Yeni Üyelik
13.
Bölüm

Deli’nin Kan Hattı

@kuryil

“..an”

 

“..yan”

 

ŞAAAAP!

 

“UYAN ARTIK LAN SİKİK HERİF!” diye sert bir erkek sesi ile gözlerim açıldı!

 

Karşımda bembeyaz bir odanın görüntüsü ve Serhat’ın kellesi var.

 

“Nereye geldik mk..”

 

Serhat’ın yüzünde hınç dolu bir ifade var. Ancak ben konuştuktan sonra ifadesi şaşkınlığa dönüştü.

 

Öksürdü. “Sonunda kendine geldin.” dedi ibne sesi ile.

 

“Uyuyor muydum?” ne zaman uykuya daldığımı hatırlayamadım.. en son hatırladığım görevin bittiği ve buraya geldiğimiz..

 

Serhat bana bıkmış bir ifade ile baktı.. “Hayır. Bu uyumak değildi. Sen..” dedi bitkin bir şekilde arkasındaki beyaz duvara yaslanırken. Şimdi fark ettim.. onun üzeri başı kan içinde.. yaralanmış mı?

 

“Seni sikik.. çok tehlikeli bir şey yaptın.” sesi yorgun geliyor.

 

“Ne? Ne oldu?” şokla ona baktım. Parmaklarımı çıtlatmaya başladım.. bir dakika.. ben neden parmaklarımı çıtlatıyorum? Neyse, devam edeyim.

 

Beni baştan aşağı süzdü. “Sen.. hiçbir şey hatırlamıyor musun?”

 

“Yani senin ibne olduğunu hatırlıyorum.”

 

“Hah.. hala dalga geçecek enerjin var yani.. ortalığın içinden geçtin.”

 

“Ne saçmalıyon lan?” dedim parmaklarımı çıtlatmaya devam ederken. Önceden bu kadar çıtlatamazdım. O sırada bakışlarım parmaklarıma indi. Sanki.. eskisinden daha iri gibiler.

 

“Etrafına bak.. cevabını az çok alırsın.”

 

Onun bu sözleri ile yerde uzanmakta olduğum pozisyondan kafamı kaldırdım ve etrafıma baktım.

 

“Vaay.. sanki her tarafa ketçap sosu dökülmüş gibi.”

 

Her taraf kıpkırmızı lekeler ile doluydu. Bu bembeyaz odaya teğet geçen bir renkti.

 

“Ketçap mı? Hayır.. bu senin kanın.”

 

“Benim kanım mı oha! Bende bu kadar kan ne arar lan! Bildiğin burayı boyamış gibiyim!” sonra kanama sebebimi düşündüm. “Regl mi oldum? Ah dur o kadınlarda oluyor.”

 

Serhat beni ciddi bir ifade ile süzdü.

 

“Neden sustun lan ibne?” diye sorguladım onu.

 

Serhat sonunda tekrar konuşmaya başladı. “Anlıyorum.. demek yan etkisi bu.. delirmişsin.”

 

“Ne? Sen kime deli diyors-” o anda aklıma bilgiler aktı.

 

“Lan! Ben steroid vurmuştum di mi? Onun etkisini mi diyon? Deli’nin Kan Hattını başarılı bir şekilde aldım mı yani? Haha! Biliyordum! O sikik bünye kısıtlamaları falan hikaye! Muhteşemim mk!”

 

“Öyle mi dersin..” dedi Serhat. Yüzünde hüzün var gibiydi. “Sen.. ilk geldiğinde gerçekten umutluydum ama.. artık bundan şüpheliyim. Farkı göremiyor musun? O iğneden sonra değişen konuşma tarzını ve garip hareketlerini göremiyor musun? Sen Deli’nin Kan Hattını aldın evet.. ama bu ne uğrunaydı?”

 

“Ne anlatıyorsun be sen? Ben kendimi gayet sağlıklı ve güçlü hissediyorum!” dedim havayı yumruklarken. O sırada.. kollarımı fark ettim. “Bu ne lan böyle! Kollarım panzer gibi olmuş! Bu büyüklük ne?!”

 

Serhat acılı bir kahkaha attı. “Hiçbir şey hatırlamadığın için sana ben anlatayım. Sen, Deli’nin Kan Hattı için iğneyi kullandıktan sonra bayıldın. Ardından o baygın halinle acıyla yerinde spazm geçirmeye başladın! Dişlerin kenetlenmişti ve vücudunun her kemiği her kası.. sanki birisi onu elle yerinden söküyormuşçasına yer değiştiriyordu! İğrenç bir görüntüydü.. bu.. bu 2 gün sürdü. 2 gün boyunca yerde kıvranıp durdun..”

 

“Oha mk! 2 gün boyunca acı ile kıvrandım mı? Hem de hiç sıçmadan?! Bu imkansız!”

 

“..hayır sıçtın.” dedi odanın bir köşesini işaret ederken. “Boklu donun orada.”

 

Bakışlarımı çevirdiğimde.. kan içindeki eski pantalonumu gördüm. Bir köşeye top haline getirilip atılmıştı..

 

“O 2 gün boyunca elimden tek gelen seni izlemekti.. ve sonrasında.. acıların bittiğinde tam hayatta kaldığın için rahatlamıştım ki daha beteri oldu.”

 

Gözlerim korku ile açıldı. “Yoksa..” hemen elimi benim oğlana götürdüm.. “Oh.. sağlammış.. bekle, ben niye çıplağım lan? Ha dur tamam donum yok diye.” Ancak bundan hiç gocunmadım.. neden bu ibnenin karşısında çıplak olsam da utanmıyorum? Hmm.. normalde rastgele bir insandan bile utanmam gerekirdi..

 

Serhat’ın yüzü hareketlerimden sonra daha da sertleşti. “Olan bu işte.. yo aslında bu iyi hali.. en azından uyandın. Buna sevindim.. hiç yoktan iyidir.”

 

“Neden bahsediyorsun lan daha açık konuşsana?”

 

“Sen.. delirdin. Yani gerçek anlamda, tam anlamıyla delirdin. Sürekli havaya kahkahalar atıyor ve saçma sapan abuk subuk sözler söyleyip durdun. Arada sırada duvarları da yumrukluyordun ve garip çığlıklar atıyordun.. seni komple kaybettik sandım.. acın bittikten sonraki üç gündür seni kendine getirmeye çalışıyorum.” üstünü gösterdi. “Halime bak. Resmen savaştan çıkmış gibiyim. Ah, bu senin kanın bu arada. Bir gerizekalıya dönüştüğün için seni dövmek zor olmadı.”

 

“Lan! Ne demek dövmek!? Sen kimsin beni dövüyorsun sikik!?” dedim öfkeyle.

 

“Başka çarem yoktu.. ne yaparsam yapayım kendine gelmedin. Ben de senin kolunu ve bacaklarını kırdım. Sonra da kafana bir darbe geçirip iyileştiğimiz o sütuna seni fırlattım. Sonra da ışığın zihinsel engelini de iyileştireceğini umdum.. yani kısmen işe yaramış gibi. Hala bir delinin konuşma tarzına sahip olsan da en azından aklın başında gibi.”

 

Bu sözlerden sonra gözlerim aydınlanma ile açıldı.

 

“Hmm anladım.. demek aklım başımda değildi. Şimdi mantıklı oldu işte. Eğer aklım başımda olsa senin gibi bir ibneden hayatta dayak yemezdim!” öfkeyle çıkıştım. Nasıl döver lan beni bu? Ah ama dur.. çevikliği fazlaydı değil mi. Kesin zıpzıp edip kaçmıştır bu ibne. Hele o dansözün kan hattını da aldıysa cabası!

 

Bunlar dışında.. bir şey kaçırıyorum gibi.. hmm..

 

Ah!

 

“Yani ben şimdi bu kan hattını aldım mı almadım mı? Ne işe yaradı bu?”

 

Serhat beni baştan aşağıya süzdü. İlk defa yüzünde bir tebessüm vardı.. ancak bu.. ibnece bir tebessümdü.

 

“Yaradı.. hem de çok işe yaradı. Dış görünüşünün yanı sıra, özelliklerinde de baya değişim olmuştur. Sana özelliklerini söyleme yeteneğim yok ama kendin Deli’nin Kan Hattını inceleyebilirsin. Sadece yeteneği görmek istemen yeterli.” sonrasında ayaklandı. “Artık kendine geldiğine göre.. ben odama gidip biraz dinlenmek istiyorum. Eğer bir sorun olursa sonraya sakla lütfen.. seni iyileştirmek için günlerdir uyumadım.”

 

Onun bu sözleri ile duygulandım. Beni dövmesi ile sonuçlanmış olsa bile iyi bir şey için çok uğraşmıştı. “Teşekkürler kanki! Bu iyiliğini unutmayacağım! Yine bi iksire falan ihtiyacın olursa söyle!”

 

Serhat arkasını dönmeden elini kaldırıp salladı. Sonra da koridordaki sağdan üçüncü odaya girip gözden kayboldu. Kapısı kapanmadan önce, “Karşıki oda Selin’e ait. Şu an önemli bir işin ortasında, yani onu rahatsız etme. Diğer odaların hepsi boş. İstediğine geçebilirsin.”

 

“Güzel!” dedim yanıt olarak. Hemen sonra kapı kapandı.

 

Yeteneği çağırmadan önce dediklerini düşündüm. Yani.. delirdim. Ancak şu an kendimi hiç deli gibi hissetmiyorum.. annem küçükken bana ‘bir deli asla deli olduğunu kabul etmez’ demişti. Belki de bu doğrudur? Şu an her şeyi anlayamasam da bazı gariplikleri fark ediyorum.. mesela, normalde izinsiz bir şekilde o iğneyi yaptığım için ve bu kadar uğraştırdığım için pişman olmalı ve özür dilemeliydim.. neden özür dilemedim? Neden bu bana doğal geldi?

 

..neyse siktir et en fazla ne olabilir ki?

 

Ah dur.. yine normalde yapmayacağım bir şey yapıp olayı siktir ettim..

 

..neyse bunu da siktir et.

 

Deli’nin Kan Hattı yeteneğimi görmeyi arzuladım.

 

-Deli’nin Kan Hattı-

 

Seviye: Seyrek Tip: Beden

 

Vücudun insanüstü bir boyut kazanır. Kıl köklerin daha verimli hale gelir ve doğurganlık oranın artar. Ölümcül tokatlara sahip olursun.

 

Etki: (Güç istatistiğinde seviye ile orantılı artış), (Bünye istatistiği zorla kullanımdan dolayı minimum gereksinimlere çekilmiştir), (Büyü- Bilgelik İstatistiği zihinsel kısıtlamalardan dolayı kullanılamaz haldedir), (Asla zırh niteliği taşıyan eşyalar giyemezsin), (Asla silah tutamazsın), (Derin, Güç istatistiğinden extra direnç kazanır), (Tokatların Ölümcüldür)


 

Tüm bilgileri tek tek sindirdim.

 

Yani, yeteneğin gereksinimindeki D+ seviye Bünyeye geldim! Gücüm de baya arttı! Artık zırh ve silah kullanamıyorum ve görünüşe göre ateş topları atan bir büyücü de olamayacağım.. ama olsun! Ölümcül Tokatlarım var! Ve derim Bruce Lee’nin zirve hali gibi kurşun geçirmez! Mükemmel! Hem de bunların tek karşılığı zihinsel engelli hale gelmem! Çok iyi bir anlaşma!

 

Hmm.. peki ya görünümüm?

 

Etrafta onu görebileceğim bir ayna yok..

 

Hemen Serhat’ın kapısının önüne koştum. Bu oda da koridordaki gibi bembeyaz bir kapıya sahipti. Üzerinde 3 yazıyordu. Güçlüce tıklattım. Kapı koridoru inletecek sesler çıkarttı!

 

“Ne istiyorsun be?!” diye içeriden Serhat’ın sinirli sesi geldi.

 

“Aynanı kullanmam gerek aç!” dedim haklı bir isyan ile.

 

“Ya bi defol git odana! Yorgunum demedim mi ben?! Odanda ihtiyacın olan her şey var!”

 

“Ayna da mı var?” diye sordum.

 

“Evet!” dedi bıkmış bir ton ile.

 

“Peki son model Sonny Playstation 5 var mı?”

 

“Lan git!” dedi öfkeyle.

 

Daha fazla soru sormadım. Neden kızdıysa zaten.. ah, yumrukladığımda kapısına kan lekeleri bulaşmış. Neyse. Temizler herhalde.

 

Döndüm. Karşıki oda dolu demişti. Bakışlarımı etrafta gezdirdim.

 

Hmm.. ben en iyi ve en kuvvetli kişi olduğumdan.. bir numara tabii ki!

 

Hemen gittim ve bir numaralı kapıyı araladım.

 

Karşımda, dışarıdan farklı bir oda vardı.. burası..

 

“Benim oda değil mi la?”

 

Evet burası benim odamdı! Yani, buraya gelmeden önce evdeki odam!

 

Son model bilgisayarımı ve raprahat yatağımı görmek beni mutlu etti.. ancak benim odamın bir kısmıydı. Geri kalan kısımda.. garip eşyalar vardı. Porno dergileri.. dambıllar ve bir ayna.

 

Çok garipti.. ama bana normal geliyor.. delirdiğimin bir kanıtı daha bu olmalı galiba. Odam buraya taşınıyor ve burada rastgele oluşmuş dambıllar, porno dergileri ve ayna var..

 

Neyse siktir et.

 

Aynaya doğru ilerledim. Her adımımda zeminden gelen ses öncekinden farklı ve daha yoğundu. Aynanın önüne geldiğimde sonunda silüetimi gördüm.

 

Bu.. lan? Ben.. Can Yaman olmuşum!

 

Loading...
0%