@kutuptayazmisalli
|
Sorarlarsa sana beni;
Hafifçe gül... Sevilmeden sevdi de. Ne kadar saftı,kendi öfkemle acıllar içinde kavurdum onu de, O kadar sevgiye açtı ki yaşarken öldürdüm onu de.... Kumsal Akça(soysal)
Kumsal Akça(soysal) &Arık Böke Soysal . . . Kumsal, bir kaç dk süren mide bulantısı ile yorgun düşmüş hemen kendini can havli ile yatağa atmıştı. Öylece uykunun kollarına teslim etmişti kendini...
Arık Böke Soysal'dan
Tüm bedenini kaplayan öfkesi ile arabayı süren genç adam Holding'in bahçesine yüksek hızla sıfır çizerek girmişti. Şuan ne yapacaktı , o'da kestiremiyordu. Elleri direksiyonu sıkmaktan nerdeyse mosmor olmuştu. Kalbinde derin bir agrı vardı. Neydi bu böyle? Sanki canı çekiliyordu. Hızla ellerini serbest bırakıp bu kez, direksiyonu yumruklayarak,
"Ağğğğğğğğğ!!!!! " bagırmaya başlamıştı...
Güvenlik ve korumalar onun bu halini görse dahi müdahale etmemişlerdi. Şuan herşey normaldi ama ya genç adam için öylemiyidi?... Ne kadar canı yanıyordu? Yaktıgı kadar yanacağı gün gelmişti belkide... Evet doğru....
Yumruklarını son kez vurarak durmuş ve derin bir nefes alıp vermişti genç adam. Daha sonra kan çanagı gözlerinden bir kaç yaş düşü vermişti. Hafif bir tebessüm belirdi dudaklarında işte o an kumsal gibi ölmek istedi Arık Böke.
Yavaşça açtı arabanın kapısını, çelimsiz adımlarla yalpalayarak indi ve kapıyı bile kapatmadan , ofise ilerledi. İlerledikçe nefesi kesiliyordu ,elleri terliyordu, düşünceleri karmakarışıktı. Bomboş bir adam olarak yürüdü. O bu gece herkesin korkulu rüyası Arık Böke Soysal değildi... O bu gece ölümü hisseden bir suçluydu. Hemde yaptıklarının bedelini ödeyecek bir suçlu...
Sonunda gelmişti herşeyin açıklığa kavuşacağı odaya. Hızla açıp girmiş ve kasaya doğru ilerlemişti. İşte karşısında duruyordu apaçık bir şekilde... Elleri titreye titreye şifreyi girdi. Kasa açılmıştı. Tüm cesareti ile içindeki dosyaları aldı, geride kalan bir usb vardı. Genç adam kendine gelerek hızla hepsini alarak masaya koydu. Önce dosyaları açtı.
1.dosya(Meral Akça zorunlu doğum belgesi )
Anne Meral Akça, hastalığı nedeni ile hamileliğini sonlandırmak yerine kendi isteği ile bu belgeyi onaylayarak doğum sırasında ölme riskini göz önüne alarak bu bebeği doğuramayı kabul etmiştir.
İmza: Meral Akça
2.DOSYA
4,5 yaşlarında Kumsal Akça adında bir kız çocuğu darp edilerek hastanemizin yoğum bakımına kaldırıldı. Bilinci kapalı olan küçük çocuğun kafasında iki çatlak bulunmaktadır.
3.DOSYA
8 yaşında Kumsal Akça adında bir kız çocugu sol kolunda yanık ve dizinde 3 dikişlik yara ile tedaviye alındı.
4.5..6.7.8...9.DOSYA ...10 .DOSYA
DARP, KAZA SONUCU OLARAK
9 yaşındaki Kumsal Akça...
11 yaşındaki kumsal Akça...
12 yaşindaki, 14 yaşındaki, 16 yaşindaki Kumsal Akça adındaki hastamızın ...
vücudunun çeşitli yerlerinde 2 derece yanık, bir cisim ile deforme edilerek ezilme. Saç diplerinde keskin yolunma tarzında açıklık ve dikişlik çeşitli yaralar , Uzunca bir süre aç kalınma durumunda böbreklerin susuz kalması...Ayakların da olmak üzere sırında omuriliğe dayanan derin yaralar ......
Genç adam okudu, okudu ve okudu. Sadece okumakla yetindi. Dizleri titriyor,Elleri terliyordu. Kalbi sanki yıllar sonra dile gelmişçesine güm güm atıyordu. Kısaca Arık Böke'nin tüm bedeni vicdansızlığına ağlıyordu... yıllarca pamuklara sarmalanıp büyütüldüğünü sandıgı karısı neler yaşamıştı böyle... Demek her vurduğunda sesini çıkarmayıp acısını ve çığlıklarını içine gömmesi bu yüzdendı ,diye düşündü genç adam...
Ve son olarak elinde duran usb baktı Arık Böke... Elleri titreye titreye taktı önünde duran laptopa. Yavaşça açti, açması ile gördüklerini unutmak istedi. Unutmak ve asla varolmamak...
Ekranda Çelebi Akça ve Baybars Akça vardı. Ve önlerinde ödü kopan tır tır titreyen küçük bir kız çocuğu vardı. Herşey normaldi ama Arık videonun sesini açması ile neye uğradığını şaşırmıştı.
Flashback sahnesi...
B
ir varmiş bir yokmuş Uzak diyarlarda annesiz küçük bir kız ,üzerinde ki nalet yüzünden babası tarafından bir kulede esirmiş....
"Nerdesin lan!! Seni küçük p!ç , elime bir geçireyim mahvedeceğim seni"diyerek öfkeyle arka bahçede küçük kızını arıyordu Çelebi akça.
Kumsal , korkudan bahçede ki masanın altında saklanmıştı. Birden meliha ninesinin her zaman yaptığı şey gelmişti aklına.
Peltek dili döndüğü kadar,
"Allah'ım ne oyur, baba beni bulmasın. O çok kötü, anne yok. Neden anne yok. Yoksa o'da baba gibi semiyo mu beni? Allah'ım ne olur. Anne gelsin. Meliha nine diyo ki anneyi sen almışsın, beni babama vermiş anneyi almışsın. Ne oyuy benide anenin yayına al" O minnacık ellerini açarak Allah'a dua etmişti küçük kız.
O sırada içeriden arka bahçeye doğru , abisi Baybars gelmişti. Bunu gören küçük kız masanın altından çıkarak, abisinin arkasına saklanmıştı.
"Abii!! Koyu beni. " diyerek sıkı sıkıya tutmuştu abisinin okul üniformasını.
Baybars ne olduğunu anlamamıştı bile. Ama babası yine içmişti belliydi. Babasının elindeki kemeri farketmişti genç adam.
ama pekte aldırmayan bir tavırla,
"Baba, ne oldu? Yine ne yaptı? bu gereksiz"demiş ve arkasında sıkıca sarılan küçük kardeşini, kendinden kurtararak babasının ayağına fırlatmıştı resmen küçücük kızı.
Kumsal düşmenin etkisi ile dizleri kanamaya başlamıştı. Hem ağlıyor hemde kanayan dizlerini tutuyordu.
" Ne yapmadı ki, Allah'ın cezası. Benden en değerlimi aldı. Sevdiğim kadını aldı bu p!ç. Onun yüzünden hayatım mahvoldu" demiş ve öfkeyle yerde hüngür hüngür anne diyerek ağlayan küçük kızın üstüne yürüyerek sertçe tokatlamaya başlamıştı.
Küçük kızın canı çok yanıyordu, kanayan dizinin üzerine kemerle vurmuştu babası. Bu yüzden çığlık çığlığa kalmıştı çocuk.
oysa ki tek suçu babası ile sarılarak uyumak istemesiydi. Bugün rüyasında annesini görüp, onu özlediği için salonda sızan babasının yanına uzanıp genç adama sımsıkı sarılarak uyumuştu, taki genç adam uyanıp deliye dönene kadar.
Yine dövmüştü bir kaç saat küçük kızı, içinde hiç bir merhamet olmadan. El kadar çocuktu ama sanki düşmanıymış gibi davranıyordu.
Ve masal bitmeden orta yerinde küçük kızın uykusu gelmiş.
"Peki bu masalın bir sonu yok mu anne? "
"Elbet var bırtanem. Öyle ki herşeyin bir zamanı olduğu gibi. "
"Peki, zaman acılarımı da götürür mü?"
"Üzgünüm annem, bu masal senin kaderin. Keşkelerle bir son yazamayız"
"Anne canım çok acıyor. "
"Öpeyim annem"
"Anne, anne!!!"
Videoda acı çeken Küçük kızın duyduğu her kelimesinde ölümü dileyen genç adamın dizlerinin bağı çözülmüş ve olduğu yere yığılmıştı.
Ellerinden kan çekilmişti sanki, bedeni acıdan uyuşmuş bir şekilde ikinci videoya bastı.
2. Video👇
Bak abi çok güzel değilmi? " Elindeki bezden yapılmış bir bebeği göstererek.
"Nerden buldun sen onu lan!! "
Küçük çocuk korku ile,
"Ş..şeyy ben yaptım abi"
"Ver lan şunu!! "
"Olmaz o benim. Vermem ki" diyerek koşuyordu küçük çocuk.
Hem koşuyor hemde gülüyordu. Abisini çok seven bir kız çocugu düşünün, her hareketini oyun sandıgı hep oyunlar oynadıgını sandıgı ama hiç acımadan onun canını yakan bir abi.
Daha sonra birinin ayaklarına takılıp düştü genç kız. Ama öyle böyle değil dizleri paramparça olmuştu. Küçük çocuk, çığlık çığlığa ağlamaya başlamıştı. Dizlerinden oluk oluk kan akıyordu ama kimse elinden tutmadı.
Babasının tek yaptıgı şey, kızının yanına eğilip bezden yapılan eski püskü olan bebeği alıp şömineye atmıştı. Ve üzerine ateş atmıştı. Küçük çocuk ağlamayı kesmiş, belki dizlerinin acısını dâhi unutmuştu. Ve öylece yanan bebeği izledi. Yanaklarında kuruyan gözyaşları kaldı geriye.
Daha sonra adam yaklaştı kızına, tutu o güzel güneşin bile değmeye kıyamadığı saçlarından, derisini kaldırıyordu resmen.
Küçük çocuk öyle böyle bagırmamıştı. Tüm korumalar dahi kıza acımıştı. Kurtarmak isteseler dahi, asla karşı gelemezlerdi. Biliyorlardı Çelebi Akça ne derse o olur du.
Küçük çocuk, artık acıdan bayılmak üzereydi.
"B...b..babaaaa , canım acıyor" diyebilmişti.
"Canın acıyor öylemi? "
Küçük çocuk neyin ne olduğunu bilmediğinden, babasının dediği şeyin Soru bağbında sorduğunu sanmıştı.
"Evet, yanıyor lütfen yapma baba. Söz bir daha bebeklerle oynamam" demişti masumca.
Ama genç adam aldırmadan kızına tokat atarak dövmeye başlamıştı.
"Lan benden karımı aldıgın yetmiyor mu? Senin yüzünden hayatım mahvoldu, birde yapacagım işlerin dosyalarını mahvetmişsin. Bir yüzüm gülmüyor senin yüzünden nalet olası"
Diyerek daha çocuk olan kızını dövüyordu acımasızca....
Aslında o dosyalar Baybars yüzünden mahvolmuştu. Ve o bebek asla bir bebek bile değildi. Küçük kız etrafında bulduğu bezleri bir araya getirmiş. Üzerine kalemle yüz çizdigi bir paçavraydı, o kadar. Ama yine bir suçlu aranıyordu ve tüm yükü birinin sırtlaması gerekiyordu belkide.
VE BUNUN GİBİ BİR ÇOK CAN YAKICI VİDEOLAR VARDI O KÜÇÜCÜK ALETE. HEPSİ YAŞAMIŞ VE GERÇEKTİ. BÜYÜMEYİ ŞİDDETLE DAYAKLA ÖGRENEN BİR KIZ ÇOCUGUNUN GÖZYAŞLARI HER HÜZNÜNDE KAYBETTİĞİ UMUTLARI VARDI O KÜÇÜCÜK ŞEYDE.
PEKİ HEPSİNİ İÇİNE ALAN O KÜÇÜCÜK ALET KADAR KUMSAL'DA DAYANIKLI MIYDI?
AMA EN ÖNEMLİSİ BUNLARI KAYDEDEN VE KAHKAHALARLA GÜLEN BİR ADET ATEŞ SOYSAL VARDI BU HİKAYEDE....
. . . BİR SÜRE SONRA OFİSTEN TÜM ÖFKESİ İLE ÇIKIP, SOLUĞU BABASI ATEŞ SOYSAL'IN YANINDA ALAN ARIK BÖKE....
Kapıdaki onu içeri almayan korumaları, hatta kapıyı açmayan hizmetlileri bile gözünü bile kırpmadan kurşuna dizerek, tüm gözü dönmüşlüğü ile Ateş soysal'ın karşına geçmişti.
Yaşlı adam oğlunu çok iyi tanıyordu. Geleceğini bildiği için hali hazırda salonda her zamanki koltuğunda elinde viskisi ile rahat tavrıyla karşıladı Arık'ı...
Genç adam gözlerinde asla pişmanlık olmayan karşısında ki adama baktı. İçinden ben bu adamın oğlu olmam desede artık çok geçti. Herşey için çok ama çok geçti.Çünkü Arık Böke, Ateş Soysal'ın oğluydu bunu Kumsal'a yaşatıgı şeylerle kanıtlamıştı....
Arık Böke babasının kanını taşıyordu. Herşeyi ile aynıydı.
. .
"Neden??? Neden baba???? Bunca şeyi neden sakladın? Neden karşı çıkmadın? Bu kız sana ne yaptı?
Arık Böke sordu içi çekile çekile sordu baba demeye bin şahit isteyen karşisinda rahatça oturan yaratığa....
Çünkü....
DEVAM EDECEK....
LÜTFEN OY VERMEYİ VE BOL BOL YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN ❤❤❤ İYİ OKUMALAR |
0% |