Yeni Üyelik
5.
Bölüm

❤️‍🔥5.BÖLÜM❤️‍🔥

@kurnazz

Sabah saat yedide uyanmış ve banyoya girip küçük bir duş almıştım.

Bugün öğlen bizimkilere herşeyi anlatacaktım ama nasıl anlatacağımı bilmiyorum.

Üstümü giyinip odadan çıktım.

Tam merdivenlerden inerken karşıma abim çıktı.

O da yukarı çıkıyordu.

Yüzüme nefret ile bakarken. "Babam seni çağırıyor."dedi. Kaşları her zamanki gibi çatıktı.

"Yine ne olduda çağırıyor beni."

"Bilmiyorum. Sorgulama ve yürü git, babamın yanına."

Annem yeniden evlendikten sonra abim hemen o adama bağlanmıştı.

Gözlerimi devirdim. "Nerede?"diye sordum sadece.

"Çalışma odasında."dedi ve yüzüme bile bakmadan yukarı çıktı.

Derin bir nefes verdim.

Abimi küçükken biraz severdim ama artık hiç sevmiyorum.

Bıkkınlıkla o adamın çalışma odasına doğru gittim.

Kapıyı çalmadan sertçe açtım.

Kaşlarım çatık bir şekilde içeri girip baktım.

Ama bakar bakmaz üvey babamın karşısında oturan kişiyi gördüm. Alparslan Demir.

Kaşlarım düzelirken yutkundum.

Üvey babam,"Sonunda gelebildin Derya. Geç otur ve bir daha kapıyı çalmadan içeri girme."dedi sertçe.

Ben gözlerimi Alparslan'dan ayırmazken o da bana bakıyordu.

Hemen kendime gelip Alparslan'ın karşısındaki koltuğa oturdum.

Bakışlarımı üvey babama çevirdim. "Ne oldu."

"Az bir bekle. Daha yeni geldin, yavaş yavaş anlatırız."dedi üvey babam.

Aklıma bir şey geliyordu ama onu arkaya ittim.

O olmamalıydı. Dediği şey gerçek olmamalıydı.

Derin bir nefes alarak. "Ama benim zamanım yok. Ne anlatıyorsanız anlatın, yoksa gidiyorum ben."dedim sertçe.

Birazdan bizimkilerin yanına gidicektim ama ben burda oturup bunlarla konuşuyordum.

Üvey babam,"Nereye gidiyorsun?"

"Bizimkilerin yanına gidiyorum. Hem ben ne zamandır sana hesap veriyordum."

Alparslan ilk kez konuşmaya dahil oldu. "Ailevi nedenlerinizi sonra konuşursunuz."dedi gözleri benim üzerimdeyken. Devam etti. "Derya'nın dediği gibi benim de işim var. Hemen söyleyelim."

"Tamam."dedi üvey babam.

Birden Alparslan'ın dediği şey yüzünden başımdan aşağı kaynar sular döküldü. "Haftaya Çarşamba seni istemeye geliyorum. Haftaya kadar hazırlan."

Bu cümleden sonra dönüp kaldım.

Haftaya mı?

Alparslan dediğinde bu kadar ileri gidiceğini düşünmemiştim.

"N-ne diyon sen ya?"dedim birden sertçe.

"Haftaya seni istemeye geliyor. Sözümün üstüne söz istemem. Haftaya kadar hazır ol Derya."

"Hayır, hayır böyle bir şey olmaz. Olamaz."dedim hızla.

Tam üvey babam ağzını açıp bir şey söylüyordu ki, Alparslan ondan önce davrandı.

"Bizi biraz yalnız bırak."

Üvey babam,"Tamam siz konuşun."dedi ve bana dönüp,"Dediğimi yapıyorsun. Başka birşey istemiyorum."dedi ve gitti.

Birkaç saniye sesiz kaldık.

En son ben,"Bu konuda ciddi olduğunu sanmıyordum."dedim.

"Ciddiydim hemde çok ciddiydim küçük kız."

"Bana neden küçük kız diyorsun?"diye sordum uzun zamandır merak ettiğim soruyu sorarak.

"Belki önemli bir anısı vardır."kaşlarını kaldırdı,"Ha ne dersin,var mıdır?"

"Bilmem. Belki vardır, belki yoktur."dedim.

Yutkundu,omuzları düştü."Hemde çok büyük bir anısı var. Bir tane değil bir sürü anısı var,ama o hatırlamıyor."dedi.

Yutkundum. "Neden böyle bi şey yaptın?"diye sordum ilk. Hemen ekledim;"Ben seninle evlenmek istemiyorum, ama sen bana sormadan beni istiyorsun."

"Seni korumak için. Seni buradan kurtarmak için."dedi.

Bu kadar net davranacağını düşünmemiştim.

Beni sadece buradan kurtarmak için mi evleniyor?

Nedensizce sinirlendim.

"Sadece korumak için mi?"diye sordum. Hemen ekledim yanlış anlamaması için,"O zaman evlenmene gerek yok. Kendim kendimi kurtarırım ben."dedim.

Yüzünde küçük bir gülümseme oluştu. "Ha tabi birtek korumak için değil. Aşık olduğum içinde."dedi.

Merak ediyorum da beni nerede gördü de aşık oldu.

Güldüm. "Anladım."dedim sadece.

Sonra aklıma bizimkiler ile buluşucağım aklıma geldi.

"Benim gitmem lazım"dedim ve çıkmak için bir hamle yaptım.

Ama tam kapının oraya geldiğimde Alparslan beni bileğimden yakaladı.

"Ne oldu?"dedim, şaşkınca.

" Birşey olmadı."dedi.

"E o zaman beni niye durdurdun?"diye çıkıştım.

"Birşey söylemek için."

"Söyle."

Derin bir nefes aldı. "Hatırlıyor musun?"diye sordu.

Kaşlarım havalandı. "Neyi hatırlıyorum?"dedim sorarca.

Derin bir nefes alıp,verdi. "Geçmişi. Geçmişi hatırlıyor musun?"

Yutkundum. Çoğu anıyı hatırlamıyordum. "Birkaç şey hariç, herşeyi unuttum."dedim. "Neden sordun?"

"Hiç. Öylesine."dedi ama gözleri öyle demiyordu. Kırgın ve hüzünlü bakıyordu.

"Emin misin? Öylesine mi?"diye sordum.

Başını salladı."Evet öylesine."

"Anladım. Benim artık gitmem lazım."

"Tamam."

Derin bir nefes aldım. İçimi garip bir his kapladı.

Hemen koltuktan çantamı alıp odadan çıktım.

Tam kapının oraya geldiğimde aklıma bir şey geldi. Benim hayatımı değiştiricek birşey.

Ben, Melis ve hatırlamadığım bir çocuk.

Koltukta oturup çizgi film izliyorduk.

Normel bir anıydı ama sorun şu ki o çocuk birisine çok benziyordu. Alparslan'a benziyordu.

Başım döndü. Düşmemek için duvara tutundum.

"İyi mısın?"

Kafamı kaldırıp kimin olduğuna baktım. Alparslan'dı.

Yutkundum. "E-vet. İyiyim."dedim ama hiç de iyi değildim.

"Emin misin?"diye sordu bu seferde.

Başımı aşağı yukarı salladım."Eminim. İyiyim."dedim yeniden.

"Anladım."dedi. Sonra ekledi,"Seni bırakayım mi?"diye sordu.

"Hayır ben giderim."dedim.

"Öyle olsun."dedi.

"Görüşürüz."dedim.

Kaşları havalanırken, yüzünde de kücük bir sırıtış oluştu. "Görüşücek miyiz?"dedi.

Kaşlarım çatıldı. "Tabiki hayır."dedim.

Güldü."Tamam, görüşürüz."dedi.

Gözlerimi devirdim.

Evden çıktım ve arabaya bindim.

Kafeye doğru ilerledim.

Şimdi ben bunlara bu olayları nasıl anlatıcaktım?

Melisa ile dün konuşmamızdan sonra hiç konuşmamıştık.

O aklıma gelen çocuk Alparslan olabilir miydi?

Aklım artık hiçbirini almıyordu.

Yorulmuştum. Bu hayattan yorulmuştum artık.

Neden herşey benim başıma geliyor? Neden?

Hayat gariptir tüm aksilikler senin başına gelebilir.

 

 

​​

 

 

 

Loading...
0%