Yeni Üyelik
10.
Bölüm

7.Bölüm(Bedel+18)

@kutuptayazmisalli

Ay yerini, güneşin ihtişamına bırakmıştı.

Tüm Amed topraklarında. Uyandığımda, çoktan sabah olmuştu.

Bir anda üzerimde ki ağırlıkla dumura uğramıştım. "Bu ne ya? "

Uykulu gözlerle etrafa bakındığım sıra,korkuyla.

 

"Abii" diyerek bir hiddetle doğruldum yataktan.

 

Dogrulmamla, yatağa geri düşmem bir oldu.

 

"Ahhh!"

 

Kasıklarım ve belim fena haldeydi.

 

Yataktan, doğrulamıyordum bile hayvan herif! ne hale getirdi beni.

Gerçekler, bir kez daha yüzüme tokat gibi inmişti.

 

Hızla yan tarafıma dönmemle, onu görmem bir oldu.

 

Dün gece, beni saçlarımdan tutup yerden yere, savuran adam bu sabah saçlarımı okşuyordu.

 

Bir süre, öylece birbirimizin gözlerine kitlendik.

 

Çok derindi gözleri, tıpkı dipsiz bir kuyuyu andırıyordu.

 

Ortamda ki sessizliği ben bozarak,

 

"Şeyy, kusura bakma. Her sabah Ağir abim uyandırır da alışkanlık işte. "

 

demiştim.

Bir anda şefkatle bakan adam gitmiş.

 

"O zaman çabuk alış!. Yoksa her sabah bana abi diyerek ,hele ki o soysuz ağabeyinin uyanırsan mahvederim seni!."

Jiar'ın , Ağir ağabeyimin adını duymaya tahammülü yoktu. Tek anlamadığım şey, Ağir ağabeyim de aynı şekilde adını andırmazdı.

 

Nedenini hep merak etmişimdir.

 

"Ha!bu arada dün gece kasıkların için ilaç vermiştim, hala ağrın mı var senin?". dedi.

"Şey, evet bacaklarımı çekemiyorum. Acı- "cümlemi ,tamamlamaya kalmadan yataktan havalanmam bir oldu.

 

" Ayy"demem ile kafamı çevirmemle, Jiar'ın kucağında olduğumu anladım.

 

Tam banyoya gidiyorduk ki,odanın kapısı alacaklı gibi çaldı.

 

Jiar, bakışlarını benden çevirip hala beni kucağından indirmeden kapıya ilerledi. İnmek istesem de belimden sıkı sıkıya tutuğu kollarından kurtulmak zordu.

 

Kapıyı açtı, gelen konağın çalışanı Avşin'di.

 

"Şeyy, ağam çarşafı almaya geldiydim de" dedi.

 

Hemen gözüyle işaret etti. Avşin, anladığı an hızla, yerde duran çarşafı alır almaz bir hışımla koşup gitti.

 

Jiar, kapıyı kapatıp duşa ilerledi. Suyu ayarlayıp, beni soydu. Kendide soyunup yanıma geldi.

 

Bir anda, ne olduğunu anlamadığım zılğıt sesleri ve silah sesleri geliyordu dışardan.

 

Olmayan beynime yeni dank etmişti.

 

K*nlı çarşaf içindi. Ahh neyse diyerek tam arkamı dönmeye kalmadan.

 

"Dilhun, k*nıyosun yavrum"

 

"Ne? "

 

"Baksana, (bacak aramı göstererek) hadi kalk hastaneye gidelim."

Tam ayaklanıp, beni kucaklayacağı sıra.

 

" Yok, istemez birazdan geçer. "

"Nasıl geçecek? inatlaşma kalk dedim"dedi ve sert gür sesiyle.

 

"Bilmem, senin eserin, eserinle gurur duy Jiar Kırımlı "dedim.

Ama demez olaydım. Bir an için karşımdakini sadist bir piskopat olduğunu unutuyorum.

Eliyle, çenemi sertçe kavradı.

 

"BANA BAK, BİR DAHA O SESİNİ YÜKSELTİRSEN, DİLİNİ K*SER SANA YEDİRİRİM. ANLADIN MI LAN!?"

Yavaşça kafamı sağlamakla yetindim.

Çenemin acısıyla, kasıklarımı unutmuştum. Daha da çok kavradı çenemi.

 

"Dilhun Kırımlı, sakın ama sakın benimle oyun oynama. Sen artık benimsin nokta. Bu değil ki her şeyi bana, ulu orta söyleyeceğin anlamına gelmez. Herkese Hanımağa olacaksın! ama benim önümde mum kesileceksin kadın sesin çıkmayacak karşı gelmeyeceksin. Her dediğimi ikiletmeden yerine getireceksin.Anladın mı? Konuş konuş kadın . "dedi.

 

Zar zor "A-a-anladim" der demez.

 

Gözlerimden sicim gibi yaşlar akmaya başladı. Ellerini çenemden çekip gözyaşlarımdan öptü.

Daha sonra, bir nefes yakınıma sokulup.

Tek tek düşen gözyaşlarımından öptü.

Hala iç çeke çeke ağlarken, o canice sözünü söyleyerek,

"Bu yaşlar canın yansa bile bana akacak." demiş ve önce beni sonra kendini yıkamıştı.

Kanamam durmuştu. Şuan iyiydim. Beni giydirip, kendide giyinince aşağıya indik

Dilhun & Jiar Kırımlı...

.

DÜN AKŞAM SAATLERİ

KARAHAN'LI KONAĞI.

 

Dila kırımlı(karahan) anlatımıyla,

 

Kahya, beni yeni evime bırakmıştı.

 

Büyük konağın, kapısını tüm gücümle açarak girdim içeri. İçeri girmemle tüm gözler beni bulmuştu. Jiar abim ve babam beni, Ağir Karahan'a vermişti.

 

Ne kadar Ağir'i sevsem de o beni sevmiyordu biliyorum.

 

Ağır adımlarla ilerledim onlara.

 

Ağir'in annesi, olduğunu bildiğim kadın bana doğru yaklaştı.

 

"Hoşgeldin kızım gelesin "dedi.

 

Başımla onu onaylayıp, tek tek tanışmak için onlara yürüdüm.

 

Önce, Ağir'in anne babasının ellerini öptüm.

 

Fakat kardeşlerine döndüğüm sıra hepsi beni paramparça edecekmiş gibi bakıyordu.

 

Ellerim önde, başım yere eğdim. Azat ağanın sesi ile hepsi bana dönüp isimlerini söyledi.

 

"Ben Berzan"dişlerini sıkarak demişti, ama elini uzatmadı.

 

O sıra, aynı şekilde iki adam da aynı tonda kendini tanıttı.

 

"Ben Barann"

 

"Bende Polat "hepsi öfkeli ve her an saldıracakmış gibi bakıyorlardı bana.

 

Herkesle tanışmıştım.

 

Mahne daye, beni kalacagım odaya götürdü. 2 saat sonra dini nikâhım olacaktı, hemen hazırlanmak için banyoya ilerliyordum ki.

 

Mahne daye, elinde bembeyaz yöresel bir gelinlikle içeri girdi.

 

Bana uzatıp, " Bu senin, güzel gelinim"dedi.

 

"Daye, bu çok güzel " diyip elbiseyi elinden aldım. Ardından ellerini öpüp teşekkür ettim.

 

20 dk sonra artık hazırdım. İçeri Mahne daye girer girmez, benim koluma girdi beraber aşağıya indik.

 

Salona geldiğimizde, tüm gözler beni buldu.

 

Ağir ağa gelmişti, yüzüme bile bakmadan önce o oturdu sonra bekletmeden bende yanına oturdum.

 

Hoca nikahımızı kıymaya başladı.

 

Bir süre sonra, nikah kıyılmış mehir sorulmuştu.

 

Boş gözlerle, yanımda oturan adama bakakaldım.

 

Sert ve gür sesi ile,

 

"2 bağ evi, 1 at çiftliği, Mardin'deki konağı ve kilosu kadar altın ,boyu kadar gümüş". dedi

 

Hocanın duası ile şaşırmam son bulmuştu. Artık Allah katında evliydik.

 

Herkes, tek tek çıktı salondan Mahne daye beni kolumdan tutup kaldırdı.

 

"Hadi kızım " deyip birlikte odaya çıktık.

 

Yatağa, oturttu beni.

 

"Bak kızım, benim de bir kızım var, şimdi senin ağabeyinin karısı oldu, sende oğlumun karısı olacaksın. Bu aileye torun vereceksin" demesi ile devam etti.

 

"En azından, küçük değilsin bilinçlisin. Benim kızım daha birşey bilmez. " dediğinde sesi çatladı, ağlayacaktı ama tutu kendini.

 

"Bak beni annen bil, ben seni evladım bildim bile. Bir derdin olduğunda bana koş ben seni tutarım, sakın kendini çaresiz kimsesiz hissetme emi"

 

"Tamam daye, sağol"diyerek sarıldım, sanki anneme sarılır gibi. Daha sonra ayrılıp,

 

" Neyse ben gideyim, Ağir şimdi gelir" diyip gitti.

 

5dk sonra odanın kapısı açildi.

 

Ağir ile göz göze geldik.

 

Kapıyı hızla kapatıp, yanıma adımladı.

 

Hemen yanımda ki sehpaya kırmızı bir kutu fırlattı.

"Senin "dedi.

 

Sonra bir hışımla, saçlarıma tutturulmuş duvağımı kaldırıp kenara attı. Saçlarım yolundugu için canım acımıştı.

 

" Ahhh "nidası düştü ağzımdan.

 

" Ne o canın mi acıdı? kıyamam "

 

Alayla söylediği sözler, canımı yakıyordu. Gözlerine baktım, dolu gözlerle.

 

Sadece beni mahvetmek isteyen acımasız bir adam vardı. Bir nebze bile merhamet kırıntısı yoktu gözlerinde.

Sonra ise..

 

"S@yun lan! Hadi tatmin et beni " dediği an içimden bir şey akıp gitti.

 

Aşık olduğum adam, bu değildi.

 

Ben böyle bir adamı sevmiş olamam. Merhameti , cesurluğu, cömertliği ile tanınan Ağir Ağa, sevdiğim hayalini kurduğum adam bu değildi.

 

"Soyun l*n! " demesi ile gelinliği üzerinden indirdim.

 

"Güzel, bakalım tadın nasıl ha" der demez, üzerime çıktı.

Dumura ugramış, bir şok içinde bu gecenin bitmesini bekledim ve kendimi tamamen ona teslim ettim.

 

Dokundu, öptü, tatmin oldu. Canımı yaktı ,umursamadan devam etti . Kendi durmak isteyene kadar üzerimden kalkmadı.

 

Benliğimi sevdiğim adama verdim ama neden mutlu değildim? .

 

Ah işte ölmüşümde haberim yokmuş, son sözü ile üzerime atmayı unuttuğu toprağı atarak beni mahvetmişti.

 

İçimde gel gitlerini sürdürürken,

 

"Ahh, k@hpe nasıl sıcaksın, d@r ve tatmin edici ohhhh! sen sadece geceleri yatağıma alacagım bir f@hişesin o kadar"

 

İçimdeki hızını artırarak,

 

"Bak, bak sen benim için her an düzmek için oyuncağım olacaksın. Sakın kendini evin hanımı sanma, sen değil hanım, bu konağa hizmetçi bile olamasın"

Son vuruşunu yapıp ,kendini yanıma attı. Derin derin nefesler, eşliğinde beni öylece yatakta bırakarak duşa girdi.

 

"Ha bu arada, sen sadece benim mecburiyetimsin arada bacım olmasa hepinizi mahvederdim ama nalet olsun ki neyse." diyerek gitti.

 

Öylece uyumuştum, canımın acısıyla.

 

Kasıklarımdaki acı uyandırmıştı beni.

 

Yataktan dogruldum, yanımda kimse yoktu. Acaba nerdeydi?.

 

Tam, yataktan kalkmak isterken birşey fark ettim. Yataktaki çarşaf değişmişti, üzerim dün gece ç*plaktı ama şimdi ise gecelik vardı.

Bir süre sonra Ağir'in yaptıgını anladım.

 

Bu adam tuhaftı. Dün neler söylemişti. Şimdi ise bu.

 

Hemen duşa attım, kendimi canım yandıgı için, duş alıp ağrı kesici almam lazımdı. Ahh her adımımda dahada keskinleşti ağrı.

 

BİR SÜRE SONRA...

Ilık bir duşun ardından, odaya gelmiştim ama offff benim kıyaferlerim yoktu ki , öğleden sonra gelecekti.

 

Ağir'in dolabını karıştırdım ama birşeyler bulamadım. O sıra odanın kapısı çaldı.

 

"Kim o"

 

"Benim kızım "

 

"Aa daye gel, buyur" dedim.

 

"Kızım, birazdan sofraya oturacağız. Ağir erkenden şirkete gitti. Hadi hazırlan gel" tam gidiyordu ki

 

"Daye, şeyy benim kıyaferlerim sonra gelecek ama şimdi hiç kıyafetim yok" dememle , gülümseyip.

 

"Ahh, dert ettiğin şeye bak, dur Dilhun'un kıyaferleri olacaktı. Ben sana gönderirim şimdi." deyip gitti

 

Konağın çalışanı abladan, aldıgım kıyafeti hızlıca giyip aşagıya indim.

 

İnmemle, kapıdan giren Ağir'in gür sesi ile olduğum yerde kalakaldım.

Agir'den sonra tüm gözler beni süzmeye başlamiştı.

 

Ben onlara bakarken, Ağir'in beni kendine çevirip tokat atmasi ile yere yapışmam bir oldu.

 

DEVAM EDECEK...

YORUM VE OYLARINIZI BEKLİYORUM

 

Ağir & Dila Karahan

Loading...
0%