaldırmış ara sıra hatırlanan anılar vardır.
Şuan tüm odalarımın unutmaya çalışıp destek alarak bunları dile getirip kaydedilen dosyalarını inceliyordum. Çoğu ses kaydına dahi alınmıştı. Bunları birazdan her hücrenin duymasını sağlayarak hoparlörden dinleteceğim.
Acı dolu bir gün olacak onlar için. Geçmiş hatırlanıp gelecek için kaygılı anlar yaşayacaklar. Onları bugün fazlasıyla yoracağım.
İlk hoparlörden Asır ' ın ses kaydını dinleteceğim. Masada duran leptop ekranından tüm odalarımın hal ve hareketlerini iyi gözlemleyip nasıl bir acıyla mücadele ettiğini anlamaya çalışacağım.
⚓
"Evet Asır şimdi senden yaşadığın acıyı dile getirmeni isteyeceğim. Senin için zor bunu biliyorum ama bunu yapmak zorundasın. "
"Peki anlatacağım.Yıllar önce çocukken yaşadığım bir olaydı. Aslında nasıl anlatabilirim bilmiyorum ama en kısa tabirle çocukken okuldaki hademeden istismar ve tacize uğradım. O zaman tabii bunun bilincinde değildim. Kuytu köşelerde beni elinde tuttuğu şekerleri göstererek yanına çağırıyordu. İnsan çocukken saf oluyor yanlışı doğruyu bilemiyor. O şekerlere kanıp yanına giderdim. Sonrada o rahatsız olduğum olayı hep tekrar baştan yaşardım. İlk zamanlar içime kapanmıştım. Bunu dile getirmiyor herkesten uzaklaşıyordum. Sonra bunu okulun herhangi bir öğretmeni fark etti. Tabii bunu tüm okul da duydu haliyle. Arkadaşlarım, ailem öğrendiler. Çocukken destekte aldım ama hala atlatabilmiş değilim. Her gece yastığa başım değdikten sonra o anları tekrar baştan yaşayıp duruyorum. Atlatamıyorum ve sanırım atlatamayacağımda. Ne yapmalıyım sizce. "
" Bu senin için zaman alacak ama başaracak ve bu olayı zihninden sorun çıkmadan silmeni ve unutmanı sağlayacağım. "
Şimdi bakışlarımı Asır ' a sabitlemiş hal ve hareketlerine dikkat ediyordum.
Tek yaptığı derin bir nefes almaktı. Bunu bu rahatlıkla hazmedeceğini düşünmemiştim.
Demek ki aldığı destek ona gerçekten iyi gelmiş. Peki bu yaşadıklarını nasıl unutabilecekti. Bunu merak ediyordum.
Birkaç dakika sonra diğer ses kaydını başlattım.
"Merhaba Barbaros bugün hayatını etkileyen senden huzurlu günlerini ve gecelerini alan olayı anlatmanı isteyeceğim. Umarım buna hazırsındır?"
" Yanlışlıkla bir kaç ay önce bir hataya sebep oldun. Ben yazılm mühendisiyim. Kendimce ufak yasa dışı işlere kallışmıştım ama kötü bir niyetim yoktu. Aldığım banka hesaplarındaki paraları yardıma muhtaç ailelerin banka hesaplarına aktarıyordum. Ama yanlışlıkla bir hata yaptım bunu sonradan fark ettim. Hasta olan bir ailenin çocuğuna yatırılmış olan parayı habersizce nasıl yaptığımı bilmeden hesabından çekmiş ve başka bir ailenin hesabına transfer etmiştim. Bir çocuğun hayatını kurtarırken bir diğer çocuğun hayatını ellerinden almıştım. Şimdi siz söyleyin bu vicdan azabından nasıl kurtulurum?"
Ses kaydı sona erdikten sonra Barbaros öylece hücresinde bulunan kameraya bakıyordu. Bu yaşadığı kötü anı hala unutmuş değildi sanırım. Fazlasıyla etkilenmiş gözüküyordu.
Onun adına üzüldüm diyemezdim. Çünkü yaptığı bu yasa dışı işte dikkatli olmayı bilecekti.
Bakışlarımı ekrandan çekip hazırladığım diğer ses kaydını açtım.
"Ediz biliyorsun ki bu yaptığın çok yanlış bak ağabeyimsin ama yiğenim için bu yaptığın hiç doğru değil. Bunu doğru bulmuyorum."
"Başka çarem yok anlıyor musun? Zeynep gözlerimin önünde ölüyor ne yapmamı önerirsin ha! Yapacağım anladın mı? Kızım için elimden geleni yapacağım."
"Saçmalıyorsun yeğenim için başka bir çocuğun hayatını elinden almaya çalışıyorsun. Buna izin vermiyorum ağabey."
"Senden izin isteyen yok Almila ve sakın bunu kimseye söyleme anladın mı?"
Ediz ses kayıtlarını dinlerken yüzündeki acı çeken ifade ben fazlasıyla mutlu ediyordu. Acıdan beslenmek benim yaşam biçimim olmuştu.
Ardından zaman kaybetmeden diğer ses kaydını açtım.
"Merhabalar kızlar şimdi bu son seansımız biliyorsunuz değil mi? Şimdi sizden ikinzinde yaşadığı şeyi sesli bir şekilde dile getirmenizi istiyorum. Anlaşıldı mı?"
"Ben bir daha intihar etmeye kalkışmayacağım."
"Ben de bir daha intihar etmeye kalkışmayacağım."
"Bir daha Deren ve Lale sakın yaşadığınız herhangi bir olay karşısında hayatınızdan vazgeçmeyeceksiniz tamam mı?"
"Tamam."
"Tamam."
İkizler bu ses kaydını dinlerken yüzlerindeki acı dolu bakışlar görmezden gelinecek gibi değildi. Hayat herkese acımasız davranmıştır bir yerde. Canı her gün yanan var bir kere yanan var. Peki bu acılar birbirine eş değer mi? İşte bunu kimse bilmiyor ve bilmeyecektir de sonsuza kadar .
İnsanlar kaygısız bir an bile yaşayamamıştır. Ve yaşamaya devam da edecektir.
Ekrandaki bakışlarımı elimde tuttuğum ses kayıt cihazına çevirdim. Düğmesine basarak hazırladığım diğer ses kaydını açtım.
"Merhaba Lavin bugün nasılsın hayatında bugün sana yabancı olan bir şey yaşadın mı? Biliyorsun ki sen hayatını ev iş olarak tanımlamış ve kendine hiç mi hiç zaman ayıramamışsın"
"Daha önce tek amacım kendimi bir yerlerde görebilmekti. Ve oldu da. Geçmişime siyah bir kalın çizgi çizdim. Ama hayatımda beklenmeyen bir şey oldu. Bir hastamdan gerçek anlamda etkileniyorum. Onun geleceği gün içimde tarif edemediğim bir hissiyat oluyor. Ve ben buna engel olmak istemiyorum. İlk kez mutlu olduğumu hissediyorum. "
" Senin adına sevindim Lavin. Mutlu ol. Sonsuza kadar. "
Ekrandaki bakışlarım Lavin 'in üzgün ifadesinde takılı kalmıştı. Dalgınca hücresinin sağ duvarına bakışlarını dikmişti.
Bunu umursamadan diğer hazırladığım ses kaydını başlattım.
" Evet Meriç hala unutamadığın şu ihanet olayını artık atlatmalı ve hayatına bakmalısın. Zaman geçiyor ve biz insanoğlu o zamanda bir şeyleri başarabilmeliyiz."
"Artık kimseye güvenmiyorum. Sanki güvensem bir zaman sonra tekrar darbe alacağımı hissediyorum. Olmaz bundan sonra hayatıma kimseyi alamam. Yalnızlık benim için çok daha iyi."
Ses kaydı sona erdikten sonra zaman kaybetmeden diğer hazırladığım ses kaydını açtım. Belki de bu ses kaydını defalarca kez dinledim ama hala tam olarak ne anlattığını anlayamamıştım. O kadar şifreli konuşuyordu ki anlamak çok zordu. Hamra 'nın sakladığı sırrı fazlasıyla merak ediyordum ve bulmak için elimden geleni yapacağım.
"Merhaba Hamra bugün nasılsın. Hala sessizliğini korumaya devam mı edeceksin?
" Tamam o zaman peki bugün bana hangi sözü söyleyerek ondan anlam çıkarmamı isteyeceksin.?"
"Kendi kaderimin gönüllü tutsağı oldum ve bundan hiçbir rahatsızlık duymuyorum."
"Hım yani bir şey yaptın ama buna kendini bile isteye mahkum ettin. Kendi kendini cezalandırıyorsun öyle mi?"
"Seçimlerimizin bir süreden sonra cezasını çekmeliyiz. Yoksa hatalar yapmaya devam ederiz. Ve ne yaptığımızın hiçbir zaman farkına varamayız. Adaletsiz bir dünyada kendi cezamı ben kendime veriyorum."
Ne yapmıştı ki bunun cezasını kendine ödetiyordu.
Odalarım farklı olaylar yaşamış ve bu olayların bedelini kendileri ödemeye çalışıyordu. Ama şunu düşünememiştiler. En büyük cezaları ben olacaktım.
Onlara yavaşça zarar verecek ruhlarını ele geçirip. Onları kendime muhtaç edecektim.
Şimdi hepsi hücrelerinde oturmuş bugün olanları düşünüyordu. Ama yakında yaklaşmakta olan kötü günlerden bi habersizdiler.
Onlar için kurguladığım oyun onların zihinlerine çökecekti.
Tek kelimeyle onları yok edecek yeniden var edecektim.
|
0% |