@kupalaralayiksin
|
İki gün geçmişti. Bu iki gün içinde, Mete ile aramızda biraz mesafe hissettim ama her şey eskiye dönmeye başlamıştı. Zehra konusunu ikimiz de açmamıştık; ben onun sözlerine güvenmeye çalışıyordum, o da bana her zamankinden daha fazla ilgi göstermeye başlamıştı. Naz’la da fırsat buldukça vakit geçiriyor, aklımdaki huzursuzluğu dağıtmaya çalışıyordum. Akşam saatlerinde yine Mete ile buluşmak üzere hazırlanıyordum. Mete, antreman çıkışında beni evden alacak, birlikte yemeğe gidecektik. Naz ise Mertcan’la sahil kenarında küçük bir buluşma planlamıştı. Naz’ın heyecanı yüzünden okunuyordu, elbisesini seçerken sürekli fikir alıyor, gülümseyerek aynaya bakıyordu. Saat 7'ye yaklaştığında, Mete beni arayıp kapıda olduğunu söyledi. Naz'ı öptüm ve bana haber vermesini tembihleyip hızla evden çıktım. Mete arabadan inmemişti. Bende hızla bindim. Üzerinde her zamanki şıklığı vardı ama bu kez yüzündeki sakin ifadede sanki bir şey söylemek ister gibiydi. Arabaya bindiğimde bir süre sessizce sürdü. Ben dayanamadan mırıldandım '' hoşbuldum Metehan'' bana baktı bir an. Bir gülümseme ile mırıldandı '' Hoşgeldin sevgilim'' Yemeğe gidene kadar aramızda bir şeyler konuşmak istemiyormuş gibiydi. Onun bu hali ile bende susup koltuğa sindim. Nihayet restorana ulaştığımızda bana dönüp derin bir nefes aldı. “Nehir, biliyorum, son birkaç gündür seni biraz huzursuz ettim,” dedi. Sesi, alışık olduğumdan daha huzursuzdu. Gözlerinin içindeki endişeyi fark ettim. “Sana olan hislerimin ne kadar derin olduğunu göstermek istiyorum, bu yüzden bugün sana özel bir şey hazırladım.” Şaşkınlıkla ona baktım. "Ne hazırladın?" diye sordum. Elini hafifçe tuttum ve beni sahil kenarındaki masaya oturttu.Mete yanıma otururken, cebinden küçük bir not çıkardı. "Her zaman kalbimde taşıdığım sözler var,” diyerek notu bana uzattı. Titreyen ellerimle notu açtım. İçinde, Mete’nin bana olan sevgisini anlatan birkaç cümle ve onun el yazısıyla yazılmış kısa bir şiir vardı. İçimdeki tüm şüpheler, o anın huzurunda kayboldu. Gözlerimden hafifçe yaşlar süzülürken, “Sana güveniyorum, Mete. Seni hayatım boyunca sevicem sevgilim” dedim. O an kollarını boynuma doladı, beni sıkıca sararak dudağımdan hafifçe öptü. Geri çekildikten sonra cebinden ayrıca kolye kutusu çıkarıp açtı. Küçük bir kolye kutusu çıkardığında kalbim hızla atmaya başladı. Kutunun kapağını açınca içinde zarif, küçük bir kalp figürlü kolye gördüm. Kolyenin üzerinde baş harflerimiz, “M” ve “N” iç içe işlenmişti. Gözlerim şaşkınlıkla parladı, bu kadar anlamlı ve özel bir hediye beklemiyordum. “Bu, sana olan sevgimi her zaman yanında hissetmen için,” dedi Mete, gözlerimin içine bakarak. Sesindeki samimiyet, beni daha da etkiliyordu. “Sana bu hediyeyi, kalbimi her zaman yanında taşıman için verdim,” diyerek kolyeyi boynuma taktı. Kolyeyi boynumda hissederken Mete’nin gözlerinde beni derinden etkileyen o yoğun sevgiyi gördüm. Elimi tutup bana yaklaştığında, “Bu iki gündür yaşananlar yüzünden üzgünüm, Nehir. Biliyorum, bazı şeyler senin içinde kalmış olabilir. Ama söz veriyorum, senin güvenini ve mutluluğunu her şeyin üzerinde tutacağım,” dedi. “Benim için gerçekten çok değerlisin, sevgilim,” dedim, gözlerimden birkaç damla yaş süzülürken. “Ben gerçekten seni tanıdığım için çok şanslıyım ''Mete, elini yanağıma koyarak beni tekrar kendine çekti. “Öyleyse bunu bir başlangıç olarak düşünelim,” dedi. “Sana, her gün sevgimi tekrar tekrar göstereceğime söz veriyorum.” Gecenin o güzel atmosferinde, sahilin huzurlu sesleri arasında birbirimize olan hayranlığım daha da arttı, içimdeki tüm şüpheler silindi ve ona duyduğum aşk yeniden tazelendi. Yemekten sonra sahilde biraz daha yürüdük ve gecenin sonuna doğru Mete beni eve bıraktı. Arabadan inmeden önce elimi sımsıkı tuttu. "Unutma," dedi hafifçe gülümseyerek, "her zaman yanındayım." Başımı onaylarcasına salladım, "Ben de her zaman senin yanındayım, Metehan." Vedalaşıp arabadan indim ve hızla eve geçtim. Üstümü değiştirdikten sonra koltuğa oturup Naz'ı beklemeye başladım. Ne olduğunu çok merak ediyordum. Elim arada istemsizce kolyeye kayıyordu. Aklıma Mete'nin güzel gülüşü geliyordu. apıyı kapattıktan sonra Yaklaşık yarım saat sonra kapıdan anahtar zorlama sesi geldi. Naz’ın yüzündeki gülümseme, gecenin onun için de güzel geçtiğini açıkça gösteriyordu. Elindeki çantayı bırakıp ayakkabılarını çıkarırken göz göze geldik ve birden gülerek yanıma koştu. "Anlat, hemen anlat," dedim heyecanla. Gözleri ışıl ışıldı. Naz ellerini çırpıp derin bir nefes aldı. “Nehir, inan bana, hayatımın en güzel akşamlarından biriydi! Mert o kadar nazikti ki… Önce sahilde yürüdük, sonra deniz kenarında biraz oturduk, çok samimiydi.” Bir an durup bana baktı, sonra hafifçe başını eğdi. “Beni gerçekten önemsiyor gibi hissettirdi.” Onun bu mutluluğunu görmek beni de sevindirdi. Çok uzun zaman sonra Naz'ın bu hisleri hissetmesi benim içimdeki duyguları arttırdı. “Senin de böyle özel birini bulman harika. Bunu çok hak ediyorsun,” dedim samimi bir şekilde. “Peki, sana bir şeyler söyledi mi? İkiniz arasında bir şeylerin daha ciddi olabileceğini düşündürecek bir şey?” Naz başını sallayıp gülümseyerek, “Aslında, bu konuda biraz konuştu. Yani ciddi bir ilişki gibi değil ama, hani böyle… yakın olmak istediğini söyledi. Beni daha yakından tanımak istediğini.” dedi. Ona sarılıp yavaşça saçlarını sevdim. Ayrıldıktan sonra gözleri boynumdaki kolyeye kaydı ve parmaklarıyla hafifçe dokundu. "Bu kolye... yeni mi?" dedi şaşkınlıkla. Gözlerim parladı. "Evet, Mete almış," dedim mutlu bir gülümsemeyle. "İkimizin baş harfleri işlenmiş." Kolyeyi elime alarak Naz’a gösterdim. Naz gözlerindeki hayranlıkla başını salladı. "Gerçekten çok güzel," dedi. "Belli ki Mete de seninle bir ömür geçirmeyi düşünüyor." Derin bir nefes aldım ve onun sözlerini içime sindirdim. Naz’ın desteği bana güç veriyordu. "Yani gaiba öyle," dedim düşünceli bir sesle, "sanırım birbirimize çok değer veriyoruz."
|
0% |