Yeni Üyelik
8.
Bölüm

Gerçeği Geldi

@kuryil

Buraya geldik iyi güzel de.. burası bildiğin gep geniş devasa bir salon ya. Ben böyle odalı bir şey bekliyordum. Şimdi ben bu kadar kişinin ortasında bu kızı nasıl kaçırıcam ki?

 

Uzun saçlı adam bana sadece bir dalga saldırdı ve savunma hakkımın çeyreği gitti. Bu sadece birkaç saniyede oldu. Şimdi ben hayvansı gücümle bu çarmahı parçalayıp kızı alsam kaçsam..

 

Bakışlarımı etrafta gezdirdim. Ancak.. başka çıkış göremedim.

 

Mekanın tek çıkışı var..oraya dümdüz koşsam, sırtımda taşıdığım kızla beraber bi 10 saniye sürer. Yani tek saldıran o uzun saçlı adam olsa kaçabilirmişim. Ama..

 

Salona baktım.. 2 düzine cübbeli vardı. Bunların saldırıları o uzun saçlınınki kadar değilse, belki vücudumla dayanırım ama.. taşıdığım kıza gelirse aynısını onun için diyemem.

 

Yani bunu başaramam.. keşke bulunduğum durumu daha iyi bilseydim. O zaman bir şeyler uydururdum.

 

Uzun saçlı adam yanıma geldi. “Efendim, neden başlamıyorsunuz?”

 

Ona baktım. Yüzümde gururlu ve zeki bakışım vardı. “Üslubun değişmiş. Dışarıda daha rahat gibiydin.”

 

Adam mahçup bir ifade takındı. “Özür dilerim. Anlık olarak 3 adet 3. Yuva büyü kullanınca başıma ağrı girdi. Düzgün düşünemedim. Affedin beni.” Saygıyla başını eğdi.

 

Üçüncü yuva büyü mü?

 

Görünüşe göre büyülerin seviyesi var.

 

..aslında bu isim tanıdık gibi.

 

Sanki bir oyunda buna benzer bir şey görmüştüm.

 

“Sorun değil canım. Herkes hata yapar.”

 

Adam kafasını kaldırdı. Bir deliden bu anlayışı beklemiyor gibi.

 

“Neden başlamadığımı sordun değil mi? Açıkçası.. ne yapacağımı unuttum.” Evet. Neden bu cevabı vermeyeyim ki? Sonuçta ben bir deliyim.

 

“Ne?” diye şaşırdı adam. Sonra bakışları anlık olarak Gordon’a döndü.

 

Tekrar bana döndüğünde fısıldayarak anlatmaya başladı. “Efendim, deliliğin yozlaşmış enerjisini kullanarak bu kızın saf ruhunu bozacaktınız..!”

 

Oh. Demek bundan geldim.. nasıl yapıcam lan onu?

 

Bir dakika.. bunu da sorabilirim galiba.

 

“Bunu nasıl yapıcam gülüm?”

 

Bu sefer adam bana garipserce baktı. Sanki çok saçma bir şey sormuşum gibi.

 

Has.. pot mu kırdım yoksa?

 

“Efendim bu sizin en temel yeteneklerinizden değil mi? Deliliği yaymak? Sizin için nefes almak gibi olduğu söylenen yetenek..”

 

O nasıl bir yetenek lan?

 

Bu dünyada delilik bulaşıcı bir hastalık falan mı?

 

“Anladım.. bu yeteneği hiç kullanılarken gördün mü?”

 

“Hayır efendim. Sizin taraf biraz.. diğerlerinden uzaktır bilirsiniz. Görme fırsatımız olmadı.”

 

Ah mantıklı. Sonuçta kim bir deli ile dost olmak ister ki? Sağı solu belli olmaz.

 

“Anladım.. o zaman karıştırmam normal canım. Biz ona deliliği yaymak değil, doğru yolun izi diyoruz.”

 

Uzun saçlı adam şaşkınlıkla gözlerini açtı. “Öyle mi? Ama böyle bir şeye nasıl doğru yolun izi denir ki? Çok saç-“

 

“Hadsizlik etme.” diye kestim sözünü sert bir ton ile. Sonuçta tanrısına koyu bir şekilde inanan birisi böyle yapar değil mi?

 

Adam telaşla başını eğdi. “Özür dilerim efendim. İstemenden-“

 

“Tamam tamam. Olur böyle şeyler.” Diye lafa girdim. “Dışarıdan nasıl göründüğümüzü biliyorum. Şaşırman normal.”

 

Bekle, adamın sempatisini kazanıcam diye biraz fazla zeki olmadım değil mi?

 

..neyse delidir ne yapsa yeridir.

 

“Bu yeteneği kullanmak için, bazı özel koşullar var.”

 

“Ne gibi koşullar efendim?”

 

“Kurban ile kimsenin görmediği sessiz bir odada olmalıyım.”

 

Adam şaşırdı. “Böyle bir koşuldan haberimiz yoktu efendim. Ama bu nasıl olacak ki? Ayini tamamlamak için burada olmamız gerek.”

 

Hadi ya.. bu da işe yaramayacak gibi.

 

“En azından.. kimsenin bizi göremediği bir ortam olmalı. Yoksa sizler de.. doğru yolun izini tadarsınız.”

 

Bu bilgi ile adam titredi. “H-Hemen efendi Gorgon ile bu konuyu konuşacağım efendim.”

 

Sonra uzun saçlı adam Gorgon’un yanına gitti ve ismini seslenerek dikkatini çekti.

 

Gorgon “NAH!” diyerekten tekrar duayı sonlandırdı.

 

“Ne oldu?” diye sordu uzun saçlı adama, yüzünde karanlık bir ifade ile.. işi bölündüğü için kızgın gibi duruyor.

 

Uzun saçlı adam ona durumu açıkladı.

 

Sonra Gorgon şaşkın bi ifade ile bana döndü. “Böyle bir adetten haberim yoktu.” dedi. Ardından kaşlarını çattı. Birkaç saniye düşündükten sonra platformun aşağısına doğru baktı ve, “Asriax!” diye seslendi.

 

Bu sesleniş ile secdede olan bir mürit kalktı ve platformun önüne geldi. “Evet efendi Gorgon!”

 

Parmağı ile çarmaha gerilmiş kızın önündeki zemini gösterdi. “Şuraya bir duvar çek. Duvarı, bu taraftan ardını kimse görmeyecek şekilde yarat.”

 

“Emredersiniz efendi Gorgon!” Cübbeli mürit olduğu yerde eli ile bir takım hareketler yapmaya başladı. Sanki.. narutodaki el mühürleri gibi bir şeydi. 10 saniye kadar sürdükten sonra avuç içlerini bir anda altındaki zemine vurdu!

 

Aynı anda Gorgon’un gösterdiği zeminden düz bir çizgi halinde taş bir duvar yükseldi!

 

Duvarın boyu 3 metreyi geçikti. Genişliği de Gorgon’un dediği gibi ardındaki kimsenin göremeyeceği kadardı.

 

Gorgon bana baktı. “Bu kadarı yeterli mi?”

 

“Eh, idare edicez artık.” dedim ve duvarın arkasına doğru yöneldim.

 

O tarafa geçip baktığımda gerçekten de kimsenin görünmediğini fark ettim. Eğer hiç ses çıkarmasalar burada yalnız olduğumu bile düşünürdüm.

 

“Ancak,” diye söze girdi Gordon duvarın ardından. “Kızın saflığını yeteneğinle yozlaştırmak için buradasın.. aptalca bir şey yapma.”

 

“Endişelenmee. Beni kim sanıyorsun?”

 

“Bir deli.” diye yanıtladı Gorgon.

 

..inkar edemedim.

 

Sonrasında Gorgon tekrardan duasına başladı.

 

Ee geldik şimdi ne yapıcam.. gizli gizli kızı prangalarından kurtarabilirim. Bu bana önceki planım için en az 5 saniye kazandırır. Ancak hala kapıya varmam 10 saniye alır.. ki kurtulsam bile büyülerinin hedefi olabilirim..

 

Kendimi bir çıkmazın içinde hissettim.

 

Ancak biraz düşündükten sonra başka seçeneğim olmadığını anladım.

 

Uzandım ve kızın narin bileklerini tutan ipleri ses yapmamaya çalışarak kopardım.

 

Vay anasını gücüme bak bee.. çıplak eller ile kalın ipleri koparıyorum.. keşke o dangalak kuzenlerim beni şimdi görseydi.

 

Kız, iplerin kopması ile serbestçe ellerime düştü. Tüy gibiydi. Kucağımda onu tuttuğum sırada yüzüne gelen saçları yan tarafa ittim.

 

Bu küçük ve narin görünen kız, birkaç sene sonra ülkeleri yıkacak bir güzellik haline gelebilir. Ancak şu an sadece ergenliğin ortasında bir çocuk.

 

Başta bu işe sırf kahramanlık için girmiştim ama şimdi, bir abinin kardeşini korumak istemesi gibi hissiyatlara sahibim.

 

Kızı kucağımda tutarken duvara doğru baktım. Ardını göremesem de orada, beni durdurmaya hazır düzinelerce kişi olduğunu biliyordum. Kızı zarar görmeyeceği şekilde önümde tutmayı planlıyordum. Çünkü asıl güçlü saldırılar Gorgon ve uzun saçlıdan gelecek. Yerdeki secde halindekiler ise daha tepki veremeden buradan kaçarım.

 

Planı hazırladıktan sonra derin bi nefes alıp kendimi hazırladım.

 

Ancak tam kaçmaya hazırlanırken duvarın ardında Gorgon’un ‘NAH!’ sesini duydum. Tekrar ayini bölmüştü.

 

“Yine ne oldu!?” diye öfkeyle bağırdı. Ancak sesi bana doğru değil aşağıya doğru gibiydi.

 

“Efendim. Deliliğin Tanrısı Çılkın’ın müridi olduğunu söyleyen birisi geldi.

 

Bu duyduğum sözler ile şok oldum.

 

Hasiktir!

 

Gerçeği geldi laaan!!!!










 

Loading...
0%