@kutuptayazmisalli
|
Kumsal düştüğü yerden yalpalayarak kalkmış salonda ki kanepeye zar zor atmıştı kendini.... . . . .
Kumsal soysal anlatımı ile
Canım o kadar da çok yanmıyordu. Doktor amcanın 1 yıl önce söyledikleri yavaş yavaş gerçekleşiyordu. Bir süre sonra hepten acıya alışacakmış vücüdum. Şimdiden hissediyordum. Vücudumda kan vardı ,kollarım ve bacaklarımda bir kaç bıçak yarası, ama ben hep unutmak istediğim duyguyu artık yavaş yavaş gerçekleştiriyordum. Acı çekmiyordum..... Gözlerimden istemsiz peşi sıra süzülen gözyaşlarım eşliginde acı bir tebessüm sunmuştum bu yarım kalan hayatıma...
Dün gece olanlar gelmişti aklıma, sehpa da gördüğüm cam vazoyu kırıp bileklerime tutmuştum. Şimdi burda hayatıma son versem herşey son bulur muydu? Acı çekmek yerine artık sonsuza kadar mutlu olabilir miydim? Babam beni katil diye suçlamaz, abim beni severdi belki. Arık Böke'de istediği hayatı yaşardı. Bu düşünceler beni içten içe cesaretlendiriyordu. Gözlerimi kapatıp, annemi düşündüm. Hiç görmedigim, doğduğum gün,hayatını elinden aldıgım kadın. Ben annemin katiliydim. Küçüklüğünden beri sevgi nedir bilmeyen , 4 yaşından beri şiddete maruz kalan bir kız çocuğuydum. Geriye bir anı bile bırakamaya hakkı olmayan, bir hiçliktim o kadar.... ....
Flashback.... (Yazarın anlatımı ile) . . . Yıl ve mekan geçmişte kaybolan ve asla bilinmeyen bir zaman dilimi... . . . Çelebi Akça istediği ihaleyi kaybetmişti şimdi ise eve gelmiş ve akşam yemeğini bekliyordu. Öfkeli bir sesle "Nerde kaldı lan yemekler?"demişti , yemekleri hazırlayan kızına.
Evde bir çalışan yoktu olsa dahi çok çok nadirdi. Kumsal 12 yaşına bastıgı günden beri Çelebi Akça tüm çalışanları işten çıkarmış tüm işleri kızına yüklemişti.
Kumsal'ın abisi Baybars Akça, babasının öfkeli konuşmasına katılarak, "2 saatte maçım var gerizekalı eğer yetişemessem seni doguduğuna pişman ederim"demesin ıle genç kız,
"Geliyorum abiiii.... " demişti telaşla....
Kendi kendine kısık bir şekilde "Offf ne yapacağim, yemeklerin hepsi yanmış. Oysa çıkmadan altınıda kısmıştım. "dedi genç kız.
Baybars Akça yerinden kalkarak hızla mutfağa gitmişti.
"Hadi lan! Nerde kaldın.... Ooo bak sen ne kokuyor burası bir dakika sen çekilsene bir arkanda ne saklıyorsun görelim. "diyerek yüzündeki pis sırıtma ile genç kıza yaklaşmıştı.
Kumsal o an ki korku ile "A..a... Abi... Ş..şey ben valaha isteyerek olmadı " demişti.
Genç adamın yüzünde daha da büyüyen bir gülümseme vardı, hemen aklına ilk gelen şey ile " Biliyor musun boşver maçı asıl şimdi eğlencem başliyor.... Baba, baba bu kızın tüm yemekleri yakmış üstüne mutfağa gireceğim sıra, mutfak kapısında korumalardan biri ile konuşuyordu."demesi..
Genç kızın paniklemesi ve korkmasına yol açmıştı. Öyle birşeyi nasıl söylerdi abisi ,hemde yapmadığı bir şeyi
Şok içinde "A.. A.. Abi..."diyebilmişti.
Yaşlı adam duyduğu sözler ile öfkeli bir şekilde mutfağa adımlamıştı.
Babasının"Doğrumu lan bu? Seni kahp! " demesi ile,
Küçüklüğünden beri korktugunda yada saklanmak istediğinde her zaman yaptığı yanlış gibi, abisinin arkasına saklanıp giydiği kazağın uçlarına yapışmıştı elleri. Tır tir titriyor olacakları az çok tahmin ediyordu genç kız. Biliyordu sonucunu ama hani derler ya insan ölürde umutlar ölmez. Kumsal yinede bir umut abisinden merhamet beklemişti... Ve Yıllardır bekliyordu..
"Baba hayır vallaha öyle bir şey yok, yemeği yaktım ama ben kimse-
diyemeden abisi yıllardır yaptıgı şeyi tekrarlamış ve, arkasına saklanan Kumsal'ı tek hamlede çekerek hızla babasının önüne atmıştı. Yere düşen genç kız alnını masanın kenarına çarpmıştı. Tam kaşına denk geldiği için kaşı patlamış ve o anın acısı ile hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı.
Genç kızın o halini umursamadan pişkin pişkin " peki bu telefon kimin ha kumsal " dedi Baybars...
Çelebi Akça kemerini çıkartarak yerde yüzü k@na bulanmış ve canı yandıgı için hıçkırıklara boğulan kızının üzerine yürümüştü...
Kumsal korku ile "Ben... B.. ben bilmiyorum baba ne olur dinle" desede...
O gece genç kızın tüm vücudu kemer izleri ve yara bere içinde kalmıştı. Çelebi Akça kızını o hale getirene kadar durmamış, Baybars ise kız kardeşinin yalvarış ve bagırışlarına sadece gülerek izlemişti....
Bir süre sonra genç kızı saçlarından tutup sürüyerek bodrum katına getirip orada bulunan bir odaya kitlemişlerdi. Zemin betondu ve içeride hiçbir eşya bulunmuyordu. Yarım bir ışık giren penceresi vardı. Sabahın ilk ışıkları doldururdu içeriyi birde gece yarısı ay ışıgı.... Genç kızın şahsi odası gibiydi burası, hayattı boyunca dışarıdan çok burayı görmüştü.
Flashback end.... . . . . . Kaç saat düşündüm, kaç saat orada oturdum bilmiyordum. Tek bildiğim artık hava kararmaya başlamıştı. Geçmişin izleriyle dolu koluma bakıyordum daha doğrusu şuan kurumuş kan olan kolum....
Herşeyi yine boşvererek elimdeki can parçasını yere fırlatarak yavaşça kalmıştım yerimden , mide bulantısı ve halsizlikle yukarı odama çıkıp duşa girdim. Soyunmadan direk olarak suyun altına attım kendimi. O kadar yorgundu ki bedenim fayansa oturup duşu açmıştım.
Başımdan dökülen,Su vücudumun her bir yerini talan ediyordu. Tüm fayans kan olmuştu. Kuruyan yerler tekrar kanamaya başlamış ve zihnimin bulanmasına yol açıyordu. En son banyonun kapısında bir gölge görmüştüm. Gerisi yoktu. Göz kapaklarım bana ihanet ediyordu resmen. Bir ses vardı ama zihnim algılayamıyordu.
Tek istediğim sevilmekti. Tek istediğim tek bir kez doyasıya gülebilmekti...
Birde o hayalim vardı tabi...
Bir kez babamla oraya gitmekti...
. . . . . . .
"Bir şey buldun mu? "dedi adam endişe ile.
"Deniz hala emin misin? Bak Kumsal evli. " demişti tereddüte kalan genç adamın arkadaşı.
Tek kaşını çatarak "Eee!! Ağzında ki baklayı çıkar fırat sende rahatla bende " demişti hala öfkeli genç adam.
Derin bir iç çekerek "Bak canım kardeşim. Bu soysal'lar çok güçlü tamamı, hem Kumsal Ateş soysal'ın tek varisi Arık Böke Soysal ile evli. Adam piskopat ve akıl hastanesinde yatmışlığı var. Hemde eski nişanlısını öldürdüğü biliniyor. Ama tabi hemen ardından koruması üstlendi falan. Yani adam bildiğin sadist , Katil ve deli. " dedi genç adam korku ile.
Umursamaz bir tavırla Deniz,"Yani!! "demişti. Şaşkın şaşkın"Oğlum o kadar şey anlatım. Anlama özürlüsümüsün? Sana bu iş olmaz Kumsal'ı o evden alamasın. "
Net ve bir o kadar kararlı tavırla "Alacağım, onu çok seviyorum. Nasıl Sevdiğim kadına iftira atan kardeşim Ferit itini mahvedecegim gibi, Arık Böke'yide mahvedicem."
Fırat hala korkuyordu bir kız için kan kardeşini kaybedemezdi "Deniz oğlum bak!! Bu işten, gel vazgeç. Hem kumsal istemeseydi onunla evlenmezdi. Hem gittin yanına diyelim ya gelmezse seninle. Sen canından mı olmak istiyorsun? "
Fırat'ın dediği ile öfkesi dahada harlanan genç adam "Ben o gün, Ankara'ya gitmemiş olsaydım. Şuan Kumsal benim karım olacaktı. Ve ne olursa olsun ben onun iyi olduğunu bilmeden bu işten vazgeçmem. Son olarak ver şu adresi sonunda ölümde olsa ki Kumsal bile verse ölüm emrimi ben razıyım. Ben sevdiğim kadının gözlerinde onu ilk gördüğümde öldüm zaten. En fazla bu kez gömülmek için ölürüm"diyerek Fırat'a yaklaşmış ve cebinde sakladığı adresi alarak tek kelime etmeden çıkıp gitmişti...
Kapıdan çıkacagı esnada arkadaşına dönerek,
Keşke fırat herşey o kadar kolay olsaydı. Kumsal'ın acılarını tek ben bilirim. Nasıl bir cehenemden diğer bir ceheneme ayak bastığını yalnız ben bilirim. Eğer ki yanacaksam ve Kumsal'ı sevdiğim kadını bir kez olsun güldüğünü görsem o gün ölmek bana bayram gelir " demiş ve ardına bakmadan hızla çıkmıştı evden.. . . . .
DEVAM EDECEK...
OY VERMEYİ UNUTMAYALIM SATIR ARASI YORUM YAPALIM LÜTFEN
📌
|
0% |