@kutuptayazmisalli
|
2 SAAT ÖNCE KARAHAN KONAĞINDA İÇİNDE OLANLAR
Azat ağa'nın emri ile adamlar bir bir ordu oldular,Karahan erkeklerine.
"JİAR Kırımlı,alıp gidebilirsin karını. Kızım Dilhun artık senin karındır. Söz yerini bulmuştur."
diyen Azat ağa ya karşı, Berzan deliye döndü.
"Sen ne dersin bav? Sen gözünden bile sakındığın kızını nasıl bu soysuza verirsin." der demez.
Sert ve hızlı adımlarla, Jiar'ın üstüne yürüyordu ki önüne kalkan gibi yığılan onca korumalara.
"Bırakın lan! " diyerek kükredi Berzan.
Polat ve Mirza'da abilerinden farksızdı. Bir bir ,onları tutan adamları yumrukluyorlardı. Ama,yerden kalkan her bir adam geri geliyor yeniden engel oluyordu onlara.
Baran ise gözlerini sadece tüm bu olanları öfke ile izleyen ama sessiz kalan Ağir abisine dikmişti.
"Bırakın lan! bırakın da ecdadını s*keyim!." demişti Berzan.
Berzan, ona engel olan adamlara hem kükrüyor hemde bacısına, biriciğine yetişmeye çalışıyordu.
Bu zamana kadar bir iğne bile batmasına bile izin vermediği küçük kardeşini saçlarından tutup yerlerde sürükleyerek götürüyorlardı.
Berzan deliye döndü. Tabi Polat ve Mirza'da , abilerinden farksızdı.
" BAV, BİRŞEY YAP! " diyen Polat ,öyle bagırmıştı ki anlındaki damarları belli idi. Öfkeden kıpkırmızı olmuştu hepsi. Öylece bağırıp, çağırdılar .
Azat ağa, Jiar Ağa'nın gittiğini anlayınca,
" TAMAM BIRAKIN " dedi adamlarına.
Tüm korumalar, Azat Ağa'nın sözü ile Karahanlı erkeklerini tutmayı bıraktı.
Mirza , düştüğü yerden kalkarak,
" Sen nasıl ağasın? " der demez, yüzüne inen tokat ile sadece güldü. Kahkahalara boğulan, Mirza
"Vay! Azat ağa'nın gücü varmış. Ama bir şe*fsize gücü yetmedi ha."diyerek sonunda öyle bağırdı ki genç adam, gözleri kan çanağı olmuştu öfkeden.
Azat ağa "MİRZA, KENDİNE GEL" der demez.
"Ben kendimdeydim, ama senin namusun olan bizim bacımızı aldı o s@ysuz." dedi.
Öfkeden elinden birşey gelmeyen adam, hızla duvarı yumruklayıp elleri parçalandıgında, babasına döndü.
"BAK BAK!" dedi babasına,
hemen ardından, yerde ağlayan annesine dönerek,
"BU ELLER, KORUYAMADI, ENGELEYEMEDİ!". Derin bir nefes alarak,
" L@N! , çekip alamadım o ibn*den"dedi,çaresizce.
Polat, olduğu yere çöktü. Ağzının içinde birşeyler sayıklıyordu, aslan gibi yürekli adam, çaresizdi bu kez, hemde bacısına karşı.
Mirza zaten delirmiş gibiydi, bir kaç kez duvarı yumrukladı sonra oda olduğu yere çöktü.
Baran, hala abisi Ağir'e bakıyordu.
Sahi yıllardır, şakasına bile olsa asla laf söyletmedigi, sırf o mutlu olsun diye işini gücünü bıraktığı kardeşini korumamıştı.
onu elleriyle kör kuyulara atmış, ölmeden mezara koymuştu, resmen.
Tam, Baran düşüncelerle boğuşuyordu ki, duyduğu şey ile irkildi.
Berzan , eline aldıgı silahla daha yeni ona engel olan tüm korumalara tüm şarjörü boşaltı.
Yetmedi, tüm korumalar ölmelerine rağmen tekrar sıktı.
Tüm öfkesi geçene kadar ama hala öfkesi geçmemişti.
"Ağğğ! "
Sinirle elindeki boş silahı bir hışımla yere fırlattı.
Tam o sırada Baran'ı gördü.
Ağir'e birşeyler söylüyordu ama Berzan, gözünü Baran'dan çekip Ağir'e döner dönmez ,
"Lan! sen tek başına ne diye gidiyorsun ki? Bizi de beklesene, hepsinin soyunu sopunu s*kelim. Sen değilmisin? Dilhun'u herkesten, herşeyden sakınan. "
Bunu duyan Ağir, bir hışımla ayağa kalktı.
"Benim L*n! lanet olsun ki benim. Dilhun hala benim bacım ve hala onu koruyacak olanda benim."
Ağir'in bu sözüne tüm kardeşleri güldü.
"Hahaha, sen mi? O yüzden Dilhun'u saçlarından sürüyerek götüren s*ktiğimin d@lüne öylece baktın."demişti Baran.
Kardeşinin sözlerine karşı,Ağir öfkeden kıpkırmızı olmuştu. O sırada Mirza söze atıldı.
"O it, senin kardeşim dediğin soysuz aldı gitti. Kaç defa dedik, uzak dur ondan. Ama yok Ağir ağa, sırf o kız için düşmanına boyun eğiyor." der demez.
Azat ağanın sesi duyuldu.
"MİRZA! KENDİNE GEL, O SENİN AĞABEYİN"
Baran, babasının bu rahat tavrına karşı, babasının gözünün içine baka baka,
"Demek ağabeyimiz, peki ama o benim gözümde yıllardır k@ltak bir @rupu ile evlenebilmek için, bacımızı ateşe atan bir soysuzdur. Bu böyle" demişti.
Ağir artık bu sözlerle katlanamayarak,
"YETER! EVET SEVDİM LAN! Ama bacımızı öne sürecek kadar ş*erfsiz değilim. Hani diyorsunuz ya, ben sırf Dila için düşmanıma köpek olan s@ysuzum. Bacısını, göz göre göre ateşe atanım ya."
Bagıra bagira haykıran adamı boş gözlerle izleyen 3 beden,
Ve sözlerine devam eden çaresiz bir genç, tüm gerçekleri şimdi söylecek ve bu yalanlara mahkum olamayı kabul edecekti.
"HEPSİ YALAN!. Yıllar önce verilen bir söz üzerine babam istedi. Bu bedeli bana kabul ettiren babam Azat ağadır. Tam bir aydır, ben bacımın yüzüne baka baka yalanlar söyledim.
Çok kolay mı? benim de canım yanıyor. Ama yapacak bir şeyim yok. L@net olsun ki yok.
16 yıl önce, amcam yüzünden kesilen berdeli düşürmek için gittim ama olmadı. Mahmut ağa, eğer sözünüzden dönerseniz Dilhun'a @lüm emri çıkar dedi. Yeter sıkın lan! kafama. Bana hesap soracağınıza, yıllar önce daha bacımız kundakta bebekken onu beşik kertmesi yapan babasınıza sorun."
Son sözünü söyleyip konaktan çıkıp giden Ağir'den sonra tüm gözler Azat Ağa'yı buldu çaresizce...
ŞİMDİKİ ZAMAN (KIRIMLI KONAĞI)
Öfkeden, deliye dönen Jiar ağa içerde bin ton laf işitmesine karşı sanki öfkesini Dilhun'dan çıkarırcasına.
Dilhun'u saçlarından tutup arkasına bile bakmasını engelleyerek,arabaya attı.
Sevdiği kadını incittiginin kırıp bin parçaya böldügünün farkında bile değildi.
Oysa ne kadar beklemişti.
Her anında yanında olmasa da uzaktan izleyen, onun mutlu olmasını sağlayan adam şuan kadını yavaş yavaş elleriyle öldürdügünün farkında bile değildi.
Tamam, Dilhun'un haberi yoktu ama yıllar önce Jiar daha 11 yaşındaydı. Bak bu kız, senin ilerdeki karın olacak dediklerinden beri hiçbir kadına bakmayan Jiar ağa
Sırf bu sevgiyle büyütülmüştü yıllarca.
Hah ne sevgi ama sevgi denilen aslında zamanla ortaya çıkacak olan zehirdi.
Konağa gelir gelmez, arabadan inip Dilhun'un kolundan tutup içeri girdi.
Konak'ta herkes , büyük bir gürültü ile açılan konak kapısına bakakaldı.
Dicle hanım, oğlunun kapıdan kolundan tutup girdiği kıza çevirdi başını.
"De hele ne olur? " dedi Dicle hanım
"Sana ,gelinini getirdim daye. " der demez
Hemen bakışları kardeşi Dila'yı buldu.
"Hadi kalk Dila toparlan, Ahmet seni Karahan'lı konağına bırakacak" dedi.
Dila ikiletmeden hemen önce topladığı eşyalarını alarak önce babası ,annesi ,abisi ve kız kardeşi ile vedalaşıp konaktan çıktı.
Dilhun kendini buga sokmuştu. Etrafta bulunan hiçbir şeyi algılayamıyordu. Öylece olup bitene seyirci kaldı.
Annesi, babası daha doğrusu onu herşeyden koruyan Ağir abisi ses etmemişti. Dilhun konuşsa, dayak yer susturulurdu. Biliyordu o yüzden sustu.
Tüm çaresiz, ölümü özgürlük sayacak diğer kadınlar gibi sustu.
Jiar, Dilhun'un ne halde olduğunu yeni düşünebilmişti .
Hemen" Ayşe" dedi gür bir sesle.
Ayşe "Buyur ağam"
"DİLHUN'U AL ODAMA GÖTÜR, DİNLENSİN" der demez,
Çalışan kadın, hemen Dilhun'un koluna girip odaya götürdü.
Dicle hanım "Oğlum iyi hoşta bir haber vereydin. Hem ne bu acele "
"Acele falan değil ana, geç bile " diyip
Babasının yanına gidip ellini öptü.
"İstediğin her zaman bana emirdir baba. Yaptım dediğini artık Dilhun Karahan karımdır" dedi.
Mahmut ağa, gururlanarak oğlunun sırtını sıvazladı.
"Hadi gidesen oğul karının yanına,akşam vakti imam nikahı olacak, de hayde." "Bilirim Bav sen merak etme, herşeyi önceden hazır ettik"
"Tamam hadi git bakalım, karını hazır etsinler akşama "dedi adam. Jiar kafasını salayıp yukarı çıktı. yatakta oturan çaresiz ve ruhu çekilmiş kadına bakmış ve. " HAZIRLAN AKŞAMA İMAM NİKAHIMIZ YAPILACAK, BU AKŞAM ALLAH KATINDA KARIM OLACAKSIN" dedi adam.
DEVAM EDECEK... BÖLÜM NASILDI? OYLARINIZI VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM. ❤ |
0% |