Yeni Üyelik
9.
Bölüm

6.Bölüm (Kırımlı Gelini🔞)

@kutuptayazmisalli

Yıldızlı bir gecede gözlerimi yumsam herşey geçecek gibi...

HÜKÜM YERİNİ BULMUŞTUR...

(AKŞAM SAAT 19:00 KIRIMLI KONAĞI)

 

 

Dicle hanım, özel diktirdiği işlemeli yöresel gelinliği alarak uzatmıştı karşısında ki, gözü yaşlı genç kadına.

 

Dicle hanım, daha Bejne'yi doğurmasına 1 ay kalmıştı. Nasıl unuturdu o günü, kaynının ölüm haberi ve konağın içinde yade'sinin feryatları haykırışlarının yankılandıgı günü, hem de tüm Amed topraklarında.

 

Kendi kardeşi gibi çok severdi yaşasaydı kendi elleriyle evlendirecekti Bilal'i.

 

Daha ilk gelin geldiği yıllarda , yengesini anne bilmişti. Asla sözünden çıkmaz saygıda kusur etmezdi.

 

Bilal Ağa'yı , yeri gelir oğlu gibi azarlar yeri gelir canından kanından kardeşi gibi severdi.

 

Onlar ,yeri gelir abla kardeş, yeri gelir ana oğul gibi idiler.

 

Bilal Ağa'nın ölüm haberini alır almaz erken doğum yapmıştı Dicle hanım üzüntüden.

 

Dicle hanımın, getirdigi gelinliği titreyen ellerim ile almıştım. Hemen odaya adımlayıp, bir çırpıda giydim, hafif bir makyaj yaptım. Tabi maksat göz altlarım morluğunu ve dudaklarımın çatlakları içindi.

 

Hemen ardından, odaya Bejne girdi. Sınıf arkadaşım ama şimdi görümcem olmuştu. Hayat ne garip anne, yaşarken ölmek bu olsa gerek.

 

Ben hayalleri olan bir kızdım. Ama şimdi hayatın ta kendisi oldum. Belki yarın bir gün anne olacaktım.

 

Bu ağır düşünceleri bırakarak, geldiğinden beri tek kelime etmeyen koluma giren Bejne ile aşağıya indik.

 

İmam ve konak halkı hepsi ordaydı.

 

Tabi birazdan kocam olacak adam Jiar ağa yanıma gelerek, ellerimi tutup nikahımızın kıyılacağı yere getirip oturttu beni.

 

Bir süre sonra, artık Allah katında karı kocaydık. Mehir olarak tek bir şey istemiştim, kuma gelmemesi için boşanma hakkı.

 

Tüm gözler üstümdeydi, ama umrumda bile değildi. Madem hayatımı mahvedeceklerdi bari buna hakkım olsun.

 

Yan tarafıma dönmesem bile, Jiar kırımlı'nın sesinden anlamıştım, öfkeden deliye döndügünü.

 

Ama kabul etmemişti, şaşırmamıştım.

 

Çünkü bu topraklarda gelinlikle girdigin evden ancak kefenle çıkılırdı.

 

Bu neydi ki? şimdi sadece bomboş bir hak'tı sadece.

 

Hemde Ağa karısı olarak asla, kurtuluşum yoktu.

 

Sadece tek temennim üzerime,kuma gelmemesi.

Ne kadar acı değil mi?

 

Hangi Üniversite'de okuyacağı mi, hangi mesleği olacağımı seçeceksin diye sormak yerine mehir sorulması, içimden şimdiden bir şeyler alıp götürmüştü.

 

Şimdi evlilik ,yarın bebek soran bu zihniyetler vâr oldukça nice genç kız, gençliği'nin baharında solup gidecekti.

 

İmam dua'yı da okuyup gitmişti.

 

Salondan herkes çıkmış , Dicle xanım benim kolumdan tutup yatak odasına getirmişti.

 

"Bak kızım, sen benim kızım gibisin, bilirim seni de ananı da.Sen önce Allah'ın sonra, ahiretliğim olan annen Mahne'nin emanetisin. Sakın ola kendini yalnız hissetme, küçüksün cahilsin ne olursa bana gel ben sana yol gösteririm" der demez.

 

Dicle xanıma, anneme sarılır gibi sarıldım. Agladım, hem de hıçkıra hıçkıra beni kendinden çekip gözyaşlarımı elleriyle sildi.

 

"Ağla küçük kızım, elimden birşey gelse hemen yaparım. Ama bak bende bir kızımı ağabeyin Ağir Ağa'ya gelin ettim. Annen nasıl sana yanıyorsa bende kızım Dila'ya yanarım."

 

Ona anlar şekilde kafa saladım. Sonra Yere eğdim başımı, ama Dicle hanım başımı hızla kaldırıp.

 

"Sakın! Sakın başını eğme, ne olursa olsun, sen benim gelinimsin sen bir Kırımlı gelini oldun bir daha başını yere eğilmeyecek hep dik duracaksın bu hayatta. Beni annen olarak gör kızım olur mu? bir derdin de hemen gel. Artık ben gideyim"

 

"Dicle xanım" dedim.

 

"Daye, bana daye de kızım "

 

"Peki, Daye şey herşey için sağol " diyebildim sadece.

 

Gülümseyip çıktı odadan.

 

Ne babam nede annem , ağabeyimler bile birşey yapmazken, bu aileden ne bekleyebilirdim ki.

 

Ben evlenmek değil okumak istiyorum desem, dayak yer kenarda ağlardım o kadar, ne acı.

 

O sırada içeri giren Jiar Kırımlı ile kalakaldım.

 

Yavaş yavaş, bana yaklaştı. Önümde durdu, elindeki kutudan büyükçe bir 10'u bir yerde çıkarıp taktı.

 

Sonra başıma attıkları duvağı kaldırıp anlıma uzunca bir öpücük kondurdu.

 

O an göz göze geldik. Yaşça büyük bir adamın karısı olmuştum. Küçüktüm ama bunu benden başka kimse sorgulamıyordu. Ne garip bir süre sonra, namaz kılmak için abdest aldı. Namazı'nı kılıp yanıma geldi.

 

Bana yaklaşarak, soyunan Jiar

 

"Biliyorsun ki yarın bizden, çarşaf isteyecekler "

 

"b.. bb biliyorum " kekeleyerek de olsa konuşabilmiştim.

 

"Bugün karım oldun, şimdi ise tamamen kadınım olacaksın. "

 

Belki insafa gelir de, bişey yapmaz diye,

 

 

"Yapma, ne olur ben daha küçüğüm, hem ben istemedim seni, ben sadece okumak isteyen bir kızdım, ne olur acı bana"diyerek ayağına kapandım.

 

 

 

Ama keşke yapmasaydım dedim. Nerden, bile bilirdim ki karşımda insan kılığında bir şeytan olacağını. Yere eğilip, ellerini saçlarıma geçirip son gücü ile çekiştirdi.

 

Yüzüne bakmamı sağladı.

 

 

 

"Bak küçüğüm, şimdi seni sabaha kadar öyle bir d*zeceğim ki gör bak k*zlıgın mı kalıyor, okuma hevesin mi"

 

der demez daha kuvvetli çekti saçlarımı sanki derisiyle birlikte elinde kaldı sandım.

 

Annemin, canım yanar diye tek tek taradıgı sırma saçlarımı elleriyle yoldu.

 

Beni yerden kaldırıp, yatağa fırlattı.

 

O sırada kendini soyup, benim üzerimi çıkarmaya başladı.

 

Bense, kafamın acısıyla hiçbirşey ne görüyor nede tepki veriyordum.

 

Canım çok yanıyordu.

 

Gelen gür sesle irkildim.

 

"Aç lan! gözlerini, her zerreni ezberlediğim gibi, sende beni izleyeceksin. DiLhun Kırımlı bu evcilik oyunu değil, oyundan sonrada benim koynuma geleceksin, altıma yatıp kadınlık yapacaksın ANLADIN MI!"

 

Sonda gür çıkan sesi ile "Anladım" dedim.

 

Sonra işine devam etti. Dokundu, öptü zevk aldı. Ama ben öldüm. Sonda bir acı hissetmemle, acıdan bağırmam bir oldu. Artık kız değildim. Bir gün içinde kadın olmuştum. Geçmişin günahını sırtlayan bendim. Benim için bitmişti artık herşey.

 

 

Sanki bilerek, tüm ağırlıgını üstüme vererek, hala içimde gel gitlerini sürdürüyordu.

 

Zar zor aldıgım nefesle ve kasıklarımda oluşan acı yüzünden kıpkırmızı olmuştum.

 

"Bak, bak DiLhun görüyorsun, bağırsan da ağlasan da yanında ben varım" hala içimdeyken, bir yandan da benim üzerimde hakimiyet kuruyordu.

 

 

"Hani, ağabeyinler nerde?! Gelsinler de alsınlar seni altımdan " canımın yanmasını önemsemeden,içimde hızını attırarak kahkaha ile gülüyordu.

 

Son gücümle, "Dur artık ne olur" diyebilmiştim.

 

Ama durmadı hatta kaç saat geçtigini bile bilmiyordum. Tek bildiğim yaşarken cayır cayır yanacak olmamdı.

 

Son kez içime boşalarak, kendini yanıma attı.

 

"Artık tamamen benim kadınım, Jiar Kırımlı'nın karısısın. "

 

"Sadece benim benim benimsin kadın" dedi sert sesi ile.

 

Hastaydı, sadist ruhlu bir adamın karısı olmuştum.

 

Jiar kalkıp, duşa girdi. Ardından Beni kucaklayıp küvette kendi elleriyle yıkadı.

 

Ama anlamıştım. Bu adam gerçekten hastaydı. Daha yeni tehtit eden ve zorla neler yapan adam gitmiş. Şefkat ile beni yıkamıştı.

 

Neydi şimdi bu? Allah'ım neyin içine düşmüştüm böyle.

 

Bir süre sonra, k@nlı çarşafı kenara koyup taze çarşaf sermişti.

 

Beni koyduğu koltuktan bir bebek şefkati ile alıp yatağa yatırmış, ilaç verip uyumamı sağlamıştı.

 

Kendi de yanıma uzanıp belimden kendine çekip başını boynuma koymuştu.

 

Zaten başım yastıga koyar koymaz uykuya teslim olmuştum.

 

Ama tek duyduğum şey,

 

"Bana sakın karşı gelme küçügüm, herşeyi iste ama benden gitmeyi asla"

 

Jiar Ağa'da bir süre sonra kendini uykunun kollarına bırakmıştı.

 

Yarınların onlara ne getireceğini bilmeden....

 

DEVAM EDECEK...

OYLARINIZI VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM❤✍️

Loading...
0%