@kutuptayazmisalli
|
Öncelikle hikayeye geçmeden birşey söylemek istiyorum. Aslında bu hikaye 12.bölümden sonra ki yerleri silinip tekrar yazıldı. Wattpad'da olanlar bilir. O yüzden bazı yerlerde oynama var diyosunuz ya nasıl 3 yıl oldu işte böyle. Ben zaman kavramlarını yazarken yıl belirtmeyi atlamışım sonra dönerim o kısma ama siz bilin yeter. . . .
Arık bayılan karısını kucaklar kucaklamaz hemen hastaneye getirmişti. Genç adam ne yapacağını şaşırmış bir vaziyete hastahane koridorunda öylece volta atıyordu. İçinden bu güne kadar asla dua bilmez adam dualar ediyordu Allah'a. Enver ise hastanede ki tüm doktorları Kumsal'ın başına yığmıştı. Neler olup bitiyordu içerde, kimseler de birşey demiyordu . Genç adamın aklı başında değildi. Ne olmuştu da bu hâle gelmişti? sevdiği kadın.
Enver koşarak gelmişti, düşünceler ile boğuşan adamın yanına.
"Abi! Buldum" dedi nefes nefese.
"Kim? " diyerek oturduğu yerden hiddetle kalktı Arık.
Enver elini Arık'ın omzuna koymuş "Abi sakin ol önce. " demişti ama genç adam öyle bir savurmuştu ki Enver'in kolunu genç adam duvara doğru sendelemişti.
"Soyunu sopunu ters yatırıp düz s*kerim Enver.".. dedi hala üzerine yürür bir biçimde.
Genç adam başını yere eğerek, " Hande " dedi.
Enver'in söylediği isim ile genç adam dumura uğramıştı.
"Getirin o s*rtüğü bana "dedi öfke ile.
"Tamam abi"
Enver , koşar adımlarla genç adamın yanından ayrılmıştı. Arık Böke tekrar aynı hiddetle oturdu koltuğa.
"Eğer karıma ve çocuklarıma birşey olursa Hande seni kendi ellerim ile *ldürecegim"
demiş ve Doktorların çıkmasını beklemişti...
. . .
1,5 yıl önce Soysal Holding
"Anlamıyor musun? hamileyim diyorum baba olacaksın diyorum"
"Bak Hande! Ben buna hazır değilim. Zaten başımda bir s*rtük var. "
"Beni onunla bir mi tutuyorsun? "
"Hayır ama bu bebeğe de baba olamam eğer benimle hala birlikte olmak gibi bir niyetin varsa aldır o bebeği"
"Ne? "
"Duydun işte aldır ve devam et. Yada kendi başına ne halt yaparsan yap. Babam zaten bir @ruspu ile evlendirdi beni şuan onun derdinden bu bide bunu düşünemem. "
. . .
2AY ÖNCE Sicilya'da...
"Ne demek oluyor bu Arık? sırf sen istediğin için birlikte olalım diye ben bebeğimizi aldırdım. Ama sen? "
"Uzatma işte bitti. Artık yanıma bile yaklaşma"
"Niye ha niye? Tamam önce Selma vardı sevgimi içime gömdüm ama sonra bir ümit seninle oldum. Tam yüzüm güldü derken o sürt-
" Sakın! Sakın ha karıma öyle bir imâ da bulunma. Yoksa"
"Öyle mi? Bunca zaman yanında yemediğimiz halt kalmayan, en büyük zevk oyuncağın olan ,yaşatmadığın her türlü işgenceler kalmayan karın Kumsal'mı ? Çok yazık"
Arık, Hande'nin bu sözlerinden sonra genç kadına sert bir tokat atar. Genç kadın yüzüne aldığı darbe ile masaya doğru savrulur. Yüzünü tutarak hızla Arık Böke'ye döner ve .
"Başka birimi var diye sormayacağım. Sadece tek merakım o zavallı kız senin gibi bir şeytanı nasıl affeti sadece ona yanarım. Unutma Arık zaman kendini tekrarlar ve o gün geldiğinde yaşatığını yaşamadan geberip gitmezsin merak etme" der.
Genç adam öfkeyle " Bana bak bir daha karşıma çıkma eğer çikarsan bu kadar merhametli olmam Hande şimdi defol git. " demişti eli ile kapıyı göstererek.
Hande tam gideceği sıra, sehpanın üzerinde duran bebek patikleri ve tablette açik olan bebek fotoğraflarını görür görmez. Yüreğini tutmuş ve yutkunamamıştı. Arkasını dönmeden,
"Demek baba oluyorsun? Arık. Hemde o kızdan bir çocugun olacak, ne mutlu. Ama şunu unutma!kız çocukları annelerinin kaderini yaşadıkları gibi ,erkek çocuklari ise babalarının günahlarını çekerlermiş. Ümit ederim ki onlar yaşamaz. "
demiş ve orayı terk etmişti.
. . .
Şimdi ki zaman Hastane...
Kısa süre sonra doktor çıkmıştı. Arık oturduğu yerden irkilerek kalkmış hemen ardından doktorun önüne gelmişti.
Vücudunu esir alan endişe ile "Doktor karım iyi mi?diye sormuştu.
Doktor derin bir nefes alıp vermiş ve,
" Evet g...ga...gayet iyi " demişti.
Doktor'un bu denli tedirgin bir şekilde cevap vermesi Arık Böke'yi korkutsa da. Genç adam bu sefer karşisinda endişe ile kavrulan doktora tekrar sordu.
"Doktor ya çocuklarım" dedi. Birşey vardı ve ne olduğunu bilmiyordu.
"Bakın buraya geldiğinde Kumsal hanımın kanaması çok fazlaydı ama kanamayı durdurduk, bebekler gayet iyiler korkmayın birazdan normal odaya alınacak o zaman görebilirsiniz eşinizi geçmiş olsun Arık bey" dedi doktor. Ama doktorun bu sözleri söylerken bile normal değildi yüz ifadesi. Birşey vardı ortada ama Arık bilmiyordu. Doktor ordan ayrıldı. Arık yine yalnız kaldı bomboş ıssız koridorda...
. . . .
10 dk önce ameliyathane..
Kumsal ve Doktor...
"Kumsal hanım bakın bunu nasıl söyleyeceğim bilmiyorum ama....
" NE? Nasıl olur. Doktor başka yolu yokmu? "
"Üzgünüm eğer bu.... Korkarım ki bu pek mümkün değil"
"Hayır kabul etmiyorum. Ve bunu eşim Arık Böke'ye söylemeyin lütfen. "
"Peki ama "
"Lütfen"
Doktor başını yere eğerek çıkmıştı genç kadının yanından.
Buraları eksik yazdım çünkü finale yakın zamanda net konuşmayı yazacağım. . . .
ŞİMDİ Kİ ZAMAN...
Arık ellerinde siyah ve beyaz güller ile girmişti içeri. Bu güller annesinin en sevdiği güllerdi. Arık'ın bu hayatta ilk sevdiği kadın annesiydi onun için canını verirdi. Bu hayata annesi kadar değerli olan geçte olsa değerini anladığı çocuklarının annesi olan kadına almıştı bu gülleri.
Siyah ve beyaz güller...
İnanışa göre karagül, şeytanın gülüymüş ve kimse ona dokunmazmış. Ancak karagül bir gün bir kıza madalyon olarak gözükmüş. Kız madalyonu sahibine vermek için eline alınca, şeytanın gülüne dokundu diye kızı cadı ilan etmiş halk. Ve kızı çarmıha gerip taşlayarak öldürmüşler.
İnanışa göre Beyazgül Afrodit, sevgilisi olan Adonis kasığından yaralanıp öldüğü zaman yanına koşar ve bir dikene basar. Akan kan Afrodit'i simgeleyen beyaz gülü kırmızıyla renklendirir.
Bu hikaye'de Siyah gül Arık'tı. Beyazgül olupta tüm yaşantısı k@na bulanıp kimliğini yitiren de Kumsal'dı.
Arık baştan sona siyahtı. Fakat Kumsal ise Beyaz doğmuş ama hayatı boyunca beyazdan çok birçok renge girmişti. Ne yazık...
Yavaş adımlarla uyuyan karısının yanına adımladı. Gülleri sehpaya bırakmış ve Kumsal'ın anlından öpmeye yeltenmişti. Fakat genç kadın bir anda irkilmişti. Üstüne birde Arık'ı öyle görmesi korkmasına ve ellerinin yüzüne siper etmesine yol açmıştı.
"Dur lütfen vurma! " dedi genç kadın ağlamaya yüz tutmuş bir ses tonu ile.
Arık geri çekilmek yerine genç kadına daha da sokulmuş,alnını kaplayan ellerini tek tek öpmüştü. Evet bir zamanlar tek tek kırdığı parmaklarını öpmüştü. Daha sonra daha da eğilmiş ve karısının belli olan karnına sarılarak sessizce,
"Özür dilerim yavrularım özür dilerim affedin babanızı. B*mb*k bir hayatım varmış ta bilememişim. Anneniz beni o kör kuyulardan çekip çıkaracak ip miş meğerse ama ben bilip bilmeden o ipi kesmişim her defasında düğüm atarak hemde. " demişti ağlayarak.
Kumsal yüreğinde anlam veremediği bir acı ile gülümsedi. Neydi bu dedi içinden. Hayat böyle mi gülüyordu ona?.
Ya yaşadıgı onca şey affedilirmiydi? İşgenceler ve eziyetler bitmiş miydi ?
Peki ya neden mutlu değildi kumsal?
Hala acı çekebilir miydi bir insan? Yıllarca hayalini kurduğu aile gerçek oluyordu sonunda.
Ama genç kadın hala mutluluğu haram sayıyordu kendine.
" Arık çocuklarımıza çok iyi baba olacaksın değilmi? Babam gib-
Genç kadının sözünü, dudaklarına koyduğu elleri ile kesmişti.
"Sakın! Beni ortalıkta baba diye gezen bir ş*refsizle karşılaştırma. Bilmiyordum ulan bilmiyordum nalet olsun ki sana yaptığı hiçbirşeyi biliyordum. Eğer söyleseydin-
Bu sefer sözü kesen Kumsal, sözü kesilen Arık'tı.
" Ben sana geldiğim ilk günden beri k@hpe değilim dediğim halde bana inanmadın. Hergün işgence yaptın. Babam gibiydin belkıde daha beteri. Canımı yaktın .Arık sen bana hiç inanmadın ki. " dedi gözü yaşlı kadın.
Genç adamın söyleyecek bir sözü yoktu. Biliyordu haksızdı. Ne yaparsa yapsın Kumsal tarafından affedilmese de yeriydi.
Genç adam olduğu yerde dikilmiş.
"Peki Kumsal ama kalbinde bu Allah'ın aciz kuluna yer varmı? Bir umut ver ne olursun bir umut verki nefes alâ bileyim. " demiş ve hemen ardından karısından gelecek olan cevabı beklemişti.
Kumsal önce camdan gökyüzüne bakmış daha sonra derin nefes almış ve
" Seni affediyorum Arık Böke Soysal ama şu ki seni affetmem sadece ahirete karşıma çıkmanı istemediğinden. Ahım olsun ki yaşadığın hergün vicdanın sana rahat vermesin. Hergün her sabah her gece ahımla yaşa"dedi kadın. Adam razı geldi.
Arık hazırdı acı çekmeye. Yeter ki kumsal yanında olsun. . . .
Bir süre sonra genç kadını kolları arasında alarak uyutmuştu genç adam.
Uzaktan biri görse ne mutlu çift derdi. Oysa neler yaşamışlardı.
Genç adam, bir zamanlar acımadan yoldugu karısının saçlarını hem seviyor hemde tek tek öpüyordu. Kokusunu da içine çekmeyi ihmal etmiyordu tabi. O sıra Arık'ın telefonuna bir arama geldi.
Genç adam titreyen telefonuna baktığında Enver'in aradığını fark etti.
Genç adam gögüsüne yatırdığı karısının başini yavaşça yastığa koymuş ve ayağa kalkarak sessizce telefonunu açarak Enver'e cevap vermişti.
"Söyle Enver"
"Abi haberler iyi değil"
"Ne oldu? Söyle Enver. Ben daha sabah demedim mi şu lafları yarım yarım söyleme. "
"Abi telefonda olmaz. Ben zaten burdayım koridorda bekliyorum abi"
"Tamam kapat geliyorum . "
demiş uyuyan karısının alnından ve karnından öpmüş ardından üzerini örterek çımıştı dışarı.
Koridorda endişe ile bekleyen Enver'i görür görmez,.
"Söyle çabuk ! Uzatma" dedi net bir ses tonu ile.
"Abi Hande ölmüş "
"Ne? Nasıl? "
"Abi Hande kendini asmış hemde kendi evinin salonunda"
"Demek benim onu öldürecegimden korktu kendini astı demek @ruspu"
"Pek öyle değil abi "
"Nasıl değil oğlum? "
"Abi Hande 2 hafta önce asmış kendini. Telefonu ve bazı eşyalarıda kayıp. Polis takibe almış intiharmı yoksa cinayet mi diye"
"Peki kim ögrnebildin mi? Kim nasıl yapar ki? "
"Baybars Akça"
Devam edecek...
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayin lütfen ❤ |
0% |