Yeni Üyelik
33.
Bölüm

33. BÖLÜM

@kumsallardagezen12

*Düşlerimdeki korkuların tadı silinmiş.. *

 

Acıların kanattığı ama onarılmadığı bir dünyadayız. Kimileri yaptığı şeyin farkında olmaz, kimileri bunu yapmaktan keyif alır. Dünya da birçok insan acır... Hatırlarıyla yaşamaya çalışır. Bir umuda bağlanmaya çalışır. Ama en önemlisi bazıları ölmeye tutunur. O zamana kadar sadece yaşamak için yaşar. Ne yaptığı önemsizdir ya da ne yapacağı.. Unutur ya da unutmayı seçer. Seçenekleri çok olasada o sadece bir seçeneğe bağlı kalır. Ölmeye.

 

Ya da öldürülmeye. Yaşamak zordur bazen. Ölmek ya bir kaçıştır ya da bir zorunluluktur. Yaşam hiçbir zaman bir tutunacak dal olmamıştır. Ya öylesine bir vazgeçişin bir sembolüdür ya da sadece bir gösteridir. Yaşadığını insanlara gösterilen kurgularla dolu bir oyun. Gerçek oyun ise onca mücadeleyi kendi içinde yaşamaya çalışmaktır. Dünyanın her bir köşesinde bazı insanlar ölüyor ya da acılarıyla, hüzünleriyle, umutsuzluklarıyla, hayal kırıklıklarıyla öyle bir zaman içinde yaşıyor sadece. Ölmeyi bekleye bekleye...

 

Eskiyor zaman bu eskiyen zaman içerisinde onca şey oluyor. En büyüğü ise zihinler içerisinde olan karmakarışık bir kaos. Bu kaos o denli bir bilmece ki ölene kadar çözemiyor insan. Zihinlerinde rafa kaldıranlar oluyor bu kaosu ya da o kaosun cesetlerinden biri olmayı seçiyor çoğu kişi. Ve bu cesetler kaos çöplüğünde kalıntı olmaya yüz tutuyor.

 

Peki bizler şimdi ya bu kaos çöplüğüne atılıp kalıntı olacağız ya da bu kaosla savaşacağız. Ben bir değişiklik yapıp savaşmayı seçiyorum. Çünkü hep yenilgiyi tattığım ve bu yenilgiden aldığım acıları bildim ben hep. Şimdi ise savaşarak acımayı ve ölmeyi istiyorum. Geriye dönüp baktığımda her ikisini de yapmış olmak istiyorum. Ve bu olacakta.

 

Nefretimlede sevgimlede bu dünya da var olmayı seçiyorum. Her türlü ölüm diye bir şey var. Peki ben neden ölüm beni bulana kadar her şeyi denemiyorum.

Nefret etmeyi ya da nefretimle birilerini acıtmayı. Sevmeyi ya da sevilmeyi.

 

Ama en önemlisi keşke dememeyi istiyordum. Ve bunu başaracağım biliyorum. Şimdi keşke dememek için ilk adımı atıyorum. Gözlerimi kapatıp bir kaç saniye düşünmeye devam ettim. Her şeyi başa sardım. Saniye saniye.. Düşündüm. Noir bizimle karmaşık bir oyun oynuyordu. Oyun içinde oyun. Peki biz bu oyunu nasıl çözecektik? İşte en önemli soru buydu.

 

7.kata kadar hiçbir yerde bulamadık çıkış anahtarını. Odaların içinde değilse nerde olabilirdi bu anahtar? Diğerleri benim uyarmamla gerçeğe uyanmıştı. Hepsi en alt kata inmişti bende yavaşça onları takip ettim.

 

Herkes ilk katta toplanmıştı. Herkese tek tek bakarak dudaklarımı aralayıp konuştum. “Noir yeni bir oyun oynuyor.” dedikten sonra derin bir nefes alıp düşüncelerimi dile getirmeye hazırlandım. Kollarımı göğsümün üzerinde bağlayarak konuşmam devam ettim. “7. Kata kadar her katta her oda olmasada odalarda anahtarı aradık.” diyerek onlarla göz teması kurarak konuştum. Hepsi ne diyeceğimi merak ediyordu.

 

“ Ama hiçbirimiz anahtarı bulamadık. Neden? Diye soran olmadı mı kimse kendine?” Şüphelerimi dile getirmiştim. Çekinmedim ve saklama gereği duymadım onlardan çünkü onların belki de bunu o anki adrenalinden dolayı akıllarına gelememiş olabilirdi.

 

“Peki sizce anahtar nerde olabilir? Bunu düşünün derim. Bence Noir onları bu 7 katta hiçbir odada olmamasını istemiştir. Benim kendi düşüncem şu ya anahtar bu koridorlardadır. Ya da 8.katta oda dışında bir yerdedir. Belki de 8.katta da olabilir bu da bir olasılık. Ama derim ki son bir saat kalana kadar bizler 8.kat harici bu anahtarı baştan her yere bakarak arayalım hızlı bir şekilde her yere bakın ilk kapıları açıp oraya girmeden koridora, merdivenlerin köşelerine bakmalıyız. Zor bir yere konulduğundan eminim.” diyerek bakışlarımı etrafıma çevirdim. Her yerde olabilirdi ya da hiçbir yerdede değildi.

Bu bilinmezlikti.

 

7.ve 8.kat tek kalmıştı bakmadığımız. Onu ise 6.kata kadar tekrar gözden geçirdikten sonra bakmalıydık bence. Çünkü diğer katlarda bulursak 7. Katta odalara girmemize gerek yoktu. Uzun süren sessizlikten sonra Meriç konuşmuştu.

 

“Hala 7.katta anahtarı aramadık Hamra. Peki süremiz yetmezse ne olacak? Bence 7.katta aramaya devam edelim. Sonra bu katlara geri dönüp ararız tekrar. 8.katı da sona bırakabiliriz. Benimde kendi fikrim bu.” diyerek konuşmasını bitirmişti. Onun düşünceside uygundu.

 

“ Peki oylama yapalım o zaman, Meriç ‘in düşüncesini veya benim düşüncemi kabul eden el kaldırsın oylamaya göre hareket ederiz. “diyerek sözlerimi bitirdim. Meriç hemen ardından konuşmuştu.” Evet düşüncemi onaylayanlar kimler el kaldırsın?”

 

Meriç’ in konuşmasından sonra hemen el kaldıranlar Lavin ve Ediz’ di. Yani Meriç ‘beraber 3 kişi olmuştu. Geriye kalan 4 kişi de benim fikrimi onaylamıştı.

 

“O zaman başlayalım bakalım.” dedikten sonra onlara doğru yaklaşıp sessizce fısıldadım.

 

“ 8 karakterin kim olduğunu gösterelim Noir’ e ne dersiniz? Hızlı olup zaman bitmeden anahtarı bulmaya bakalım.” dedim ve tekrar eski yerime geçtikten sonra tekrar konuşmama devam ettim.

 

“ Girdiğimiz odalara girmeyelim herkes girdiği odaya giren olursa uyarsın anlaştık mı?” dedikten sonra odalar kafalarını sallayarak beni onayladılar. Sonra arkalarına dönerek ilk kattaki koridorda anahtarı aramaya başladılar.

 

⚓⚓

 

Odalar hızla ilk kattaki koridorda anahtarı arıyordular duvarlara dokunarak herhangi bir şey olup olmadığına bakıyordular.

Lale ilk kattaki duvar köşelerine bakmaya başladı. Orada anahtarı bulabileceğini düşünüyordu. Bulmak onun şimdilik en büyük umuduydu. Ama aradığını bulamamıştı, ordan ayrılıp ayaklarının altındaki parkeye sertçe basarak bir boşluk olup olmadığına analamya çalıştı.

 

Lale yavaşça bu işlemi gözüne kestirdiği parkede denerken , onun biraz ilerisinde olan ikizi merdivenlerin oraya doğru yürüyordu. Deren ‘in karşısında merdivenleri kontrol eden Ediz ve Meriç vardı. Onların yanına giderek aramaya oda başladı. Deren basamakları kontrol etmeye hızlı bir şekilde başladı. Ayaklarıyla basarak bir boşluk olup olmadığını aramaya çalıştı. Meriç ve Ediz ise korkuluklara bakıyordular. Zaman ilerlemiş ama odalar katlarda herhangi bir şey bulmuş değildi. İlk katta her yeri aramıştılar hatta hepsi ilk katta girmedikleri odalara girmiş ama sadece kapıyı açacak anahtarı bulup ordan ayrılmak zorunda kalmıştır.

 

İkinci, üçüncü, dördüncü, beşinci katlarda aramaya devem eden odalar maalesef çıkış bileti olan anahtarı bulmuş değillerdi. Şimdi ise odalara tekrar altıncı kata gelmiş girmedikleri odalara girmiştir. Deneyimledikleri için her katı odalarda kapıyı açacak anahtarı kolayca buluyorlardı. Saatlerin ardından odalardan ayrılıp yedinci kata çıkmak için hazırlanırken odalar sırayla merdivenleri tırmanırken en arkada olan Lavin ‘in sesini duyan odalar anında arkalarını dönerek Lavin’ e bakmıştılar. Lavin yere dizlerinin üstüne çökmüş parkeyi gösteriyordu onlara.

 

 

Hemen hızla çıkmak üzere oldukları basamaktan inen Hamra ve Deren, Lavin ‘in olduğu yere hızlı adımlarla ilerlediler. Lavin’ in yanına diz çöken kızlar hemen Lavin ‘i soru yağmuruna tuttular.

 

“Ne oldu Lavin yaralı mısın yoksa?” demişti Deren kolu dolu bir sesle.

Hamra hemen Lavin’ in omzuna elini koyup hasar kontrolu yapmaya başlamıştı gözleriyle Lavin ‘in bedeni gözleriyle inceleyerek. “ Ayağın mı battı parkeye anlamdım Lavin susmak yerine ne olduğunu anlatır mısın lütfen?”

 

Hamra’ ın sorusu ardından Lavin hızla konuşmaya başlamıştı. “Yürürken ayağım bu parkeye basınca bir boşluk olduğunu hissettim. Sanırım bu parkenin altı boş. Belki anahtar buradadır.” diyerek sözlerini bitirmişti. Hamra ve Deren hızla başlarını kaldırarak ileride onları izleyen erkekleri çağırdılar.

 

Onların yardımına ihtiyaçları vardı kızların. Meriç, Ediz, Barbaros hızlı adımlarla kızların olduğu yere giderken Asır öylece merdivenin basamağında karşısında olan görüntüyü izliyordu. Ruhsuz ve bıkmış bir ifadeyle. Erkekler kızların yanına vardığında anında altı boş olan parkeyi kırmaya çalıştılar ayaklarıyla oraya vurarak birkaç denemeden sonra parke kırılmış ve küçük bir delik oluşmuştu. Deren hızla elini o deliğe koymaya çalıştı. Herkes nefesini tutarak Deren ‘in o delikte ne bulacağını merak ediyordu.

 

Deren ellerini delikten içeri soktuğunda parmaklarına değen sert bir cisimle anında parmaklarını hareket ettirmeyi kesti ve bakışlarını o delikten çekip yanında olan Lavin’ e baktı. Hızla o cismi parmakları yardımıyla avcuna hapsedip delikten elini çıkardı. Herkesin bakışları Deren ‘in avcundan tuttuğu şeydeydi. Merak ediyordular. Bu merakları az sonra kaybolacaktı. Deren avcunu çıkardıktan sonra hemen avcunu açıp içindeki küçük siyah kağıda baktı. Tuhaf hissetti kendini o an Deren bu avcunda olan kağıtta ne yazıyor olabilirdi ki.

 

Hemen kağıdı parmakları yardımıyla açıp kağıdın üzerinde ne yazıyorsa okumaya başladı.

“ Hayat karmakarışık bir dünyanın gizemidir. Sen bu gizemi gizem içerisinde çözebilirsin. O halde oyun içinde olan oyunu bulmaya bak. Cümleyi birleştir ve şifreyi çöz ve şunu unutma her anahtar bildiğin anahtar değildir. Sana çağrıştırılan nesne başka nesnede olabilir. Her şeyin bir başlangıçı vardır birde sonu. Sona doğru git ve onu değiştirmeye çalış.” diyerek okumayı bitirmişti Deren. Herkes hala yazılanları tam olarak anlamış değildi. Meriç anında söze atıldı.

 

“ Ne demek istiyor ki anahtar nasıl başka bir şey olabilir ki? Yazılanlar çok karmakarışık anlayan oldu mu aranızda?” diyerek susmuştu Meriç ama yüz ifadesindeki şaşkınlık anbean anlaşılıyordu. Meriç 'in konuşmasından sonra merdivenlerin basamağında bekleyen Lale konuşmuştu.

 

“ Oyun içinde oyun diyor. Kağıtta yazan bu sizce nasıl bir oyun var şuan ki yaşadığımız oyunda? Noir ne tür bir şeyle bizi karşı karşıya bırakmış olabilir?” diyerek konuşmasını kesmişti. Lale ellerini saçlarına daldırıp saçlarını omuzlarından geriye atıp üzerinde durduğu basamağa oturdu yavaşça. Biraz önünde olan Asır ise hala yazılanlardan bir anlam çıkarmaya çalışıyordu.

 

Ama bu anlamı bulmak zordu ne anlatmak isteniyor bilemezdi. Barboros ise aklına gelen düşünceyi dile getirdi anında.

 

“ Belki de sandığımız bir anahtar değil bu başka bir şey de olabilir mesela bir kart. Biliyorsunuz ki çoğu koruma odalara girerken kartı cihaza okutuyorlar. Belki de bizde bir kartı arıyoruz bu olamaz mı?”

 

Barbaros sözlerini bitirdikten sonra Hamra Deren ‘in elinde tuttuğu kağıdı çekip aldı ve sonra yerinden hızla doğrulup koridorda bir ileri bir geriye girmeye başladı. Kağıda bakarak konuşmaya çalıştı.

 

“İlk cümleden başlayalım. Bize şunu söylüyor; Hayat karmakarışık bir dünyanın gizemidir. Yani biz şuan bir gizem içerisindeyiz ve bizden bu gizemi fark etmemizi istiyor Noir. Sen bu gizemi gizem içerisinde çözebilirsin. Yani bu oyunu oynayarak bunu anlayacağımızı söylüyor. Oyunu bitirmemizi istiyor Noir. Sadece bu oyunu da kast etmiyor. Bizden 8. Odaya kadar sabretmemizi. Oyun sonunda her şeyi tüm çıplaklığıyla öğreneceğimizi anlatmaya çalışıyor. O halde oyun içinde olan oyunu bulmaya bak. Biz şuan 8.oyun içerisindeki 5.oyundayız yani. 5 oyunun kurusu nasıl yapıldı bunu bulmamız gerekiyor bunu demek istiyor. Cümleyi birleştir ve şifreyi çöz ve şunu unutma her anahtar bildiğin anahtar değildir. Barbaros ‘un dediği gibi belki de bu bildiğimiz anahtar değilde bir şifre ya da kart olabilirde. Ve bizden cümleyi birleştirmemizi istiyor. 8.katta belki de olan oyun bu kağıtta olduğu gibi bir şifrede olabilir. Bu ihtimaller arasında. Sana çağrıştırılan nesne başka nesnede olabilir. Hepimizin ilk aklına gelenin başka bir şey olduğunu anlatmak istiyor. Anlayacağınız her şeyi baştan kurun bu kurguda bir şeyler eksik. Her şeyin bir başlangıcı vardır birde sonu. Her şeyin bir başlangıcı var diyor demi Noir yani burda olmamızın bir nedeni var. İşte kilit nokta bu o nedeni bulmalıyız hepimiz. Ama şimdiki önceliğimiz bu 5.oyunun altında yatan gerçeği bulup bu oyunu bitirmek. Sona doğru git ve onu değiştirmeye çalış. Belki de kandırıldık aslında hiçbir şey yapmadan 8.kata gidip ilk o katta başlasaydık belki de şimdiye oyun bitmişti. Noir bize dedi mi ki sırasıyla katlarda oynamalısın hayır öyle bir şey demedi sadece süre bittiğinde bir alt kata inecektik o kadar. Ama biz ne yaptık ilk katta oynayarak zaman kaybettik. Benim anladıklarım bu kadar. Sizler ne düşünüyorsunuz.”

diyerek sözlerini bitiren Hamra bakışlarını kağıttan çekip arkadaşlarına baktığında herkesin ona şaşkınlıkla baktığını fark etti.

 

Hamra kaşlarını çatarak dudaklarını aralayıp konuştu. “ Bana neden tuhaf bakışlarla bakıyorsunuz?” diye konuştu. Onun susmasından hemen sonra merdivenlerin korkuluklarına yaslanmış ve kollarını göğsünde bağlayan Asır şüphe dolu bakışlarını Hamra’ ya dikmişken dudaklarını araladı ve konuşmaya başladı onca sessizlikten sonra.

 

“ İmrenilecek bir zekan var Hamra. Bu şifreyi kısa sürede çözmen hayran oluşturacak bir şey. Peki bunu sormamda bir sakınca görmezsen şunu demek istiyorum. Umarım sende bizden birisindir. Buraya zorla getirilmiş biri diğer türlüsü bizi oyun içerisinde oyun oynayan biri olursun bizler gözünde.” dedi sert bir tonlamayla.

 

Hamra ise Asır ‘ın dediklerinden sonra duyduklarından sonra ellerini iki yana kaldırıldı ve şunları dedi.“ Ne yani benim bir yalancı olduğumu mu düşünüyorsunuz? Kağıtta yazılanları çözdüm diye mi sizlerin gözünde bu konuma eriştim? Anlamış değilim?”

Lavin hemen adım atarak Hamra ‘nın karşısında durdu ve şunları dedi.

 

“Hamra sadece kolayca bu bilmeceyi çözmenden bunu düşünmedik. Hatırlasana Noir’ e her karış çıkışında sana hiçbir şey yapmıyor. Bunları bizler yapsak ceza alırdık ama sende senin dediklerine sessiz kalıyor. Bunu hiç mi fark etmedin anlamış değilim? Sana ne yapsan kayıtsız kalıyor anla bunu . Ondan senden şüphe duymamız gayet mantıklı. Hatırlasana sana bir kere neden 001 olduğuna değinmişti.” Hamra duyduklarından sonra kafasını iki yana sallayarak konuştu.

 

“Yanılıyorsunuz benim sizlerden bir farkım yok. Hepimiz burda eşit şartlarda savaşıyor ve mücadele veriyoruz ona karşı.” Hamra sinirlerini yatıştırmaya çalışarak konuşmasına devam etti. “Şuan önemli olan bu değil bu konuyu sonra konuşalım.” dedikten sonra derin bir nefes alıp karşısında olanlara baktı hepsi ona şüpheci bakışlarla bakıyordu ama sorun değildi. Hamra onlara eninde sonunda gösterecekti bu oyunun onunla bir ilgisi olmadığını ama şimdilik önceliği bu oyunu tamamlamaktı. Ayaklarını komutlandırıp

 

7. Kata çıkmak için merdivenlere doğru ilerledi yavaş adımlarla . İlerlerken de konuşmayı ihmal etmedi.

 

 

“İsteyen benden şüphe etsin isteyen etmesin ama şunu bilin ki benim de bu oyun içerisinde Noir ‘in zorla burada alıkoyduğu sizlerden bir farkım yok. Sizler sadece karşı koymuyorsunuz o kadar ben karşı çıkıştığım için mi benden şüphe ediyorsunuz? Bu çok saçma. Şimdi isteyen 7. Kattan devam etsin isteyen direk 8.kata çıkıp kağıtta yazan ipucuyu arasın benimle. Seçim sizin sizi ben hiçbir şey için zorlamadım bugüne kadar sizler benim fikirlerimi doğru bildiniz ve beni takip ettiniz bu zamana kadar. Şimdi gelen gelsin gelmeyen istediğini yapmakta özgür.” dedikten sonra adımlarını hızlandırıp merdivenlerden 8. Kata çıkmaya başladı. Arkasında karmakarışık sorularla başbaşa bıraktığı kişileri umursamadan.

 

⚓⚓

 

Hamra’nın gidişinden sonra geriye kalanlar öylece merdivenlerin çıkıp giden kişiye bakmakla yetindiler. Herkes içten içe Hamra ‘nın bir onlardan bir farkı olmadığına inanıyordu. Ama bazı şeyler açıklanmıyordu işte. Orada kafa karışıklığı vardı. Bir kaç dakika sonra Hamra’ nın ardından giden kişi Lale olmuştu. Basamakları çıkarken anında arkasına dönüp bakmıştı.

“Hamra ‘nın bizden biri olmadığını düşünüyorsunuz ya yanılıyorsunuz. Aslında bazı şeyler insanı düşündürüyor ama hepsinde

Hamra’ nın bizler için yaptığını anlasanız ondan şüphe etmezsiniz. Ben onun düşüncelerine katılıyorum ve 8.kata çıkıp onunla şu anahtarı arayacağım. Hamra’ya güvenen gelsin derim. Güvenmeyen 7.kattan devam etsin aramaya.” diyerek sözlerini bitirmiş ardından basamakları tırmanmaya devam etmişti. Lale merdivenlerden 8.kata çıkarken geride kalanlar öylece söylenenlerden sonra bulundukları yerde düşünüyordular. Sessizliği ilk bozan Deren olmuştu.

 

Merdivenlere doğru yürümeye başlamıştı. Tek düşündüğü ikizinin haklı olduğuydu. O merdivenleri tek tek çıkarken Lavin’ de aniden Deren ‘in ardından ilerlemiş , Deren’ le beraber merdivenleri çıkmaya başlamıştı. Geriye kalan erkekler ise kızların ardından yavaşça basamakları çıkmıştı. Hepsi 7.katı eleyip 8.kata doğru yol aldılar.

 

Hamra 8.kata çıktıktan sonra koridorda bulunan 16 kapıdan farklı olan kapıya bakıyordu. Devasa kahverengi olan kapı fazlasıyla dikkat çekiyordu. Ve Hamra kapının yanında olan küçük cihaza bakıyordu. Tam cihaza doğru ilerlemişti ki arkasından duyulan adım sesleriyle bedenini arkaya çeviridi. Karşısında Lale ona doğru ilerliyordu. Hemen birkaç saniye sonra Deren ve Lavin ‘de gelmişti. Kızların ona destek çıkması Hamra ‘yı mutlu etmişti.

 

Tam onlara arkasında bulunan kapıdan bahsedecekken erkeklerin de merdivenlerden çıkarken görmesiyle dudaklarında küçük bir tebessüm belirmişti. Erkekler de onların olduğu yere gelince Hamra omuzlarını dikleştirip dudaklarını aralayıp konuştu. “ Herkesin burda olmasına sevindim. Evet sanırım herkes benimle hemfikir. Öncelikle arkamda duran kapıya odaklanalım. Kapının yanımda bir cihaz var. Sanırım onu şifre ile açmamız gerekli ve bence şifre odalarda bir yerde herkes odalara girip bir ipucu varsa toplayıp koridorda buluşalım herkes buradaki 2 tane odayada girsin

Çünkü belki de ilk girdiğiniz odada bulamayabilirsiniz. Ona göre hareket edelim.” diyerek sözlerini tamamladı. Onun konuşmasından sonra Barbaros düşündüklerini dile getirdi.“Peki Hamra diyelim ki ipucu bu katta değilse o zaman ne olacak?” diyerek bakışlarını Hamra 'ya sabitledi. Onun düşüncelerini şimdi merak ediyor ve duymak istiyordu. Çünkü bu gerilim dolu andan çar çabucak kurtulmak istiyordu Barbaros.

 

“Barbaros diyelim ki sen haklısın, bende şunu diyorum; yaşayıp görelim ne dersin? Ne olsa her türlü bu oyun oynanacak ve o şifre bulunacak. Bir elma çürük diye onu atmamalısın sadece o çürük kısmı bıçak yardımıyla kesip atman yeterli; aynı umutsuz düşünceleri zihnimizden atmak istememiz gibi.” diyerek yanıtlamıştı onu Hamra.

 

İkisinin konuşmasından sonra Lale ‘e devreye girerek konuştu.“ O halde zaman kaybetmeden aramaya başlayalım ne dersiniz?” diyerek ortamdaki gerilimi başka yöne çekmek istemişti. Herkes Lale’ nin dediğini yaparak gözlerine kestirdikleri kapıya doğru adımlarını yönlendirmişti. Hepsi aynı anda kapıyı açıp odaya girmiş ve kapı onların ardından otomatikman kilitlenmişti.

 

Zaman salise salise ilerlerken odalar gerginlik dolu dakikaların içerisinde hem kapıdan hemde onları bu oyundan kurtaracak anahtarı arıyordu. Onları izleyen Noir ‘in düşüncelerini bilmeden. Hamra’ nın yaptığı 2.atak yine Noir ‘in öfkelenmesini sağlamıştı. Her zaman bir şekilde onları kıl payıyla hata yapmaktan kurtarıyordu. Hamra’ ya karşı olan sabrın sonuna gelmişti. Bakalım ilerki zor oyunlarda da bu davranışları sergileyecek miydi? Noir sırtını sandalyeye yaslayarak kameralar sayesinde izleyebildiği odalarını izlemeye devam etti. Ekranda 8 ‘de gözüküyordu. Hepsi odaya girmiş karşılarında duran görüntüyü inceliyordu.

 

Az kalmıştı onlara verilen sürenin dolmasına tam tamına 6 kalmıştı. Fazlasıyla oyalanmıştılar. Bakalım bu oyunu bitirecek miydiler? Noir bunu gerçek anlamda merak ediyordu.

 

Odaya giren Lale, Lavin, Hamra, Ediz, Barbaros, Asır, Deren ve de Meriç karşılarındaki masanın üzerinde olan kırmızı, sarı, mavi anahtarlıklara baktılar. Ve duvarlarda ki rafların üzerinde olan küçük kilitli sandıklara... Raflara bakan odaların dikkatini küçük yuvarlak renkli olan halkalar çekti. Ve anahtarların uçlarından geçen halkanın renkli olmasına baktı.

 

Sanırım kolaylık olasın diye böyle bir ayrım yapılmıştı. Herkesin solunda duran rafın yukarsında olan halkanın rengi kırmızı sağında olanın ise sarı karşılarında olanın rengi ise maviydi. Herkes masada duran anahtarlarla o sandıkları açıp içinde anahtar ve şifreyi çözmek için ipuçları arayacaklarını anlamıştılar. Herkes sürenin başladığını biliyordu hepsi hızla karşısında olan masaya ilerleyip gözlerine kestirdikleri anahtarı alıp aynı renge ait olduğu rafa doğru yürüdü. Raflarda duran siyah sandıklara kısa bir göz attılar. İşleri epey zordu.

 

Lale eline aldığı sarı renge sahip olan anahtarlığı alıp sağındaki raflara ilerledi. Duvarda 3 sıra raf vardı. Duvar uzunluğu kadar ilerliyordu. Lale hızla davranarak sandıkları anahtarla açmaya başladı. 2.rafta elinde olan anahtarlıkla sırasıyla ona uygun mu değil mi diye denemeye başlamıştı. Önündeki sandığın anahtar deliğine sırasıyla anahtarı koyup açmaya çalışıyordu ama şuana kadar koyduğu hiçbir anahtar uyumlu değildi. Lale sabırla tek tek karıştırmadan bunu 2. Rafta olan bütün sandıklarda denemeye devam etti.

 

Deren elindeki kırmızı anahtarlığı aldığı gibi solunda olan raflara ilerledi. 3.raftan başlayarak sanıkları anahtarla açamaya çalıştı. Bu işlemi sırasıyla 3.rafta olan tüm sandıklarda denemeye devam etti. Elindeki anahtarı kilit deliğine koydu ve ona uygun mu diye anahtarı çevrildi ve anahtarı çevirdiğinde kilit açılmıştı. Sandığın kapağını açtığında içinin boş olduğunu gördü. Zaman kaybetmeden diğer sandığa anahtarı koyup açılıp açılmayacağını denedi.

 

Bu sandığa da anahtarı koyup uyup uymadığına bakındı. Onu açacak anahtarı bulmuştu sonunda anahtarı çevirdiğinde kilit açılmıştı. Sandığın kapağını açıp baktığında bunun da içinin boş olduğunu gördü. Ama pes etmeden aramaya devam etti hızlı bir şekilde.

 

Asır masada mavi halkalı anahtarı aldığı gibi ona ait halkanın rengine sahip olan rafın olduğu tarafa ilerledi. 1.raftan başlayarak sırasıyla sandıkların kilit deliğine anahtarı koyup onu açıp açmadığını denemeye başladı. Ama ilk denediği anahtar ona uygun değildi. Diğer anahtara geçip aynısını ondada denedi. Ama buda olmamıştı. Hızlı bir şekilde diğer anahtarlarıda aynı şekilde denemeye koyuldu. Elbet biri olacaktı. Bunu biliyordu.

 

Barbaros masada duran sarı halaya sahip olan anahtarlığı alıp sarı halkanın olduğu rafa ilerleyip 2.rafta duran sandıkların deliğine anahtarı sokup açmaya başladı. İlkinde başarısız olmuştu ama yılmadan teker teker anahtarları deliğe sokup ona uygun olup olmadığını kontrol ediyordu. Olacaktı eninde sonunda o sandıkların hepsini açıp bir ipucu bulacaktı.

 

Odalar hala içeride sandıkları açmaya devam ediyordu. Zaman ilerledikçe onlarda içeride sandıkları açmaya devam ediyordu. Ama onlar zamanlarının 10 dakika olduğunu sanarken onlar 8.katta toplam 30 dakika sonra alt kata inecektiler. Bu zamma kavramından haberdar olamadıkları için onlar hızlı ve endişe içerisinde sandıkları açmaya çalışıyordu. Odaya girdiklerinden bu yana tam tamına 16 dakika geçmişti geriye kalan 14 dakika içerisinde o sandıkları açıp o ipuçlarını bulmalıydılar.

 

Hamra masadan aldığı kırmızı halkalı anahtarlıkla solda duran rafa ilerlemiş ve 2.raftan başlayarak anahtarla sandıkları açmaya başlamıştı. İlk denemesinde açmamıştı sandığı. Sonra daha dikkat ederek sırayla anahtarları deneyerek sandığı açan anahtarı bulmuştu. Anahtarı çevirip kilidi açtıktan sonra sandığın kapağını açıp içerisine bakmıştı. İçerisinin boş olduğunu gördükten sonra zaman kaybetmeden diğer sandığı açmaya girişmişti. Bunu sırasıyla devam ettiriyordu.

 

Geriye kalan iki erkek Meriç ve Ediz ellerine aldıkları kırmızı ve sarı anahtarlıkları alıp raflara ilerlemişti. Meriç kırmızı anahtarlıkla solda olan raflara gitmişti. Ediz ise sarı anahtarlıkla sağda olan raflara ilerlemişti. Meriç elinde tuttuğu anahtarla 1.raftan başlayarak anahtar yardımıyla sandıkları açmayı denedi. Ediz de hızlı bir şekilde elindeki anahtarlıkla karşısında olan sandığa uygun anahtarı arama çabası içerisindeydi. Uzun bir uğraş sunucu ona uygun olanı bulmuştu. Anahtarı çevirip kilidi açtıktan sonra küçük siyah sandığın kapağını açıp içine bakmıştı ama baktığında sandığın içinin boş olduğunu fark etmişti. Ediz hemen hızla yandaki sandığa geçip aynı işlemi onda da denemeye başlamıştı.

 

Lavin mavi halkalı anahtarlığı alıp karşısında olan mavi halkalı simgeye sahip olan raflara doğru ilerlemeye başladı. Elindeki anahtarlığı sımsıkı tuttuğu parmaklarının arasında daha da sıkmaya başladı. Rafların tam karşısına geçtikten sonra gözüne ilk çarpan 2.rafta olan en başta olan sandıktan başladı aramaya. Anahtarları sırayla deneyerek ona uygun mu diyerek bakmaya başladı. İlerleyen zaman karşı yarışıyordu. Daha hızlı olmalı alt kata inmeden bu odadan çıkmayı başarmalıydı.

 

Tüm odalar mavi, kırmızı ve sarı halkalı sembollü raflarda ipuçlarını aramaya koyulmuştular. Herkes tedirgin bir o kadar da sakin kalmaya çalışıyordular. Daha başaran olmamıştı. Kapının anahtarı ve ipucunu bulan. Çoğu ilk raflarını elemiş ikinci raflarına geçmişti. Herkes aynı işlemi bu raflarda da tekraralmıştılar.

 

Lavin sarı halkalı sambole ait olan rafta anahtarlarla arıyordu ipucunu ve kapıyı açaçak olan anahtarı. İlk birkaç sandığı açmış ve içlerinin boş olduğunu görmüştü. Zaman geçtikçe stresi gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. Önündeki sandığı açacak anahtarı bulup sandığı açmayı başardığında onunda diğerleri gibi bol olduğunu görünce bir sonraki sandığı açma girişimine başlamıştı. Onu açaçak anahtarı bulduktan sonra anahtarı çevirip kilidi açtıktan sonra sandığın kapağını açıp baktığında şaşırmıştı. Çünkü beklemediği bir anda anahtarı ve bir küçük kağıt bulmuştu.

Sandığın içerisinde olan anahtarı ve küçük kağıdı alıp parmaklarıyla avcuna hapsettikten sonra arkasını dönüp kapıya doğru koşmuştu . Kapıyı avcunda tuttuğu anahtarla açtıktan sonra odadan çıkmıştı.

 

Meriç kırmızı halkalı sembole sahip olan rafta aramaya hala devam ediyordu. Şuana kadar birçok sandığı açmış içlerinin boş olması onu gerçekten sinirlendirmişti. Artık her sandığı bıkkınlıkla açıyordu. Karşısında olan sandığı elinde tuttuğu mavi halkalı anahtarlıkla açmaya başladı. Ona uygun anahtarı uzun uğraşlar sonucu bulduktan sonra sandığı açıp içerisine bakınca aradığı şeyi bulduğunu görünce önce şaşırmış ardından hızla içerisinde olanı kemikli parmaklarıyla alıp arkasına dönüp kapıya doğru hızlı adımlarla ilerlemiş ve kapıyı anahtarla açmış ve odadan çıkmıştı.

 

Lale ve Lavin kırmızı halkalı sembole ait rafa ilerlemiş ve ellerinde olan anahtarlıkla sandıkları açmaya başlamıştılar. Her ikiside artık zamanın bitti bitecek olmasını düşündükleri için tedirginlikle sandıkları açamaya devam ediyordular. Lavin önünde olan sandığın anahtarını şans eseri ilk denemede bulmuş ve hemen sandığın kilidini anahtarıyla açıp içerisine bakmıştı. İçerisinde anahtar ve küçücük bir kağıt parçası bulmuştu zaman aleyhine işlediğini bildiği için anahtarı ve kağıdı parmaklarıyla alıp birkaç adım uzağında olan kapıya ilerlemiş ve anahtarı kapı deliğine sokup anahtarı çevirdikten sonra kilit açıldığı gibi kapının kolunu aşağıya indirip kapıyı açtıktan sonra odadan çıkmıştı.

 

Lale ise önündeki sandığı sonunda bulabildiği anahtarıyla açmış ve içinin boş olduğunu gördükten sonra diğer sandığa geçip onu açaçak anahtarı aramaya başlamıştı. Birkaç dakika sonra anahtarı bulmuş ve anahtarla kilidi açtığı gibi sandığın kapağını açıp içerisine göz attığında onu karşılayan küçük bir kağıt ve anahtarla yüzünde küçük bir tebessüm belirmişti. Hemen anahtar ve kağıdı sandığın içinden alıp avcuna hapsedip kapıya doğru birkaç adım attıktan sonra karşısında durmuş ve avcunda olan anahtarla kapının kilidini açıp odadan ayrılmıştı.

 

Asır ve Barbaros ellerinde olan anahtarlarla sandıkları açmaya devam ediyordu. Asır önündeki sandığı açacak anahtarı bulduğunda hemen kilit deliğine anahtarı yerleştirip anahtarı çevirip kilidini açtıktan sonra sandığın kapağını açıp içine baktığında içinde anahtarı ve küçük bir kağıt görünce onları iri parmaklarıyla avcuna alıp kapıya doğru adımladıktan sonra kapıyı anahtar yardımıyla açıp odadan çıkıp gitti.

 

Barbaros önünde uzun uğraşlar sonucu bulduğu sandığı açacak anahtarı bulmuş ve hemen kilidi açtıktan sonra sandığın kapağını açıp içerisine bakınca karşısında olan manzara ona küçük bir şaşkınlık yaşattı. Bu şaşkınlıktan kurtulup hemen kağıdı ve anahtarı alıp kapıya ilerledi. Kapının kilidini açıp odadan çıkmıştı.

 

Koridorda kalan iki kişiyi bekleyenler gergindiler hepsi duvar dibine çökmüş onların çıkmasını bekliyordu.

Lale gerginlik içerisinde kapıdan ikizinin çıkmasını bekliyordu. Dayanamayarak konuşmuştu. “Neden hala Hamra ve Deren çıkmadılar? Bir şey mi oldu acaba?” dedikten sonra dudaklarını kemirmeye devam etti. Deren ‘i fazlasıyla merak ediyordu. Endişe içerisinde bir oraya bir buraya yürümeye başladı. Onun bu halini gören Lavin onun yanına giderek omuzlarını tutarak onu sakinleştirecek sözleri söyledi.

 

“ Hadi ama endişelenme daha zaman var bak alt kata daha inmediler. Bulacak buna inan belki de şimdi bulmuştur bile.” Diyerek sözlerini tamamladı. Lavin sözlerini tamamladığı gibi koridorda açılan iki kapıdan çıkan kızlara baktı herkes. Dışarı çıkan ve Lale ve Hamra onlara doğru ilerledi. Herkes oturduğu yerden doğrulup Hamra ve Lale ‘nin yanına gittiler. Hızla söze ilk Meriç atıldı.

 

“Ne oldu buldunuz mu kağıdı?”

Bu sözünden sonra Deren ve Hamra aynı anda hayır dediler. Hamra ve Deren birbirlerine baktıktan sonra Hamra konuştu. “Siz burda bekleyin ben ve Deren hala bulamadık. Başka odaya girip aramaya devam etmeliyiz. Sizler girdiğiniz odalara girmemizi sağlayın geriye kalan odalara girip bizde ipuçlarını bulmalıyız.. Zaman azalıyor 8.kattan hemen çıkmalıyız.” Dedikten sonra Deren bin ellerinden tuttuğu gibi karşı tarafta olan kapılara doğru yürüdüler.

 

Noir ise keyifli bir şekilde Hamra ve Deren ‘i izliyordu. İçinden tamda şunları düşünüyordu. Tüh! Yazık oldu. Şimdi geriye kalan sürede o ipuçlarını bulacaklardı. Acaba ne kadar süre kalınca bulacaklardı kim bilir?

 

Şimdi büyük tedirginlik yaşayan Hamra ve Deren endişeli içinde aynı oyunu oynayacaktı.

Peki geriye kalan 8 odada hangisinde bulup aynı oyunu kaç kere oynayacaklardı? İşte bu merak konusuydu.

 

Loading...
0%