Yeni Üyelik
6.
Bölüm

3.BÖLÜM(Berdel)

@kutuptayazmisalli

Bazen vazgeçtim demek en iyisidir...

Konağın kapısı, bir hiddetle açılmıştı.

 

Azat ağa ve Mahne hanım konuşmalarını, yarıda bırakmış ve açılan kapıya doğru dönmüşlerdi.

İçeri, heybetli üç delikanlı girdi.

 

"Azat ağam, biz geldik. İznin olursa buyuralım"demişti. Berzan alaycı bir tavırla,hemen ardından ikinci genç Polat söze atıldı.

" Vallahi izin falan bekleyemem! Anam döktürmüş yine, taa nerden geldik. Ş*refsizim kovsan gitmem bav"dedi sitem ile.

Hemen ardından, Polat'ın ensesine bir tane vurup içeri söylene söylene giren, Baran.

 

" Bav, sen onlara aldırmayasın"demişti.

Olayın şoku ile donup kalan Mahne hanım, koşar adımlarla karşısında duran üç evladına sarıldı.

 

Öptü kokladı, tek tek saçlarını okşadı.

 

Dile kolay 5 yıl sadece seslerini duyduğu oğulları artık yanındaydı. Artık bu hasret bitmişti. Tek tek sarılma faslı biter bitmez.

"Ana, abim Ağir, serseri Mirza ve güzelim Dilhun'um nerededir? " dedi Berzan.

 

"Ağir erkenden çıktı. Mirza şirkete, Dilhun ise odasında şimdi iner . Bilmez gibi konuşma , uyku kuşudur benim kızım " dedi gülerek Mahne hanım.

"Hadi, hadi yemekler soğumasın yavrum. Hepsinden koydum,ne yerseniz artık " demiş ev halkı Mahne hanıma gülerek masaya oturmuştu.

Berzan'ın, aklı Ağir'de kalmıştı. Daha iki gün önce bişeyler söylemişti. Telefon da söyledikleri ve şimdi ise burda olmayışı yine de onu korkutuyordu. Neyse diyip yemeğe devam etti.

"Anam, canım anam valla 5 yıldır ,yemek nedir unutmuştum. Sağolasın hepsi çok güzel olmuş" demişti

 

Baran'ın bu dediğine hep birlikte gülmüşlerdi.

Berzan hemen söze atıldı, Baran'ın kafasına bir tane tokat atarak,

"Höst lan! Asu yengenin yemeklerini yerken öyle demiyordun. Yenge çok güzel olmuş ,yenge bu yemeği senden başka kimse böyle yapamıyor "

"Yav, abim o başka bu başka! Yani yengemin yeri ayrı , anamın yeri ayrı şimdi " demiş yemeğe pardon, yemek katliamına geri dönmüştü.

 

Kıtlıktan çıkmış gibi masada ne var ne yoksa hepsini yemişlerdi. Baran ve Polat ikilisi.

 

O SIRADA DİLHUN KARAHAN'DAN 🕊

 

Sabah, çok kötü bir kabus ile uyanmıştım. 5 yıldır gördügüm kabuslardan daha farklıydı. Kafayı yemek üzereydim. Ne idi şimdi bu? Artık bıkmıştım.

Allah'ım, ne olur sen gördüklerimi hayr'a çıkarasın diyerek dua ettim.

 

Daha sonra, duş almak için banyoya gittim. Kısa süre de duşumu bitirip rasgele bir elbise giymiş, hemen ardından saçımı yapmıştım.

 

Makyaj yapasım yoktu. O yüzden etrafı iyice toplayıp aşağıya indim.

 

Bir anda, abillerimin annem ve babam ile kahvaltı yaptıklarını gördüm.

 

Tabi ya, bugün abillerim gelecekti. Gördüğüm kabus yüzünden unutmuştum.Tam tamına 5yıldır görmüyordum onları çok özlemiştim.

 

Merdiven başinda avazım çıktıgı kadar "Abi , abillerim gelmiş" diye bağırmıştım.

 

Onlarda beni görünce ayağa kalkmıştı. Merdivenleri hızla inerek Berzan abime sarıldım. Ne zaman aktıklarını bilmediğim gözyaşlarıma engel olamadım.

"Abi! ne olur, artık gitmeyin dedim" titreyen sesim ile hemen ayrılır ayrılmaz diğer abim Baran'a sarıldım.

"Abim, canım abim çok özledim " diyerek sıkı sıkı sarıldım. Sanki bir uçurumdayım ve eğer abilerimden ayrılırsam düşecek gibiydim.

Hemen bir kol beni sert bir şekilde çekip sarmaladı. Bu koku canım abim Polat'a aitti.

"Yav, beni özlemediniz herhalde " dedi. Bana hâlâ sıkı sıkıya sarılırken sitem dolu sesle.

Hemen ayrılıp " Ya abim canım abim seni nasıl özlemem ben söyle hele? Yav,annem de maşallah bana 5 tane abi doğurmuş, ne yapayım? sıra anca geliyor dedim."

demez olaydım, tam terlik yiyordum ki, Berzan abim hemen beni arkasına aldı. Küçüklügümden beri bunu yapardı. Bazen yaptıgım hataları, kazaları üstlenirdi. Abim, benim kahramanımdı.

"Dilhun hanım bakıyorum da abilerin gelince şımarıyorsun hı" demişti şakayla annem.

Herkes, gülerken bende dudağımı büzmüştüm. Abim,anlamış olacak ki hemen iki ellini de yanaklarımı tutup anlımdan öptü.

"Canım kardeşim, artık ayrılık yok. Sen üzülme, abin artık burda bitanem" dedi abim.

"De hayde sofraya hadi şebeklik sırası değil ha hadi" babamın sözünden sonra,

 

güle eğlene kahvaltımızı yapmıştık .

 

Bir süre sonra...

Abilerim, babam ile sedire geçip sohbet ediyorlardı. Bende annem ile onların en sevdiği tatlıyı yapıyordum.

 

Kadayıf tatlısı, Berzan abim hiçbir yerden gelse dahi yemez sırf benden isterdi. Bende seve seve yapardım.

 

Düşüncelerden ,sıyrılıp hemen tatlının şerbetini döküp anneme yemeklerde yardım ettim.

Babamlar kahve istemişti. Kahve yapıcaktım fakat kalbimde bir sızı hissetim. Neydi şimdi bu? Neyse ki ,fazla sürmedi hemen kahveleri yaptım. Götürüp, verdim ama Berzan abim tatlıyı sorunca,hemen Polat abim atladı söze.

 

"Ne tatlı mı? kurbanın olayım getir de yiyelim bacım " şirin bir eda ile

 

koskoca Polat Karahan şirinlik yapıyordu. Herkes ,Polat abimin bu haline gülmüştü. Bende "Hemencecik getiriyorum. uğraşmayın abimle" diyerek, hafif tehditkar bir ses tonu ile mutfağa gittim.

Tam tatlıları koyup sedire gidiyordum ki konağın kapısı büyük bir hiddetle açıldı.

Ağır abimin ,yüzü gözü kanlar içinde yere yığılmıştı. Elimdeki tüm tatlılar yeri boylaması ile tüm gücümle

 

"ABİ! " diyerek koştum.

 

Hemen benim sesime, babam ve abilerimde indi aşagıya ,onlarda ne olduğunu anlamamıştı. Berzan abim ,koşarak hızla yanıma gelip abimi kolundan tutup sedire oturtu.

 

O sıra babam " Ne oldu oğlum nedir bu halin? " dedi. Ama cevap bekliyordu ki hemen ardından konağın kapısı tekrar büyük bir hiddetle açıldı.

 

İçeri,sert bakışlı heybetli ,siyah takım elbiseli 1.90 boylarında elinde özel gümüş işlemeli silahı ile genç bir adam girmişti.

"Dur ben söyleyeyim AZAT AĞA! "dedi.

"Oğlun, bacısının sözünü vermez. Babamın karşısına çıkıp, hükmün düştüğünü söyler.Ne bu döneklik"dedi

 

Bu adam ne diyordu?.

 

"Sen ne diyorsun be? Asıl sen kimsin ki Ağir abimle bu şeklinde konuşabiliyorsun".demiştim.

 

Kızgın ,bir boğayı andıran yüzünü bana çevirdi. Çevirir çevirmez gerilen yüz hattı bir anda yumuşadı ve beni baştan aşağı süzmüştü o siyah kuyuları, andıran gözleri ile öylece baktı. Bende öylece baktım.

 

O an ölmek istedim. Allah'ım, hayır hayır ne olur ne olur olmasın dedim İçimden. Bu oydu 5 yıldır kabuslarıma gelen adam, sürekli uçurumun kenarından beni çekip almak isteyen o adam.

 

15 saniye bakıp tekrar önüne dönmüştü. Ama ben etrafı hiç duymuyordum sürekli kabuslarım geliyordu aklıma.

 

Tam o sıra,adam tekrar konuştu.

 

" YA BERDEL YA ÖLÜM "dedi babamın gözlerine bakarak. Babam duydukları karşında donup kaldı.

Ve devam etti adam.

"Azat ağa, yıllar önce verdigin sözü tutasın ve kızın Dilhun'u veresin" dedi.

 

O an kalbimin atışlarını kulaklarımda hissetmiştim ne diyordu bu adam.

 

Yazardan....

Oğlu, nasıl böyle bir hatta yapmıştı. Tıpkı, yıllar önce tam tamına 17 yıl önce kardeşinin yaptıgı hatta gibi Azat ağa, o gün ki gibi çaresizdi.

 

Azat ağa anlamıştı, yıllar önce verdiği sözü yerine getirmesini istiyordu adam.

 

Hemen gözleri, kızını gül yüzlüsünü buldu. Ne diyecekti ki, sen doğarken amcan Kırımlı'ların oğlunu vurdu. Seni o gün, Jiar ile sözledik diye nasıl derdi. Ortamda ölüm sessizliği vardı.

 

Birde, bu olay artık Azat Ağa'nın elini kolunu bağlamıştı.

 

Ağir'in kardeşine bakacak yüzü yoktu.

 

Berzan , Polat, Baran duydukları karşısında donup kaldılar. Bir abilerine, birde gül yüzlü küçük kız kardeşine bakıyorlardı.

 

Mirza, şirketten çıkmış. Konağa geliyordu ama konağın önünde ki adamları görünce şaşırdı. Bir şey olduğunu anlayıp koşarak içeri girdi. Karşısında ,yüzü gözü kandan görünmeyen Ağir abisi, babası ve diğer abilerinin Ağir abisine kızgın bakışları.

 

Gül yüzlü ,kız kardeşinin sessiz akan gözyaşları ve Kırımlıların oğlu Jiar kırımlı vardı.

 

Dilhun karahan'dan...

 

"Artık ,durmak yok Azat ağa yıllar önce sözümüz oldu bana kızını vermiştin. Şimdi karımı alıp gidiyorum." der demez kolumu tuttu.

Berzan abim hemen önüme geçip onu engelledi.

 

"Sen ne dersin lan ! "

Bir diğer taraftan "Lan! sen kimsin?bacımızı alacaksın" demişti Polat abim.

Baran abim babama dönüpte;

"Bav bu ne der? Ne yılların sözü , sen bacımıza söz mü kestin? Hem de bebekken " dedi kızgın ve sert bir ses ile.

 

Babam sustu. Babam hani benim için herşeyi yapan yapacak olan babam o gün sustu.

 

Ağir abim " Jiar eğer ki bacımın tek bir saçının teline zarar gelsin, unutma ki Dila'da yanar bu hikaye de"demişti.

 

Allah'ım ne oluyor, hiçbir şey anlamıyordum. Ne geçmişi? ne sözü?

 

Dila, abimin sevdiği kız değil miydi? Ne yani bu adamın kız kardeşi miydi?.

 

Jiar denilen adam, birden benim kolumu tutarak,

 

"Sende unutma ki, herkese bir bedel kesilir. Kimine pamuktan hafif, kimine demirden ağır düşer. Sende bu sözümü unutma Ağir ağa. demişti.

 

Berzan abim direk, Jiar denilen adamın yakasından tutup,

 

" Sen, ne dersin lan? O BİZİM BACIMIZ , şer*fsiz köpek!. Senin kıytırık sözün yüzünden kardeşimi ateşe atmam." demişti abim.

Ardından Polat abim ,hala kolumu tutan adama dönüp

 

"BIRAK LAN! Bacımın kolunu ecdadını düzm*den, s*ktir git. Sana kız mız yok,illa birşey istiyorsan, o babana söyle kızını yamayacak başka p*ç bulsun." der demez.

Kolumu tutan adam, öfkeden kıpkırmızı olmuştu.

 

Öyleki kolumu sıkmasından dolayı kırılacak gibi hissetim.

 

Ama ,hala öfkeyle abilerime bakıyordu.

 

Çıkardıgım cılız ses onun dikkatini çekmiş olmalıydı ki.

 

Bana dönüp hemen, sıktıgı kolumdaki ellerini gevşetmişti.

 

Tam beni anlar, dinler diye bişeyler söyleyecektim ki, o pislik cümleyi kurdu.

 

"YA ,POLAT KIRIMLI ÖYLE Mİ? GÜZEL, BAK BAKALIM BENDE BACINI GÖTÜRÜR BİR GÜ-

 

tam sözünü tamamlayamadan yüzüne inen yumruk ile sendelemişti. Yumruğun sahibine baktıgımda bu Berzan abimdi. Ardından birbiri ardına devam etmişti. Sonra durdu.

 

"S*KTİR G*T LAN! SANA VERECEK KARDEŞİM YOK ". der demez

 

Arkadan bir ses yükseldi.

 

"Tamam kabul! Kızım Dilhun'u götür. Jiar Ağa artık o senin karın olacak, oğluma da bacın Dila'yı alacağız". Dedi.

 

Babam, benim kahramanım olan adam. Beni göz göre göre ateşe atmıştı.

 

Bütün gözler babamdaydı.

 

Önce Berzan abim

 

" SEN NE DERSİN BAV"

 

hemen ardından Polat abim

 

"Abim doğru söyler. Bav bu ş*refsize bacımızı mı vereceğiz?. " demişti.

 

Baran ve Mirza abim ise acı bir tebessüm ile karşıda herşeyi bilen yüzü gözü dağılmış bir şekilde oturan Ağir abime bakıyordu.

 

Daha sonra babam kimseye söz hakkı tanımdan.

 

"Alıp gidesen karını Jiar Ağa " dedi.

 

Ne kadar kolaydı. Al ve git demek. Annemin elinden ağlamaktan başka bir şey gelmedi. Babama herşeyde karşı gelen kadın, bu kez susmuştu.

 

Abilerim engel olmaya çalışsa da, babam kabul etmişti. Beni kardeşine tercih etti.

 

GEÇMİŞİN GÜNAHINI bana kesmişlerdi.

Babamın emri ile korumalar abilerimi tuttu.

 

Daha sonra, Jiar denilen adam kolumdan tutup beni arabaya sürükledi.

Arkama dönmeme bile izin vermedi. Ama abilerimin, babama bagırışlarını duyabiliyordum.

 

Önce, beni sonra kendisi bindi, arabaya.

 

Ve yeni konağa,yeni hayatıma doğru gidiyorduk.

 

Uzun süren ve sessiz geçen yolculuk sonunda büyük bir konağın önünde durduk.

Birden saçıma yapışan eller ile korkmuştum. Beni kendine çekip,

 

"CEHENNEMİNE HOŞGELDİN, MELEĞİM. der demez beni itti ve arabanın camına yasladı.

 

AMCAM BIÇAGI KIZGIN BİR KÖZE ATMIŞTI.

BABAM BIÇAGI KÖZDEN ALDI.

O ADAM BIÇAGI BANA S@PLADI.

İŞTE BEN O GÜN @LDÜM...

 

DEVAM EDECEK....

 

OY KULLANMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN✍️

Azat Karahan

Mahne Karahan

Ağir Karahan

Berzan Karahan

Polat Karahan

Baran Karahan

Mirza Karahan

Loading...
0%