@kutuptayazmisalli
|
Dün Gece... (Ağir karahan'ın ağzından)
Tam oda'ya girmiştim ki, Dila'nın koltukta uyuduğunu daha doğrusu, huzursuzca birşeyler sayıkladığını fark ettim. Yanına geldiğimde "Ağir, ağir gitme. Ne olur gitme. Bırakma beni yalvarıyorum. "
kabus gördüğünü anladım hızla söylediği sözlerle. Anlına bastırdığım dudaklarımla ateşine bakmıştım.
"DİLA, BANA BAK GÜZELİM HADİ YAVRUM, GÜZ GÜZELİ KENDİNE GEL. YANIYORSUN YAVRUM!. HADİ GÜZ GÜZELİ KALK"
Sertçe sarsmama rağmen uyanmıyordu. Yok bu böyle olmayacak.
Hızla kucaklayıp banyoya ilerledim.
Soğuk suyu doldurduğum küvete birden bıraktım Dila'yı.
Yoksa kendine gelmezdi.
Böyle yapmama rağmen, yavaş yavaş tepki vermeye başladığı an.
Bir süre ,soğuk suyla masaj yapa yapa duş aldırıp ateşini zor düşürmüştüm.
Ne oldu da böyle oldun acaba güz güzeli..
Ateşi sonunda normale dönmüştü. Daha sonra, üzerine boş bir gecelik giydirip yatağa yatırdım.
Bende üzerimi değiştirip yanına geçtim.. Geçer geçmez bana sımsıkı sarıldı. "Şşşş burdayım. Hiçbiryere gitmiyorum yavrum .Artık burdayım,yanındayım"
yıllardır kokusuna hasret kaldıgım saçlarını hem kokluyor hemde derin derin öpüyordum. Gögüsüme iyice yapışmıştı . Bir çocuğun annesine sarılması gibi. Bir süre sonra hasret kaldıgım sevdamın kokusuyla bende uykuya teslim olmuştum. . . . şimdiki zaman
"Ağir l@n! sana demedim mi? "
Jiar, tüm öfkesi ile Agir'i yumrukluyordu.
"Ulan şerefsiz köpek bacıma ne yaptın" Agir, öfkeli genç adamı tüm gücüyle itti üzerinden. Düştüğü yerden kalkarak tüm sakinliği ile. "Ben bir şey yapmadım. Jiar ağa bilip bilmeden konuşma"
"Ağğğ! lan Dila'ya en ufak bir şey olsun ölümlerden ölüm beğen köpek "
Jiar'ın son sözleri, Ağir Ağa'nın tüm sabrını taşırmasına sebep olmuştu.
Yakasına yapışıp tam vuracağı sıra Miran girdi araya, Agir'in abisine vurmak için kaldırdığı yumruğu eliyle kavrayıp, tüm hiddetiyle ittirdi Ağir'i.
"Ağir ağa kendine gel eğer bir daha abime vuracak olursan sen-... "
"Ne yaparsın lan a*mına koduğum, söyle hele" diye atıldı hemen Berzan. Ardından, abisine eşlik eden Baran'ın sesi duyuldu.
"Eğer ki Berzan abime tek kelime et seni sülaleni s*iker silerim bu topraklardan küçük soysuz Miran Kırımlı. "
Miran Abisinin yanından kalkıp, ona laf atan Baran'ın üzerine yürüdü.
"Gel lan kim soysuz gösteriyim. Hem hatırlatırım sizin kardeşiniz de abimin karısı ya on-"
Miran'nın son sözü bardağı taşıran son damla olmuştu.
Kapıdan giren, Dilhun ve abisi Polat son sözlere de olsa bu olaya şahit olmuştu.
Polat karahan bacısının ismini duyar duymaz, Mira'nın üzerine yürüdü. Tam omzundan tutup kendine çevirecekti ki. Tüm hastahane koridoru Dilhun'un sesi ile yankılandı.
"Yeter bıktım. Sürekli Dila ve benim üzerimizden alttan alttan imâ yapmanızdan."
Polat omzundan tutuğu Miran'ı bırakmış.
"Ne iması bacım, güzelim biz seni koruyoruz "demişti.
"Kimden, kimden koruyorsunuz abi.
Yeter bıktım. Bir son verin bu kavgaya. Beni koruyorsanız eğer bunu en başında yapacaktınız. İş işten geçince değil. Lütfen artık kavga etmeyi kesin. Birazdan Dila uyanır."
Hepsi hatalarını bildiği için fazla uzatmadan konuyu kapatmışlardı. Dilhun abilerine hüsranla bakıp, onu hayranlıkla izleyen kocasına bakmadan yanına adımlayıp oturdu.
O sırada doktor geldi ve...
Flashback... Sabah saatlerinde.. Ağir karahan'dan
Yavaş yavaş gözlerimi açtığım da sabah olduğunu anlamıştım.Ama uyanmak en son isteyeceğim şeydir herhalde. Karımın güzel kokusu burnuma geldiği gibi tekrar gözlerim kapanıyordu. Biraz daha boynuna sokulmamla bir anda yataktan doğrulmam bir oldu.
"Dila Dila" sarsmama rağmen uyanmadı.
Hemen anlına bastırdım dudaklarımı, akşam düşürdüğüm ateşi daha beter yükselmişti.
Bu böyle olmayacak hemen yataktan kalkıp, üzerimi hızlıca elime ne geçerse giyindim. Dila'da hazırladım. kucagıma alıp hemen indim aşağiya.
Ağir'i ve kucağında gelinini gören Mahne xanım endişe ile,
"Oğul bu ne hal.Ne oldu gelinime?"
"Anne şimdi olmaz, Dila'nın çok ateşi var hastahaneye gidiyoruz"
Hemen sağ kolu olan Musa'yı çağırdı.
"Musa! çabuk arabayı hazırla çabuk ol"
Ağir'in sesini duyar duymaz hemen arabayı hazır eden Musa ile yola çıktılar hemen.
Mahne xanım endişeyle ne yapacağını şaşırmıştı. Ne olmuştu şimdi? arkadaşının , ahiretliğinin emanetine sahip çıkamamıştı.
Hemen aklına oğulları geldi.
"Berzan, Polat, Baran nerdesiniz?"
"Berzan, yavrum nerdesiniz? "
annesinin sesine yarı uykulu gözlerle odasından çıkan Polat,
"Ana ne oldu? Dur bağırma Berzan abim Asu yengemi Diyarbakır'a getirmek için dün akşam erkenden İstanbul'a gitti. Baran abimle Mirza'da şirkete kaldı yarım kalan işler vardı. "
demesiyle yavaş yavaş aşağıya indi.
"Yavrum Ağir abin-" diyemeden
"Ne oldu? ana abime de hele"
"Dur dur ,deli oğlan Ağir değil de.
Dila ateşlendi Agir'de hızla Hastahaneye götürdü. Yavrum sende git bizimkilere haber et ha hadi."
"Ne oldu ana ne hastahanesi birine birşey mi oldu."
gelen ses ile arkasına dönen Mahne hanım. Berzan ve karnı burnunda olan hasret kaldığı gelini Asu'yu görmesi ile.
"Yavrumm güzel gelinim." diyerek hemen sarmaladı gelinini.
"Hasret kaldım yavrum iyiki geldin. Torunlarım nasıl? sağlığı iyi değilmi? "
Asu annesinin ardı ardına sorduğu sorularla şaşkınlığını gizleyemedi.
"İyim annem, torunların biraz yoruyor ama iyiyim merak etme "diyerek elini öptü kayınvalidesinin.
Daha sonra Berzan merakla tekrar sordu cevabını alamadığı sorusunu.
"Polat de hele ne hastahanesi? "
"Agir Abim Kırmlı'ların yılanını has- (Mahne xanım sert bakışlarına maruz kalınca) yani şey Dila yengem hastalanınca Agir abim onu bizim hastahaneye götürdü. "
"Tamam sen Baran ve Mirza'ya haber ver, babama birşey söyleme sakın. Daha sonra hastahane de buluşalım"
Hemen ardından, Polat ve Berzan çıktılar konaktan.
Mahne xanım ise hamile gelininin kolundan tutuğu gibi mutfağa götürdü. Gelini Asu çok sessiz, birşey istemeye çekinen bir karaktere sahip olduğunu bildiğinden o istemeden yığdı önüne ne varsa mutfakta.
Şaşkın şaşkın bakan gelinine karşı,
"Hadi yavrum başla, valla o güzel canın ne çekiyosa ye. Ben bilirim seni. Hıımmm hadi kızıcam bak "
Alayla söylediği sözlere karşı gözleri dolan gelinin yanına gidip, sarıldı hemen saçlarını okşayıp öptü.
Asu'nun"Anne iyiki varsın "demesi ile.
" Sende iyiki varsın yavrum. Sen olmasan benim bu öküz oğluma kim bakardı"
Mahne xanımın son sözüyle iki kadında birbirlerine bakarak güldüler... . . .
DİLHUN VE JİAR'DAN
O sırada Polat yolda Dilhun'u aramış ve olanları anlatmıştı.
Daha yeni uyanan Dilhun, jiar'ın dağılmış yüzünü soramadan hazırlanıp, Jiar'ı uyandırmıştı.
"Jiar, Jiar uyan hadi"
"Yavrum ya milletin karısı öperek uyandırır. Bizimkisi cimcik atarak. Offf gel uyuyalım biraz daha hadi gülüm.Diyerek çekmişti Dilhun'u kendine."
"Jiar sen önce daha dün gece normal olan yüzünü kim bu hale getirdi?. Söyle bir bakıyım?"
Jiar gülerken yerinden doğruldu.
"Ne yapacaksın? Dilhun Kırım'lı yoksa kocanı bu hale getireni dövecekmisin?"
"Hım bir düşüneyim, bilmem belki ama sen de hele"
"Agir Karahan "
"N... ne abim mi? "
Jiar kafasını sallayarak, onayladı güzel karısını.
"Ohhh! iyi yapmış, biraz daha vursaymış şöyle beynine beynine. Pislik" diyerek sevinçle ayağa kalktı. Ama aklına gelen şeyle duraksadı.
Söylemesi gereken şeyi unutmuştu.
"Ne oldu gülüm" demişti jiar , Dilhun'un düşen yüzünden anlamış gibi.
"Şeyy Jiar bak söyleyecegim ama sakın ol tamamı".
Jiar hiddetle yataktan kalkıp, Dilhun'un önüne geçti. Kollarından tutup,
"Söyle Dilhun biri birşey mi yaptı? deli etme beni"
"Yok Jiar kim ne yapabilir bana"
"O da doğru,düşüneni bile ters çevirip düz s*kerim"
" Jiar konu o değil, Polat abim aradı. Dila yengem ateşlenmiş abimde hastahaneye götürmüş. " demem ile.
Yüzü evlendigimiz gün ki gibi olmuştu. Allahım sana geliyorum.
"Nasıl lan! Hangi hastahaneye. " benden cevap alamayınca daha da kükredi.
"Dilhun bak deli etme beni söyle bilirsin canını yakarım "
"Bizim hastahaneye ama iyi sadece ateşi çıkmış"demiştim korkuyla hayvan ne olacak. İstediğini alana kadar adam olıyordu ama genetiği pislik ne olacak.
Hemen hazırlanıp çıkmıştık. Polat abimin uyarısı ile ne kendi babama nede Mahmut babam ve Dicle anneme söylemiştik. Haberleri olmadan haledecektik. Yoksa tüm aşiret konuşurdu. Artık onu yaptılar bunu yaptılar o yüzden oldu falan filan. Hepsi de bir olaya bakıyodu.
Flashback end... . . .
Şimdiki zaman... Hastahane Dilhun Kırımlı'nın anlatımı ile
Doktor gelmiş ve yengemin iyi olduğunu sadece stresten uzak kalmasını söylemiş ve gitmişti.
Dila'nın yanında Agir abim vardı. O çıkınca Jiar ve Miran girdi içeri.
Ben abilerimin yanında bekliyordum. Tam o sırada Berzan abimin telefonu çaldı. Yaslandığım omzundan başımı kaldırmamala arayan kişinin canım yengem Asu olduğunu gördüm. Ama sessize alıp cebine koymuştu telefonunu.
Berzan abim benim sevincimi anlamış olacak ki ,
" Bak sen şu hain kardeşe, bir kere bana şöyle gülmedin be"
Dudağımı küçük bir çocuk edasında büzerek,
"Bir kere ben seni de, Polat abimi Baran abimi ve Mirza abimi çok seviyorummmm "dememle
Ağir abimin buruk sesini duymak bana eski günlerimi hatırlatı.
" BENİ"
Ağir abimin konuşmasını pek sevmezdim. Çünkü babama her koşulda çok benziyordu. Sesi görünüşü herşeyi ile.
"Sen ve babam benim için yoksunuz. Sadece kelimeden ibaret aile bireyleri o kadar "
Tam bana sarılmak için hamle yapacaktı ki Jiar'ın gidiyoruz demesiyle kalkıp Jiar'ın yanına adımlamıştım . Arabaya binip hepsini geride bırakarak konağa doğru yol almıştık.
Bazen keşkelere düşmeden, elimizdekinin değeri olmaz gözümüzde...
DEVAM EDECEK..
YORUM VE OYLARINIZI VERMEYİ UNUTMAYALIM 🦋 |
0% |