Yeni Üyelik
17.
Bölüm

17.Bölüm(Ben anne olamam)

@kutuptayazmisalli

Bilmediğim bir duyguyu nasıl yaşatırım...

 

Anne kelimesi bana bu kadar yabancı iken şimdi anne olmak, yaşarken ölen birine yaşıyorsun işte demek gibi bir şeydi ne garip...

 

 

" Hocam, hastanın nabzı düşüyor! Kalbi durmak üzere. "

 

"/_/_/_/_/_/_______________"

 

"Derhal 0,5 ml atenolol. Çabuk olun"

 

" Tamamdır. Yapıldı. Malesef hala yanıt yok hocam. "

 

"Çabuk olun hastanın hala kanaması var. Defibrilatör cihazını getirin. Sen kanamaya müdahale et"

 

"Peki hocam"

 

"Çalıştır 200 w "

 

"Hazır "

 

"____________________"

 

"250 w "

 

"Hazır"

 

"_____________________"

 

"270w "

 

"Hazır"

 

"______________________"

 

"275w "

 

"Hazır"

 

"________________________"

 

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

 

1 saat sonra...

 

 

Genç adam herşeyden habersiz apar topar hastaneden çıkıp villanın önüne gelmişti. Kapısı açık olan eve yavaş adımlarla ilerleyerek, salonun ortasında yerde üstü kan revan ,saçları terden anlına yapışmış, elinde içki şişesi ile Kumsal diye sayıklar bir biçimde oturan Arık Böke'nin omzuna dokunmuştu.

 

"Abi" dedi genç adam. Ama o'da biliyordu birşeyler için çok geçti.

 

Arık Böke, çaresiz ve bitkin bir ses tonunda "Enver ,herşey bitti. Artık burdan çıkış yok. " demiş ve elindeki bitmek üzere olan içkisini dikmişti kafasına.

 

Genç adam tekrar iç çekerek "Abi " demişti.

Bu sefer iç çeken Arık Böke idi.

 

"Sus Enver herkes, herşey sussun artık. Bunca zaman konuştukta ne oldu? be Enver. Hep b*ka sardık. "

 

Enver, Arık Böke'nin elinden içki şişesini almış ve , "Abi içme yeter. Hem bak! sana bir haberim var. " demişti.

 

"Enver bu saatten sonra, bana hiç bir haber yaşamak için teseli vermeyecek. Ben bunu bugün anladım. Ben ne kadar aciz olduğumu öz be öz babamın, sırf intikam uğruna beni nasıl piyon gibi kullandığını ögrendim. Hiç bir haber beni toparlayamaz. Kumsal sana emanet, buralardan gidiyorum hoşçakal!" diyerek ayaklanmıştı genç adam. Yavaşça yürüdü boş gözlerle baktı etrafa çocuklugunun her zerresini yaşadıgı eve öylece baktı. Önce derin bir iç çekti daha sonra pantolonunun sağ cebinden çıkardıgı özel yapım tütün tabakasından bir s*gara aldı , daha yeni içkinin kirlettiği dudaklarının arasına. Çakmağı çakan Enver'di. Her zaman ki gibi. Genç adam, Enver'in bu hareketine hafif sırıtmış ve uzun bir duman çekmişti ciğerlerine...

 

Enver çaresizce "Nereye abi!? " dedi çakmagını cebine koyarken.

 

Arık Böke, çektiği dumanın nerdeyse hiç olmayan kısmını kafasını yukarı kaldırarak geri vermiş ve "Gidiyorum Enver. Birilerinin benim yüzümden zarar görmeyeceği bir yere. Benim gibi Ş*refsizin tek yeri mezar ama beni toprak kabul edermi orası da meçhul ya. " demişti.

 

Arkasına bile bakmadan gitmeye yeltenen Arık Böke'ye karşı"Abi sen gidersen, bir gün yiğenim babasını sorarsa ne diyeceğim ona? Babam nerde? amca derse nasıl teselli vereceğim yiğenime" demişti tek nefeste.

 

Dudaklarının arasından kayıp düşen s'garasının ardından bir hızla arkasında konuşan genç adama dönmüştü.

 

"Ne! Y..y.. Yoksa? " demişti sesi çatlar bir biçimde. Arık Böke, en aciz anlarını yaşıyordu resmen. Önce babasının ihanetini ögrenmişti,şimdi ise baba olduğunu ögrenmişti.

 

Enver fazla dayanamayıp, Arık Böke'nin omuzlarından ite ite, bağıra bağıra "Evet Arık, baba oluyorsun. BABA OLUYORSUN LAN! DUYDUN MU? BABA OLUYORSUN. KUMSAL HAMİLE" demişti.

 

"Ben baba, baba ben, ben, baba, baba oluyorum ben. Ağğğğ!!! " demiş ve yanında duran sehpayı tekmeleyerek,

"Hak etmiyorum lan ben bu mutluluğu. Benim gibi bir p*ç bu kadar mutluluğu asla hak etmiyor. " demiş ve etrafında ne varsa kırıp dökmeye başlamıştı.

 

Enver,genç adamı sırtından sıkı sıkıya tutmuş ve kendine zarar vermesini engellemişti."Arık Böke dur! Dur yeter. Kes artık hiçbir şey için geç değil. İnan bana asla geç değil. Kuş hala yaşiyor hemde iki canlı ellerinde ölmesine izin vermedın o hala yaşiyor. Hadi gıdelım Kumsal'a "demişti.

 

İki genç'te ayaga kalkmış, ve evden çikmak için hamle yapmıştı ki, Arık Böke aynadan kendi yansımasını görür görmez naletler okuyup kendini banyoya atmıştı. Hızla duşunu almış, saçlarını yapmış ve Kumsal'ın, kendinde en sevdiği parfümünü sıkmıştı. Nerden biliyor derseniz ,Arık Böke her gelişinde Kumsal'ı banyoda bu parfümünü kokladığını ve sürekli sıkmasını için ona uzatıgını hatırlamıştı. Tabi bazı geceler yanına kıvrılarak saçlarını severek uyumasınıda hatırlamıştı. Bunlar genç adamı tebessüme boğsa da gerisinde gelen acı sonlar yüreğinde kor alevler bırakamaya yetmişti bile. Fazla uzatmadan hızla çıkmıştı odadan aşagıda salonda ellerinde çiçek ve hediye paketi ile bekleyen Enver'e yaklaşarak,

 

" Hadi Enver gidelim "demişti düz bir tonda.

 

İki genç'te konuşmadan çıkmıştı evden ,hastaneye yol almışlardı.

 

 

2 SAAT ÖNCE KUMSAL'DAN...

 

Yemyeşil bir ormandı burası ve etrafı bir sürü rengarenk güller ile çevriliydi. Kuş cıvıltıları etrafı esir almıştı resmen. Güneş en tepede etrafında ki her canlıya ışık oluyordu. Ne güzel bir yer ve gündü böyle. Genç kız ilk kez böyle bir yerde bulunuyordu neresiydi burası diye düşündü. O sırada arkadan bir ses yükseldi, genç kız arkasını döner dönmez yıllardır gelmeyeceğini bildiği halde yollarını gözlediği annesi ile karşılaştı.

 

"Kumsal kızım burdasın,hadi gel yanıma"dedi kadın.

 

Hiç olmadıgı kadar var gücü ile koştu annesine genç kız, sımsıkı sarılmış ve "Anne, Annem canım annem. Yıllar sonra tekrar yanımdasın. Beni bıraktığını sanmıştım. Unutmadın demi beni" demişti.

 

Genç kadın kollarında olan kızının saçlarını öpmüş ve kendinden ayırarak baştan aşağı bakmıştı kızına, "Kızım, güzel kızım benim. Büyümüşsün. Ama bu halinde ne? Kim üzdü benim güzel kızımı? " dedi kadın Kumsal'ın vücudunda ki yaraları görür görmez.

 

Genç kız yine döktü inci tanelerini, ve

"Anne çok canımı yaktılar. Beni hiç sevmediler. Sen olsaydın asla izin vermezdin bana vurmalarına, sen yaşasaydın belki babam da beni severdi. Ama ben yine de onları çok sevdim. Bir kez olsun gülseler yeterdi bana. Şu hayatta beni seven bir adam vardı ,oda gitti artık kimse yok. Ben katilmişim anne ,senin katilin. Annesinin k@tili olan bir kız acı çekmeyi hakedermiş, sevmeyi değil. Ama anne ben senin @lmeni istemedim ki eğer elimde olsaydı, kendimi feda ederdim.Anne ben güzel kokmuyorum babam hep söylüyor . Ben kan kokuyormuşum senin kanın. Ben senin @lmene sebep olan kötü bir kızmışım." dedi annesine sitem eder şekilde.

 

Genç kadın durduğu yere oturmuş ve Kumsal'da bacaklarına yatırmış ve yıllardır yolunmaktan bitap düşmüş saçlarını tek tek severek,

"Ben seni herşeyden çok sevdim kızım. Baban bana söz vermişti, seni çok sevecek ve benim yokluğumu aratmayacaktı hani ,demek sözünü tutmadı. Ya abin, kardeşini koru ona sahip çık birlikte büyün demiştim. O sözünü tutu mu? Ben seni görmeyi kucağıma alıp emzirmeyi çok istedim ama olmadı. Bir kez olsun kokunu içime çekmek nasip olmadı yavrum affet. Allah'ın taktiri. Ben seni yaşatmak için canımdan vazgeçmişken, geride kalanların sana zulm etmesi çok canımı yaktı kızım,affet beni. Sen kan kokamasın sen daha süt bile kokmayı bilmemişken."demişti.

 

Genç kadın okşadı,genç kız agladı.

 

"Anne senin bir suçun yok ki. Ben babamı çok sevdim. Hergün yollarını gözlerdim senin mezarından bir tutam taze toprak getirir ve odasında ki kutuya koyardı. Bende hep o toprağı koklar senin kokunla uyurdum. Babam çok güzel kokuyo anne biliyormusun? Hem baba hem anne gibi. En çok canımı yakan şey abim çevremdeki herkese abi oldu ama beni hor gördü. Kaldırımda oturur onu seyrederdim teneffüste o hep birlikte arkadaşları ile güler eğlenirdi. Ben yapayalnızdım, hiç kimse benimle arkadaş olmazdı abim yüzünden. Hep okula yalnız gelir geride yalnız başıma konuşa konuşa eve giderdim. "

 

"Elimden bir şey gelmez ki yavrum. Kaderimizi değiştiremem. Bunca yaşanan şeyleri sana unuturamam yaralarını saramam. Peki ya eşin, o çocuk seni seviyor mu? Nasıl biri eminim seni pamuklara sarıp seviyordur. Benim güzel kızım evlenmiş yuvasını kurmuş daha ne isterim. "

 

"O beni hiç sevmedi anne. Babam beni okuldan alıp,ona verdi. Yapmadığım bir şey yüzünden sürekli acı çektim. Beni kötü kadın olarak bildi herkes ,ama ben temizdim anne, kimse kirletmemişti ki beni. Ama ne babam ne abim ne de Arık inandı. Yine ağladım hep seni diledim Allah'tan. Bir kez olsun gelip beni bu acıdan kurtarmanı istedim. Ama seni her istedikçe canım yanmaz oldu anne. Sen gelmedin ama sanki her yaramı tek tek ellerinle sardın sanki. Ve şimdi burdasın artık kimse bana bir şey yapamaz demi anne? Artık hiç ayrılmayacağız ne olur söyle anne"

 

"Burda küçük bir can var yavrum. Yavrumun yavrusu olacak. Ben görmeyeceğim belki ama sen güzel bir anne olacaksın. Ve şimdi hayatında seni seven biri olacak sana sevmeyi sevilmeyi gülümseyip mutlu olmayı ögretecek. "

 

"Gerçekten bunları görecek miyim peki? Anne kelimesini bile bilmezken nasıl anne olurum ben O'na. Ya mutlu olmayı beceremesem? "

 

"Hadi kızım artık gitme vakti. "

 

"Sen gelmiyor musun anne? "

 

"Ben gelemem kızım, ben yıllar önce gittim hayatından. Ve şimdi çok uzakta torunum seni izliyor olucam. Ama yanınıza gelemem"

 

"Anne gitme yine bırakma beni anne anne ANNE"

 

"Hoşçakal güzel kızım gitmek zorundayım. "

 

..........

 

"Hocam bu 10. denemeniz hasta hala cevap vermiyor"

 

"Olsun tekrar 280 w çabuk"

 

"Hazır"

 

"_________/_/_/_/_/_/_/_/_/_/_"

 

"Hocam hastanın nabzı normale döndü."

 

"Ohh!! Çok şükür hemen tapon yaparak hızlıca dikişi atalım çabuk olun"

 

"Peki hocam "

 

☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆☆

ŞİMDİ Kİ ZAMAN...

 

Arık Böke hastaneye giriş yapmıştı. Hızla ameliyathanenin önüne gelmiş ve doktorun çıkmasını bekliyordu.

Yarım saat ona bin asır gibi gelmişti bile.

 

Doktorun çıkması ile oturduğu yerden kalkması bir olmuştu genç adamın.

 

"DOKTOR KARIM NASIL? "

 

"Lütfen sakin olun. Kumsal Soysal'ın eşi olmalısınız değil mi? "

 

"Evet benim karım iyimi? "

 

"Evet gayet iyi ameliyat başarili geçti. Hem anne hem bebekler gayet sağlıklı geçmiş olsun. Eşiniz çok güçlü bir kadın kalbi durmasına rağmen zor bir ameliyatan kurtuldu. Birazdan normal odaya alınır. "

 

diyerek ordan ayrılan doktorun ardından yüzü düşen Arık Böke'yi görmüştü Enver, koşarak geldi abisinin yanına.

 

"Abi yengem iyi mi? Ne oldu? Betin benzin atmış ıyımısın? "

 

"Kalbi durmuş, Kumsal'ın kalbi durmuş lan! Ameliyat sırasında zor döndermişler. Hep kırılan paramparça edilen o küçük kalbi durmuş Kumsal'ın. Şimdi ikiside iyimiş hem çocugum hem karım ama ben niye hala mutlu değilim Enver söyle? " demiş ve Kumsal'ı beklemek için koltuğa oturmuştu.

 

Enver zorda olsa,

"Son pişmanlık fayda etmez çünkü"

 

diyerek uzaklaşmıştı ordan genç adam...

 

DEVAM EDECEK...

 

BUGÜN İÇİN SON BÖLÜM BİRAZ BEĞENİ VE YORUM SAYISI ARTARMASINI İSTİYORUM.. ❤❤

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen ❤🖤

Loading...
0%